bugün

hun imparatoru,avrupanın bugün bile ismini çok iyi bildiği tanrının kırbacı lakaplı gurur vesilesi imparator.

papa romayı işgal etmesin diye yalvarmıştır.
avrupa hun devletinin büyük hükümdarı. iced earth'ın attila adında attila'yı anlatan bir şarkısı vardır.
bu asiL savaşçı evLediğin gün burun kanaması nedeniyLe öLdü...
attila

doğum tarihi 395 veya 404 olarak değişik kaynaklarda yer alan, tanrının kırbacı olarak anılan, avrupa hun devletinin hakanıdır. italya da bugün bile çeşitli vesilelerle söylenen anneciğim türkler sözü o döneme dayanır. 434 te amcası rua ölünce ülkeyi kardeşi bleda ile yönetmeye başladı. 445 yılında bleda ölünce ülkeyi tek başına devraldı.
gençliğinde roma ile barış için amcası tarafından romaya yollanmış; bir süre orada kalmıştır. bu ikameti esnasında latince ve politik oyunları öğrenmiştir. attila nın amacı doğu roma(bizans) ve batı romayı yıkıp bütün avrupa ya egemen olmaktı. önceleri batı roma ile iyi geçinip doğu romayı(bizans) baskı altına almış, vergiye bağlamıştır.

sayıları 45 i bulan milletin oluşturduğu imparatorlukta başlıca şu topluluklar yer almışlardı:

a. Germenler (doğudan batıya): Doğu Got, Gepid, Turciling, Sueb, Markoman, Kuad, Herul, Rugi, Skir.

b. islavlar (Orta ve Batı Rusya'da): Veneda, Ant, Sklaven.

c. iranlılar (Kafkaslar'dan Tuna'ya kadar, dağınık halde): Alan, Sarmat, Baştarna, Neur, Roxolan.

d. Fin-Ugorlar (Ural'dan Baltık'a kadar): Çeremis, Mordvin, Merya, Veşi, Çud, Est, Vidivari.

e. Türkler: imparatorluğun her tarafına yayılmış olarak Hunlar, Karadeniz kuzeyi düzlüklerinden Volga'ya kadar Beş- ogur, Altı-ogur, On-ogur, Şaragur, Azak'ın batısında Akatir, Volga'nın doğusunda Sabar ve başka Türk kütlelerdi

436'yı takip eden yıllarda, şu kavimlerin de Türk idaresine alındığı anlaşılmaktadır: Burgondlar, Bayavurlar, Yuthanglar, aşağı Ren sahasındaki Franklar, Türingler, Longobardlar. Hun hakimiyetinin, "Okyanus adaları"na, yani Kuzey Denizi ve Manş kıyılarına ulaştığı, hadiselere çağdaş tarihçi Priskos tarafından bildirilmiştir.

bizansı kuşatmış, ama alamamıştır. batı romaya yönelmiş ve 451 ile 452 yıllarında roma ya iki büyük sefer düzenlemşitir.

451 başlarında, Orta Macaristan'dan batıya harekete geçen Hun kuvvetlerinin mevcudu, 80-100 bini Türk, bir o kadarı da yardımcı Germen ve islav olmak üzere 200 bin kişi civarında idi. Hun orduları, Mart ayı ortalarına doğru Ren nehrini üç noktadan aşarak Galya'ya girdiği sırada, italya'dan yola çıktıktan sonra, Hun düşmanı "barbar"ların sağladığı takviyelerle, sayısı yine 200 bine yükselen Aetius kumandasındaki Roma ordusu, Galya'da kuzeye doğru hızla ilerliyor; Hun orduları, Mettis'i (Metz) (7 Nisan) ve Durocortorum'u (Rheims) zaptederek, Paris yakınındaki Aurelianum (Orleans) şehrine ulaştığı zaman, Aetius da oraya yetişmiş bulunuyordu. Fakat karşılaşma, Attila'nın Türk taktiğine daha uygun gördüğü, Katalaunum'da (veya Campus Mauriacus sahası, Troyes şehrinin batısında Champagne ovasına doğru) oldu (20 Haziran 451). Batı dünyasının iki yarısının birbiri üzerine yüklendiği, nihayet 24 saat süren ve iki tarafın çok ağır kayıplar verdiği (Jordanes'e göre 165 bin ölü) muhakkak olan bu büyük savaşta kimin galip geldiği, hâlâ münakaşa edilmektedir.

452 yılında ise 100 bin kişilik ordusu ile tekrara romanın kapısını çalmıştır. roma karşısına bir ordu çıkaramayınca papa attila nın ayağına gelip yalvarmış, roma yı yağmalamaması için rica etmiştir. attila da roma nın teslim olduğuna kanaat getirdiğinden şehre girmemiştir. batılıların anlattığı gibi bir barbar olsa idi, hem bizans kuşatmasında hem de roma seferinde şehirleri talan ederdi. ama attila medeniyete saygılı bir hükümdar idi.

italya seferinden dönüşte, rivayete göre, zifaf gecesinde, herhangi bir iç kanama neticesi ağzından, burnundan kan boşanmak suretiyle öldü (453). Yaşı 60 civarında id

Attilâ yalnız büyük bir istilâcı ve yaman bir komutan değil, mükemmel bir hükümdardı. Tarih onu, milletine medenî bir düzen veren ve dünyada posta teşkilatını kuran ilk kişi olarak tanır.

sofrasında kendisi tahta kaşık ve tabaktan yemek yer iken, davetlilerine en özel gümüş tabaklarını ve altın şamdanlarını sunacak kadar mütevazı bir hayat sürmüştür.

Cenazesi, ölümünün ertesi günü yapılan çok büyük bir törenle kaldırıldı. Cesedi altın bir tabuta konulmuştu. Bu tabut, önce gümüş, sonra da demir bir mahfazanın içine yerleştirilmiş ve böylece toprağa verilmişti.Attilâ, ölümünden sonra, kimse tarafından rahatsız edilmeden ebedî uykusunu uyumak isterdi. Bunu, böyle vasiyet etmişti. Bu nedenle mezarını kazıp kendisini toprağa verenler okla vurulmak suretiyle hemen oracıkta öldürüldü. Sonra mezarının yanından geçmekte olan bir çayın mecrası değiştirildi. Sular başta tarafa, muhtemel olarak mezarın üzerinden verilen yeni mecrasına akıtıldı. Böylelikle büyük cihangirin son arzusu yerine getirilmiş oldu. bugün mezarının yeri dahi bilinmez

Attila, milletlerin hafızalarında ölümsüzlüğe ulaşmış, tarihin nadir simalarından biridir. Hatırası etrafında italya'da, Galya'da, Germen memleketlerinde, Britanya'da, iskandinavya'da ve bütün Orta Avrupa'da, asırlarca ağızdan ağıza dolaşan efsaneler türemiş , romancılara, ressamlara, heykeltıraşlara konu olmuş, hakkında en çok kitap yazılan şahsiyetlerden biri durumuna yükselmiş, tiyatro yazarlarına, kompozitörlere ilham vermiş, adına bir düzineye yakın opera bestelenmiştir. Son yarım asırda yapılan tarafsız tarih araştırmaları, onun, Hıristiyan Orta-çağının taassup kokulu uydurmaları ile ilgisi bulunmadığını; Nibelungen destanları başta olmak üzere, çağdaşı kayıtların, onu, iyilik sever, babacan, çok yüksek vasıfta bir hükümdar olarak tanıdığını ortaya koymuştur.

Attila'nın ölümünden sonra, hatunu Arıgkan'dan doğan üç oğlu; sırasıyla ilek, Dengizik, irnek, babalarının yerini tutamadılar. imparator olan ilek, ayaklanan Germen kavimleri ile yaptığı Nedao (Avusturya'da) savaşında hayatını kaybetti (454). Çok cesur, fakat siyasî zekâdan mahrum Dengizik, imparatorluk birliğini yeniden kurmak için, neticesiz mücadeleler içinde çırpına çırpına, nihayet bir Bizanslı'nın kılıcı ile can verdi (469). irnek ise, büyük kardeşlerinin ölümünden sonra, artık Orta Avrupa'da tutunmanın zorluğunu anlayarak, savaşlarda yorgun düşen Hunların büyük kısmı ile Karadeniz'in batı kıyılarına döndü.

kaynaklar: prof dr ibrahim kafesoğlu
ve nacizane, bendeniz.
ölümü bugün bile tartışmalara sebep olan ve gömüldüğü yerin gizli kalması için kendisini mezara gömen askerlerin birbirini okla vurup öldürdüğü avrupa hun devleti'nin büyük hükümdarı.
tanrının kırbacı romaya girmeye tırsmıştır. daha önce romayı kuşatan impartor büyük acılar çekerek öldüğü için aynı lanetin onu da bulmasını istememiş, girmemiştir. ancak bu bile onun namını çürütememiştir.*
macaristan'da* kullanılan bir erkek ismi.
ortaçağda efsane kahramanı olduktan sonra yeniçağda edebiyata geçmiştir.giuseppe verdi'nin attila adlı bir operası vardır.ispanyollar atila furioso(çıldırmış attila), atila azote de dios(tanrının kırbacı attila) adlı tragedyalar yazmışlardır.fransız yazarı corneille'in attila tragedyası ünlüdür.henri de bornier, le noces d'attila(attila'nın düğünü)adlı bir dram yazmıştır.
türk edebiyatında da attila hakkında romanlar ve manzum oyunlar yazılmıştır.peyami safa, attila(1931), naci tanseli, attila(1948).
Arkadaşımın ölümünü gebermek olarak tasvir ettiği vakit,tarih öğretmeninden hayatımızın fırçasını yediğimiz ,Papa'ya vatikan'a girmemesi için yalvardığı vakit de 'Gariban lan bu ,yazıktır'deyip 'çizme' yi fethetmekten cayan ünlü Hun imparatoru.
zamanın inanışına göre; atının ayak bastığı yerde ot bitmezmiş.
moğol ekolünün ilkçağ temsilcisi. moğollar gibi geçtiği yerin bir tarafına koyma dürtüsüyle avrupa'nın altını üstüne getirmiş, medeniyetin gelişmesine zarar vermiştir. türk olsun olmasın tarihimizde olmamış olmasını dileyeceğim bir hükümdardır. liderliğinin kalitesi kendisinin ölmesinin ardından devletinin akıbetinden anlaşılabilir. büyük komutan olmakla büyük devlet adamı olmak arasındaki kalın çizginin en büyük örneklerinden birisidir.

kısacası barbardır.
dişine göre rakip bulamayınca roma'ya istediği avrupa halkını yanına alma avansını vermiş aynı zamanda "haftaya geliyorum bilesiniz sonra demedi demeyin" diyerek 1 hafta sonra yapacağı saldırıda farkında olmadan romalıları ani bir baskınla yenme ihtimalini de ortadan kaldırmış, hem sportmen hem de Çelıncır bir hakandır.
onu savaş meydanında yenemeyen rakiplerinin suikast düzenleyerek öldürdüğü söylenen avrupa hun hükümdarı. söylentiye göre, ağzından ve burnundan kan gelerek ölmüştür, bu da zehirlendiği söylentisini desteklemektedir.
kesinlikle barbar olmayan türk hükümdarıdır. bizans'a ve roma'ya diz çöktürmüştür. ölüm sebebi bilinmemektedir.

edit: bazılarının medeniyet olarak gösterdikleri roma kartaca'yı istila ettiğinde, kartaca topraklarına tuz ekmiş ve şehirleri yakıp yıkmıştır. ayrıca medeni olan hangi toplum arenalarda mahkumları öldürtür veya toplu tecavüzlere izin verir çok merak ettim.
doğduğu yıl roma imparatorluğu ikiye ayrılmıştır..bu yüzden tanrıdan geldiğine herkes kuvvetle inanır. daha sonra da ikiye ayrılan roma nın a.koyan büyük türk imparatoru.
mete'nin 19. kuşaktan torunudur.
atilla atasoy'un gerçek ismidir fakat atilla şeklinde kabul gördüğü için bu durumu kendisi de kabullenmiştir..
türk tarihindeki en büyük bir kaç hükümdardandır. 434'te tahta geçti, kardeşi bleda devlet işleriyle pek ilgilenmediği için bu tarihten ölümüne kadar devleti tek başına yönetmiştir. kardeşi bleda'nın 445 yılında ölmesiyle ile, resmiyette de tek hükümdar olarak kalmıştır.*
attila, hükümdarlığı sırasında, uldız tarafından belirlenmiş olan, batı roma'yla iyi geçin, doğu roma'yı baskı altında tut, siyasetini bırakmış ve her iki tarafı birden baskı altına almıştır.

attila, fallara ve büyücülere çok fazla önem verirdi. roma'ya girmemesinin sebebi, lanete uğramaktan korkmasıdır. üç oğlundan* en fazla, irnek'i severdi çünkü bir büyücü ona, kendisinden sonra hunları, irnek'in toparlayacağını söylemişti.

attila ile ilgili bir diğer efsane de,onun savaş tanrısı mars'ın kılıcına sahip olduğudur. efsaneye göre,attila bu kılıcı ele geçirmiş ve avrupa'nın altını üstüne getirmiştir.

451'deki birinci roma seferinin sebebi ise, kendisine yüzük gönderen roma prensesi honoria'yı eşi olarak kabul ettiğini bildirmesi ve karşılığında roma'nın yarısını çeyiz olarak istemesidir. bu talep reddedilmiş ve po ovasında attila ve ile roma kumandanı aetyüs'ün ordusu karşılaşmıştır. dünya tarihinin en kanlı savaşlarından birisi olan bu savaşın neticesinde kazanan olmamıştır. attila ordusunu geri çekmiştir evet ancak, aetyüs de onu takip edememiştir.

yaygın kanıya göre, düğün gecesi müstakbel eşi tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. onun ölümü üzerine roma kiliseleri uzun bir süre çanlarını çalmışlar ve kiliselerde günlerce dualar edilmiştir.
ele geçirdiği iddia edilen, mars'ın kılıcının catalaunum savaşı sırasında kırıldığı söylenir.
(bkz: namaglup)

edit: roma generali aetius ile karşılaştığı catalaunum savasinda her iki taraf da üstünlük sağlayamamıştır.
fransa seferi sırasında troyes başpiskopos'u ile arasında şöyle bir konuşma geçmiştir.

piskopos sorar "bu toprakları tahribeden ve çiğneyen sen kimsin?"

attila, latince cevap verir "egu sum attila, rex hunorum, flagellum dei"

yani "ben hunların hükümdarı attila, tanrının kırbacıyım"
fransa seferinde şu efsanevi sözleri söylediği rivayet edilir.

"l'herbe ne croit plus ou mon cheval a passe"

anlamı "atımın bastığı yerde ot bitmez"...
muadili cengiz han gibi, korkusuz ve savaş meydanlarında ön saflarda savaşan bir kumandandı. çinliler, onu hileyle yenebildiler. rivayete göre, düğün günü sabahı yatağında ölü bulundu. gözlerinden ve burnundan kan gelmişti. vücudunda bıçak yarası yoktu. bu da zehirlendiğine dair bir göstergedir.
attila' nın mezarı asla bulunamadı. tarihçilerin çoğu, büyük türk hükümdarının mezarının, avrupa hun imparatorluğu' nun başkenti konumunda bulunan macaristan ve çevresinde olduğunu savunmaktadır. ancak aynı cengiz han gibi, mezarı kazan ve hükümdarı gömen askerler, birbirlerini karşılıklı oklamışlardır cenaze töreninin ardından. bazı kaynaklarda, gürül gürül akan bir nehrin yatağında, altın bir tabut içerisinde olduğu yazılıdır.
Avrupa Hun imparatorlugu'nun en buyuk, en kudretli hukumdaridir. Tarihci priskos'un Historia isimli eserinde belirttigine gore kisa boylu, cekik gozlu, basik burunlu, buyuk kafali, seyrek sakalli ve hafif tiknaz bir adamdi. Priskos'un 448 tarihinde attilla'nin karargahi ziyaret ettigi ve onu bizzat gordugu biliniyor. Sagliginda hristiyan dunyasina dehset sacan bu buyuk turk'u avrupalilar barbar ve tanri'nin kirbaci diye anmasina ragmen, attila'nin buyuk bir komutan olmasinin yaninda cok da iyi bir diplomat oldugunu ve cok insancil bir yapisi oldugunu da belirtmek gerekir. Komutanlari altin ve gumusten kaplar icinde turlu yemekler yerken o tahta kap ve kasik ile sadece et yiyen mutevazi bir insandi. " dunya tarihi'nin ana cizgileri" isimli eserde belirtildigine gore romalilar'la yapilan bir gorusme esnasinda romalilar kendilerini gosterisli bir sekilde tanitmislar, attila ise " ben sizin gibi soylu degilim, fakat soylu bir irktanim" diyerek onlara ayari vermistir.
batı hun imparatorluğunun kurucusudur.tarihin en tanınmış imparatorlardandır. avrupalıları hala akıllarına geldiğinde yusuflatır.kardeşi bleda ile ülkeyi bir müddet beraber yönetmişler (bu arada atilla daha akıllıdır) ve bleda'nın ölmesiyle meydan atillaya kalmıştır.zaten bu noktadan sonra atilla olayı koparmış zamanın süper gücü batı roma imparatorluğuna savaşlar açarak kök söktürmüştür. ve milletin öve öve öküz ettiği roma imparatorluğu vergiye bağlanmıştır. daha sonra atilla pusulasını doğuya doğu roma imparatorluğuna yöneltmiş onlarında burnundan getirmiştir. derken batı romada sezarın kızı attilaya (tabiki çıkar amaçlı)benimle evlen diyerek bir nişan yüzüğü göndermiş fakat atilla cevap bile vermemiştir. (aslanım be) az zaman sonra sezar kızını istemediği birine verir bunu duyan atilla (zaten batı romanın hatasını bekiyordur) konuyu bahane ederek devasa bir ordu toplayarak batı romaya ilerler. hun ordusunu gören tırsar, gören kaçar hatta bir keresinde çocuğun birisi "anneciğim türkler" demiş ve bu söz hemen oracıkta tarih kayıtlarına geçmiştir. ordunun şanı kendisi gelmeden romaya gider. hemen kriz masası oluşturulur. "eee napcaz adamlar ciddi","bu atilla neden hoşlanır?" diye tartışırlarken cevap uzun sürmez ve arkadan bir ses "benden!" diye cevap verir " sende kimsin lan ?" diye bunlar sorarkene "lan olm benim papa der" ve ekler "olm bu adam dini bütün inançlı adam bana bişiy demez ama size ne yapar onu bilelem onun için ben bi konuşayım onunla "der ve hepsi sevinip rahatlar. sonra papa yola koyulur bi de ne görsün atillanın ordusu ufuku kaplamış geliyo. tabi geldiğine pişman olur ama görülmüştür bikere. neyse atilla bunu görür. ona "adam olun lan, eeyyt" gibilerinden mesajlar verir papa türlü yalakalıklarla onu ikna eder. atilla geri döner. biraz zaman sonrada evlenir. lakin gerdek gecesi kahpe karısı tarafından zehirlenerek hayata gözleri yumdurulur. naaşı altın tabuta konulur ve adı aklıma gelmeyen bir nehre bırakılır. sonra da impratorluk kısa zamanda çöker. şimdi kendisini elin macarı sahiplenir.