bugün

film fatih sultan mehmetten çok ulubatlı hasanın üstüne yapılmış.. bi de mehter olaydı iyiydi.
filmde bildiğin mehter takımı yok. ayrıca çok saçma yorumlar olduğuna aldanmayın, bir türk vatandaşı gibi, kanlı canlı güzel bir film izlemeye gidin, vitamininizi alın, çıkın. manyak gibi açık ararsanız, her filmde de açık var.
türkiye nin gelmiş geçmiş en güzel ve en yüksek seviyede emek harcanmış filmi. türkiye şartlarında paradan kaçınılmamış. her türk vatandaşının osmanlı torunuyum diyen kişinin sinemaya gidip parasıyla izlemesi rica olunur. bu film türkiye sinemasında milattır.
lağımcılar forever !
"Abi bak ortamı Assassin's Creed: Revelations'tan, savaş sahnelerini şöyle Yüzüklerin Efendisi'nden parça parça alsak, başrole Prince of Persia'yı koyalım, Batı-Doğu fark etmez Bizans'a da bir Spartacus ayarı verelim tamam mı? Senin lisedeki oğlanın tarih kitabını da getir bak, oradan senaryo falan kendisi çıkar zaten, ne dersin?" Bu cümleler sanırım Çılgın Dershane ve Recep ivedik gibi filmler içeren bir geçmişe sahip Faruk Aksoy'un Fetih 1453'ü çekmeden önce kullandığı, ya da benim öyle düşündüğüm cümleler.

http://gozcu-kulesi.blogs...ilmi-fetih-1453.html#more
osmanlı torunu olduğum için göğsümü tekrardan sonuna kadar kabartmış filmdir. özellikle savaş sahnelerini izlerken gözlerim sürekli doluydu ve o kadar hislendim ki o savaş ortamının içine karışıp gözümü kırpmadan savaşmak geldi içimden. türk sineması ve tarihimizi yansıtması bakımından çok başarılı bir yapım olmuştur.
az önce filmi izleme fırsatı buldum. pek çok tarihi hata var. ulubatlı hasan karakterinin gerçekte olup olmadığı tam bilinmiyor. ve fatih'in kılıç ustasının bu adam olduğunu anlatmışlar. bir osmanlı aşığı olarak şunları söyleyeyim. fatih manisa'da, cafer ağa tarafından savaş eğitimini aldı. ne molla hüsrev, ne molla gürani var. fatih doğduğu gün; hacı bayram-ı veli hazretleri ile 2. murad'ın konuşmasını keşke ekleselerdi. ayrıca şahi toplarının mucidi fatih'tir. macar top dökümcüsü urban, sadece fatih'in planladığı topları dökmüştür. ama sanki topları tamamıyla urban yapmış gibi gözüküyor. fetihte osmanlı cenevizlilerle anlaştı. ve cenevizliler evleri zarar görüyor diye, fatih'ten bir çözüm bulmasını istediler. fatih de bunun üzerine, havan topunu icat etti. buna da yer verilmemiş. bunlar tamamen, fatih'in italyanca öğretmeni, fetih'e dahi katılmış olan, seyyah alberti balbi'nin yazdığı notlardan okuduklarım.

hollywood filmleriyle yarışabilecek seviyede bir film olduğu kesin. en baştaki 2 dakikalık mekke sahnesi için bile, adeta bir şehir kurmuşlar. savaş sahneleri gerçekten mükemmel. cihad anlayışını tam anlamıyla oturtmuşlar. türk sineması için bir devrim diyebiliriz. izlerken tüylerim diken diken oldu. özellikle fatih'in, babasından görmediği şefkati, 2. bayezid'e göstermesi oldu.
izlemedim daha filmi en kısa zamanda gideceğim ama yorumlara bakıyorum ya çok iyi ya çok kötü braveheart ile karşılaştıranlar var.türk sinemasında belkide ilk defa bir filme efekt olarak bu kadar abanılmış biraz insaflı olun açın yollarını destek olun daha iyisini mutlaka yaparlar.

--spoiler--
bütçe kıyaslaması
braveheartın $53,000,000 yaklaşık
fetih 1453 $17,000,000 yaklaşık
imdb den alınmıştır.
--spoiler--
gerçekten beni göt eden film. harikaydı. bazı küçük aksaklıkları gözün görmemesi gerek %95'i iyi olan bir yapımda. iyi ki osmanlı torunuyum diye haz etmedim değil. türkiye'de sinema konusunda 3-4 kademe daha yükseldik. bu yapıt için arabasını satıp bu filme yatıran fatih aksoy'a da sonsuz teşekkürler ellerine sağlık onun ve bütün oyuncuların.
edit: eksilemendeki amaç ne k.o.ç um sen osmanlı torunu değil de şeyh saidin torunu musun?
yıllar sonra bilet alıp sinemaya gitmek konusunda çok ciddi bir istek uyandıran filmdir. ipe sapa gelmez dandik filmlerin rekor kırdığı ülkemizde, umarım hak ettiği rekorlara ulaşır ki, daha iyilerinin önü açılsın.
izledim ve ilk eleştirimi yapıyorum. bir kere sex sahneleri hiç olmamış, nerde spartacus'teki en ufak bir harekette memelerini açan o dehşet hatunlar, nerde rahibe gibi gezen bizans hatunları. arkadaş koskoca bizans imparatoru olmuşsun, taş gibi hatundan alt dudak alıp bırakacaksın, adamı taşlarlar be.
sinema tarihine altın harflerle yazılmıştır.
tarihte vuku bulmuş en önemli hadiselerden biri olan istanbul un fethinikonu alan, ilk büyük çaplı film olması hasebiyle çok önemli olan filmdir.
yapımcısı hakkında ise ; çok teşekkür ediyoruz bir utanç kaynağımız da sayesinde yok oldu. Artık büyük fethi anlatan bir sinema filmimiz var.*
--spoiler--

recep ivedik'in yapımcısından; fetiiiiiih bin dörtyüz elli üüüüüççççç

--spoiler--

gibi bir cümleyle reklamını yapmalarını beklerdim...niye yapmamışlar ki...sonuçta bugüne kadar türkiyedeki en çok izlenen filmin yapımcısı bu adam.
filmin bir üçleme olmasını beklerdim açıkçası:

fatihi tanıtmak, istanbulu tanıtmak, fetihe hazırlık yapmak, 60 küsür gün kuşatmak, fetih ve sonrası, artı detaylar öz önünde bulundurulursa 2 saatlik bir filme bu kadar çok şeyi sığdırmak pek zor olur. tatmin edici olmaz.

bence bir üçleme olmayıldı; II.muratın oğlu fatihin doğumuyla başlamalıydı, istanbulun o an ki durumu anlatılıp kuşatmaya kadar gelip bırakılmalıydı. fatih sultan mehmet hakkında hiç bir bilgisi olmayan insanlara bir şeyler anlatılabilirdi. bir ecnebi belki ilk kez duyuyor bu ismi ve hakkında hiç bir fikri yok. fatihin vasıflarını iyice aktardıktan sonra kuşatma yapılıp üçlemenin ilki bitirilmeliydi

sonra 2. filmde savaş, diplomasi, vb konular işlenip fethin gerçekleşmesine kadar olan konular işlenebilirdi.

filmin 3. ve finalinde, fatihten sonraki istanbul, oradaki yaşamdan bahsedilseydi benim şahsım adına kaçırılmayacak filmler olurdu. ve bu konu hakkında hiç okumamış birileri bile bir şeyleri rahatlıkla öğrenebilirdi.

Yapım olarak kötü olmayan, konuların sıkışıklığı biraz can sıkıcı olsa da izlenilesi bir çalışma.
birkaç açıdan değerlendirilmesi gereken film.

ilk olarak milliyetçi kesim açısından bakalım: "kesinlikle güzel ve olağanüstü bir film, since 1453"

ümmetçi kesim tarafından bakalım: "çok şükür böyle bir film çekildi"

tarihi herhangi bir olayı araştırmadan direkt türk ve devletlerini suçlayan yurdum insanı tarafından bakalım: "abi ne o öyle ya, nedne işgal değil de fetih mesela!?"

herbokaloglar tarafından bakalım: "yarısında çıktım"

gerçek film izleyicileri tarafından bakalım: "şu şu kısımları eksik şu şu kısımları olmuş, ortalama bir film"

osmanlıcılık akımını nemalanma aracı olarak gören malum cemaat örgütlenmesi tarafından bakalım: "çok feyzli bir film"

yoldan geçen düz adam tarafından bakalım: "10 lira vereceğime torrent beklerim abi"

sinema sahipleri tarafından bakalım: "beyler çok acayip gişe olacak, reklama boğun gelenleri kapıları da kapatın oh verin eurejo sigorta, hayatı cesursa yaşa"

yunanistan vatandaşları tarafından bakalım: " kapitalizme hayır!" (adamlar ayık)

kendi açımdan bakıyorum: sinema ya da sanata genel olarak fikir mastürbasyonu olarak bakmayı bırakacağımız zamanları iple çekiyorum. keşke şu şekilciliğe verdiğimiz özenin milyonda birini kişisel gelişim için harcasak fakat ne gereği var nasıl olsa kurtlar obası israil'i falan şey etti hep, of ne feci hem de.
bir gişe yönetmeninin yaptığı izleyince yine hedef kitlesini ana dalga olarak benimsemiş yönetmenin filmidir.

çok katı eleştirmeyeceğim bütçesinin yüksek oluşu ile tanıtımı yapılan bir filmden bahsediyoruz aksiyon sahneleri kötü değil ama bir tarih filmine gidip tarihi olaylar, kişilikler hakkında bilgi edinmek isteyenler için bulunmaz nimet değildir.

fetih 1453 size hiçbir tarih bilgisi katmaz yalnızca dövüş sahneleriyle ve imparator konstantin'in sarayındaki yunan kızlarla eğlendirir.

dediğim gibi görsel amaçla gidecekseniz seversiniz ama görsel olmayan daha tarihi doyuma ulaşmak istiyorsanız çok bir şey beklemeyin yine de merak ediyorum diyorsanız gidin efendim parayı çöpe atmış gibide olmuyorsunuz.

hasanla era'nın aşkı yerine fatih'in gemileri karadan geçirme fikri veya 12 yaşındayken babasına attığı mektup destansı bir şekilde anlatılabilirdi.

ulubatlı hasan'ın fatih sultan mehmet ile bir dostluğu var mıdır? filmi izlerken çok kafama takıldı zira pek ihtimal vermiyorum düşündüğüm gibiyse yarı kurgu bir film.

filmin esas önemi ki umarım gerçekleşir tarihi olaylarla ilgili sinema yapımları için bir öncü teşkil etmesidir bu bakımdan yapımcılara teşekkür ederim.
bugün filmi 22.55 seansında izledim ve işte izlenimler: (eser miktarda spoiler içerebilir)

-film beklentilerimi karşılayabildi diyebilirim. savaş sahneleri, özellikle de kılıç dövüşü sahneleri inanılmaz başarılı olmuş, bireysel olarak oyuncuların çok iyi çalıştığı belli.

-ilk bölümde bazı sahneler çok kopuktu. örneğin kendimizi birden konya ovasında, karamanoğulları ile savaşmaya hazır bir ordunun ortasında buluverdik. moradaki sahneler de öyle. karanlık bir fonda aniden birbirine giren mora ve osmanlı askerleri belirdi ekranda. oraya ne zaman nasıl gidildi, çok iyi bağlanamamış.

-filmde ulubatlı hasanın etkisi çok fazla var. karakterin gerçek olup olmadığının bilinmediğinden dem vuruyor eleştirenler, evet bilinmiyor ancak bu fetihin halk tarafından genel kabul görmüş yadsınamaz bir karakteridir hasan ve bu filmde de olmazsa olmazdı bence.

-hasan ile şovalye guistiniani arasındaki teke tek mücadele bana 300 spartalıyı hatırlatmadı değil. biraz abartılı olduğu doğru. şovalyenin, hasanın kafasını kütüğe vurduğu sahne için filmi beraber izlediğimiz bir arkadaşım "kafayı öyle vurunca kalkabilir mi insan" diye bi yorum yaptı, yıllarca bayıla bayıla izlediğimiz o amerikan filmlerinde ne ölmeyen adamlar gördük, buna mı takıldın be canım?

-aşkın dozunu biraz fazla kaçırmışlar, misal yüzüklerin efendisi üçlemesinde aragorn ve arwenin aşkı o kadar dozundaydı ki hassas teraziyle tartsan bu kadar olmaz, filme de bir tutam koyalım derken bir avuç kaçırıvermişler gibi.

-bazı saçmalıklar ve klişeler de yok değildi hani, metrelerce öteden hasan ve eranın kesişmesi, ve hasanın ayakta ölmesi ve hemen akabinde esas kızın elini karnına götürüp okşama klişesi. pembe dizi mode on.

-gemilerin karadan yürütülmesi olayı biraz es geçilmiş sanki. ancak bu durum anlaşılabilir çünkü bu taktik nasıl geliştirildi, duyduklarında vezirler, paşalar, askerler nasıl tepki verdi, hangi güzergah kullanıldı gibi bilgiler çok az olduğu için, bir kurgu yaratılamamış olabilir. ama insan "yine de..." demekten alamıyor kendini, ne de olsa fetihin dönüm noktası bir hamle.

-yapılan eleştirilerin aksine fatihin filmde sindirildiğini düşünmüyorum, aksine herkesin bildiği gibi fatihi en başta konstantin olmak üzere herkes küçümsemişti, imparatorun, papanın vs. bu kadar böbürlendirilmesi normal. sadece babasının tesbihini koparıp da üzerinde çocuk gibi tepinmesini komik buldum.

-bir de macarlara noldu merak ediyorum. gelemediler, yolda başlarına bir şey mi geldi acep?

-fatihi oynayacak karakteri kim seçtiyse helal olsun demek istiyorum.

-papaz genadiusu oynayacak karakteri kim bulduysa... lan neyse bişey demiyorum..

-savaş meydanında fatih ve konstantinin konuşması süperdi.

-fatihin savaş bittikten sonra (aynı zamanda filmin sonunda) ayasofyada bir çocuğu kucaklaması reklam kokan hareketler gibiydi. gereksiz olmuş. (bkz: bushun burnunu sıkan çocuk)
film eğer, fatihin at üstünde konstantiniyyeye girdiği, tablolaştırılan şu meşhuuur sahne ile bitseydi dadından yinmezdi vallaha.

-sonuç olarak özet geç diyenlere: asırlardır her mecrada övünüp durduğumuz fatih sultan mehmetin istanbulu fethi hadisesini film yapmaya kimsenin maçası yetmediği için, türk sinema tarihinde teknik açıdan şu ana kadar yapılmış en iyi film olduğu için fatih aksoyu tebrik etmek ve ona saygı duymak gerekir.
izlemek ve izlettirmek gerekir.
her filmin hataları olacaktır elbet ama biz türklerin biraz olsun "kendimizi yerden yere vurma" hastalığından kurtulup filmin hakkını vermemiz gerekir.
ben verdim gitti!
içerisinde senaryo kopuklukları olan film.

--spoiler--
1. karadan gemileri yürütme neden esgeçildi? Oldu bittiye getirdiler yani.

2. ulubatlı hasan dini nikah olmadan bir kadınla birlikte oluyor ve kadın hamile kalıyor. Osmanlı da böyle bir şey var mıydı lan? Kadının sesi bile haramdı!

3.Satranç bugünkü oynadığımız haline 1497 yılında getirildi yani kurallar o zaman koyuldu. Ama filmde sultan fatih çatır çatır satranç oynadı.

--spoiler--

Yukarıdaki 3 soru 17 milyonluk bütçesi olan bir filme bok atmak değil eleştiri içindir. Ayrıca bu bug'ları ben bile bulduysam biraz daha dikkatli izleyen adam neler bulur.
o kadar para neresine harcanmış basit bilgisayar oyunlarına benziyor kendi kadar reklamıda basit yok evini satmış yok borcu yüzünden şirketi hacize uğramış amaç seyir ettirmek böyle büyük şanlı bir fetihe yakışmadı bu film.
ilginç olan şudur; filmi eleştirenler teknik analizlerle destekledikleri eleştiri sebeplerini sıralarlarken filmi savunanlar sadece entel takımı beğenmez tabii müslümanlığı övüyor, türkleri övüyor demektedirler.
izmir'e kuralacak nato üssünü, ılımlı islamcıların vatikan'ın maşası olduğu gerçeğini unutturamayacaktır. ruhunu kömüre satmayanlar için tabii...
iyi yada kötü yapılan herşeyi eleştirme hatta bok atma takıntısına sahip insanlarımızın bir kere daha hortladığı filmdir. ulan 10 sene önce türk filmi yoktu sinemalarda be dürzü! diyesi gelir insanın. yapılmış olması bile güzeldir. çekersin 1500 tane yeni nesil türk filmi ondan sonra oturur eleştirirsin.
tarihi olaylar hakkında bilgiyi, internet yerine filmden almayı deneyenler olduğunu gösteren film. ne biçim ülkede yaşıyoruz lan herkes fıkralardan çıkmış gibi. düşünüyorum abi gerçek değildir bu adamlar diyorum ama malesef gerçekler. tarihi bilgiyi aç kitaptan oku, wikipedi den oku, internet denen bişey var, zibilyon tane kaynak var içinde ama sen giti istanbul un fethini filmden öğrenmeye çalış. valla bambaşkasınız ne diyim.
sultan mehmet'in filmin sonunda bizanslılara ''inancınızda özgür olacaksınız dediği'' film.

evet o yüzden türk ve bizans tarih kaynaklarında ayasofya'nın fatih tarafından yağmalandığı yazıyor.
evet o yüzden ayasofya'yı camiye çevirdi, dini inançlara çok saygılı (!) sultan mehmet han.
evet o yüzden hristiyanlardan ağır vergiler aldınız, onların çocuklarını zorla alıp müslümanlaştırma politikaları yaptınız.

tarihiniz ve filminiz batsın. tarihi götünüzle uydurmaya devam edin. bunlara izleyip mastürbasyon yapın. size bu yakışır.
ufak oynamalarla çok daha iyi olabilirdi.ama yine de iyi olmuş.emeğin karşılığı olacaktır elbet zira salonlar tıklım tıklım.