bugün

hemşehrilerin birbirini kollaması durumudur.
genellikle gurbette hemşerilerin birbirlerine arka olmasıdır.birisi iş adamıysa ötekini işe almalıdır,birisi yeni gelene iş,ev gibi gereçleri bulmalıdır.
(bkz: bugün sana yarın bana)
(bkz: sözlükte hemşehricilik)
yaşadığımız toprakların en baba sorunlarından biridir zannımca. ve şu hayatta ' nerelisin' sorusundan nefret etmeme, bu soru bana yöneltilince koşarak uzaklaşma isteğinin içerimde bir yerlerde peyda olmasına sebep olan 'şey'. gerçi bunda 'aidiyet' duygumun eksikliğini de göz ardı edemem.
nedir bu, 'nirelisin hemşerim' sorusuna beklediğin yanıtı alınca oluşan, sırtını dayamayahut kayırma isteği? ayrıca nedir yani şehirlere yüklediğimiz bu önyargılar silsilesi? insanları geçtik artık şehirlere yükleniyoruz. isnad üstüne isnad.

' istanbul'un suyuna izmir'in kızına güven olmaz abicim'

' adana'dan adam çıkmaz, ahanda buraya yazıyom'

' o gayserililer yok muu suya götürür susuz getirir billah'

' gonyalı mıymış!? allaaan yobazı'

gibi hepimizin düştüğü gafletler vardır. yanlıştır. yapmayalımdır. ha bu arada, 'kardeşim' dediğim insan adanalıdır, en güzel dostluklarıma ev sahipliği yapan yer kayseri'dir dolayısıyla kişiler de kayserilidir. istanbul'da çeşmeden su içemiyorum, bak bu doğru bir önerme sayılabilir. izmir'in kızlarıyla ise ilgilenmiyorum! e tercih meselesi tabi.

notgibibişey: yukarıdaki şehirler örnek mahiyetinde verilmiştir. alınmak fuzulidir.
toprağını * yabancı ellerde koruma, kollama, yeri geldiğinde grup oluşturup adam dövme, yeri geldiğinde tırt bir dernek, vakıf açıp içinde kumar oynatma, yeri geldiğinde bu dernekler/vakıflar aracılığıyla burs verme gibi manalara gelmektedir hemşehricilik. coğrafi bölgelerden başlayıp illere, ordan ilçelere ordan da köylere kadar iner. ilçeden köye inildikçe samimiyet artar ve son noktada enseye şaplak göte parmak haline gelir. çok önemlidir insanımız için çok. bari 2 anekdok anlatıyım da pekişsin konu *.
ilk olayımız devlet dairesine memur alımı esnasında geçmektedir. o zamanlar koalisyon hükümeti devridir. ß bakanlığına bağlı bir kuruma bir kişi alınacaktır. bakanlığın bakanı x şehrindendir *. kendi partisinden x şehirli biri var mı diye aratıp sordurur ama bulamaz maalesef **. bunun üzerine y partisine giderek * * "sizde x şehrinden olan birisi var mı" diye sorarak işe alım yapmışlardır.

okuduğumuzu anlayalım

soru 1: entryde anlatılan hikayenin ana teması nedir?

cevap 1: hemsehricilik, particilikten daha önemlidir.

soru 2: hemsehri hemsehriyi gurbette .... diyorlar, doğru mudur?

cevap 2: parçada buna yönelik bir şey anlatılmamıştır. fakat benim duyduğum kadarıyla skeni de var skmeyip saklayanı da.

2. hikayemiz ise, ülkemizden özgürlükler ülekesi abd' ye giymek için gerekli ayarlamaları yapan birisi eline valizini kapar ve de abd' ye ulaşır. "surfin' usa" tadında bir karşılama beklerken havaalanında, karşılamaya kimse gelmez. namazında nitazında olan arkadaş en yakın camiye gider. burda bi kaç kişiyle konuşurken nereli oldukları sorarlar. ve de aynı bölgeden oldukları ortaya çıkar. abd' deki hemşehsisever vatandaşlarımız arkadaşımıza "gel takıl bizimle" der. ve de takılırlar birlikte, iş felan bulur, çalışır vs. vs. manzum hikayemiz de burda biter.

okuduğumuzu anlayalım.

soru 1: parca hemsehriciliğin hangi iyi yönünü vurgulamaktadır?

cevap 1: parcada hemsehriciliğin dayanışma yönüne vurgu yapılmış, abd 'ye gitsek bile takılacağımız birilerinin varlığını göstermiştir.

soru 2: hemşehri hemşehriyi ne yapmıştır?

cevap 2: hemşehri hemşehriyi gurbette desteklemiş, hemşehrisine yardımcı olmuştur. öpme kısmı ise muğlaktır.

evet tenffüs zili, zaten bıktım hemşeri diyememekten, hemşehri de hemşehri. derste de formata uygunluk olmalı ama dimi. neyse bi sonraki derste görüşmek üzere. teneffüste çişinizi yapın, bana parnak kaldırıp "örtmenim çişim geldi, bokum geldi" demeyin. terbiyemi bozmayın laaannnn.
-nerelisin abicim sen?
-istanbulluyum.
-yok abi aslen nerelisin?
-istanbulluyum abicim. doğma büyüme buralıyım.
-yok abi onu demiyorum, baban nereli? soy sop falan. *
-usta biz yedi göbek istanbulluyuz. uymadı mı sana?
Toprakçılıkın diğer adı.
türkiye'deki bir hem adam kullanma ve hem de adam kayırma yönetmi.
adaletsizlik ve haksızlığın en büyük kaynaklarından biri. elimde olsa kanunla yasaklarım.
Gurbette hemşehriye yapılan kıyaktır.

Çalıştığım devlet kurumunun işleri nedeniyle kurumdan amirimle beraber ankara ya 3 günlük resmi bir ziyarette bulunduk. ismi lazım değil 3 farklı kuruma gittik. Gidilen her kurumda, görevi sadece resmi prosedürü uygulamak olan her personele sırf işi çabuklaştırsınlar diye (kimi düz memur kimi müsteşar yardımcısı kimi de özel kalem) çeşitli hediyeler* * * * verdik. hediye dediğime bakmayın bildiğin rüşvet bana göre. paketleri taşırken bile utandım. kendimden değil, düzenden. neyse, işlerimizi bir türlü halledemedik. ta ki görüştüğümüz personellerden biri hemşehrimiz çıkana kadar. adam 5 dakikada ilgili yerleri telefonla arayarak işi halletti. iş bitince de kapıya kadar uğurladı. o an anladım. ankara da işler hemşehricilik ile yürürmüş.
destek tamam ama tercih sebebi olmamalıdır , hiçbir konuda, adaletten uzaklaştırır mağduriyet yaratır, ve dikkat mağdurun duası kabul olur derler.
yavşaklıktır. insan insandır . hem ne toprak kaymaları vardır .
sebepsiz gibi görünse de aidiyet duygusundandır, efendim.

(bkz: takım tutmak)
bursa çocuğuyuz her yerde sevişiriz gibi.
türk tipi masonluktur.

büyük şehirlerin baş belası virüsüdür.

yok edilmesi ülke hayrınadır.
Hemşehri hemşeriyi gurbette severmiş. Yapmayın gereksizdir.
ezikliğin sefil bir tezahürüdür. her ne kadar itiraf etmeseler de, birey olarak bir kıymetleri olmadığını bilenlerin, alakasız anlamlar yükledikleri memleketlerinin kimliğine sığınarak adamdan sayılmaya çalışmasıdır. boş kafalara yakışan boş iştir. uzak durunuz...
Eskişehir'liler arasında güçlü bir "hemşehrilik" ilişkisi yoktur...
Mesela bir Eskişehirli, diyelim istanbul'da, sırf hemşehrisi diye bir Eskişehirliyle "dayanışmaya" girmez.
Ama yine de insan bir "hemşehri" görünce seviniyor.