bugün

toptan meyve sebze borsası.
durum, şekil manası da taşır.

halime bak dertli çal kemancı.
maddenin uc hali vardir: kati sivi gaz..
(bkz: haller genclık merkezi)
osmanlıca sirke.
(bkz: meyve sebze hali)
(bkz: hürriyet anadolu lisesi) *
hal

pencereme vurmayın, ödüm patlayabilir;
dokunmayın, vücudum boşluğa kayabilir...

(1976)

necip fazıl kısakürek.
Elazığ ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: elazığ/#8517376)
(bkz: hal 9000)
var olan durumun iyi olduğu anlamında kullanılır.

(bkz: halsizlik)
sözle ve yazıyla anlatma veya anlaşılma imkânı bulunmayan hal*.

-alıntı-
Sözlükte "değişme, dönüşme, durum ve tavır" gibi anlamlara gelen hâl (çoğulu ahvâl) bir tasavvuf terimi olarak, insanın iradesi ve çabası olmadan ilâhî bir lütuf olarak kalbe gelen his ve bunun ruh ve bedene yansıması demektir. Neşe - hüzün, kabz - bast gibi rûhî durumlar gelip geçici bir his ve heyecân olup süreklilik göstermezler. Ancak bir hal yok olunca, hemen onun ardından onun bir benzeri veya zıddı olan başka bir hal meydana gelir. Hz. Peygamber'in sohbetlerinde bulunan Hanzale ibn Rebî'in O'nun huzurunda iken cennet ve cehennemi gözüyle görüyormuş gibi bir hal yaşaması, huzurundan ayrılınca da bu duyguların kaybolması, durumundan yakınan Hanzale'ye, Hz. Peygamber'in bu hallerin zaman zaman meydana gelebileceğini, ancak devamlılık arzetmeyeceğini haber vermesi (Müslim, Tevbe, 12) mutasavvıflarca hâl sahibi olmanın önemini belirtmek üzere örnek olarak verilir. Sûfiler, ancak yaşanarak anlaşılabilmesi, sözle ve yazıyla anlatma veya anlaşılma imkânı bulunmamasından dolayı tasavvufa, ilm-i hâl adını vermişlerdir. Geçici olan duyguların (hâl) süreklilik arzetmesine, makam denilmektedir. Makamlar, irade ile ve çalışarak elde edilir, haller ise samimi olarak iyi işler ve güzel davranışlar ortaya koyanlara Allah'ın lütuf ve bağışlarıdır. Ayrıca her makamın kendine mahsus halleri vardır. Manevî halleri yaşamakta olan bir sâlikten bazı kerâmetler zuhur edebilir. Bu itibarla ehl-i hâl bazen duası makbul kerâmet sahibi velî anlamına da gelir.
-alıntı-
(bkz: hal ehli)
(bkz: hâl)
zincir marketlerdeki müşteri sayısının oluşturduğu toplu alım ihtiyacı miktarını hiç bir hal karşılayamaz.

zincir marketleri market olarak değil, ülkemizin tarım üretimini müşteri talabeine göre yönlendiren çok büyük alıcılar olarak görmeliyiz. örneğin, hiç bir salça fabrikası domates ihtiyacını halden tedarik edemez, mutlaka çiftçi ile domates üretim sözleşmesi yaparak fabrika kapasitesini tam doldurmak zorundadır.