bugün

yaprak dökümündeki ferhunde'den duymuştum sanırım bu sözü. çok hoşuma gitmişti. hiçbir şeye şaşırmamaya başlayınca insan, bu laf diline dolanıyor ister istemez. hayat işte!
hic beklemedigin anda hic beklemedigin bir sey olunca gecer aklindan hayat iste böyle bu isler dersin kendi kendine.
(bkz: hepsi hepsi hayat nasıl olsa)
ne olsun gibi bir anlam.
(bkz: yuvarlanıp gidiyoruz)
biz buluyorduk ama hayat çok kıskançtı, çekip alıyordu elimizden uykumuzun arasındaki çocukluk sesimizi. hayat işte...

hayat işte..
okyanusun en dibinden çıkardığın bir inci tanesine,
şuursuzca bağlanıp kalmak.
çamurlu, dikenli, sapa bir yolda yürürken aldırmadan,
ansızın düşmek ölürcesine.
koyu gri bir yağmura katıp gözyaşlarını,
ağlamak sessizce.
leylim leylim.. hoşçakal.

mutluluk şimdi daha hızlı kaçmakta..
ellerimde henüz uçup gitmiş bir kuşun beyaz tüyleri,
lüzumundan fazla beyaz bir kar yağmakta,
en küçük izlerini örtmek istiyor sanki kış.
gökyüzünde arıyorum artık seni,
inme sakın dünya'ya hayat kirli!
meleklerin yeri gökyüzüdür, orada kal.. meleğim.
(bkz: ne garip vapurlar filan)
hayat işte.. bir boka yaramıyor. hep böyle bir adam olma çabaları , hep olmadığın biri gibi davranma çabaları. birini sevmek,sonra terk edilmek ya da terk etmek. sonra kendini başka birine ispat etmeye çalışmak. yok primim ödendi mi , yok yaşı mı beklerim sabaha mı bırakırım . yok şu yok bu .
hayattan yenilen türlü tokatlardan sonra, kişinin çaresizliğini betimlemek adına kullabileceği söz öbeği. kolaydır tabi, kendi beceriksizliğini hayata yüklemek... suçlu ya hayattır ya kader; kişi her daim hayatın sillesini yiyen masum konumundadır *.
hayat işte boktan bir dünya,sifon çekip durma.
böyle olduğunu sandığımız hayat bize dayatılandan başka bir şey değil, aslında dememiz gereken hayat işte bu değildir.

"yaşam denilen akan nehirde insanlar kendilerine küçük bir havuz kazıp orada kokuşuyor ve ölüyorlar. Umarım insanoğlu doğanın bir parçası olduğunu kavrayabilecek ve insanların üretitiği dinleri, ideolojileri, sistemleri yok edecekler... yaşamın anlamını keşfetmeye başlayacaklar."

(bkz: Jiddu Krishnamurti)
(bkz: söverim gelmişine geçmişine)
baki evkaralı şiiri.

hayat işte ne diyebilirsin ki,
bazen güldürür insanı, katıla katıla gülersin.
kader oyun oynar, bazen kötü bazen de iyi,
hayat işte ne diyebilirsin ki.

dostların sırt çevirir bazen.
sonbaharda dökülen yapraklara dönersin.
yalnızlık hapishanesinde hüküm verirler birden.
kırılmıştır kalem verilmiştir cezan, değiştiremezsin.

ayrılık kapını çalar birden,
ayrılamazsın istemesen de,
yaşlar süsler gözlerini,
hayat işte ne diyebilirsin ki
hayat işte...

bir gün sana öyle bir şey verir
ve sen,
bütün aldıklarını unutursun...
manevi açıdan ağır yaralı birisini teselli ederken kullanılan öbek.

-hayat işte oğlum hayat, ölüm de hayatın parçası.
kabullen ve otur aşağı, anlamlı söz öbeği .
zorla yaşatıyor seni.
kimi raikkonen kimi kamyon şoförü.
hayat her zaman yeni hikayeler hazırlar bizlere
tam bitti derken yeniden başlarız herşeye...
(bkz: c est la vie)
Bir erol buyukburc deyimidir.
Senin istediğin gibi değil, kendi istediği gibi ilerliyor. Evet.
Nedense aklıma hep Erol Büyükburç geliyor.

Saygısızlık yapmadığımız herhangi bir değerimiz, bir sanatçımız, bir bilimadamımız kaldı mı acaba sayın ahali?

Saygılar sunuyorum azizim...
olsun dersiniz.