bugün

şöyle azcık oturup kafa patlatınca kedilerin hiç de masum olmadığını anlayacaksınız.
öncelikle hadis denilen efsaneye bir bakalım:
"anlatılanlara göre peygamber efendimizin kedisinin ismi müezza ' dır.. hz. muhammed kedisi müezzayı o kadar çok severmiş ki, müezza bir gün sedirde oturan hz. muhammedin giysisinin ucunda uyuya kalınca kediye kıyamayan hz. muhammed, giysisini keserek sedirden kalkmayı tercih etmiş."

ancak genellilikle küçük çocukların bilmeden kedilere eziyet etmesinin engellenmesi için kuşaktan kuşağa anlatılan " hikaye " kıvamındaki bu öykü hazreti muhammed'in kedi sevgisini tam açıklamaz. esasen bu kedinin nitelikleri de pek bilinmez.. ev kedisi midir, sokak kedisi midir, " sırtı sıvazlanan " ve bu andan sonra kedilerin hep dört ayak üstüne düşmesini neden kedilerin atasının o olup olmadığı hep merak konusudur.

şimdi gelelim gerçeğe:
efendim evim çatı katındadır. ara ara havalansın diye balkon kapısını açarım. yazın da başıma geldi dün de.
yazın olayı es geçsem bile dün başıma gelen hadise çok ilginçti.
kurban bayramı için sağolsun ev sahibi et göndermiş. ev arkadaşım da eti buzluğa atmış. eti bir kavurayım karnımı doyurayım diye heveslendim. daha hızlı çözünsün diye dışarı koydum odama geçtim. o da ne! kedi balkondan girip mübaret kurban etini çalmış! bugün balkona çıktığımda tekrar gördüm. ibne 2 parça et çalmaya çalışmış ama birini balkonda düşürmüş.
ulan hani sen mübarektin! ne diye mübarek eti çalışıyorsun o zaman!
yav zaten kedinin ömrünün yarısı yemekle yarısı uyumakla geçiyor..
kediyi sal sokağa acıkınca gelir kapına. kedi de besledim bilirim huylarını. çok nankör hayvanlardır.
kedi ile köpeği kıyaslayın kedinin karakteri vardır, hülasa köpeği nasıl beslersen öyle olur. ama kediyi istediğin gibi eğit besle o kediye karakter kazandıramazsın. acıktı mı yapışır paçana!

efsaneye göre hz muhammed de ömrünün yarısını uyku ile geçiren bir hayvanı uyandırmamak için neler yapmış!?
azcık kafa patlatın aklınız alıyor mu hiç!?

not:mekkesporluyum.
(bkz: kedi canını senin)
belediyeden mesaj geldi:
"eşgalini verdiğiniz kedi bu muydu" diye.
kedi çarpılmış mübarek eti çaldığı için:
görsel
insana efendi ol haddini aşma dedirtir. ayrıca (bkz: saçma sapan konuşma la)
çok önemlidir.

o kadar önemlidir ki müslümanların kutsal günü'nün cuma oluşuna bile bu kedi sevgisi etki etmiştir.

zira kur'an yazılırken kah sümerlerden, kah mısırlılardan, kah yahudilerden yapılan alıntı harmanları içine bir de iskandinav mitolojisi karışmıştır.

"lan iskandinavya nire, arabistan nire" deme hemen az sabret.

iskandinav kültüründe bereketi sembolize eden kediler için bir gün tertiplenirdi.

bu tören, çok tanrılı dönemde kedi kafalı tanrıça olan "frejya" ya ithaf edilirdi...

ingilizce'de cuma günü anlamına gelen "friday" ve almanca da da aynı güne ad olan "freitag" sözcüklerinin kaynağı, norveç dilindeki kutsal "frejya günü" dür.
böylece kedi olayında iskandinavlardan etkilenen islamiyet'te de kedilere işkence yapılmasının yasak olması, kedi alım satımının yasaklanması, kutsal günün cuma günü olması da bu eski iskandinav tanrısı frejya'ya bir saygı gösterisi olsa gerek.

öptüm heryerlerinizden...
görsel
ona bakılırsa yaklaşık 2 ay önce bir sokak köpeği -evet yanlış duymadınız sokak köpeği!- bir kadını tecavüzden kurtarmıştır.
olaya göre, antalya'da geç bir saatte işten çıkıp evine giden kadına yolda köpek musallat olur. yoldan geçen bir bisikletli adam kadını köpekten kurtarır. daha sonra sarkıntılık etmeye başlar. olumlu yanıt alamayınca tecavüz etmeye kalkar. daha sonra da köpek gelip adama saldırmış ve kadın tecavüzden kurtulmuş.
sonuçta ölümden döndürmese de namusunu korumuştur.
ama köpeği havaya atınca sırtı yere geliyor işte. orası çok iç burkutuyor..
hz muhammed'in hayvan sevgisinin ve hayvanlara karşı olan merhametinin göstergesi olan sevgidir.
--spoiler--
anlatılanlara göre peygamber efendimizin kedisinin ismi müezza ' dır.. hz. muhammed kedisi müezzayı o kadar çok severmiş ki, müezza bir gün sedirde oturan hz. muhammedin giysisinin ucunda uyuyakalınca kediye kıyamayan hz. muhammed, giysisini keserek sedirden kalkmayı tercih etmiş.

müezza çok muhtemelen bir sokak kedisi... mekkenin kavurucu sokaklarından hz. muhammed(s.a.v)'in ilgisi ile kurtulmuş. kendisi de sıkı bir kedi dostu olan ve hadisleri aktaran ebu hureyre(anlamı: kedi babası) hz. muhammed(s.a.v)'in kedilerin ticari alım satımını yasaklattığını söyler.

yine onun vasıtasıyla aktarılan bazı hadislerde " kedisine eziyet eden bir kadının cehennemde çektiklerinden " bahsedilir. mesaj oldukça açıktır. kedilere iyi muamele şarttır.

bir yılan hz. muhammede gelmiş ve kendisinden yardım istemiş. hz. muhammed de yılana yardım etmiş. fakat yılan hz. muhammed’i sokmaya kalkışmış. o sırada bir adam yetişip kedisini yılanın üzerine salmış. yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan hz. muhammed kedinin sırtını okşamış. o gün bugündür kediler sırt üstü yere düşmezlermiş
--spoiler--
(bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu)
atatürk'te göremediğimiz türde hadiselerdir.
ne kedi, ne köpek, tık yok sizinkide...
tabii adam gece gündüz sofra başında; vakti olmamış...
Hz Muhammedin hayvanseverligi ile alakalı gayet ilgi çekici hoş bir kıssadır yazarın anlattığı. Kedi gerceginden biri de sudur ki (bunu geçenlerde öğrendim, ki bu durum kedinin peygamber ve sahabileri tarafından neden sevildiğini de açıklıyor) kedi kendisini beslediğimiz zaman çekip gider yemeği gönderene şükredermiş. Bu nedenle adı nankör çıkmış zavallının. Köpek ise yemeği asıl gönderene degil sadece aracı olan bizlere şükrünü sunar ve Sadık(!) kalmış olurmuş.

Bunu kendimize de uyarlayabiliriz. Bı ihtiyacımızı gidermesi icin Allah'tan istediğimizde,aracı olan bir kisiye mi şükranımızı sunmalıyız yoksa Allah'a mı?

Hatta bu Bediüzzaman Said Nursî kitaplarindada orneklendirilir. Ve bahsedilen sudur: kral size hediyeler gönderse, krala mı sunarsınız teşekkürünüzü yoksa size o hediyeleri sadece getiren, taşıyıcı olan zavallıya mı...

Yorumlamak beyin gücünüze kalmış...
güncel Önemli Başlıklar