bugün

lombak'ta çizmeye başlayan karikatürist.
semra can'dan özendiğini düşündüğüm karikatürist.
lombak'ta çizmesi bile büyük bir şaşkınlık iken şimdilerde penguen'de köşe kapmış çizerdir. iki üç karelik hikayeler çizer. hikayeleri sanki büyük bir hikayenin ilk 2-3 karesi gibidir. sonucu yoktur. eee? dersiniz okuduktan sonra. ayrıca çizgisi de oldukça zayıftır. lakin penguen dergisinde köşe aldığına göre ilerde (sanırım bir 7-8 sene sonra) iyi bir çizer olma ihtimali vardır.(sanmıyorum).

edit değil de bir ek: 5 şubat 333 no lu penguen sayısındaki köşesi, mizah tarihinin en içler acısı köşesi olmuştur bence. aslında bence diyerek iyi niyetli davranıyorum...
mizaha olan ilgimi azaltıyor. şaşkınlıkla izliyorum.
penguen'e yakışmayan çizer. kıskanç dede çoğu zaman içler acısı. hoş olaylar kurgulayabiliyorancak mizahi bir karikatür dergisinden beklenen güldürme eşiğinin hayli altında karikatürleri.
aslında buraya yazıp kendisine meşhur olma yolunda katkı sağlamak istemezdim zira haketmiyor.

kendisi uzun süredir uykusuz a karikatürlerini gönderen bir çizer. hatta uykusuz da yeni açılmış karışıksle adlı köşede karikatürleri yayınlanıyor. zamanında lombak ta da çizmişliği vardı.

belli ki çok hevesli ve heyecanlı bir çizer. çizdiklerinin kalitesine -her anlamda- bakmadan yolluyor dergiye karikatürleri. bence karikatürdeki en önemli unsur olan anlatılan kısmında çok çok başarısız. bir kere esprileri güldürmekten çok öte. tamam kendisi sanatsal karikatür çizmiyor, mizah dergisi ayarında komik karikatürler çizmek istiyor bu çok bariz. ama beceremiyor.

her karikatüristin kendisine has espri tarzı bu çizerde oluşmamış henüz. örneğin umut sarıkaya ve serkan altuniğne nin çaylak dönem karikatürlerine bakarsanız daha o zamandan yeteneğin kokusunu alabilirsiniz. ama bu çizer de o yok.

çizgisi kesinlikle özgün değil.

kendisi bir kadın olarak sürekli kadınların bakış açısından ve kadın hayatının kesitlerinden parçalar sunuyor ki bu fevkalade tiksindirici. çizdiklerini her görüşümden sonra bir erkek olarak kadınlardan soğuyorum. bu durum tiksindirici olduğu kadar da itici. yani komik değil. -gece sevgilisine vermemek için bilgisayarda işi varmış numarası yapıp nininini diye gülen kadınla nasıl güldürebilirsiniz ki okuyucuları?- ha çizdiklerine gülen kadınlar olabilir. ama çoğunluğun gülmediğinden eminim.

ben bu karikatüriste bu kadar kredi verilmesini de anlamıyorum. belliki gelecek vadetmiyor. neden hala bu kadar ısrarcısınız? tamam kadın çizere ihtiyaç var piyasada ama önünüzde duran numune de şekillenmeyecek. balık baştan kokuyor. nedir bu ısrar? başka kadın çizer mi yok türkiyede?

sözün özü buradan uykusuz a iş çıkmaz. başka kaynaklara yönelmek lazım.

not: kendisine bu kadar şey yazdım ya. umarım boşa gitmez. çüzkü biliyorum ki uykusuz tüketicisinin taleplerine anında tepki verebilen bir dergi.
sadece mizah dergisi edtörlerinin sevdiği, mizah okuyucularının sevmediği bayan çizer.
karikatürlerinde genellikle bir cinsellik hakim olan çizer.bilerek mi yapıyor yoksa gerçekten yaşadıklarını mı çiziyor bilmiyorum ama yaşadıkları ise çok sopa kaldırmış belli.
uykusuz'dan soğutur adamı, o derece.

çizgisi çok kötü bi kere. he deniz ensari'nin de çizgisi berbat ama bi süreklilik var çizimlerinde. göksu gül, gerçekten her yönden itici.

bu haftaki kurban temalı köşesi de kötüydü. sevmiyorum ben bu insanı. köşeyi. çizimi. vs vs...
uykusuz'da olmasa keşke dediğim birkaç köşeden biridir bu da.
yine de leman dergisindeki bütün çizerlere taş çıkarır, daha gençtir, gelişecektir, sabırlı olmak gerekir, ben iyi yerlere gelebileceğinden eminim.
erkek çizer çoğunluktaki uykusuz'a bir kadın çizer olarak katkısı çizgilerinden çok daha fazla ve anlamlıdır. amatör kadın çizerlerin illa ki üslubundan feyz alması gerekmez nasıl olsa.

kişisel görüşüme gelecek olursam, ilk karesinden itibaren takipçisiyim. mizah dergilerini hiçbir zaman gülmek için almadım zaten ben, belki de problem bendedir. veya göksu gül'den göksu gül performansı dışında bir şey beklemediğim için de olabilir.

iyi olacak o, daha da iyi. üstelik çok kısa bir süre içinde.
sanırım espri konusunda epey kısır olduğu için yaşadığı hikayeleri resmediyor. tabi biraz süslüyor, allıyor-pulluyor falan. ersin karabulut un da tarzı bu ama adamın her karikatürü şaheser.

hani aptal kızlarla muhabbet edildiğinde kız iki saat boyunca, annesinin o gün yerleri sildiğini, yerleri silerken bir damla çamaşır suyunu kızın elbisenine damlattığını, kızın bu duruma nasıl tepki verdiğini, onun en sevdiği elbisesi olduğunu falan anlatır. anlatır da anlatır. kafanızı siker. siz de kıza ayıp olmasın diye "hı hı evet" ler eşliğinde dinlemiş numarası yaparsınız. işte o göksu güldür.

olmuyor işte kardeşim. bu kızın kumaşında karikatüristlik yok. kız 30 una merdiven dayamış, yıllardır karikatür gönderiyor dergilere, köşe bile verdiniz. gördünüz ki olmuyor. kimse de beğenmiyor. zorlamak niye? bu saatte sonra bir umut sarıkaya yahut uğur gürsoy mu kazanmayı bekliyorsunuz?

ben bu dergiye her hafta para veriyorsam bir müşteri olarak da tepki mi koyarım. ben bu kadını dergide görmek istemiyorum. belli ki çok büyük bir çoğunluk da istemiyor.
çok hoşuma giden bir çizerdir.

ulan neden eleştiriyorlar anlamıyorum bu hafta olmadığı için çok üzüldüm.

çocukluk hikayelerini yazıyor genelde ama gerçekten çok eğlenceli.
bir zamanlar cici'de minicik diye bir köşesi olan çizer. sevmezdim.
hoşuma giden hikayeler üreten çizerdir.
bir kadının bakış açısıyla günlük travmaları anlatan uykusuz çizeri.

karikatürlerinde işledikleri ile ersin karabulut'un bayan versiyonu gibi bir çizer profili yaratmaya çalışıyor gibi. ancak anlattığı hikayeler bizim de içinde yaşadığımız bir hayattan değil de yabancı bir gençlik dizisinden fırlamışçasına yapmacık... üzerine lafı dönüp dolaştırıp her seferinde "bir zamanlar şöyle bir erkek arkadaşım vardı"'ya bağlaması da ayrı bir itici.

ha, gerçek suretini görmemiş olsam da kendini çizdiği karelerden anladığım kadarıyla kısa saçları, fularları ve dövmeleriyle tarz sahibi, hoş bir ablamız gibi ama o da apayrı bi konu...
önceleri özgün kaygılı karikatürler kasıp bi boka benzemediği anlaşılınca -ve dergide kendisine tanınan muazzam kredi bitmeye başlayınca- başından geçen yalan-doğru hikayeleri karikatürleştirerek sözlükteki ergen, benmerkezci, sürekli kendisinden bahseden, kendisinin anlattıklarını dinlerken sıkıntıdan geberilen, ama ayıp olmasın diye ya da "verir" umuduyla numaradan dinlenilmeye devam edilen kızların dergi versiyonuna dönmüştür.

zaten vasattı, şimdi iyice...

bu kadar kredi verilmesi anıl duman a, ahmet cambaz a, diğer genç yazarlara haksızlıktır, bok yemektir. türk karikatürünü sikip sübyancılık yapmaktır.

30 una dayanmış bir kadın çizer beli ki bu saatten sonra bir halt olmayacak. daha da zorlamaya lüzum yok.
"ııyy iğrenç kadın uykusuz almak istemiyorum bunun yüzünden" gibi cümleleri hak etmediğini düşündüğüm karikatürist.

çizimi çok iyi olmayabilir belki. fakat amacı ersin karabulut 'un dişi versiyonu olmak değil bence. seviyorum göksu gül'ü. uykusuz'da ilk kez köşesini gördüğüm zaman okumadan geçmiştim çoğunlukla. ama bir kere okudum ve hoşuma gitti, getirdim devamını. anılarından bahsediyor, kardeşini kıskanmasından, erkek arkadaşından, dedesinden... ne bileyim samimi geliyor bana.

şimdi bahar'ın sosyal çevresi diye bir hikaye çiziyor ama anılarından bahsetse daha iyi.
başarılı uykusuz çizeri. tebrik edilesi insan. genellikle içimizden konulara değinmeyi layıkıyla beceriyor. ailecek izliyoruz.
son zamanlarında bahar'ın sosyal çevresi isimli hikaye serisine bayıldığım uykusuz karikatüristi. hikayede bahar'ın küçük kardeşi ali var ki insanı gülümseten, çok sevimli bir karakter.

--spoiler--
off allahım ben neden kim kardişyan 'ın * erkeği değilim de ali'yim? niye? haksızlık bu. ben evlenmek istiyorum.
--spoiler--
komik olmaya kasarken domates gibi kızaracak, alnından üçüncü gözü pörletecek diye koktuğum.

komik değil. net. komik olmaya kasarken son haftalarda iğrençleşmeye başladı.

uğur gürsoy gibi bir tespit ustası fırat karakterini köşesinde komik olmaya zorlarken fırat a "biz bir kere sümük beslemiştik" i dedirtişti.

çünkü fırat çocuk. çocuk işte. aklı da çocuk. elbette yetişkin zekasına sahip değil. bu yüzden komik olmaya çalışırken iğrençleşiyor.

bu sözde çizer de böyle. komik olmayı beceremediği için son haftalarda mide bulandırıcı olmaya başladı.

hadi fırat çocuk. ondan iğrenmiyoruz. ya sen?

spoiler

kedinin götünde kurt vardı. kımıl kımıldı. kedi götünü yüzüme sürüyor.

anneeee hede kapuska kusuyor.

hede ishal sıçmış. mısırlı, domatesli.

spoiler

kesinlikle komik değil. süzme iğrenç.

komik olmaya kasarsan bu kadar olur. bir yerden sonra kısırlıktan kafayı yiyip duvarlarını kırar, başka aleme geçersin.
yazarlar tarafından çizerliğinin sadece kadın olmasından dolayı beğenilmediğini düşünüyor. halbuki güzel ve bizden hikayeler yazıyor.
bir semra can çizgisinde değildir.
hakkında girilen entryleri abartılı bulduğum yazardır. hele ki uykusuz'un son birkaç sayısında kendini anlattığı köşesini gördükten sonra. kız gayet güzel çiziyor işte arkadaş. uykusuzun formatına da cuk oturuyor zannımca çizdikleri. daha ne olsun? ben çok beğeniyorum kendisini ilgiyle takip ediyorum ve edeceğim de.
güncel Önemli Başlıklar