bugün

bu bir ders ise gereksiz bir ders olacaktır. zira bizim milletimiz hiç bir zaman dinci olmamıştır, bu gidişle olması da zordur.
"önemli olan ülke insanının değil de hükümetin dinci olması hatta o da değil de bu dinciliğini yönetim şekline karıştırması" diyeceğim yanlış tespit.
dini hayatin her alanina sokmaya kalkan toplumlar gelisemez. birileri mars'a giderken oburu "aa bak burda yaziyor zaten" der.

din insanin kendi icinde yasamasi ve haz almasi gereken manevi bir olgudur.
gelişmiş ülkelerin laik demokratik yapıda olmalarından kaynaklıdır.
Dinin bir ülkenin gelişiminde olumsuz rol oynadığının kanıtıdır.
(bkz: hristiyan demokrat)
doğrudur, din ülkeye değil, bireye yön vermesi için vardır. ancak ben de isterdim paramızın üzerinde "in god we trust" gibi bir cümleyi.
Hristiyanlık yahudilik veya Müslümanlık olsun, din gelişmeye engel değildir. Zihinsel gelişimini tamamlayamamış toplumlar kendini sadece din yoluyla kurtarmaya adar. Sığınmak kolaydır çünkü, et duayı çekil kenara, Allah durdurur füzeleri...

inanmak da inanmamak da bir yaşam biçimidir. beş vakit namaz kıldığında tarlandaki buğday kendiliğinden yetişmiyor. Tanrı kullarını bu kadar dine bağlamak isteseydi kolayca bunu yapabilirdi sanırım, biri istediğinde yağmur, biri istediğinde kömür, biri istediğinde denizi ikiye ayırsa insan çalışmayı bırakır istemeye başlardı. dolayısıyla tamamen Allah' a dönerdik... Ama o neyi verip vermeyeceğini kendi seçiyor, sen çalış verebilirim de vermeyebilirim de diyor... Fikri olarak da tamamen aynıdır, beni anlayın, düzgün insanlar olun, birbirinizi üzmeyin, tercihlere saygı duyun ve sizi kimin yarattığını unutmayın, şükür ve dua edin diyor... Güzelliklere sahip olmak için gereken tek şey çalışmak, inanarak ya da inanmayarak çıkılan yol sadece yoldur, onun değerlendirmesini yapacak olan da Allah'tır.

Hangi din olursa olsun, gereğinden fazla ona yönelmek insanı uyuşturur ve çalışması için yeterince zaman bırakmaz. Bu nedenledir ki ileri dediğiniz ülkeler, dini Allah ile kul arasında bırakıp bu hususta kaybedecekleri zamanı uzay çalışmalarına yönlendirmişlerdir, darısı bizim de başımıza:)
dozunu ayarlayabildikleri için göze batmaması durumudur. aksine dinci olmayan hiçbir ülke yoktur. mevzu bokunu çıkartmamaktır.
daha çok dinci olmaması değilde, din ile devlet yönetilememesini anlamış anlamış ülkelerdir, ayrıca dinlerinide bizden daha saygılı ve dürüst yaşarlar.
(bkz: tüm hritiyanların her pazar kiliseye gitmesi)
enterasandır. bu ülkelerde darbeci, darbe şakşakçısı, darbe fantazisi yapanı filan da yoktur.
dini yönetim biçimi olarak kullanan her ülke, onu sömüren bir sınıfın, allah adına insanlara kural koyan ve kendi egemenlikleri kaybolmasın diye, her türlü çağdaşlığa günah diyen bir güruhun oluşmasına da katlanacaklardır.

bir kere bu durum oluştu mu, siz de çıkıp sözlük köşelerine yazarsınız, "bilmem kaç yüzyıl önce şeriatla yönetiliyorduk da en gelişmiştik" diye..

işte bu dinin, onu kullanmak isteyen, insanları dinle korkutmak isteyenlere fırsat verecek bir kavram olmasıdır "ulan niye o zaman gelişmiştik şimdi değil" diye sorulmasını engelleyen.bir sorsana niye o zaman ileriydik, şimdi sefiliz islam alemi olarak..

çünkü o zamanlarda islamın bağnaz yüzü henüz yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştı, artı dediğin tarihlerde sadece fetihlerle,elde edilen ganimetlerle elde edilen bir gelişmişlik daha doğrusu zenginlik vardı.bilimde falan değil.

en önemlisi "daha ileriydik" dediğin ülkeler hayatlarından dini çıkarıp,olması gereken yere sokunca nasıl uçtular gittiler.bilimde sanatta geliştiler..niye çünkü beyinler özgür kaldı da ondan.

darısı bizim başımıza,o seviyeye gelmek için sadece yüzde 58 kaldı.
normal sonuçtur. bunda gocunulacak bir şeyde yoktur.

din insanı kısıtlamasa bile şeriat veya vatikan kuralları kesinlikle kısıtlar.

din için dünya hayatı önemli olmadığından gelişmek anlamsızdır. anlamı varsa biri anlatsın.

(bkz: hayat ne garip vapurlar filan)