bugün

Kısmen Katıldığım başlık. Şöyle ki; herhangi bir meslek edinmek, salt para kazanmak anlamında okunacaksa günümüzde artık gerek olmadığını düşünüyorum.

Bir kaç ay önce Katıldığım bir Eğitim programında, özellikle bilişim ve teknoloji, endüstri sektöründe çok fazla ara eleman açığı olduğunu, gerçek anlamda eğitimli, teknik ve meslek lisesi mezunu teknisyen, tekniker bulmanın neredeyse imkansız olduğunu... üniversitelerin önlisans elektrik, makina, programlama, yazılım, donanım gibi teknik bölümlerinin bu teknik eğitimi böyle kısa bir sürede vermekte maalesef yetersiz kaldığını ve öğrenci için artık pek çok anlamda geç olduğunu... yöneticilerin bu yüzden pek çok mezunu teknik anlamda yetersiz oldukları için işe alamadıklarını uzun uzun dinledim. Ülkemiz işsizliğinin böyle de bir başka yüzü var ne yazıkki.

Teknisyen veya tekniker olarak Çalışan fen edebiyat fakültesi fizik, kimya mezunu tanıdıklarımı düşününce, Üstelik pek çoğunun atanıp öğretmen olsalar, ya da x fabrikaya mühendis olarak bile girseler alamayacakları ücretlere çalıştığını görünce insanın ülkemiz üniversitelerine olan bakış açısı değişiyor doğrusu.

Anladığım kadarıyla Aslında bu açık ülkemizde yıllardır varmış. Neredeyse Köy enstitüleri kapandığından beri... Bu açık döneminde bulgaristan'dan ve çevre ülkelerden göçlerle gelen teknik eğitimli ve donanımlı vatandaşlarımız ve onların birlikte çalıştıkları insanlara verdikleri eğitimlerle süspanse edilmiş yıllarca. Ne zamanki bu insanlar artık yavaş yavaş emekli oluyor, sözkonusu bir türlü "giderilemeyen" bu açık yine ortaya çıkıyor.

Yetenekli olduğu düşünülen Öğrenciler yenilenen bu liselere yönlendirilmeli ve üniversite okumak isteyip istemediklerine kendileri karar vermeli fikrimce.

Sscb dağıldığında da herkes üniversite mezunuydu. Üstelik bizim pek çok özel üniversitemizden çok daha iyi eğitimli mezundu bunların hepsi. Ama o diplomalar hiçbirini kurtaramadı. Bakan bir konuda haklı fikrimce.

Kimse senin fırtınalarla nasıl boğuştuğuna bakmıyor, gemiyi karaya getirip getirmediğinle ilgeniyor nihayetinde.
Tezat bulunduran açıklama.

Herkes üniversite okumak zorunda değil peki doğru ama madem böyle düşünüyorsanız niye her yerde "her ile üniversite açtık " diye kasılıyorsunuz? Bu üniversiteleri sırf araziler boş yer kalmasın diye mı yaptınız o zaman?

Ha ülkede 30 tane üniversite olur ama düzgün bir şekilde olur bu açıklamayı yaparsın amenna. Ama 1000 tane üniversite açıp bunu demek...

(bkz: bilemiyorum altan)
görsel
Sanki doğru düzgün meslek eğitimi veriyormuş gibi böyle artistlik yapmıyorlar mı...

Üni okumak dışında ne gibi bir imkan sunuyorsunuz lan insanlara!!!
o zaman neden her yere üniversite açıyorsunuz üniversite sayısını azalt puanları düşür hak eden adam üniversite okusun en azından bi nitelikli hale getir. yanlış anlamayın ama konya teknik üniversitesi ne amk. ne konyası ne tekniği. ha üniversite kazanamayan içinde meslek kolları aç girişimci faaliyetleri destekle alanda iş bulmasını sağla. gençliğini yıllarını okumaya verip kpss den 90 puan alıp mülakatlardada torpil bulup göt zoruyla mesleğine ulaşmayı düşünüyor insanlar yazık değil mi bize yazık değil mi bu ülkenin geleceğine.
bence de okumasınlar. dandik dundik üniversitelerde okuyup, balon bir havayla dolacaklarına adam gibi girip işe çalışsınlar. zira sonra biz uğraşıyoruz bunlarla.
Evet herkes okumak zorunda değil. Üniversite okuyan da boşta kalıyor okumayan da.
Evet zorunda olmadığım için ikinciyi de okuyacağım.

Zorunda olsam okumazdım. Zorunluluklara gelemiyorum.

Böyle de özgürlüğüme düşkünümdür.
evet herkes üniversite okumak zorunda değil. ülkeye üniversite okumamış çaycılar da lazım.
zaten herkes üniversite okumamalıdır da. üniversite bilim ve bilgi üretilen yerler olmalı. meslek sahibi yapmak için meslek okulları geliştirilip, buralardan meslek sahibi insanlar topluma kazandırımalı. bu işin mantığı budur esasen. bu uygulamayı en güzel almanya yaparmış. fakat peyderpey oradaki sistemi yozlaştırdılar. bu da büyük oranda liberal bir mantıktan kaynaklandı. şimdi almanlar bu işten pişmanlar. bizim almanca hocamız anlatırdı. tam tarihini unuttum ama 2000'lerin başında tüm avrupa yüksek tedrisatı standartlaştırıldığında bu işten alman kurumları büyük darbe yemiş. mesela ab standardıyla italya'dan adam geliyor, almanya'da bir lisansüstü programa başvuruyor. halbuki seviye olarak almanya'da lisans öğrencisi olabilir. öyle söylerler ki o zamana kadar almanya'da okunan bir üniversite mesela bir italya'da okunacak üç üniversiteye bedelmiş. üniversite eğitimini bu denli kapsamlı tutmuyorken ne oluyordu peki? almanlar gymnasium denilen lise dengi okulları bir eğitim derecesi olarak değil, öğrenciyi üniversiteye hazırlayacak kurum olarak görür, üniversite okuması gerekli olmayan kişileri bu aşama ile meşgul etmeden meslek okullarına yönlendirirmiş. yani sen burada dört sene lisede eğitim ayağına serserilik yaparken alman genci 18 yaşında meslek sahibi oluyor. kimse kimseyi kandırmıyor. ama dediğim gibi oralarda da mantar gibi her köyde üniversite kuruluyor artık.
Adama demezler mı madem öyle imam hatip açacağına meslek lisesi niye acmiyorsun? Sn hükümet ve meb bakanı!
Herkesi yatkın olduğu dala yönlendirecek bir sistem yapabilseler zaten tüm sorun çözülecek.

Şu an devlet kadrosunda personel alımı yapılacağı zaman bile kadroyla alakalı olsun veya olmasın şartlarda lisans bölümlerinden mezun olanlar yazıyor. ister okuyun ister okumayın kendinizi geliştirmezseniz (ülkemiz şartlarında maddi durumdan dolayı pek mümkün olmuyor) iş bulmak çok zor.

Yukarıda bir arkadaş tekniker ve teknisyen konusunda eğitimli elemen bulmanın zorluğundan bahsetmiş. Sonuna kadar katılıyorum. Bu zamanda endüstri meslek liselerinde matematik sorunu olan gençler okuyor. Matematik eğitimini o liseler de veremeyince bu öğrenciler lise mezunu işsiz teknisyen olarak kalıyor veya ön lisans bölümlerine yöneliyor. Ön lisans eğitimi de kendimden örnek vereyim; hacettepe üniversitesi gibi çok iyi bir üniversite olmasına rağmen yeterli olmuyor.

Bu öğrencilere teknik eğitimi tam olarak verip ardından kpssden farklı olarak uygulamalı bir sınava tabii tutarlarsa her yönden kazanılmaya başlanır...
milli eğitim bakanının açıklaması.

--spoiler--
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk : Üniversite öğrencisi sayısı çoksa o ülkede sorun vardır. Herkes üniversite okumak zorunda değil.
--spoiler--

https://twitter.com/Biz10...tatus/1220706867636330501
gayet doğru olan önerme.
teknik/meslek liselerden mezun olan teknisyen/*usta* dediğimiz kişiler beyaz yaka yöneticilerden çok daha fazla para kazanmakta.
özellikle abd/gelişmiş ülkelerde tek başlarına çırak olarak başlayip(18li yaşlarda), daha sonra şirket kurup milyonlar kazanan insan sayısı az değil.
şimdiki kafam olsaydı elektrikçi,marangoz, oto tamircisi, tesisatçı falan olurdum.
Üniversite ekonomisi > üniversite eğitimi. Ekonomisi şöyle oluyor: üniversite öğrencileri bir şehrin ekonomik canlılığı için çok önemlidir. Yıllarca yurt inşa etmeyerek öğrenciler kiracı olarak ev sahiplerini, yeme içme ile esnafı, kıyafet ile mağazaları, berberi, kuaförü, kafeleri dolayısıyla bölge ekonomisini canlı tuttular. Öğrenci başına 750 lira ortalama harcama desek ki aslında daha fazladır bu rakam, minimum 10.000 öğrenciyi hesaba kattığımızda aylık 7.500.000 lira ile müthiş bir meblağa denk düşer. Yanı sıra üniversiteler boyutuna göre 1000 kişiden 10.000 kişiye kadar istihdam sağlayarak şehirde memur tabakası oluşturarak bölgeyi öğrencilerin sağladığı katkılardan kat be kat daha fazla katkıyla kalkındırır. Sanayi yerine üniversite ile kalkınma meselesi işte budur. Yoksa her şehre bir üniversite kurmanın mantığı yok. Bu büyük çarkı kırdığında şehrin ekonomisi de çökecektir. Bakan beyin söylediği iş zor yani adamı iktidardan eder.