bugün

esasen spor ekonomisi olarak düşünülecek lakin dünyada su an en büyük ekonomiye sahip spor dalı olarak futbol düşünüldüğünde başlıgın futbol ekonomisi olarak girilmesi akla en yatkın secenek olmuştur.

futbol merkezli ekonomi teşekkülüdür. en ufak ekonomi içeren örnekle 12 aralık 2007 fenerbahce cska maçı ile ortaya 3 milyon dolarlık bir ekomoni ortaya cıkmaktadır. stad gorevlisinden futbolcuya, park ücretinden tostçusuna bir gelir-gider tablosu ortaya cıkmaktadır.

dünya koşullarına baktıgımızda şirketleşen futbol kluğlerinin daha üst sıralarda yer aldığı, ligini en iyi dunyaya tanıtan, en iyi yabancıları bunyesinde bulunduran takımalrın izlenme paylarının daha yüksek oldugu aşikardır. ligleri bir piyasa, kulüpleri birer şirket olarak ele alırsak ne demek istedigimiz rahatca anlaşılacaktır.

açıkça ortaya koydugumuz gibi globalleşen kulüp ve liglerin, futbol pastasından daha fazla dilim alacagı kadar globalleşemeyen örnegin türkiye ligi ve türk takımları gibi kulüplerin pastadan aldıkları dilimin daha da az olacagı kesindir.

bir futbol kulübünün reklam gelirlerinden futbolcu piyasasına, alt yapıdan futbol okullarına, menajerlerden kulüp iştiraklerine, yarını ve alacagı maksimum karı düşünen şirket profiline dönüştüğünü gürmekteyiz. ancak bugünü ve sadece bir sezonu nasıl atlatacagını düşünen türk futbol kulüpleri durumu en cok zararla kapatmaktadır. bugün beşiktaş kulübünün yıldırım demirören yönetimiyle gördüğü basiretsizliği geçmişte galatasaray kulübü yasamıstı. ancak * fenerbahce gelecegi düsünerek ve kulübüne destek olan taraftarları ile futbol ekonomisini en iyi anlayanlardan biri haline gelmiştir. ancak bunu da uzun zamandır basta duran aziz yıldırım yönetiminin ilk başlarda yaşadıgı zararların da etkisi vardır.