bugün

''Bazı şeyler söylenmez.
Utanmakla ya da korkmakla alakası yoktur bunun.
Bazen ‘ kelimeler bazı anlamlara gelmez.''
sevişmeyle savaşmayı
birbirine karıştırdığımdan beri
çok düşmanım oldu
seviştim her biriyle
bir çoğunu vurdum
bazıları varya
daha dokunmadan öldüler
sevişmeyle savaşmayı
birbirine karıştırdığımdan beri
bir okadarda savaştığım oldu
ama varya, hepsi beceriksizdi
hiç biri senin gibi sevmedi
acını seveyim
acın bile bir başka.

avukatinavukati
yar deyince kalem elden dusuyor
gozlerim gormuyor aklim sasiyor
lambada titreyen alev usuyor
ask kagida yazilmiyor...
Adın düştü aklıma neden bilmiyorum,
Hece hece şimdilerde ise tek bir ses,
içinde kurt olup da gizlice yara alan bir meyve senin ağacında ,
Durdukça korkan korktukça da yaşamayı unutan küçük bir çocuk kollarında ,
Derdine derman olup da derde dert olmayan bir duman hayatta,
işte öyle bir şey senin için senin rüzgarında kaybolan bende..
Ayışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni

Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni

Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni

Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni

Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni

Başka evlerde karşılaştık
iliğinden öptüm seni

En sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından öptüm seni

Cemal Süreya dan, tomris e ithafen...
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin istanbul oluyor birden.

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.

Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin

Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.

Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin istanbul oluyor birden.
bir günde bitsin herşey
birgün gel
bir günlük sev
yağmur yağsın
yasak yok
hesap yok
uçalım maviye
kanadımız yüksüz
ömrümüz dünsüz
yarınımız öksüz kalsın
kelebek gibi
birgünde ölelim sevgili..

(avukatinavukati 2012)
Hayır!
Artık sana şiir yazmayacağım.
Hani hep yattığın yer var ya,
Orayı asla doldurmayacağım.
Mümkünse anıları sileceğim.
Gülümsemeni bile unutacağım.

istemiyorum yalancı gülüşmeleri,
istemiyorum sadece ilgi istemeleri,
Istemiyorum artık kimseyi.
istemiyorum sayende.

Oyuncağın olmak istemiyorum.
Kısacası ben,
Seni bir daha görmek istemiyorum.

-mysticforce.
ben bir aziz değilim
hele gündüz değilim
attığı her adımda siyah bir iz bırakan
bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi
bir yanımda kederi özümleyen bir lâle
merhamet sahrasının uyuyan gecesiyim.

bırakta böyle bitsin bu günahkar serüven,
bırakta kurtarayım bu emanet sarayı.
yeter,
intiharınla oyduğun yüreğimi
umutsuz şarkılarla avutulduğum yeter

göğsümde bir yanardağ kıvranıyor rüveyda
yaraları kapandıkça kanıyor rüveyda.

duman çöktü güneşin sitem aynalarına
aralandı perdeler şimdi sensiz değilim
dertliyim, viraneyim, ben bir aziz değilim
azizler tohum eker sevgi tarlalarına

senin gözlerin dram, oysa ağlatan benim
ben dilenci, sen sultan sevgi dağıtan benim
sen ışık ben karanlık ve aydınlatan benim
ben ölümüm sen hayat cana can katan benim
sabah sende oluyor güneşi tutan benim
soran ben sorulan sen hüznü damıtan benim
öldüren ben ölen sen kabirde yatan benim
sen, sevda yüklü bulut, göklerimin sahibi
saklıyorum içimde seni bir tufan gibi.

nerde uğruna ömür verdiğim bela, nerde
her hatıra bir demet zakkum meyhanelerde
düşlerim esrarınla çoğalan pervanedir
götür benden ahzanı, bana ihsanı getir
yalanı reddederken düşüyorum yalana
ben bir aziz değilim rüveyda anlasana

bu ağıdı öldüğün için söylemiyorum
sen ölmedin rüveyda
at vuruldu ben öldüm.
her hamlesi bir tabut şimdi bakışlarının
yıkayıp kefenledim mehtabına gömüldüm
duysun alem ateşin dağı erittiğini
bu illetin daşları bile çürüttüğünü

gün olurda ayrılık yumağı çözülür mü
bergüzarım ayaklar altında ezilir mi
rüveyda görürmüyüm yeşil ufuklarını
seninle bir sonsuzluk bulur muyum rüveyda
yoksa hep bu kabirde kalır mıyım rüveyda?

(bkz: nurullah genç)
http://m.youtube.com/watch?v=7PQc0a0PIls

Ankaralı Namık abimizden gelsin gecenin şiiri.

Yerin cennet inşallah.
Herkesin bir umudu vardır
Bir acısı, bir yalnızlığı,
Bir hüznü...
Çünkü herkesin bir gideni vardır
içinden bir türlü uğurlayamadığı..
Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
Kaybolmak yalnızlığında şehrin,
Kavrulmak gülüşünde güneşinin.
Kahkahalar dolusu ağlamak bazen
Sebebsiz yere, birçok kere.
Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla….
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama;
“Günün aydın, akşamın iyi olsun” diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
Yoksa, zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama; “Çaya kaç şeker alırsın?”
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…

Can Yücel

edit:bu şiirin yarısını atarsam bir anlamı kalmaz.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
karanlıkta inzivaya çekilirken bütün renkler
siyaha sakın yaklaşma Efulim 
bir kibrit çöpü kadar dahi umut kalmışsa
yak!!korkma,
kağıttan gemilerim seni kurtmaya gelir.

EFULÎM'E
viranşairi
Viranşairi

Gecenin kor karanlığında,kör ile yer değiştiriyor renkler.
Kararlılığın kılığında değişen bir şey yok;
Hayatın kumpaslarına kurulan tuzak
Uzak bir ihtimalim daha var demekten başka.

''Keşke'' kaç defa söylendiyse bu kaybedilen Aşka 
Yine bumerang misali bulup beni seninle çarpıyor 
Anladım ki aşkım bu aşktan çıkış yok!

Viranşairi
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
ne olur affet beni,
yanlışlıkla sevmişim seni,
bir hatadır oldu
hadi bir büyüklük yap da,
sende sev beni.

ne olur kızma bana
yanlışlıkla toplamışım bu çiçekleri sana
ben ne yaptığımı biliyor muyum?
kazara aşık oldum olalı sana.

osman erbasan
Ağlamak için Gözden Yaş mı Akmalı

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor hugo
görsel
nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar.
Çiçekli şiirler bayım.
(bkz: Serbest çağrışım)
oy dağların dağların
ninja kablumbağların,
yeşil yeşil gezerler
çimenleri ezerler....
Napalım?
Oturup ağlayalım mı şimdi?
Sevmiyor diye
Veya hiç sevmemiş diye
Oturup ağlarım bak!
Bu sefer dışıma akar gözyaşlarım