Yüzün
öyle düzgün suna bir elyazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!
oldu gece, oldu yine işte,
doldu yine gözlerim yaşla doldu yine işte,
sordu yine, nasıl oldun diye,
sustum işte yine, sustumm,
diyemedim dün nerdeydin diye...
umrundamıymışım geç kalmıssın.

'aa bn gelmisim tarafından yazılmıştır.
Anladım diyemem ki! Suçluyum
Belki ben anlatamadım sana kendimi
Tutuştum, yandım da yokluğunda her gece
Yine gözyaşlarımla söndürdüm kalbimi
Her gün her dakika seni özlerdim
Bitmezdi kederim senin yanında bile
Susardım, gözlerime baktığın zaman
Mermer bir heykelin çaresizliğiyle
Oysa neler düşünürdüm sen yokken
Sana kavuşunca neler söylemek isterdim
Dakikalar bir ışık hızıyla geçerdi
Ayrılık başlayınca ben biterdim
En kötüsü beni koyup gitmendi
O öyle bir yalnızlıktı anlatılmaz
Hep yarım kalmış heyecanlar hazlar içinde
Biterdi bir kış, geçerdi bir yaz
Ve nice yıllar kovalardı birbirini
Gözlerimde gitgide büyürdü mesafeler
Bütün teselliler uzaklarda kalırdı
Bütün çiçekleriyle solardı bahçeler
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü
işte ellerimde al, diyebilseydim
Anlardın, ve hiç gitmezdin, değil mi
Bir gün duyduğum gibi kal diyebilseydim.

Ümit yaşar.
Adını sen koy...

Yokluğunda yüreğime düştü acı kor,
Bu ayrilik acısini birde bana sor.
Dinle sana suskun kalbim ne diyor,
Bu bitmez ayriligin adını sen koy...

Bu genç yaşta neler çekti bu yürek?
Bir günüm geçmediki gülerek,
Sen ekmegim, aşım, can yoldasım
Vay benim çileli başım!
Sonu gelmez bu çilenin adını sen koy...

Ben dalgalar arasında ararım bir yol,
Dalgalarla boğuşmayi gel de bana sor.
Sen bu hüzün denizinde rüzgârsiz bir koy,
Gel bu hasret denizinin adını sen koy...

Ümitlerim ileride geleceksin diyerek,
Ben seçmişim bu yolu isteyerek bilerek.
Bugünlere geldim ben seni candan severek,
Düşünde bu kara sevdanın adını sen koy... *
Seviyorum suskunluğunu, sanki sen
yokmuşçasına burada
duyarsın beni uzaktan, dokunmaz sana sesim.
Uçup gitmiş gibi gözlerin
ve ağzın bir öpüşle mühürlenmiş.

Seviyorum suskunluğunu, çok uzakta
görünüyorsun
Sanki yas tutuyorsun, kumrular gibi cilveleşen
kelebek benzeri.
Uzaklardan duyuyorsun beni, ulaşmıyor sana sesim.
Bırak da varayım dinginliğine sessizliğinde.
Ve konuşayım sessizliğinle
bir lamba gibi parlak, bir yüzük gibi yalın.
Gece gibisin, suskunluğun ve takım yıldızlarınla
Yıldızlarınki gibidir sessizliğin, öyle uzak, önyargısız.

Seviyorum suskunluğunu, sanki sen yokmuşçasına burada
uzakta ve hüzün dolu, sanki ölmüşsün gibi.
işte o zaman bir sözcük yeter
Uçarım, uçarım sevinciyle yaşadığının.

Neruda - Seviyorum Suskunluğunu
(bkz: Buket Uzuner) in Şiirin Kızkardeşi adlı öyküsünden geliyor.
ben sana mecburum bilemezsin 
adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
büyüdükçe büyüyor gözlerin 
ben sana mecburum bilemezsin 
içimi seninle ısıtıyorum 

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
bu şehir o eski istanbul mudur? 
karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
sokak lambaları birden yanıyor 
kaldırımlarda yağmur kokusu 
ben sana mecburum sen yoksun .
https://www.youtube.com/watch?v=NeBaLpo5pb0 Ümit Yaşar Oğuzcan - Her Gün Seninle
Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu

Aldım elime, usul usul okşadım
Sevdim, gençliğimi yeniden yaşadım

Bembeyazdı tüyleri, öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı

Eğildim kulağına; dur, gitme dedim
Hareli gözlerinden öpmek istedim

Duydum; avuçlarımda sıcaklığını
Duydum; benden yıllarca uzaklığını

Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere

Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı

Soğuk sularından içtim, serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim

Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu

Bir name yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir name yükseldi, güzelden beyazdan

Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın manâsını

Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış

ümit yasar oguzcan
yalnızca
çiçeğim, bu yaşamak değil
tek tek
ne geceler birşeye benzer, ne yollar böyle
tek tek
kuzular meler mi ıssızlıklarda
kuş uçar mı
kavaklar sallanır mı hiç tek tek
işte görüyorsun doğar yavaşca
büyür
çoğalır yıldızlar
tek tek
işte görüyorsun kıyılarda
başlar maviden
kaplar mor dalgalar denizleri
tek tek
çiçeğim olmaz ki dağlar dağ
sular su
ölümler ölüm karanlıklarda
tek tek.
f. hüsnü dağlarca
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş legenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

Nazım hikmet.
Düşünmeden, acımadan, utanmadan
kocaman yüksek duvarlar ördüler dört yanıma.

Ve şimdi oturuyorum böyle yoksun her umuttan.
Beynimi kemiriyor bu yazgı, hep bu var aklımda;

oysa yapacak bunca şey vardı dışarda.
Ah, önceden farketmedim örülürken duvarlar.

Ama ne duvarcının gürültüsü, ne başka ses.
Sezdirmeden, beni dünyanın dışında bıraktılar.


(1896)
Constantino KAVAFiS
Sen gidersen sesin gider
Kokun gider yüzün gider
Ay dolanır pusularda
Tenim titrer gecem biter
Sen gidersen yüzün gider
Martı küser baykuş öter
Senden kalan son hatıra
iki damla yaşın gider
Sen gidersen boyun gider
Posun gider sözün gider
Bir şey kopar yüreğimden
Çatılmadık kaşın gider
Sen gidersen kim kıskanır
Kim dolanır pencereme
kimler gelir kimler geçer
Çift kapılı şu hücrede
Sen gidersen sohbet gider
Tadım gider tuzum gider
Dinlediğim her şarkıda
Tel kırılır sazdan düşer
Sen gidersen başkent gider
içim üşür ayaz düşer
izmir'de konak meydanı
istanbul'da taksim düşer
Sen gidersen canım gider
Adın geçer içim titrer
Şu dağlanmış yüreğime
Sevda denen akkor düşer
Sen gidersen herşey gider
Sesin gider,sesim düşer
Sen gidersen ey sevgili
Ben biterim,şiir biter...

Ümit Yaşar Oğuzcan.
önünü görmez olur.
halbuki sevdiği karşısında durur.
öyle kaptırır ki kendini,
görse heyecandan kalbi durur.

karanlıkta aydınlıktır ona sevdiği.
sevmek olmuş tek bildiği.
görmez olur,
tek gördüğü kalbinin nasıl sevdiği.
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte....
Mesela bir barikatta döğüşerek
Mesela Kuzey Kutbu'nu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil..
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık Yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...
bir aska yetecek kadar ve animsatacak kadar sebepsiz bir olumu acilarimiz ve kafiyelerimiz var.

iste hepsi bu kadar...
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç.
Ben gittim ve sen bittin
Ruhumda, bendenimde ve bende bittin
Her aşk gibi, her hayal gibi sende bittin
Bir kere sevdim
Bir kere yandım
Bir kere sende bittim
Günde ve gecede
Yalanda ve gerçekte
Yok olur gibi son Nefes gibi
Gittin benden ve ben bittim
Susmak

Bir insan olsun
Olsun da burada
bir insan olsun
Orada

Nerede olursa olsun
Bir insan
Gitse olsun, kalsa olsun
Giderse olan, gitmezse duran

Soylenemiyor cok sey
susmadan...

Ozdemir asaf.

ic cekisler, ozlemler. Yeterince susmus olmalar...
gidiyorum rayların üstünde
birilerinin maneviyatını taşıyorum kalbimde
ineceği duraklar var hepsinin
insan yalnız ölmemelide
son durağa kadar inmeyeni olmalı illa
bitti bu bu kadar yok devamı aq.
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
yağmur mu yağıyordu sevgilim yoksa
sen mi agliyordun karanlık çökerken
aramızdaki bağın sebebi zamk
herkes sair AMK

einherjar.
BEN SANA MECBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski istanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun. (#atilla ilhan)
ben üşüyorum
ben üşüyorum ve sanki hiçbir zaman ısınamayacağım
zaman nasıl da ağır
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen,
asılmış bir perdenin benden aldığı gökyüzüdür.

- furuğ ferruhzad.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz

Turgur uyar.
Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.