bugün

Öğrenci sendikasıdır.

ne istiyoruz?

Yaşamımızın büyük kısmının geçtiği okullarımızın yönetiminde yer almak, şehirlerimizde öğrencilere yönelik birkaç kolaylaştırıcı önlem alınması bile büyük bir değişim yaratacaktır. GENÇ-SEN in hedeflerinden bazıları şunlardır:

Öğrenci kimliği olan herkesin toplu taşıma araçlarından, sinema, tiyatro gibi kültürel etkinliklerden parasız yararlanabilmesini,
Öğrenci kimliği olan herkesin medikolardan ve tüm sağlık kurumlarından parasız yararlanabilmesini,
Üniversiteye girişimizin 3 saatlik bir sınavla belirlenmemesi, isteyen herkesin parasız üniversite eğitimi alabilmesini,
Burs karşılığı çalışma programlarının kaldırılması, tüm öğrencilere öğrenim süreleri boyunca karşılıksız burs verilmesini,
Varlık nedeni öğrenciler olan okullarımızın bütçelerinin nasıl kullanılacağına dair karar mekanizmalarında, yemekhane, laboratuar, spor tesisi, kantin, atölyeler vb. tesislerin kimler tarafından ve nasıl yönetileceğinde, buralarda uygulanacak fiyatların belirlenmesinde karar hakkımızın olmasını,
Okullarımızdaki müdür, dekan, rektör gibi yönetici pozisyonlara kimlerin getirileceğinde karar hakkımızın olmasını,
Tüm öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının karşılanması, yurt şartlarının iyileştirilmesi ve yurt yönetiminde söz ve karar hakkımızın olmasını,
Derslere zorunlu olan kitap ve diğer materyallerin ücretsiz temin edilmesi, ders programlarının ve müfredatın belirlenmesinde karar hakkımızın olmasını,
Yazın tatil yapabilmemiz için kamuya bağlı sosyal tesislerden öğrencilerin parasız yaralanabilmesini,
Lise ve üniversite öğrencilerinin staj yoluyla ücretsiz çalıştırılmamasını, okul sonrasında karşımıza çıkan KPSS, Yetkin Mühendislik vb. sınavların kaldırılmasını ve okuduğumuz alanlara dönük iş garantisi,
Lise ve üniversitelerde gerici disiplin yönetmeliklerinden doğan keyfi uygulamaların kaldırılmasını, eğitimin özgür ve demokratik olmasını,
iSTiYORUZ!!!

Mümkün!
Malezya dan Kanada ya kadar pek çok ülkedeki öğrenci sendikaları ve birlikleri yukarıda saydığımız taleplerin birçoğunu elde edilmiştir. Öğrenciler sendika aracılığıyla vermiş oldukları mücadele sonucunda üniversite yönetiminde söz hakkı kazanmış, özellikle kampüslerde düşük fiyatlı yemek, barınma, fotokopi, kitap, ulaşım vb. hizmetlerin sağlanabilmesinde devlet ve üniversite bütçelerinden ciddi bir pay ayrılması sağlanmıştır. Örneğin; ingiltere deki üniversite öğrencilerinin kimlikleri NUS (Ulusal Öğrenci Sendikası) tarafından verilmektedir. Bu kimliğin kendisi öğrenci olduğunuzu kanıtlayarak birçok hizmette öğrenci indirimi için yeterlidir. isveç teki öğrenci sendikaları üyelerine danışma hizmeti vermekte ve kendine ait gazete ve dergi çıkarmaktadır. Portekiz ve Avustralya daki sendikalar hem öğrencilerin haklarını savunmakta hem de spor ve kültürel aktivitelerin geliştirilmesini ve akademik festivallerin düzenlenmesini sağlamaktadır.
Dünyanın pek çok yerindeki kampüslerde sadece ve doğrudan doğruya öğrencilerin sorumluluğunu aldığı, içinde öğrenci kulüpleri odaları, spor tesisleri, yüzme havuzu, kafeterya, lokanta, kırtasiye vb. tesisleri barındıran binalar bulunmaktadır. Bu binaların kullanımı öğrencilerin sendikaları aracılığıyla demokratik olarak belirlenmektedir.
Son dönemde Fransa, Şili ve Yunanistan da birçok kişiyi heyecanlandıran önemli kazanımlar yaşanmıştır. Fransa& da öğrenciler sendikalarıyla 26 yaş altındakilerin güvencesiz çalıştırılmasını sağlayan yasayı (CPE) durdurmuşlardır.

Türkiye de sendika niteliği göstermese de benzer bir uygulama olarak ODTÜ-ÖTK (Öğrenci Temsilciler Konseyi) deneyimi gösterilebilir. ODTÜ& lü öğrenciler müfredatın değişmesinden rektörün seçilmesine, okuldaki ders notlarının toplanmasından yapılan festivallere kadar birçok konuda aktif rol oynamıştır.

Türkiye& de bir öğrenci sendikası neden olmasın? Örneğin her kampüste öğrencilere ait sosyal yaşam alanları yaratılamaz mı? Öğrenciler kendileriyle ilgili kararların alınmasında söz sahibi olamaz mı? GENÇ-SEN, mümkün olduğu inancıyla yola çıkıyor.

Nasıl elde edebiliriz?
Biliyoruz ki her öğrenci yukarıdaki taleplerin gerçekleşmesini arzu eder. O zaman tek yapmamız gereken bu taleplerimizi ilan edip adım adım hedefimize yürümektir. Başarıya ulaşmamız ancak öğrencilerin çoğunluğunun bu hedefe doğru yürümesiyle mümkündür.

Eğer öğrencilerin çoğunluğu bu talepleri dile getirip kazanmak için birlikte adım atarsa önümüzde kimse duramaz. Biz milyonlarız, genciz, umutluyuz. Biz geleceğiz.

Taleplerimizi dile getirip bunları elde edebilmek için birlikte hareket etmemizi sağlayacak
Farklılıklarımızı sorun olarak değil yaratıcı bir zenginlik kaynağı olarak görüp bunları ortak taleplerimiz için harekete geçirecek
Her öğrencinin katılabileceği, söz hakkı olacağı, karar alma süreçlerini etkileyebileceği
Demokratik ve aşağıdan yukarıya doğru oluşturulacak
bir koordinasyona ihtiyacımız var.

Pasosu olan herkese açık olan bir öğrenci sendikası isteyen GENÇ-SEN, bu işlevi yerine getirmek üzere yola çıkıyor.

Neden sendika?
Taleplerimiz etrafında tek tek bireylerin mücadelesi ya da tek tek okul veya illerdeki mücadeleler, bu mücadeleyi birleştirecek bir zemin olmamasından dolayı başarıya ulaşamıyor. Aslında hepimiz aynı sıkıntılarla boğuşuyoruz ve keşke böyle bir alternatif olsa diyoruz. Ülke düzeyindeki güçlerimizi birleştirerek sadece okul yönetimlerine değil, TBMM, YÖK, MEB, belediyeler gibi kurumlara karşı en temel ve yasal haklarımız olan yukarıda saydığımız taleplerimizi meşru bir şekilde dile getirmek ve bunların arkasında bir öğrenci sendikasıyla durmak mümkün.

Ayrıca çoğumuzun ailesi emeğini satarak geçimini sağlıyor. Okullarda ve üniversitede yaşadığımız barınma, yüksek dershane ücretleri, ulaşım, burs alamamamız vb.- sorunlar yüzünden çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Aslında bireysel öğrenci sorunları olarak görülen bu sorunlar ailelerimizi ve toplumun büyük bir kısmını ilgilendiriyor.

Üstelik mezun olduktan sonra yine pek çoğumuz emeğini satarak hayatımızı devam ettireceğiz. Bu yönden bakıldığında da öğrencilerin sorun ve talepleriyle emekçilerin sorun ve talepleri önemli ölçüde ortaklaşıyor. GENÇ-SEN&in, DiSK çatısı altında olması, hem diğer meslek gruplarının sendikal mücadele deneyimlerinden faydalanmamız hem de ortak sorunlarımızı çözmek için kolektif alanlar yaratabilmemiz açısından bir avantajdır.

Nasıl bir sendika?
Her şeyden önce bütün öğrencilere açık,
Faaliyetleri, öğrencilerin yürüttüğü geniş katılımlı toplantılarla sorunlarımızı özgürce tartıştığımız meşru bir zeminde gerçekleşen,

En genel ve ortak çıkarlarımız için her sınıftan, bölümden, fakülteden, üniversiteden seçilecek temsilcileri etrafında, biz yüzbinlerce öğrenciyi mücadelede birleştirmeyi hedefleyen,

Türkiye genelinde bütün kampüslerde ortak hedeflerle kampanyalar yürütürken, tek bir okuldaki küçük bir sorunun aşılabilmesi için de bütün okullardan dayanışmayı hedefleyen,
bir sendika olma iddiasındadır.

Ne yapabilirsin?
Taleplerimize ulaşmak hayal değil! Çoğumuzun hayalini kurunca bile heyecanlandığı bu talepleri elde etmek için demokratik bir biçimde örgütlenmek ve bu örgütlülüğün öğrencilerin çoğunluğunca aktif olarak desteklenir hale gelmesini sağlamalıyız.

GENÇ-SEN bunu başarmak için ilk adımları attı. illerde yapılan toplantılar geniş katılımlı ve oldukça canlı geçti. Artık her okuldan her sınıftan GENÇ-SEN'' lilere ihtiyaç var.

Ne için ve nasıl bir sendikaya ihtiyacımız olduğunu, bunu nasıl başarabileceğimizi tartışarak belirlemek için bu sürecin bir parçası olabilir, ilk adım olarak girişimci formunu doldurabilirsin.

http://www.gencsen.org
öğrenciler sendikalaşiyor

neden öğrenci sendikası?
üniversitelerin, liselerin giderek daha fazla özelleştirmeci, piyasacı neoliberal politikaların etkisi altına girdiği bir dönemdeyiz. eğitimin bir bütün olarak ticaret alanı haline geldiği bu süreçte, katkı payları, harçlar, yurt ve kredi gibi sorunlar bizler ve ailelerimiz için daha fazla içinden çıkılmaz hale geliyor. sermayeye nitelikli işgücü taşıma amacıyla oluşturulan yeni eğitim müfredatıyla yeniden organize edilen meslek liseleri, yüksek okullar ve fakülteler, geleceğin işçisi ve kamu emekçisi olacak bizleri, daha öğrencilik yıllarımızda emek-sermaye çelişkisinin acımasız kollarına itiyor.

en genel tanımıyla bireyin toplum tarafından şekillendirilmesi olarak tanımlanan eğitim, imf güdümlü uygulamalarla paralı hale getiriliyor, dolayısıyla en temel toplumsal ihtiyaçalardan biri olan parasız eğitim hakkımız gasp ediliyor. eğitimin paralı hale getirilmesi birçoklarımız için eğitim almayı zorlaştırırken, gittikçe bilgiyi de alınıp satılabilir bir meta haline getiriyor. bu bir yandan bir bilgi üzerindeki tekeli geliştirirken diğer yandan geniş kesimler için bilgi yoksunluğu ve fakirliğini derinleştiriyor. bu yüzden herkes ancak parası kadar eğitim alabiliyor. parası olanla olmayan için iki ayrı biçim ve içerikte eğitim veriliyor.

birçoğumuz, yetersiz krediler ve yurtlar, yüksek harçlar, kayıt paraları, belge paraları, kırtasiye masrafları vs.. yüzünden eğitimimize ayırmamız gereken emek zamanı eğitim giderlerimizi karşılamak için ayrımak zorunda bırakılıyoruz. giderek daha fazla arkadaşımız ucuz iş gücü olarak piyasada çalışmak zorunda kalıyor. şimdide yeni icat olan “burs karşılığı çalışma” programlarıyla (çok düşük ücretlerle, genellikle sigortasız ve güvencesiz) bizzat okul yönetimleri tarafından sömürülüyoruz. piyasa bizleri ucuz iş gücü olarak emiyor, işçi ücretlerini düşük tutmanın, kuralsız çalışmanın bir aracı olarak kullanıyor.

eni sonu eğitim hayatımız bittiğinde bizi bekleyense büyük bir çoğunluğumuz için işsizlik oluyor. üniversite diploması hem bizler hem alilelerimiz için yoksulluktan kurtuluş ve iş garantisi olarak görülüyordu. kriz kuşaklarıyla birlikte daralan istihdam olanakları, artan nüfus ve ard arda gelen özelleştirme dalgaları ile birlikte bizler daha eğitim sürecimizde “işsizler” yada “çalışan yoksullar” ordusunun birer bireyi haline getiriliyoruz. birçoğumuz ücretli köle olarak çalışmaya razı hale geldi.

işsizlik riskinden kurtulmak için bir dil biliyorsak iki dil; iki bilgisayar programı biliyorsak 5 bilgisayar programı, diplomamızın yanına sertifikalar koymak zorunda bırakılıyoruz. tabi bunların herbiri için ayrıca yığınla para ödüyoruz.

müşteri-işçi ikilimine sıkıştırılan bizler, piyasalaşan üniversitelerde, ortak dayanışma deneyiminden uzak, bireyselliğin ve rekabetin kutsandığı bir eğitimin içinde haklarımızı aramaktan yoksun, sendikal bilinçten, ortak çıkarlarımız için mücadele perspektifinden mahrum bir biçimde, bizlere sunulana itaat eden ve itaat etmeye zorlanan bir konumdayız.

üniversiteler sermayeye teslim
üniversiteler piyasa dinamiklerinin güdümünde, sadece egemen sınıfların çıkarınca şekillenen bir yapılanma ve üretim içerisinde. bu dolayımda, pazara uyum sağlaması gerektiği için kendileri birir pazara dönüşüyor. bunun için yıllar yılı barınma, ulaşım, beslenme, sağlık olanakları daraltıldı ve parça parça özelleştirildi. insanından malzemesine, binasından donanımına herşeyiyle satılık veya kiralık hale getirildi. teknokentler, kosgeb birimleri aracılığıyla bilimle birlikte üniversitenin tüm imkan ve olanakları, insan malzemesi dahil tekellere peşkeş çekilmeye başlandı. sermaye üniversitelerin her alanına nüfuz ederken, emeğin üniversitede fikri olarak esamesi okunmuyor. sermayenin üniversiteleri yerine parasız, demokratik ve bilimsel üniversitenin hayata geçmesi için, bizlerin ve hocalarımızın ortak bir zemin yaratması gerekiyor.

liseler çetelerin ve şiddetin girdabında
liselerde, öss sınav sisteminin yarattığı tahribatın etkisi altındayız. eğitim sistaminin içi boşalırken, özel dershanecilik eğitim sisteminin üniversiteye geçişte biricik adresi olarak sunuluyor. çetelerin, uyuşturucunun girdabına çekiliyoruz. meslek liseleri staj vb. bahanelerle ucuz emek sömürüsünün alanları haline getiriliyor. sınav sisteminin yarattığı devasa sorunlar, geleceğimizi karanlığa sürüklüyor.

örgütsüzlük tek seçenek olarak sunuluyor
12 eylül 1980 askeri darbesi örgütsüz, sesini çıkarmayan, bencil ve piyasayı kutsayan bir gençlik yetiştirmek istedi. gençliğin her türlü örgütlenme çabası engellemelerle karşılaştı. gençlik kendi sorunlarından uzaklaştığı gibi, ortak deneyimlerden, birarada iş yapma pratiklerinden de uzaklaştırıldı. kendi sorunlarına bile sahip çıkmayı beceremeyen bir kuşak meydana getirilmeye çalışıldı. öğrencilere sadece okul yönetimlerinin istediği çerçevede göstermelik haklar verildi. bu gün artık kendi sorunlarımızın neler olduğunu yaşayarak görüyoruz. bu sorunlar karşısında ortak bir karşı duruş sergilemek artık kendini bir zorunluluk olarak dayatıyor.

asla yalnız olmayacağız!
sendikalar, birlik, dayanışma ve mücadele örgütleridir. yeni liberal saldırıların ve piyasa dinamiklerinin altında ekonomik ve sosyal olarak giderek güçsüzleşen bizler için sendika bir başka umuda hizmet etmektedir. ortak çıkarlarımız için ortak taleplerle mücadelemizi örgütleme iddiasındaki bizlerin, bireyselleşmenin alabildiğine yaygınlaştığı ve geçer yol olarak sunulduğu bir dönemde, bir araya gelmemiz, ortak bir pratiği, dayanışmayı, mücadeleyi ve örgütlülüğü öğrenmemiz az birşey değildir. artik hiçbirimiz asla yalniz kalmayacağiz!

sorunlarımıza hepbirlikte sahip çıkacağımız bir yapı…
hepimizin sıkça karşılaştığı sorunları çözme konusunda, başvuracağımız, sorunlarımızı paylaşabileceğimiz, birlikte çözüm yolları üretebileceğimiz bir yapımız yok. kendi ellerimizle inşa edeceğimiz sendikamız ile sorunlarımızı çözmek için bir adrese sahip olacağız. sıkıntılarımızı paylaşacağız ve o sıkıntıları çözme iddiasında olan bir örgütümüz olacak. artık liselerde ve üniversitelerde bizlerin birlik ve dayanışması için sendikalarımız olacak. geleceğin işçileri-emekçileri olan bizler daha öğrencilik yıllarımızda sendikayla tanışacağız.

disk’in ilkesel kararları
disk 28-30 temmuz 2000 tarihindeki 11. genel kurul’da, “gençlik ve sendikal hareket” üzerine alınan kararda, tüm gençliğe yönelik yürütülecek faaliyetlerin yanı sıra, öğrenci gençliğin örgütlenmesi için bir “öğrenci sendikası” kurma çalışması başlatılması hedefi somut biçimde ifade edilmişti. bu bağlamda ilkesel olarak;
- disk’e göre “öğrenci sendikası”nın faaliyetlerinin yürütülmesinde yasallık kadar fiili ve meşru mücadele zemini de önemlidir.
-disk’in öğrenci sendikasına herhangi bir çerçeve dayatması söz konusu değildir.
-disk, “öğrenci sendikası”nı sadece bir sendika olarak görmekte, diğer siyasal-demokratik örgütlenme biçimlerinin bir alternatifi olarak kavramamaktadır.
-disk’in mücadele deneyimi “öğrenci sendikası”nın kuruluşunda önemli bir zemin olacaktır.
-disk elindeki alt yapının “öğrenci sendikası” için kolaylaştırıcı bir rol oynayacağının bilincindedir.

sendika nedir? neden bir sendika?
“işçilerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birlik” şeklinde yapılabilecek sendika tanımı “öğrenci sendikası”nında çerçevesini vermektedir.

bir kısmımız çalışma yaşamının dışında iken bir kısmımız ise sürekli çalışma, kısmi zamanlı çalışma gibi yollarla çalışma yaşamında yer almakta. ancak “öğrenci senidaksının kuruluşu sadece bu dinamikler üzerinden tanımlanmamalı.

neoliberal politikalar paralelinde yeniden şekillendirilen eğitim-öğretim sistemi öğrenci sendikasının kuruluşunu zorunlu hale getirirken, işlevselliğini de olanaklı kılmaktadır. gittikçe piyasalaşan okullarımızda satıcı(okul) müşteri(öğrenci) ilişkisinin yaygınlaştırılmaya çalışılması, eğitim-öğretimin yapısının ve kadrosunun kimliğinin piyasa ilişkileri çerçevesinde belirlenmesi hedefi bizlerin ortak çıkar ve hak arayışında sendika tarzı örgütlenmeyi olanaklı kılmaktadır.

önümüzdeki zorluklar
sendikamızın gelişim sürecinde önemli tartışma noktalarından biri karşımıza çıkacak zorluklar olacaktır. demokrasi kültürünün gelişmediği, 12 eylül hukukunun hala sürdüğü, geniş kitlelerin örgütlenmeye sıcak bakmadığı bir dönemde, dersliklere bu bilinci taşımanın bir aracı olan öğrenci sendikasının çeşitli biçimlerde engellenmeye çalışılacağı bir gerçekliktir. ancak bilinmelidir ki öğrenci sendikası yasal bir zemin üzerinden örgütlenmektedir. türkiyenin altına imza attığı uluslar arası sözleşmeler ve anayasanın 90. maddesi öğrencilere sendika kurma hakkı tanımaktadır. buna rağmen öğrenci sendikasının temel şiarı fiili meşru mücadele olacaktır. bizler, tüm zorluk ve engellemelere rağmen, kendi hak ve çıkarlarımız için okul yönetimleriyle, yök&le ve hükümetle toplu pazarlık yapma hakkını kullanacağız. öğrenci sendikasının kurulmasıyla ile artık yökün ve milli eğitim bakanlığı&nın bizlerle ilgili kararları tek taraflı olarak belirleme dönemleri son bulacaktır. bu çerçevede sendikamızın örgütlenmesi, örgütlenme özgürlüğümüzün önüne çıkarılacak engellere karşı fiili mücadele perspektifi ile yürütülecektir.
önümüzdeki olanaklar
bizler yıllardır örgütlenme noktasında seçeneksiz olarak bırakıldık. eğitim-öğretim sistemindeki sorunların had safhaya ulaştığı, öğrenciler için asgari olanakları bile yakalamanın neredeyse olanaksız hale geldiği bir dönemde bu ihtiyaç kendini dayatmaktadır. ancak sorunları somut bir biçimde tanımlayan ve gerçekçi çözüm önerileri getiren, geleceğe dair stratejik bir ufku ve mücadele anlayışı olan bir sendikanın, kitleselliğini arttırabilmesi ve haklarını alabilmesi mümkündür. örgütlenme zaafları, mücadele pratiği içerisinden gelişen yapısıyla, hareketi esas alan fiili mücadelesi ve bunun sonucu olarak büyüyen ve kurumsallaşan yapısıyla alt edilecektir. bu hareketin içerisinden sağlanan bir süreklilik ve kurumsal yapısıyla sendikamız kalıcı bir yapıya dönüşecektir.

disk’in rolü
disk, öğrenci sendikası açısından bir kuruluş zemini yaratmaktadır. disk bünyesinde kurulacak “öğrenci sendikası”, öğrencilerin sorunlarını aşma noktasında, çaba ve mücadelesinin toplumsal meşruiyet sorununu aşabilmesi açısından kritik bir role sahip olacaktır. ancak; öğrenci sendikasının ete kemiğe bürünmesi, bizlerin kendi sorunlarımız etrafında sendikamıza sahip çıkmamız ile mümkün olacaktır. bu çerçevede öğrenci sendikası ancak kendi eylemi ve hareketi üzerinde yükselecektir. disk’in kurucu rolü; sendikamız en geniş öğrenci kitlesinin kendi hareketi ve eylemi ile oluşacak taban örgütleri ve taban temsiliyetine dayalı dinamik bir hareket sağlandıktan sonra , aşağıdan yukarıya oluşturulacak örgütlenme formu yakalanınca tamamen sona erecektir. sendikanın demokratik merkezi oluştuktan sonra disk ile öğrenci sendikası arasındaki ilişki, diğer konfederasyon üyesi sendikalar ile disk arasındaki ilişkiye benzer bir biçimde olacaktır.

nasıl bir sendika?
öğrenci sendikası;
*demokratik,
*mücadeleci,
*dayanışmacı,
*eşitlikçi,
*özgürlükçü,
*öğrencilerin dinanizmini esas alan,
*bürokratlaşmaya karşı güçlü refleksleri bulunan,
*en geniş öğrenci kitlesini kucaklamaya çalışan,
*öğrencilerin ortak çıkarları için mücadeleyi esas alan,
*öğrenci mücadelesini işçi sınıfının mücadelesinin bir parçası olarak gören,
*ülke sorunlarını yakından izleyip müdehale eden,
*yüzü dünyaya dönük
*meşruiyet sorununu vazgeçilmez ilke sayan,
bir sendika olma iddiasındadır.

sorunlarımız
öğrenci sendikası şu temel sorunlar etrafında hareket etme kararlılığındadır:
1- üniversiteye giriş – öğrenci seçme sınavı
2- özelleştirme
3- sosyal-kültürel olanakların yetersizliği
4- burslar
5- barınma sorunu
6- beslenme sorunu
7- ulaşım sorunu
8- akademik kadronun yetersizliği
9- uyum sorunu
10- harçlar
11- kampüslerdeki teknik eksiklikler - bina-donanım eksiklikleri
12- emek ve vergi soygunu
13- mediko-sosyal yetersizliği
14- güvenlik birimleri – polis/jandarma – sivil polis işgali
15- soruşturmalar, disiplin cezaları, kimlik kontrolleri
16- üniversitenin para karşılığı verdiği hizmetler
17- bir bütün olarak lise ve üniversite öğrencilerinin emek sömürüsü
18- notlama sistemleri
19- diplomalı işsizlik
20- öğrencilerin haklarını bilmemesi
21- liselerde şiddet ve yozlaşma
22- meslek liselerinde emek sömürüsü
23- teknokentler ve kosgeb birimleri aracılığıyla bilimin ve bilim emekçilerinin köleleşmesi.
24- insanlık için değil piyasa için bilim anlayışı

sonuç:
eğitim alanındaki giderek artan sorunların aşılabilmesi için bizlerin kendi öz kimliklerimizle çıkıp sürece müdehale etmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. haklarımızın kazanılmasında, çıkarlarımızın savunulmasında, ancak ortak hareket ederek kazanımlar elde edilebilir. eğitim sistemi toplumsal çıkarlar çerçevesinde yeniden yapılandırılmalıdır. öğrencilerin, eğitim sisteminde yer alan bütün kadroların olduğu kadar, tüm toplumunda böylesi bir dinanizme ihtiyacı bulunmaktadır. bu çerçevede;

*yeni-liberal eğitim politikalarının sonuçları bugün kendisini daha yakıcı olarak göstermektedir. öğrenci gençlik geçtiğimiz yıl barınma, ulaşım, beslenme, sağlık, diplomalı işsizlik (özelliklede yetkin mühendislik ve sözleşmeli öğretmenlik) vb’ne karşı tepkisini somut eylemlikleriyle ortaya koydu. kurulacak olan öğrenci sendikası, bizlerin ve ailelerimizin en yakıcı olan sorunlarından olan paralı eğitime ve diplomalı işsizliğe karşı mücadeleyi esas alacaktır.

*bugün kendini üniversite öğrencileriyle sınırlamayıp tüm öğrenci gençliğin birleşik mücadelesini örgütleyen, yani eğitimin her kademesindeki öğrencileri kapsayan bir öğrenci sendikasına ihtiyaç vardır. dolayısıyla öğrenci sendikası, derinleşen sınıfsal ayrışmaya karşı, öğrencilerin her kesim ve parçasını birleştiren, çalışmaları aynı potaya akıtan ve birleşik bir karşı çıkışı örgütleyen bir zemini esas almaktadır. bu anlamıyla sendika liselerin, üniversitelerin ve eğitimle ilgili diğer alanların mücadelesi için öğrencilerin ortak zeminini oluşturacaktır.

*öğrenci sendikasının örgütlenme sürecinde en geniş kitle bileşimine dayanan; tabandan, demokratik katılımın sağlanması esas alınacaktır.

*sendikamız, etkin ve hak alıcı bir kitle mücadelesi içerisinden, fiili ve meşru bir mücadele zemininde yaratılacaktır.
hiç şüphe yok ki, disk tarafından başlatılan bu umutlu örgütlenme projesi, ancak gerçek sahibi öğrencilerin elinde yükselecektir. zaman, “karanlığa küfretmek yerine bir mum yakma” zamanıdır.

yolumuz açık olsun!

http://www.gencsen.org
Yolunda gitmeyen bir şeyler var
Memnun değiliz Rahatsızız
Hayatımızı sanki biz değil de başkaları yönlendiriyor gibi
Canımız sıkılıyor
Gün geçtikçe yoksullaşıyoruz
Emeğimizi satıyoruz daha doya doya kullanamamışken gençlik enerjimizi kendimiz için
Gelecek yok
bize gelecek diye sundukları şeyde bizim söz hakkımız bile yok
makineleşmiş bedenler,
ezberden konuşan ağızlar,
donmuş beyinler, tabular, korkak tutumlar, safsatalar, tuhaf yalanlar istiyorlar bizden
Seçme hakkın kalmamışken,
tüm hayatın haraç mezat satılırken,
sana hiçbir şey sorulmazken,
devlet-sermaye el ele vermiş
üzerinden silindir gibi geçip giderken,
bir de aile baskısı üstüne tuz biber ekerken,
don paça aranarak okula girmeye çalışırken,
itiraz ettiğin an kanundışı damgası yerken, soruşturulurken, okuldan atılırken,
amfilerde bilim yoksul ve yoksunken,
sen ben o her birimiz farklı, ama hiçbirimiz özgür olamıyorken,
hayattan soğutulurken,
güneş ışığını unuturken,
sırf okula para yetiştirmek için
en iyi ihtimalle garsonluk yaparken,
staj yapmazsan iş yok, kan dökmezsen para yok derken sana birileri,
askerliğini yapmış, en az iki yabancı dil bilen ve ideal vücut ölçülerine sahip hayaletlerden olmak istemiyorken,
bahara hasretken,
plastik kartlar cebimizde, plastik bir gelecek önümüzde uzayıp dururken,
meslek lisesi sırasında ne yapacağını bilemez haldeyken,
kantinde, derste, yurtta, sokakta
alt tarafı bir müşteriyken
hiçbir zaman sana haklıymış gibi davranılmazken,
kafakağıdıyla alt tarafı bilmemkaç bilmemkaç nolu vatandaşken,
yaratıcılığın ölmüşken,
tek derdinin çok kazanmak olması öğütlenirken ve sen başka bir hayatı arzu ediyorken, düşerken, kalkarken
isyan ederken, inat ederken
yalnız değilsin
asla yalnız yürümeyeceksin!
kamusal haklarımızı, akademik haklarımızı, insani haklarımızı,
bizi hızla patronların, müdürlerin, idarecilerin kollarına atan sermayeye karşı
haklarımızı savunmak için bir araya geliyor, hep birlikte kuracağımız Öğrenci Gençlik Sendikasını tartışıyoruz
saçma sapan bir oluşum; tv8 spikerinin 'peki öss'ye alternatifiniz nedir' şeklindeki çok temel ve tespitkar bir sorusu karşısında amiyane ama isabetli tabirle 'çuvallamış', 'eoo' demiş ayla nacak isimli bir yüzeyselin temsilcisi olduğu ciddi(!) clubberlar oluşumu...
bir umuttur bir eşitlik ve kardeşlik türküsüdür...

(bkz: asla yalnız olmayacaksın)
18-19 mayıs tarihlerinde boğaziçi üniversitesinde üniversiteler sosyal forumunu yapacak olan diske bağlı öğrenci sendikasıdır. öğrenci sorunlarına, dünyadaki ve ülkemizdeki sendikal öğrenci örgütlenmelerine, eğitimde alternatif metodlara (örneğin devlet ideolojisi dışında bir tarih dersi), ülkemizde yükselen şoven dalgaya dair söyleşilerin ve atölyelerin yapılacağı bu forumda türkiyenin her yanından öğrencilerin katılımıyla kolektif bir çalışma yapılması beklenmektedir.
http://www.gencsen.org.tr
1 Mayıs 2008 sabahı saat 09:00'da DiSK Genel Merkezi'nde buluşup daha sonra saat 10:00'da Şişli Meydanı'ndan Taksim'e ayak takımının cevabını vermek üzere yürüyecek öğrenci sendikasıdır.
boğaziçi üniversitesinde yapılacak üniversiteler sosyal forum ile eğitim öğretim yılının bi nevi finalini yapacak öğrenci sendikasıdır.

ÜSF PROGRAMI
18 mayıs pazar

Alternatif dersler:
*Ekonomi-Politik (ufuk uras) 10.00-12.00
*Felsefe (yıldız silier) 14.00-15.00
*Tarih (fikret başkaya) 15.00-16.00
*Kürt dili ve edebiyatı (boğaziçi üniversitesi edebiyat kulübü) 17.00-19.00
*insan hakları (akın birdal)

Atölyeler:
*Öğrenci gençlik hareketi ve öğrenci sendikası (ytü gencsen) 10.00-12.00
*Staj sorunu ve yüksek öğretimde emek sömürüsü (Marmara/Muğla gencsen) 10.00-12.00
*Alternatif Teknoloj (itü gencsen) 10.00-12.00
*68'in 40. 78'in 30. Yılında öğrenci hareketi (Boğaziçi /istanbul /Marmara/ Osmangazi üniversiteleri Genç-Sen , Ragıp Zarakolu'nun katılımıyla) 14.00-16.00
*Mesleki Dönüşüm (iü tıp fakultesi/ytü gencsen , Ahmet Öncü'nün katılımıyla) 14.00-16.00
*Eğitimdeki büyük açık, açık öğretim (anadolu üniversitesi gencsen) 14.00-16.00
*Sinema öğrencilerinin sorunları (MSGSÜ Genç-Sen) 14.00-16.00
*Halkların Kardeşliği (Mersin üniversitesi Genç-Sen) 14.00-16.00
*Eğitimde cinsiyetçi uygulamalar (istanbul/boğaziçi üniversiteleri gensen) 17.00-19.00
*Özgür Yazılım (iÜ Genç-Sen, Sinan Tunalıoğlu'nun katılımıyla) 17.00-19.00
*işçi sınıfı ve öğrenci hareketi arasındaki ilişki (boğaziçi/gazi üniversiteleri gencsen) 17.00-19.00
*Katılımcı Örgüt modeli (itü gencsen) 17.00-19.00

19 mayıs Pazartesi

Paneller:
*Eğitimde neo-liberal dönüşüm ve sonuçları (Yrd.Doç.Dr. Özgür Müftüoğlu-Prof.Dr. Rıfat Okçabol) 10.00-13.00
*Üniversitelerde demokrasi ve özgürlük sorunu (Prof.Dr. Tahsin Yeşildere-Prof.Dr. izge Günal -Doç. Dr. Sibel Özbudun) 15.00-18.00

Ayrıca konserler ve sosyal etkinlikler olacaktır.
Hakkında kapatma davası açılan AKP, Çalışma Bakanlığı ve istanbul Valiliği marifetiyle öğrenci sendikası Genç-Sen hakkında kapatma davası açtırdı. Üstelik Genç-Sen ilk değil daha önce de Emekli-Sen hakkında yine Çalışma Bakanlığı ve Ankara Valiliği marifetiyle kapatma davası açılmış ve dava Emekli-Sen kapatılana kadar AKP hükümetinin emrindeki bürokrasi tarafından ısrarla takip edilmişti. AKP öğrencilere de emeklilere de örgütlenme hakkı tanımamakta ısrarlı. Tuzla’daki ölüm tersanelerini kapatmaya gücü yetmeyen bakanlık ve valilik Genç-Sen’i kapatmakta kararlı. Muhafazakar demokrasiye de bu yakışır!

http://www.birgun.net/wri...8&month=06&day=26
geçen hafta polise uçak atmış ve polisi şoka uğratmış gruptur.

yine ses getirmeyi planlamaktadırlar. bu hafta içerisinde cuma günü bursları verme sözü verip de vermeyen milli eğitim bakanı, ibb başkanı ve değerli muhalefet kanadı, burs iptal ettiricisi deniz baykal'ı protesto için yine ses getirici bir eylem planlamakta olan oluşum. cuma günü saat 13.30'da ibb binası önünde burslarımızı istiyoruz temalı eylemde belediye önüne banknot saçacaklardır.
önümüze gelene tayyare diyerek "atina'da düşene dövüşene bin selam" demiş antifaşist sendikadır.

http://video.yahoo.com/watch/4172035/11229333
mükemmel bir bildiri yayınlamış oluşumdur.

http://rapidshare.com/files/176317945/b.pdf.html
çapa tıp fakültesi'nde işten atılan yarı zamanlı çalışan öğrenciler için açlık grevi örmüş sendikadır. ssgss yasası yüzünden işinden atılan ve 1,5 aylık maaşları ödenmeyen öğrencilerin işe geri alınması ve derhal maaşlarının ödenmesi için kamuoyu yaratmış, çalışma bakANI faruk çelik ile görüşmüş sendikadır. bakan çelik öğrencilerin işe geri alınması için yasa değişikliği yapılacağını açıklamıştır geçtiğimiz günlerde...
öğrenci haber ajansinı kuran sendikadır. gençliğin sendikasıdır.
(bkz: öğrenci haber ajansı)
Ne zaman kızılay'a gitsem neredeyse her adımda karşıma çıkıp bildirilerini elinize tutuşturan grup. Eskiden mendilzi çocuklar var idi, bunlardan birine çarpmadan yürüyemezdiniz ille "şef bi siftah" diye mendil satarlardı. mendilciler gitti şimdi bunlar geldi. kurtuluş yok anlaşılan bu dilencilerden...