bugün

öncelikle ziplamayiniz. pezevenk esas olarak italyanca'dan dilimize geçmiş olan - ve birazda modifiye edilmiş olan- pezzonovante sözcüğünden dilimize sirayet etmiştir.

bu gerekli bilgileri verdikten sonra konumuza finger basabiliriz. efendim bildiğiniz gibi güneyamerika'nin kendine has bir tropik iklimi olmakla beraber uzak asyadan bir kisrak basi topraklarimizda yetişmeyen bir cok ürünler yetişmektedir. yetisse bile o güney amerikada üretilen ürünlerin kalibresinde olmadiği için tirt olmaktadir.

günümüz globaliğin hüküm sürdüğü ve uluslarasi zincir firmalarin revacta oldugu için farklilastirmalar yaratmak için ithalat kalemleri cesitlilik göstermektedir.

ticaretin ana ilkesi olan 'ilk yapan sen ol prensibi' ile kişi ve kişiler arayişlar içindedir. bu suretle atiyorum mango, papaya, ananas hatta kahve falan ithal edilir.

gelgelim gümrük vergilerinden ötürü kici kirik bir ürünü, ürün değerinin üzerinden hesap edilen %40 gümrük vergisi, ötv ve bunlarin toplaminin %18 katma degdirir vergisi nedeniyle 3 kurusluk mal tüketici 30 kurusa mal olmaktadir.

bir takim sabalaklar diyeceklerdir ki 'efendi efendi, benim ahalim aç, sen neden bahsediyorsun? bize türk mucizesi anadol araba ile maltepe sigarasi yeter' diye muhalefet edeceklerdir.

varsin etsin, lokalliğin yeksenakliğindan bulanmaktansa globalliğin maceralarina bogulmak ve evrensel lezzetlere gark olup şaşirmak daha iyidir derim ve sunu ilave ederim.

madem ki anadol ile maltepe sigarasi yeter size o zaman vivid filmi izlemeyin arkadas, devam edin zerrin egeliler ve sermet serdengecti'nin celik comak filmlerine derim.

sözün özü, avakadonun soyup cekirdeklerini cikar, sonra zeytinyağina bula sonra tuzla. bak bakalim sende kolestrol kaliyor mu efendi.... hadi pazara gidelim pazara bes avakado alalim, happir happir huppur yiyelim. form yiyip formda kalmaniza gerek kalmasin.