bir kurbağayı kaynayan bir suyun içine atarsanız ani bir refleksle atar kendini dışarı ve kurtulur. ama kurbağayı ılık bir suya koyup, suyu yavaş yavaş kaynatırsanız kurbağa mayışır ve kaynadığının farkında olmaz. asıl acı verici olan suyun kaynadığını farkedip uyuşulduğu için hiç bir şey yapamamaktır. ayak uydurmaya çalışırsın olmaz, isyana kalkışırsın olmaz. arada öyle çelişkiler içerisinde yaşar ve ölürsün.
eğer kişi kişisel ataletini yenmezse sonunun vahim olduğu halet-i ruhiyedir.
O kadar zor ki, farkında olup ta bir şeyler yapamamak. Keşke dersiniz hiçbirşeyin farkında olmasaydım en azından acı çekmezdim. Farkında olup ta bir şeyler yapamamak aslında yapacağınız şeyin ne olduğunu bilmeniz ama sessizce izlemek zorunda kalmanızdır. Aslında düşünürsünüz sürekli ben çok şey yaptım dersiniz sıra karşımdakinde ama karşınızdaki hiç bir şey yapmaz yapmak istemez. Bu sefer siz izlersiniz sessizce sakince oysa içinizde ne fırtınalar kopar da kimsenin haberi olmaz en önemlisi karşınızdakinin haberi olmaz. Kimi zaman bir aşktır bu farkında olup ta bir şey yapamamak,yapsan da bir şeyin değişmeyeceğini bilirsiniz, kimi zaman işyerinde patronun zübbe zengin çocuğunun yanlışlıklarına rağmen susmaktır. Susmak zorunda kalmaktır. Bu sessizlik sizi yer bitirir. Sonunda hiç birşeyi farkında olmamaya başlarsınız...bananeler başlar ama yeterli gelmez.Batsın sizi bu duruma getirenler dersiniz birde kadere lanet edersiniz kendinize lanet edersiniz aslında. Yalanların,aldatmacaların,kıskandırmaların,oyunların, seviyorum diye bakan gözlerin en sonunda yalan söylediğinin farkındasınızdır. Bu yalana ortak olmak riyakarlığına meydan okuyamamak hayır öyle değil böyleydi dediğinizde bunlarında yalanlanacağını ve size hasta muamelesi yapılacağının farkındasınızdır. Bu yüzden bir şey yapamamakla kalırsınız.
herseyin torpille isledigine inanmaktır.
ramiz dayı bu gibi durumlara şöyle bir öneride bulunmuştur efendim
yapacak hiçbir şey kalmadığı zaman, hiçbir şey yapmamak en iyisi
olmuş olanların ve olacakların farkında olup, yine de nerden geldiği belirsiz bir güvenle 'koy götüne' modundaki insan türüdür.bu tür insanlar genelde çevredeki kaygısız, tembel ve üşengeç kişilere bakıp kendilerini avutmaktadırlar.*
nazi almanyasındaki papazın sözleri;

naziler
- yahudileri götürdüler bana birşey olmaz dedim sesimi çıkarmadım.
- komünisteri götürdüler sesimi çıkarmadım.
- çingeneleri götürdüler sesimi çıkarmadım.
- eşcinselleri götürdüler sesimi çıkarmadım.
- beni götürmeye geldiler sesini çıkaracak kimse kalmamıştı...!
(bkz: berbat bir durum)
insanı derin üzüntülere iten bir durumdur. tabi ki sonuçta insanız.
çaresizliğin dibe vurmuş halidir.
keşke zaman biraz daha yavaş aksaydı dersiniz, çünkü öyle kısadır ki zaman, sığmaz yapacaklarınız içine.
her şeyi bil ama yapma zihniyeti taşıyan kişi eylemidir.
(bkz: çaresizlik) ya da (bkz: çaresizliğin boşvermişliği) nokta.
bazılarının insanlar üzerinde baskı uygulayıp birşey yapmalarını engellemesi sonucu oluşan durum.
bir garip bekleyiştir, arayıştır. bekleyerek aranır.
farkında olmanın getirdiği çaresizliği yaşamanın sonucu ortaya çıkan durum.
bir süre sonra kendinize olan öfkenizi büyütecek olan eylemdir.
elden birşeyin gelmesemisnden insan hiçbirşey yapamaz.
aldatılan umutsuz avrat davranışıdır. allah kolaylık vermelidir.
tıkanmak,ittirememek,sessiz çığlıklarla boğulma durumu...
Gelecek yıllarda pişman olacağını bilmektir.
(bkz: sınavı olup da çalışmamak)
pastaya oturup sikimi yalarsın, sike oturup pastayı mı yersin? gibi bir şey. yaşadım, çok kötü. ama hiç birine oturmadım.

siki pastaya mum yaptım üfledim, sönmedi. üfledim, sönmedi. fırına koydum pişirdim.

aşıktım, yaptım. aşk insana ebesininkini bile gösteriyor arkadaş. ben bunu yaşadım, bunu bildim.
(bkz: mış gibi yapmak)
böyle bir durumda en büyük yanılgı herşeyin farkında olduğunu sanmaktır . herşeyin farkında olan insan sadece öylece duruyor olmanın bile bir şey yapmak olduğunu bilir. hayat bazen sadece durup bakmanı gerektirebilir.
olayların ya da fırsatların lök diye ayağınıza düşmesini sağlayandır bazen.