bugün

# Hunlar iç Asya'da ortaya çıkan ilk büyük Türk devletini kurmuşlardır. Sağladıkları büyük askeri güç ile tüm Asya'yı kaplayan geniş bir imparatorluk kurmuşlardır. M.Ö.III. yüzyılda ortaya çıkan Hunların daha sonraları Avrupa'da Roma imparatorluğu sınırlarına kadar ilerledikleri bilinmektedir. iç Asya'da ortaya çıkan bu büyük göçebe kavim, Çin kaynaklarında Hiung-nu olarak anılmaktadır. Çin yazarları onları bu adla andıkları gibi onlar da buna benzer bir biçimde kendilerini adlandırıyorlardı. Bu kavimin Moğol olduğunu ileri sürenler varsa da kaynakların çoğunluğunda Türk oldukları belirtilmektedir. Yaşam biçimleri, savaşçılıkları, gelenekleri ile Hunlar tam bir Türk boyu özelliği göstermektedirler. Bizans yazarları Hunları Herodot'un andığı eski çağ kavimlerine benzetirler.

Asya Hunları adı tarihte ilk kez M.Ö.318 yılında yapılan Kuzey Şansi savaşında geçer. Daha önceki tarihsel bilgiler sonradan yapılan araştırmalarla sağlanmıştır. Çinlilerin Hunları bir anlamda kuzeyde yaşayan barbarlarla bir tuttukları kaynaklarda gözlemlenmektedir. Kuzeyde ve kuzeybatıda daha sonra Hunların yerleşme alanlarında sürekli hareket halinde bulunan kavimler arasında Jung ve Ti kabileleri önemli bir yer tutmuşlardır. Bunları, daha sonraları tarihçiler, Hunlar arasında saymıştır. Bu kollektif ad altında ilerde Hunlara bağlı olarak birçok kavimin yer aldığı görülmektedir. Ne var ki, tarih bilimi tüm kuzey kavimlerini kesin olarak saptayamamıştır.

Hunların Çin kaynaklarına girmeleri, Çin sınırlarından içeriye doğru yaptıkları sürekli akınlar yüzündendir. Çin sınırlarından içeri giren bu kavimler gittikleri yerleri yağma ederek yakıp yıkmışlardır. Ayrıca Çin prensleri ve hanedanları birbirlerine karşı giriştikleri savaşlarda, genellikle kuzeyde oturan Hunların yardımını istemişlerdir. Hunların Çin tarihinde ortaya çıkmalarının bir büyük nedeni de Çin'de sürüp giden iç savaşlardır. Ayrıca Çin'in dağınık olan iç durumu da Hunların bu ülkeye sürekli akın yapmaları için elverişli bir ortam yaratmıştır. Hun saldırıları sonucunda Çin ülkesinde bulunan beş krallık yıkılıp gitmiştir. Ayakta kalan krallıklar arasında rekabetin devam etmesi karşısında Hunlar Çin'e yeniden saldırmak durumunda kalmışlardır. Hun saldırıları sonucunda Chou Hanedanı çökmüş ve ortada yalnızca Tis Hanedanı kalmıştır. Bu hanedan giderek güçlenmiş ve Hunların yardımıyla Çin'de güçlü bir merkezi krallık kurmuştur. Bir süre sonra bu hanedanın da çökmesi üzerine bölgede Hun etkinliği artmış ve Hunlar sonraları Kore'den Aral Gölü'ne kadar uzanan büyük bir imparatorluğu kurma olanağına kavuşmuşlardır.

imparatorluğa Doğru

Hun imparatorluğunun asıl yönetici öğesini meydana getirenler Türk boylarıydı. Türklerin yanı sıra Moğollar ve Tunguzlar gibi diğer Orta Asya kavimleri de bu imparatorluk içinde yer almışlardır. Bu devlette orman kavimleri olan Moğolların veya Tunguzların değil, bozkır kavmi olan Türklerin kültürü egemen olmuştur. Devletin hanedanı Türk, kullandığı dil de Türkçe idi. Türkçe'den gelen "Hun" adı adam, insan ve halk anlamına geliyordu. Mongoloid ırkla ilgisi bulunmadığı anlaşılan Hunların kurdukları devlet ve uygarlığın tarihi M.Ö.2500 yılına kadar uzanmaktadır. Kansu ve Şensi bölgeleri Hun uygarlığının ana merkezidir. Hunlar genellikle, av, hayvancılık ve tarımla uğraşmışlardır. Büyükbaş hayvan yerine at yetiştirmişlerdir. Hunlar daha sonraları Türkler diye adlandırılan boyların ilk atalarıdır.

Hunlar genelde göçebe bir kavim olduklarından yalnızca Çin'e değil, Asya'nın tüm bölgelerine göçler ve akınlar yapmışlardır. Onların bu hareketli ve savaşçı yaşamları nedeniyle kurdukları devlet kısa zamanda büyümüş ve Türklerin ilk kurduğu imparatorluk durumuna gelmiştir. Savaşçı bir yapıya sahip bulunduklarından o dönemde yaşayan hiçbir ulus Hunların akınlarını durduramıyordu. Bitip tükenmeyen Hun saldırılarından bıkan Çinliler, sonunda kurtuluşu, ülkelerini çevreleyen Büyük Çin Seddi'ni yapmakta buldular. Hun devletinin ilk kurucusu Teoman'dır. M.Ö.220'de başa geçen ilk Hun hakanı Teoman o zamana kadar dağınık yaşayan Hun boylarını merkezi bir yönetim altında toplayarak Hun devletinin ilk kurucusu olmuştur. Teoman'ın kuruculuğundan sonra başa Mete geçmiştir. Mete babasının kurduğu devleti kısa zamanda başardığı fetihlerle imparatorluğa dönüştürmüştür. Başa geçiş sırasına göre Hun hakanları şunlardır.

1. Teoman M.Ö.220-M.Ö.209
2. Mete M.Ö.209-M.Ö.174
3. Lao-Şang M.Ö.174-M.Ö.160
4. Kung-Sin M.Ö.160-M.Ö.126
5. Iti-Sie M.Ö.126-M.Ö.114
6. U-vey M.Ö.114-M.Ö.105
7. Ousiuliu M.Ö.105-M.Ö.102
8. Kiuliu-hou M.Ö.102-M.Ö.101
9. Tçietiheu M.Ö.101-M.Ö.96
10. Houloku M.Ö.96-M.Ö.85
11. Houyenti M.Ö.85-M.Ö.68
12. Hiuliukiu M.Ö.68-M.Ö.60
13. Voyenkiu M.Ö.60-M.Ö.57
14. Houhansie M.Ö.57-M.Ö.31
15. Feoutchou M.Ö.31-M.Ö.20
16. Seuhiaijo M.Ö.20-M.Ö.12
17. Tcheyajo M.Ö.12-M.Ö.8
18. Outchou M.Ö.8-M.S.13
19. Ouloijou M.S.13-M.S.18
20. Houthouulh M.S.18-M.S.46
21. Pounou M.S.46-M.S.66
22. Yeou-lieou M.S.66-M.S.87
23. Yu-chukieu M.S.87-M.S.92

denizce.com
(bkz: three kingdoms)
(bkz: Tarkan)
(bkz: atsizcilar com)
turan ülkümüzü gerçekleştiren tarihteki tek türk devleti.
avrupa hun imparatorluğu'nun başarısı büyük ölçüde attila'nın ve kısmen de balamir'in kişisel yeteneklerinin ürünüdür. attila'dan önce sadece yağma amaçlı saldırılar düzenleyen hunlar, attila ile beraber diplomatik manevralara başlamış, taktik amaçlı seferlere çıkmış ve dünya egemenliğine oynamıştır. attila öldükten birkaç yıl sonra imparatorluğun tuzla buz olması da attila faktörünün önemini gösterir.

turan hakimiyeti konusunda hunlardan daha ileri gidenler de vardır ama:

(bkz: göktürkler)
ATTILA NIN DÜŞLERiNDEN, ÜÇ KITAYA YAYILAN BÜYÜK TÜRK iMPARATORLUĞU.
ROMA iMPARATORLUĞUNU YIKMA FIRSATINI UFACIK BiR ZAMANLAMA HATASI NEDENiYLE ELiNDEN KAÇIRMIŞTIR.
çin e çin seddini yaptırmaya zorlayan imparatorluk.
Hun imparatorluğu, Hunlar'ın kurduğu imparatorluktur, Türk tarih literatüründe Avrupa Hun imparatorluğu olarak adlandırılır. Hunlar Avrasya kökenli bir boylar konfederasyonudur ve 350 yılında Asya bozkırlarından batı yönünde harekete geçmişler; dönemlerine göre çok gelişmiş silah ve donanımları, yüksek hızları ve üstün savaş taktikleriyle önlerine çıkan kavimleri sürerek ya da egemenlik altına alarak Avrupa'nın neredeyse tamamını işgal etmişlerdir. Hunların baskısıyla oluşan bu büyük hareketlilik Avrupa'nın sosyal, kültürel, demografik yapısını alt üst eden ve bugünkü yapının temellerini oluşturan Kavimler Göçünü başlatmıştır.

Hun imparatorluğunun başkenti farklı kaynaklarda Segedin ve Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin Budin kesimi yakınlarındaki Sycambria olarak geçmektedir.

Kökenleri

Hunların kökenleri konusundaki genel görüş, Ak Hunlar, Macarlar, Moğollar ve Türkler] ile olan taktik ve alışkanlıkların benzerliğine dayanarak bu halklarla ilişkili oldukları ileri sürülmüştür. Ancak çeşitli çevreler bu iddiaların asılsız olduğunu tartışmaktadır.
Kuruluşu

Kuzey Hun Devleti'nin yıkılmasının ardından dağılan ve batıya çekilen Hunlar, Ural Nehri ve idil Nehri arasına yerleşmişlerdir. Ardından Hunlar, bu bölgedeki Türk boylarını egemenlikleri altına almıştır. 4. yüzyılın ortalarında Aral Gölü ile Hazar Denizi'nin kuzeyindeki Alan ülkesini ele geçirdikten sonra, 374 yılında Balamir komutasında idil Nehri kıyılarında görünmüşler, Karadeniz'in kuzeyindeki düzlüklerde yaşayan Ostrogotları ve Vizigotları yenilgiye uğratmışlardır. 375 yılında Ostrogotlar ve Vizigotlar, Hunların saldırılarından dolayı batıya doğru yönelmişlerdir. Böylece Kavimler Göçü başlamıştır.

Balamir'den sonra 378 yılında Alypbi, Hun imparatoru olmuştur. 378 yılında Hunlar, Tuna Nehri'ni geçmişler ve Trakya'ya kadar ilerlemişlerdir. Hunlar, Trakya'ya kadar ilerlemelerine rağmen Roma imparatorluğu'ndan bir direniş görmemişlerdir. Hunların baskısı altındaki Barbar Kavimler, Roma imparatorluğu'nu zorlamaya başlamışlardır. Roma imparatoru I. Theodosius'un 17 Ocak 395 tarihinde ölmesi üzerine Hunlar tekrar harekete geçmişleridr. 395 yılında Hun orduları Balkanlar üzerinden Trakya'ya akın yapmışlardır. Yine aynı yıl Kafkasya'dan gelen Hunlar, bugün Lübnan'da bulunan Sur şehrinde, Şanlıurfa'da ve Antakya'da bir süre kalmışlar sonra tekrar Karadeniz'in kuzeyindeki topraklara dönmüşlerdir. Bu olay ile Türkler ilk defa Anadolu'ya gelmişlerdir.
Uldız (Uldin) Dönemi
Attila önderliğindeki Hunlar italya'yı ele geçirirken. V. Checa'nın bir resminden.

390 yılında Alypbi'den sonra başa geçen Uldız zamanında Hunlar, Karpat dağlarını aşarak bugünkü Macaristan'ın bulunduğu bölgeye girmişlerdir. Hun imparatorluğu'nun dış siyaseti Uldız zamanında belirlenmiştir. Buna göre, Doğu Roma imparatorluğu'nu baskıda tutulacak, Barbar Kavimlere karşı Batı Roma imparatorluğu ile iyi ilişkiler içinde bulunacaktı. Bunun nedeni Batı Roma imparatorluğu'nun düşmanı olan Barbar Kavimler aynı zamanda Hunların da düşmanıdır. Bu nedenle Hunlar, Batı Roma imparatorluğu ile iyi ilişkiler içinde bulunmayı seçmişleridir.

Uldız'ın Tuna boylarına kadar ilerlemesi ile Barbar Kavimler, Batı Roma imparatorluğu topraklarına girmeye başlamıştır. Batı Roma imparatorluğu, sınırlarını aşan kavimleri durdurmakta güçlük çekince Uldız'dan yardım istemiştir. Uldız yardım isteği üzerine 406 yılında Radagais idaresindeki Barbar Kavimleri, bu günkü Floransa'nın güneyinde yenilgiye uğratmış, Ağustos 406 tarihinde Radagais idam edilmiştir. Uldız bir yandan Batı Roma imparatorluğu'nu kurtarırken diğer yandan Barbar Kavimleri Galya'ya göçe zorlayıp, Hunlara batıda hareket serbestliği sağlamıştır.

Uldız, Doğu Roma'yı baskı altına almak amacıyla 409 yılında Tuna Nehri'ni geçmiştir. Kendisi ile barış görüşmeleri için gönderilen Doğu Roma imparatorluğu elçisine "Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim" diyerek meydan okumuştur. Uldız'ın 412 yılında ölümünden sonra yerine Karaton geçmiştir. Donatus isimli hükümdar ise 412 yılına kadar Karadeniz'in çevresindeki Hun topraklarını yönetmiştir. Karaton 422 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır.
Rua Dönemi

Oktar'dan sonra 422 yılında devletin başına Rua geçmiştir. Attila'nın babası olan Muncuk ise 408 yılında ölmüştür. Rua 422 yılında Doğu Roma imparatorluğu'nun, Hun ordusunu isyana kışkırtmak ve bağlı kavimleri Hunlardan ayırmak amacıyla Hun topraklarına gönderdiği casusları ileri sürerek Balkan seferine çıkmıştır. Direniş göstermeyen Doğu Roma imparatorluğu, vergi ödemek zorunda bırakılmıştır.

Doğu Roma imparatoru II. Theodosius, Batı Roma imparatorluğu'ndaki karışıklıklardan yararlanarak italya'ya ordu ve donanma göndermiştir. Batı Roma imparatorluğu Rua'dan yardım istemiştir. Rua bölgeye asker gönderince II. Theodosius, Hunlar ile savaşmayı kabul etmeyerek geri çekilmiştir. Doğu Roma imparatorluğu, Hunların baskılarına karşı Hun idaresinde yaşayan kabileleri kışkırtmaya devam etmiştir. Bunun üzerine Rua, Doğu Romalı tüccarların Hun imparatorluğu'nda ticaret yapmalarını ve ücretli asker toplamalarını yasaklamıştır. Rua, Doğu Roma imparatorluğu'na sığınan Hun kaçaklarını geri verilmesi ile uğraştığı sırada, 434 yılında ölmüştür.
Attila Dönemi

Rua'nın ölümü üzerine Attila ve Bleda, Hun imparatorluğu'nun başına geçmiştir. Attila, babası Muncuk'un ölümünden sonra amcası Rua'nın yanında yetişmiş, birlikte savaşlara katılmış, devlet yönetimini ve Hun siyasetini öğrenerek tecrübe kazanmıştır. Büyük kardeşi Bleda ile birlikte tahtı paylaşmaktaydı ama bir süre sonra Bleda'nın savaşlarda yeterince başarılı olamaması ve büyük obaya fazla savaş ganimeti getirememesi yüzünden Attila önderliğinde yapılan isyanda Bleda Attila tarafından öldürüldü (445) ve bu isyandan sonra devletin tüm yetkisi Attila'ya geçti. Attila'nın amacı Batı Roma imparatorluğu'nu ve Doğu Roma imparatorluğu'nu egemenlik altına alarak devleti büyütmekti. Attila 434 yılında Tuna ve Morava nehirlerinin birleştiği yerdeki Margos Kalesi önünde Doğu Roma imparatorluğu ile Margos Antlaşması'nı imzalamıştır. Antlaşmanın başlıca maddeleri şunlardır; Doğu Roma imparatorluğu, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak, Doğu Roma imparatorluğu, Hunlara bağlı kavimlerle antlaşma yapmayacak, Ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek, Doğu Roma imparatorluğu, elindeki Hun esirleri iade edecekti.

Attila, Margos Antlaşması'ndan sonra ülkenin doğu bölgesini denetimi altına almıştır. 435 yılında Volga boylarındaki Ak-Oğurların ayaklanma girişimlerini bastırmıştır.
1360 Viyana kroniklerinde Attila
Attilanın Papa Leo I ile görüşmesi
Hunlar
Balkan (Bizans) Seferleri

Doğu Roma'nın Margos Antlaşması'nın hükümlerine uymaması üzerine Attila, Bizans üzerine sefere çıktı (441-442). Doğu Trakya'ya kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans barış istemek zorunda kaldı. Bu antlaşma ile Attila Doğu Roma'nın ödediği vergiyi artırdığı gibi bazı sınır kalelerini de ele geçirdi. Bu seferden sonra Avrupa Hunlarına Balkanların yolu açılmış oldu.

I.Balkan Seferi'nden sonra Bizans imzaladığı antlaşma şartlarında öngörülen vergiyi ödemediği için Attila yeniden sefere çıktı (447). iki kola ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistan'a girip Teselya'ya kadar ilerledi. Diğer kolu ise Sofya, Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini alarak Büyükçekmece yakınlarına kadar ulaştı. Doğu Roma imparatoru barış istemek zorunda kaldı.

Yapılan Anotolyos Antlaşması'na göre;

* Doğu Roma ödediği vergiyi üç katına çıkaracak,
* Savaş tazminatı ödenecek
* Tuna'nın güneyindeki yerler askerler arındırılacaktı.

Batı Roma (Galya) Seferi (451)

Roma Imparatoru'nun kızıyla evlenen Attila, çeyiz olarak imparatorluk topraklarının yarısını isteyince, bunu kabul etmeyen Batı Roma'nın üzerine yürüdü. Katalon Ovası'nda Attila, 100 bini Hun geri kalanı da Germen ve Slav kavimlerinden oluşan 200 bin kişilik bir ordu ile iken Roma ordusu da aynı bölgeye 200 bin kişilik ordu ile gelmişti. Hun düşmanı olan kavimlerin hepsi Aetiüs ordusunun safında birleşmiştiler. 20 Haziran 451 günü dünyanın iki yarısı birbiri üzerine yüklendi. Savaş 24 saat sürdü ve iki taraf da çok büyük büyük kayıplar verdi fakat savaş günü akşamı dağılan Roma ordusu oldu. Roma'yı destekleyen Batı Got ordusu da kralları savaşta ölünce çekilmek zorunda kaldı. Atilla Roma'nın asker deposu sayılan Galya'yı işgal etmiş, zamanın bilinen dünyasına yenilmezligini kabul ettirmişti.

Bu savaştan bir yıl sonra Attila dağıttıgı Roma imparatorluğu'nun tamamını idaresi altına almak için harekete geçtigi zaman Romalıların ona karşı koyacak güçleri kalmamıştı. 452 yılında Attila Alpleri aşarak Po ovasına indi ve yolu üzerindeki pek çok kuzey italya kentini ele geçirerek Roma önüne geldi. Papa 2. Leo Hun hükumdarın huzuruna çıkarak Attila'nın Roma'ya zaten hakim olduğunu beyan etti ve Hristiyanlık merkezinin yıkılmamasını diledi. Attila Roma'ya saldırmadan, vergilerini arttırıp hakimiyetini onaylatarak geri döndü. Bazı kaynaklar bu seferin o sırada italya'yı kırmakta olan veba salgını nedeniyle yarım kaldığını öne sürer.
Yıkılışı

Son seferinden kısa süre sonra 453'de Atilla öldü ve tahtına en büyük oğlu ilek geçti. Ancak diğer oğulları Dengizek ve irnek taht kavgasına girdiler. Çıkan karışıklığı fırsat bilen bazı kabileler birlikten ayrıldı ve devlet dağılma sürecine girdi. Atilla'nın ölümünden bir yıl sonra Hunlar Nedao Savaşı'nda yenildi. ilek'in yerine tahta geçen Dengizik de 469'da öldü ve bu tarih bazı kaynaklarda Hun imparatorluğu'nun sonu olarak kabul edilir. Atilla'nın en küçük oğlu irnek bir kısım Hun kütlesiyle doğuya doğru göç etti. Karadeniz'in kuzeyindeki Türk kitleleriyle karışan bu kitle bu günkü Bulgarların ataları olduğu ve "Bulgar" kelimesinin "bulanmak = karışmak" kelimelerinden "bulanan" yani karışan anlamında türediği kabul edilir.

Hun hanları

* Kama Tarkan (352 - ?)
* Balamber, (Balamir) (? - 375)
* Alypbi (Baltazar) (378 - 386)
* Alypbi ve Muncuk (386 - 390)
* Muncuk ve Uldız (390 - 408)
* Uldız (408 - 411)
* Karaton (412 - 422)
* Oktar (425 - 430)
* Rua (432 - 434)
* Attila ve Bleda (434 - 445)
* Attila (445 - 453)
* ilek (453 - 455)
* Tuldila (455 -457)
* Dengizik (458 – 469)
* irnek (469 - 503)

kaynak:tr.wikipedia.org
günümüzdeki devamı şu an macaristan dediğimiz yerdir.

adamlara boşuna ingilizce hungary denmiyor...
ayrıca avrupalıların ısrarla türk olmadıklarını iddia ettiği kavmin kurduğu imparatorluktur.
avrupa'nın etnik anlamda bugünkü şeklini almasına neden olmuş olan türk devleti. dünyada etkileri hala devam etmesine rağmen pek bilinmeyen bir devlettir.

(bkz: kavimler göçü)
bilinen en eski türk devletidir. hun imparatorluğu denilince hunlu sanmamk lazım. osmanlı imparatorluğu , selçuklu imparatorluğuda türkdür ama devletin adında türk kelimesi geçmez.
hunlar 600-700 yıl dünyada hüküm sürmüşlerdir.
atilla zamanında avrupaya doğru gelmişlerdir.
atilla zamanında avrupaya doğru gelmemişlerdir. atillanın babası muncuk han hunların bilinen ilk başkanıdır, ondan önce gelinmiştir. orta asyada çinlilere, avrupada romaya kök söktürmüşlerdir, bilinen ilk sistemli orduyu kurmuş ve çin seddinin yapımına neden olmuşlardır.
Avrupalıların ve bunlara ne derse inanan dallanmaların türk olmadığını söylediği imparatorluk.

Aslen bir,birlik gibi anlamlara gelir hun çünkü türk boylarından ve çinden sürülen göçebe ve çoban kavimlerin birliğidir.

Devleti türkler kurmuş,yönetmiş ve türk kültürü devlete şeklini vermiştir.

Devamı Macaristan değil Türkiye cumhuriyetidir.