bugün

fetih 1453

bugün filmi 22.55 seansında izledim ve işte izlenimler: (eser miktarda spoiler içerebilir)

-film beklentilerimi karşılayabildi diyebilirim. savaş sahneleri, özellikle de kılıç dövüşü sahneleri inanılmaz başarılı olmuş, bireysel olarak oyuncuların çok iyi çalıştığı belli.

-ilk bölümde bazı sahneler çok kopuktu. örneğin kendimizi birden konya ovasında, karamanoğulları ile savaşmaya hazır bir ordunun ortasında buluverdik. moradaki sahneler de öyle. karanlık bir fonda aniden birbirine giren mora ve osmanlı askerleri belirdi ekranda. oraya ne zaman nasıl gidildi, çok iyi bağlanamamış.

-filmde ulubatlı hasanın etkisi çok fazla var. karakterin gerçek olup olmadığının bilinmediğinden dem vuruyor eleştirenler, evet bilinmiyor ancak bu fetihin halk tarafından genel kabul görmüş yadsınamaz bir karakteridir hasan ve bu filmde de olmazsa olmazdı bence.

-hasan ile şovalye guistiniani arasındaki teke tek mücadele bana 300 spartalıyı hatırlatmadı değil. biraz abartılı olduğu doğru. şovalyenin, hasanın kafasını kütüğe vurduğu sahne için filmi beraber izlediğimiz bir arkadaşım "kafayı öyle vurunca kalkabilir mi insan" diye bi yorum yaptı, yıllarca bayıla bayıla izlediğimiz o amerikan filmlerinde ne ölmeyen adamlar gördük, buna mı takıldın be canım?

-aşkın dozunu biraz fazla kaçırmışlar, misal yüzüklerin efendisi üçlemesinde aragorn ve arwenin aşkı o kadar dozundaydı ki hassas teraziyle tartsan bu kadar olmaz, filme de bir tutam koyalım derken bir avuç kaçırıvermişler gibi.

-bazı saçmalıklar ve klişeler de yok değildi hani, metrelerce öteden hasan ve eranın kesişmesi, ve hasanın ayakta ölmesi ve hemen akabinde esas kızın elini karnına götürüp okşama klişesi. pembe dizi mode on.

-gemilerin karadan yürütülmesi olayı biraz es geçilmiş sanki. ancak bu durum anlaşılabilir çünkü bu taktik nasıl geliştirildi, duyduklarında vezirler, paşalar, askerler nasıl tepki verdi, hangi güzergah kullanıldı gibi bilgiler çok az olduğu için, bir kurgu yaratılamamış olabilir. ama insan "yine de..." demekten alamıyor kendini, ne de olsa fetihin dönüm noktası bir hamle.

-yapılan eleştirilerin aksine fatihin filmde sindirildiğini düşünmüyorum, aksine herkesin bildiği gibi fatihi en başta konstantin olmak üzere herkes küçümsemişti, imparatorun, papanın vs. bu kadar böbürlendirilmesi normal. sadece babasının tesbihini koparıp da üzerinde çocuk gibi tepinmesini komik buldum.

-bir de macarlara noldu merak ediyorum. gelemediler, yolda başlarına bir şey mi geldi acep?

-fatihi oynayacak karakteri kim seçtiyse helal olsun demek istiyorum.

-papaz genadiusu oynayacak karakteri kim bulduysa... lan neyse bişey demiyorum..

-savaş meydanında fatih ve konstantinin konuşması süperdi.

-fatihin savaş bittikten sonra (aynı zamanda filmin sonunda) ayasofyada bir çocuğu kucaklaması reklam kokan hareketler gibiydi. gereksiz olmuş. (bkz: bushun burnunu sıkan çocuk)
film eğer, fatihin at üstünde konstantiniyyeye girdiği, tablolaştırılan şu meşhuuur sahne ile bitseydi dadından yinmezdi vallaha.

-sonuç olarak özet geç diyenlere: asırlardır her mecrada övünüp durduğumuz fatih sultan mehmetin istanbulu fethi hadisesini film yapmaya kimsenin maçası yetmediği için, türk sinema tarihinde teknik açıdan şu ana kadar yapılmış en iyi film olduğu için fatih aksoyu tebrik etmek ve ona saygı duymak gerekir.
izlemek ve izlettirmek gerekir.
her filmin hataları olacaktır elbet ama biz türklerin biraz olsun "kendimizi yerden yere vurma" hastalığından kurtulup filmin hakkını vermemiz gerekir.
ben verdim gitti!