bugün

insan, en rahat olarak ikinci el kitapları sokar hayatına. ikinci el bir insanı hayatına sokmanın zorlukları, ikinci el bir araba, ikinci el cep telefonu. şöyle bütün ikinci ellerimizi düşününce; şahsen ben kendi adıma hayatımın ikinci elleri arasında bir tek kitaplar konusunda hayıflanmam. çünkü öyle bir şey ki kitap, ne kelimesi çalınabiliyor ne virgülü eksiliyor, ne de ünlemi ters çevrilebiliyor. hatta ikinci el kitaplar kimi zaman insanı mutlu ediyor. bir kelimenin altına atılmış bir çizgi, bir cümlernin sonuna atılmış ünlem veyahut sayfanın solunda taaa aşağıya kadar indirilmiş bir çizgi...

hangimiz günün birinde bir duvara kendi ismini yazmadı, bir ağaca, harcı taze bir betona. nice ağaçların gövdesini yaralamışımdır. sahi insan neden böyle bir şey yapma gereği duyar? sevdiği şeylerin adını neden bir yerlere acı çektirerek kazır. ki, şair de demiş ya "senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım". bu notlar, ben de hep hüznü çağrıştırır, nerde bunları görsem başka insanların hatıralarına ortak olur gibi hissediyorum kendimi ve mutlaka bir hüzün peyda oluyor içimde bir yerlerde.

özellikle, ikinci el kitapları daha bir heyecanla okuyorum. çünkü insan, kendisinden önce bu satırları okumuş birinin neler hissettiğini acayip merak ediyor. örneğin dün gece okuduğum kitapta bir sayfada benden önceki okuyucunun "dimağ" deyip, karşısına "akıl" yazdığını gördüm. kitap hayli eski. belli ki kitabı okuyan kişi henüz "dimağ"ın anlamını bilmiyormuş. tebi bu okuyucu hakkında çok az da olsa fikir yürütmemi sağladı. yaşının ufak olduğunu düşündüm, ama kıskandım bir yandan da benim otuza gelipte okduğum kitabı o belki çok çok ufak bir yaşta okudu. tabi tamamen yanlıyor da olabilirim. ama neticede bir düşünceye kapılıyor insan... bu notlar insan kimi zaman güldürür, kimi zaman hüzünlendirir kimi zaman da bilgilendirir. o yüzden oldum olası ikinci el kitaplara bayılırım...
"şu an bu notu yazıyorum. bu kitabın benden sonraki sahibi şunları unutma; bu notları yazarken boş yere, laf olsun diye yazmıyorum buraya. az saksıyı çalıştır. esrarengiz adamım olm ben. saat 23 civarı. tek başıma kaldığım, tek gözlü odamda, mum ışığında yazıyorum. duvarımda garip figürlerin olduğu tablolar, değişik semboller var. ben sadece düşünürüm. elimde ikiyüz kitap olduğunu varsayarsak ve bunların hepsi ikinci el var sen anla. benim işim bu. sizi kuşkuya düşürmek, düşüncelere sevk etmek. atlamadan söylemeliyim ki bir de şu altını kırmızı kalemle çizmek durumu vardır. öyle ibnece bir satırı çizerim ki bir bok anlamazsın. defalarca okuyorsun dimi o satırı sanki bir şey saklı gibi. yok işte olm sana kıllığına çizdim onun altını neden anlamak istemiyorsun? hiç mi düşünmüyorsun?

bir çift sevgi sözü yazsam sanırsın ki vay be mecnun gibi adammış. kim bilir nasıl sevmiştir. orospu karı nasıl kıydın böyle duygusal adama da bırakıp gittin. bu satırları yazarken nasıl bir ruh halindeydi, nasıl bir ortamdaydı diye düşünürsün, ben de öyle olmak istiyorum dersin biliyorum ben seni...

ben hep buradayım, kitaplara not düşmeye ve özellikle bazı satırların altını kırmızı ile çizmeye devam edeceğim. kafanı fazla yorma o notu da düşen bir insan en nihayetinde. hadi selametle."
canım kardeşime doğum günü hediyem.
bu kitapların önemli bir kısmı sahipleri öldükten sonra çocukları tarafından falan satılıyor olmalı. bu durum başlı başına hüzünlü zaten.

fakat okunmayıp bir köşede terkedileceklerine kitap okumayı seven, kitaplara gereken değeri veren insanların eline geçmeleri çok daha güzel tabi...
Kitabın kıyısında köşesinde yazan notlardır.
(bkz: Sectumsempra)
Bilenler bilir efendim.
maeve binchy'nin aşkı yarın yaşacakasın kitabının son sayfasında 'bir umut okudum hiç bi' şey olmadı'
söz konusu olan ders kitapları ise hayatı öneme sahip notlar barındırabilir içerisinde. Hatta gidişata göre kitap bırakılıp sadece o notlara bile çalışılabilir. Bazen ise bir aşk acısı izleri bazen de derste sıkılma sonucu arkadaşla edilen muhabbetin ayrıntılarını öğrenebilirsiniz bu notlardan. Hatta eski kitap sahibinin sapıkligına bağlı olarak kız numaraları bile bulunabilir
şimdi 132. sayfada karakter öld...
pardon spoiler verdim.
--spoiler--
ikinci el kitap alan okuma azimli genç farkettiysen kitabın 136-137 sayfaları yok. okulla birlikte pikniğe gittiğimizde çok sıkıştım ve bu sayfaları tuvalet kağıdı olarak kullandım. diğer sayfalara da bulaştıysa kusura bakma.
--spoiler--
insana şaşkınlık veren bazen ise gülümseten notlardır.
ben burun bokuna rastlamıştım bi keresinde. kitabı bir kenara bıraktım, yerimden kalktım öyle camdan baktım falan...
yazarın imzası bulunan notlar da oluyor bazen, pek bir güzel oluyor. elimde turan dursun imzalı bir kulleteynvar misal. çok da naif bir not düşmüş. o kitabı ikinci elciden 5 tl ye aldığıma hala inanamıyorum.
"müzikalitesi var bak, düzgün oku. kırmıyım ağzını yüzünü."
görünce çok güldüm. ahaha.
bazen sizi gözyaşlarına boğan, ellerinizi titreten notlardır.

tesadüfen bir kitap gördüm akmar'da, adı ilgimi çekince bakayım dedim. çevirmeni asım bezirci çıktı, sivas katliamı'nda yakılan, katledilen aydınımız. zaman aşımından düşen davanın hemen öncesinde bulmuştum hem de bu hazineyi... artık eskimiş kitabı ellerim titreyerek açtığımda, içinde yakılan eşinin çevirdiği kitabı arkadaşına ithaf eden bir not buldum. o kitabı o sahaftan aldım gözyaşlarımı bastırarak. sonra koyverdim gitti.

anılarıyla, artık benim bu kitap.
görsel
ilginç notlardır. bazen güldürür, bazende anlamsızdır, şaşırtır. akmar'da bulduğum 1980 dönemine ait bir kitap bayağı ilgimi çekmişti. kitap, o dönemde ülkücü gençleri gaza getirmek adına yazılmış, karşı psikolojik söylem niteliği taşıyan bir eserdi. adıda mao'nun zindanları.

kitabı aldım haliyle meraklı meraklı okurken orta kısımlarım birinde yarım kalan paragraf dolayısıyla bir boşluk vardı sayfada ve aynen şu not düşülmüştü.

--spoiler--
tokat yurdundaki tikkocu çocuğu akşam vurdum,sayende karakolda fazla sıkıntı yaşamadım, sağol reyiz.
--spoiler--


kim bilir kimdir. belki ölmüştür o yıllarda, belkide cezaevinde işkence görmüştür. ilginçtir.
ikinci el kitapları alırken dikkat ettiğim, özellikle olsun istediğim notlardır. Bazen işaretledikleri yerleri okurken ne hissedip beğendiklerini, okuduklarının yaşattığı hangi duyguyla işaret koyduklarını hayal ederim. Bazen şunu işaretleyen yanımda olsa, hayatımda olsa keşke derim.
kimisi kitabı bırakmanıza neden olan notlardır. aldım kitabı (katil kim kitabı, gerilim, soru işaretleri filan) ilk sayfası yana yazmış adam ''katil coni''. anlam filan kalmadı tabi bıraktım.
''bu bölümden etkilenmezsen tekrar oku , etkilenmezsen aptalsın okuma birdaha kitap falan''

atsızın ruh adam kitabında karşılaştığım not , gözlerim doldu okadar güzel bir bölümdüki gerçekten.
dedemin kitaplığından. şifalı bitkiler kitabı, lokman hekim. sayfa;63 iktidarsızlık başlığı yanında çarpı işareti.
eski bir tanıdık vermişti hediye olarak, kitabın her sayfasında onu seviyorum yazıyordu kitabı okudum sonra bende kalmasını istemediğim için verdim, hiç konuşmadık sonrasında, ne yapıyor bilmiyorum