bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
derin islerin adamiyim havasi yaratmaya calisan, ertugrul özkök ün sisman hali olan kisi.
Hürriyet internetin editörü. Yazdığı yazılar, Hürriyet'teki okur yorumlarından daha vasattır.
(bkz: dnglk 3)
kocaman ve pahali oyuncagiyla butun gun oynayan sahis. cani sikildikca, ilkokul cocugu yazsa arkadaslarinin dalga gececegi seviye ve icerikte seyleri sitesinden okuz gibi basliklarla anons edip mental masturbasyonlarini surdurmektedir. bir de foto analiz die bir beyin torpusu vardi ama birakti onu galiba. sonucta yilmaz ozdil bekir coskun gibi bir paragrafta iki cumleden fazlasini kullanamayanlarin disinda bir sey okudugunda beyin ancuklamasi yasayan ortalama hurriyet okurunun arayip da bulamadigidir fatih cekirge.
bugünkü hürriyet gazetesinin web sitesinde yazdığı köşe yazısına sonuna kadar katıldığım gazeteci. insanların siyasi çıkar uğruna kendi ordusunu sistematik bir şekilde yıpratma çalışmalarını açık bir dille yazmış ve uyarmıştır. cidden nedir bu düşmanlık? neden artık insanlar bu kadar hoşgörüsüz ve tahammülsüz? farkettğiniz mi bilemiyorum ama son zamanlarda benim dikkatimi çeken bir şey var. farklı siyasi görüşte olan insanlar artık birbirlerine sanki aynı ülkenin insanı, yurttaşı değilmiş gibi birbirlerine bölücü, irticacı, faşist vb. gözüyle nefretle ve kinle bakıyor. sözlükte bile sıkça karşılaştığımız insafsız ve mantıktan uzak bir sürü söylem ve başlık açılıyor. birilerinin ülkemizdeki siyasi çeşitlilikleri yada ırk farklılıklarını aramıza düşmanca tohumlar ekmesi için kullanmasına izin vermeyelim lütfen.
--spoiler--
Bari şehitlerden utanın
ŞiMDi yazacaklarım için önce şunun altını çizelim: - Bu ülkenin Anayasal düzenini, demokratik sistemini, laik yapısını yıkmaya kalkışanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Bu geleceğimizin güvencesi için şarttır.
Tamam mı? Tamam...
Şimdi artık cılkı çıkmaya başlayan, hepimizi utandıracak hale gelen bir ayıba dikkat çekelim.
işte açıkça söylüyorum...
Bu Ergenekon soruşturması giderek bir "asker düşmanlığı"na, "orduya karşı bir savaşa" dönüşmektedir. Sızdırılan asılsız haberler, dedikodular, neredeyse bir "sürek avı"na benzedi...
Paranoyanın beslediği bir kirli kuşatma var... Doğrunun yanlışa karıştığı, her şeyin bulandığı bir kuşatma.
Asker mi, üniforma mı? "Mutlaka darbe planlamıştır ya da planlar" gibi bir "hakaret brövesi", her gün o şerefli komutanların, askerlerin göğsüne takılmak istenmektedir...
Bu millet için dağlarda ölümü bekleyen, gecenin karanlığında vurulup düşen erinden komutanına karşı bir ayıp yaşanmaktadır.
Artık iyice anlaşılmıştır ki, onlara "darbeci, bozguncu, gizli iş çeviren, milletine güvenmeyen" bir "psikolojik yafta" takmaya çalışanlar vardır.
Ayıp işte buradadır.
Bakın tekrar söylüyorum. Eğer askerin içinde bir yasadışı organizasyon varsa bulup çıkartılsın ve cezası verilsin...
Bununla ilgili doğru bir haber varsa elbette millet bilsin. Ceza verilsin.
Ama dedikoduyla, yalanla, asılsız haberle, sızdırma, yarım yamalak bilgiyle atılan çamurların, kırılan onurların cezası ne olacak?
Kimsiniz, nesiniz bilmiyorum. Ama yine de soruyorum:
- Bu kadar mı düşmansınız? Bu kadar mı nefret dolusunuz?
Bu iğrenç tezgahı kurup askeri deşmeye, tahrik etmeye çalışanlara ve buna alet olanlara söylüyorum:
- Hayattakileri tanımıyorsanız, bari bu millet için canını veren şehitlerden utanın... Onların analarından, kızlarından, sevgililerinden, eşlerinden utanın...
Ayıptır...
http://www.hurriyet.com.t...;sz=29941&hid=9480553
--spoiler--
--spoiler--
Bari şehitlerden utanın
ŞiMDi yazacaklarım için önce şunun altını çizelim: - Bu ülkenin Anayasal düzenini, demokratik sistemini, laik yapısını yıkmaya kalkışanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Bu geleceğimizin güvencesi için şarttır.
Tamam mı? Tamam...
Şimdi artık cılkı çıkmaya başlayan, hepimizi utandıracak hale gelen bir ayıba dikkat çekelim.
işte açıkça söylüyorum...
Bu Ergenekon soruşturması giderek bir "asker düşmanlığı"na, "orduya karşı bir savaşa" dönüşmektedir. Sızdırılan asılsız haberler, dedikodular, neredeyse bir "sürek avı"na benzedi...
Paranoyanın beslediği bir kirli kuşatma var... Doğrunun yanlışa karıştığı, her şeyin bulandığı bir kuşatma.
Asker mi, üniforma mı? "Mutlaka darbe planlamıştır ya da planlar" gibi bir "hakaret brövesi", her gün o şerefli komutanların, askerlerin göğsüne takılmak istenmektedir...
Bu millet için dağlarda ölümü bekleyen, gecenin karanlığında vurulup düşen erinden komutanına karşı bir ayıp yaşanmaktadır.
Artık iyice anlaşılmıştır ki, onlara "darbeci, bozguncu, gizli iş çeviren, milletine güvenmeyen" bir "psikolojik yafta" takmaya çalışanlar vardır.
Ayıp işte buradadır.
Bakın tekrar söylüyorum. Eğer askerin içinde bir yasadışı organizasyon varsa bulup çıkartılsın ve cezası verilsin...
Bununla ilgili doğru bir haber varsa elbette millet bilsin. Ceza verilsin.
Ama dedikoduyla, yalanla, asılsız haberle, sızdırma, yarım yamalak bilgiyle atılan çamurların, kırılan onurların cezası ne olacak?
Kimsiniz, nesiniz bilmiyorum. Ama yine de soruyorum:
- Bu kadar mı düşmansınız? Bu kadar mı nefret dolusunuz?
Bu iğrenç tezgahı kurup askeri deşmeye, tahrik etmeye çalışanlara ve buna alet olanlara söylüyorum:
- Hayattakileri tanımıyorsanız, bari bu millet için canını veren şehitlerden utanın... Onların analarından, kızlarından, sevgililerinden, eşlerinden utanın...
Ayıptır...
http://www.hurriyet.com.t...;sz=29941&hid=9480553
--spoiler--
asker düşmanlığı ile şehitliği kullanarak binlerce insanın ölümünden ekmek yiyenlere duyulan antipati arasındaki farkı anlayamayan sanal köşeci.
bulunduğu yeri hak ediyor.
(bkz: hürriyet internet)
bulunduğu yeri hak ediyor.
(bkz: hürriyet internet)
sabah gazetesi genel yayın yönetmenliğinin en büyük adayı olan gazeteci yazar. ahmet çalık'la prensip anlaşmasına vardığı idda edilmektedir.
hürriyet internet sitesindeki koca koca fotoğrafları altında "x yazıyor", "x y'den bildiriyor" tarzı haber,yorum metinlerinin ilk temsilcisi.
başarılı yorumlara imza atan gazeteci yazar. okunmaya değer bir yazı daha kaleme almış;
http://www.hurriyet.com.t...505.asp?&hid=13561913
http://www.hurriyet.com.t...505.asp?&hid=13561913
çok kunuşup söylemeyen, çok yazıp anlatmayan.
bugün ki yazısıyla coşmuş yazar...
http://www.hurriyet.com.t...075.asp?&hid=14896290
http://www.hurriyet.com.t...075.asp?&hid=14896290
söylediklerimizi biraz daha açmış detaylandırmış yazardır.
buyrun:yılmaz özdil/#8233354
tanım: hürriyet yazarı.
not: bunuda kötüleyin koduum özdil fakirleri sizi! aklınıza boru dayayıp gaz akıtmak lazım sizin ya, neyse!
buyrun:yılmaz özdil/#8233354
tanım: hürriyet yazarı.
not: bunuda kötüleyin koduum özdil fakirleri sizi! aklınıza boru dayayıp gaz akıtmak lazım sizin ya, neyse!
zorunlu hizmet bölgelerinde atama bekleyen öğretmenlerin dili olmuş. bakanlıkla konuşup öğretmenlere müjdeyi vermiş şahsiyettir. sonuç olumlu yada olumsuz olsa da bu kadar görmezden gelen medyanın içinde derdimizi anlayıp anlattığınız için teşekkür ediyorum.
''Zaten ihanetle pusunun kol kola gezdiği o coğrafyada düello arayamazsın, şövalye bulamazsın.''
Güneydoğuyu çok iyi anlatmış yazar.
yazının tamamı için
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15073795.asp?gid=373
Güneydoğuyu çok iyi anlatmış yazar.
yazının tamamı için
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15073795.asp?gid=373
bugün kü köşesi hürriyet e manşet olmuş, sığ yazılar sahibi kişilik.
güneydoğu da şehit olan askerlerin uydu telefon görüşmelerini pkk' ya bilgi sızdırdılar şeklinde yorumuyla güldürmüştür. iddaası; şehit askerler bir gün önceden aileleriyle görüşmüşler bu da pkk için haber kaynağına dönüşmüş. sallamak için hürriyet te yazar olmak gerekiyor galiba.
en son hantepe baskını gibi ağır kayıpların olduğu olaylarda emniyet istihbarat baskını haber vermiş, heronlar pkklıları tespit etmişti.
"postal yalamak" herhalde kör ediyor.
http://www.hurriyet.com.t...p;gid=61&hid=15717141
güneydoğu da şehit olan askerlerin uydu telefon görüşmelerini pkk' ya bilgi sızdırdılar şeklinde yorumuyla güldürmüştür. iddaası; şehit askerler bir gün önceden aileleriyle görüşmüşler bu da pkk için haber kaynağına dönüşmüş. sallamak için hürriyet te yazar olmak gerekiyor galiba.
en son hantepe baskını gibi ağır kayıpların olduğu olaylarda emniyet istihbarat baskını haber vermiş, heronlar pkklıları tespit etmişti.
"postal yalamak" herhalde kör ediyor.
http://www.hurriyet.com.t...p;gid=61&hid=15717141
cumhurbaşkanı nın eşini eğreti gelin e benzeterek ne kadar çapsız, zavallı bir yaratık olduğunu ispatlamış insan kırıntısıdır.
kendisi bir eğreti gelin in çocuğu olabilir mesela?
madem eğreti gelin demek bu adama göre hakaret değilmiş bende kendisine söylüyorum o açıdan. yoksa hakaret etmeyi sevmem şahsen. ama hakaret etmek değilmiş bu. o yüzden rahatça söyleyebiliriz.
ama sakın şimdi hakaretten sayılmasın bu? kaç yıllık gazete yazarı söyleyince güzel. bikaç aylık sözlük yazarı ben söyleyince küfür muamelesi görmeyeyim? ceza yemeyeyim? olabilir... kendini üstün sanan bu insanlar herşeyi kendilerine göre yontmaya çalışır.
kendisi bir eğreti gelin in çocuğu olabilir mesela?
madem eğreti gelin demek bu adama göre hakaret değilmiş bende kendisine söylüyorum o açıdan. yoksa hakaret etmeyi sevmem şahsen. ama hakaret etmek değilmiş bu. o yüzden rahatça söyleyebiliriz.
ama sakın şimdi hakaretten sayılmasın bu? kaç yıllık gazete yazarı söyleyince güzel. bikaç aylık sözlük yazarı ben söyleyince küfür muamelesi görmeyeyim? ceza yemeyeyim? olabilir... kendini üstün sanan bu insanlar herşeyi kendilerine göre yontmaya çalışır.
kaç gündür yapılan tartışmalara benim gibi çoğu insanın da duygularına tercüman olmuştur yazısı. bu ülkede böyle duyarlı vatandaşlar gerek:
http://www.hurriyet.com.t...616.asp?&hid=16941938
http://www.hurriyet.com.t...616.asp?&hid=16941938
Abd - Chp görüşmelerini köşesine taşıyan doğan medya grubu yazarı.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17462611.asp
--spoiler--
abd ile chp arasında sıkı temas
acaba bir rastlantı mıdır bilemiyorum. ama son dönemde abd ile chp arasında sıkı bir temas gözlüyorum.
üstelik davet abdden geliyor.
dün yazdım:
- chpnin 4 genel başkan yardımcısı ve eski washington büyükelçimiz olan şimdiki chp parti meclisi üyesi faruk loğoğlu abdde bir dizi görüşme yapmışlardı.
pentagondan dışişlerine kadar, senatörler, milletvekilleri diplomatlar...
bir haftada tam 31 görüşme...
genel başkan yardımcısı umut oranın görüşmelerden aktardıklarının özeti şuydu:
türkiyenin israille olan krizi, iran ve benzeri gelişmeler konusunda türkiyenin tavrı sıkıntı yaratmış... basın özgürlüğü konusunda keskin sorular, ileri demokrasi konusunda kuşkular var.
bu sıcak gelişmeden sonra dün ankarada çok önemli bir buluşma daha gerçekleşiyor.
abdnin ankara büyükelçisi francis ricciardone, abdde görüşmeler yapan chpnin en üst düzey heyetine bir öğle yemeği veriyor.
yemeğe bu defa hikmet çetin de davetli...
işte sözünü ettiğim sıcak ya da yakın temas da bu...
ne oluyor peki? bu ilgi neden?
bugüne kadar chp ile washington arasında pek göremediğimiz bu yakınlık nereden geliyor?
baykal döneminin chpsine soğuk duran, o chp yönetiminin de genellikle uzak durduğu abd ile yaşanan bu yakın temas dikkat çekmez mi?
elbette çeker.
üstelik buna son dönemde türkiyenin i̇sraille olan ağır kriz politikası da eklenince soru işaretleri büyüyor.
bu kadar kısa sürede bu kadar yakın temas, kimin olsa dikkatini çeker ve hatta bütün soru işaretlerini ayaklandırır.
hikmet çetinden öğrenebildiğim kadarıyla yemek davetinin nedeni, washingtonda temas yapan chp heyetinin izlenimlerini almak.
ne kadar hızlı değil mi?
belli ki washington, ankaraya bir mesaj geçmiş:
- ankaraya dönen chp heyetinin izlenimlerini alınız!
ankaradaki büyükelçi de izlenimleri birinci ağızdan dinlemek için bir yemek daveti veriyor.
yemekte ilginç bir de soru var. masada bulunan bir abdli yetkili diyor ki:
- ziyaretinizin basında yer alma ağırlığını yeterli buldunuz mu?
çetinden anladığım kadarıyla chp heyeti yaptıkları temaslardan çok memnun olduğunu söylüyor.
zaten washigntonda verdikleri mesaj şuydu:
- chp artık o eski chp değil. bizi bizden dinleyin. özgürlükler konusunda hassasız. artık bir dünya partisiyiz...
aynı mesaj ankarada da veriliyor. ve elbette washingtonda yapılan temaslardan ne denli olumlu sonuçlar çıktığı, ayrıca memnun kalındığı anlatılıyor.
tabii bu izlenimler muhtemelen bu gece geç saatlerde washingtona geçilecek...
sonuç olarak; 10 gün içinde washington-ankara hattında çok önemli görüşmeler olduğu ortaya çıkıyor.
yani baykal dönemindeki, onur öymen politikasının çok ötesinde. abdye ve abye açılan bir chp gözlüyorum.
ve en önemlisi, müthiş bir hızla gelişen bu temas trafiğinin bize anlattığı abdnin chpye artan ilgisi.
tabii bunlar benim görebildiklerim. kim bilir bu görüşmelerin gerçekleşebilmesi için hazırlanan altyapı çalışmalarında ne tür temaslar olmuştur?
belli ki; chpye son dönemde katılan umut oran, faruk loğoğlu, osman korutürk gibi isimler, chpnin dış cephe kaplamasında yepyeni bir imaj yaratmaya çalışıyorlar.
bu sıcak temasın sonuçlarını izlemeye devam edeceği
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17462611.asp
--spoiler--
abd ile chp arasında sıkı temas
acaba bir rastlantı mıdır bilemiyorum. ama son dönemde abd ile chp arasında sıkı bir temas gözlüyorum.
üstelik davet abdden geliyor.
dün yazdım:
- chpnin 4 genel başkan yardımcısı ve eski washington büyükelçimiz olan şimdiki chp parti meclisi üyesi faruk loğoğlu abdde bir dizi görüşme yapmışlardı.
pentagondan dışişlerine kadar, senatörler, milletvekilleri diplomatlar...
bir haftada tam 31 görüşme...
genel başkan yardımcısı umut oranın görüşmelerden aktardıklarının özeti şuydu:
türkiyenin israille olan krizi, iran ve benzeri gelişmeler konusunda türkiyenin tavrı sıkıntı yaratmış... basın özgürlüğü konusunda keskin sorular, ileri demokrasi konusunda kuşkular var.
bu sıcak gelişmeden sonra dün ankarada çok önemli bir buluşma daha gerçekleşiyor.
abdnin ankara büyükelçisi francis ricciardone, abdde görüşmeler yapan chpnin en üst düzey heyetine bir öğle yemeği veriyor.
yemeğe bu defa hikmet çetin de davetli...
işte sözünü ettiğim sıcak ya da yakın temas da bu...
ne oluyor peki? bu ilgi neden?
bugüne kadar chp ile washington arasında pek göremediğimiz bu yakınlık nereden geliyor?
baykal döneminin chpsine soğuk duran, o chp yönetiminin de genellikle uzak durduğu abd ile yaşanan bu yakın temas dikkat çekmez mi?
elbette çeker.
üstelik buna son dönemde türkiyenin i̇sraille olan ağır kriz politikası da eklenince soru işaretleri büyüyor.
bu kadar kısa sürede bu kadar yakın temas, kimin olsa dikkatini çeker ve hatta bütün soru işaretlerini ayaklandırır.
hikmet çetinden öğrenebildiğim kadarıyla yemek davetinin nedeni, washingtonda temas yapan chp heyetinin izlenimlerini almak.
ne kadar hızlı değil mi?
belli ki washington, ankaraya bir mesaj geçmiş:
- ankaraya dönen chp heyetinin izlenimlerini alınız!
ankaradaki büyükelçi de izlenimleri birinci ağızdan dinlemek için bir yemek daveti veriyor.
yemekte ilginç bir de soru var. masada bulunan bir abdli yetkili diyor ki:
- ziyaretinizin basında yer alma ağırlığını yeterli buldunuz mu?
çetinden anladığım kadarıyla chp heyeti yaptıkları temaslardan çok memnun olduğunu söylüyor.
zaten washigntonda verdikleri mesaj şuydu:
- chp artık o eski chp değil. bizi bizden dinleyin. özgürlükler konusunda hassasız. artık bir dünya partisiyiz...
aynı mesaj ankarada da veriliyor. ve elbette washingtonda yapılan temaslardan ne denli olumlu sonuçlar çıktığı, ayrıca memnun kalındığı anlatılıyor.
tabii bu izlenimler muhtemelen bu gece geç saatlerde washingtona geçilecek...
sonuç olarak; 10 gün içinde washington-ankara hattında çok önemli görüşmeler olduğu ortaya çıkıyor.
yani baykal dönemindeki, onur öymen politikasının çok ötesinde. abdye ve abye açılan bir chp gözlüyorum.
ve en önemlisi, müthiş bir hızla gelişen bu temas trafiğinin bize anlattığı abdnin chpye artan ilgisi.
tabii bunlar benim görebildiklerim. kim bilir bu görüşmelerin gerçekleşebilmesi için hazırlanan altyapı çalışmalarında ne tür temaslar olmuştur?
belli ki; chpye son dönemde katılan umut oran, faruk loğoğlu, osman korutürk gibi isimler, chpnin dış cephe kaplamasında yepyeni bir imaj yaratmaya çalışıyorlar.
bu sıcak temasın sonuçlarını izlemeye devam edeceği
--spoiler--
bugünkü yazısı ise bana budur dedirtmiş gazeteci/köşe yazarıdır.
http://www.hurriyet.com.t...p;gid=61&hid=17897164
http://www.hurriyet.com.t...p;gid=61&hid=17897164
bugünkü yazısıyla dikkatimi çekmiş hürriyet yazarı.
http://www.hurriyet.com.t...p;gid=61&hid=18277594
http://www.hurriyet.com.t...p;gid=61&hid=18277594
cem uzanın eski emirerlerinden.star gazetesinin iyice tabloid gazete olduğu,sapaladığı şu mala bağladığı günlerde, yılmaz özdil ile beraber cem uzanın en sadık kalemşörlerinden birisiydi.şu an takım halinde aydın amcalarının hizmetindeler,tesadüfün böylesi.*
terör saldırısı olup olmadığını belli olmayan patlama için yazdığı yazı:
--spoiler--
haberlere biraz dikkatli bakınca; ankara'da patlayan bombanın ipuçları, mesajı okunabiliyor..
bu aktaracaklarım, dikkatli bir okumanın, iz sürmenin tahmini sonuçlarıdır.
kesin değildir, ama en azından doğru sorunun sorulmasına yardımcı olabilir.
şimdi yüzlerce haberin içinden iki tanesini ayıklayalım.
doğan haber ajansı'ndan şu haberler geçiyor:
saat 11.16:
"şirnak ve bazı ilçelerinde, terör örgütü pkk'nın şehir yapılanması kck'ya yönelik operasyonlar bugün sabah saatlerinde devam etti. şırnak merkez, silopi ve büytüşşebap ilçelerinde bazı evlere yapılan eş zamanlı baskınlarda aralarında şırnak il genel meclisi üyesi, belediye meclisi üyesi ve bir mahalle muhtarının da bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. şırnak ve cizre ilçesinde 3 gün önce gerçekleştirilen operasyonda da, 55 kişi gözaltına alınmıştı."
saat 11.19:
"hakkari;'nin şemdinli ilçesi'nde terörle mücadele ekipleri tarafından 4 gün önce düzenlenen kck/tm operasyonlarda gözaltına alınan bdp'li belediye başkan yardımcısı naif yalçın, bdp ilçe başkanı şuayip sevik, bdp il genel meclis üyesi mirpenç uysal, bdp üyeleri kadri özcaner, cebrail can ve erol aydıner, tutuklandı. cumartasi günü şırnak merkez ve cizre'de düzenlenen kck operasyonunda gözaltına alınan 55 kişinin ise, özel yetkili mahkemeye çıkarılmak üzere diyarbakır'a gönderileceği belirtildi."
işte bu haberlerle aynı saatte patlıyor bomba..
ve belli ki;
"sen burada kck operasyonunu sürdürür, sivilleri gözaltına alırsan, ben de orada sivillere saldırırım " diyor.
bu eylemin mesajı böyle okunabilir..
belli ki pkk "kck gözaltılarına şehir terörüyle cevap vermek" istiyor.
ve eğer böyle okunursa; terörü şehirlere ve sivillere yaymak isteyen canavarca bir planla karşı karşıyayız demektir.
umarım türkiye bu terör sarmalına düşmez.
öfke, korku ve nefret günleri geri gelmez.
demokrasi, mantık ve akıl galip gelir.
ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifa dilerim.
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18781051.asp
--spoiler--
haberlere biraz dikkatli bakınca; ankara'da patlayan bombanın ipuçları, mesajı okunabiliyor..
bu aktaracaklarım, dikkatli bir okumanın, iz sürmenin tahmini sonuçlarıdır.
kesin değildir, ama en azından doğru sorunun sorulmasına yardımcı olabilir.
şimdi yüzlerce haberin içinden iki tanesini ayıklayalım.
doğan haber ajansı'ndan şu haberler geçiyor:
saat 11.16:
"şirnak ve bazı ilçelerinde, terör örgütü pkk'nın şehir yapılanması kck'ya yönelik operasyonlar bugün sabah saatlerinde devam etti. şırnak merkez, silopi ve büytüşşebap ilçelerinde bazı evlere yapılan eş zamanlı baskınlarda aralarında şırnak il genel meclisi üyesi, belediye meclisi üyesi ve bir mahalle muhtarının da bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. şırnak ve cizre ilçesinde 3 gün önce gerçekleştirilen operasyonda da, 55 kişi gözaltına alınmıştı."
saat 11.19:
"hakkari;'nin şemdinli ilçesi'nde terörle mücadele ekipleri tarafından 4 gün önce düzenlenen kck/tm operasyonlarda gözaltına alınan bdp'li belediye başkan yardımcısı naif yalçın, bdp ilçe başkanı şuayip sevik, bdp il genel meclis üyesi mirpenç uysal, bdp üyeleri kadri özcaner, cebrail can ve erol aydıner, tutuklandı. cumartasi günü şırnak merkez ve cizre'de düzenlenen kck operasyonunda gözaltına alınan 55 kişinin ise, özel yetkili mahkemeye çıkarılmak üzere diyarbakır'a gönderileceği belirtildi."
işte bu haberlerle aynı saatte patlıyor bomba..
ve belli ki;
"sen burada kck operasyonunu sürdürür, sivilleri gözaltına alırsan, ben de orada sivillere saldırırım " diyor.
bu eylemin mesajı böyle okunabilir..
belli ki pkk "kck gözaltılarına şehir terörüyle cevap vermek" istiyor.
ve eğer böyle okunursa; terörü şehirlere ve sivillere yaymak isteyen canavarca bir planla karşı karşıyayız demektir.
umarım türkiye bu terör sarmalına düşmez.
öfke, korku ve nefret günleri geri gelmez.
demokrasi, mantık ve akıl galip gelir.
ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifa dilerim.
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/18781051.asp
güncel Önemli Başlıklar