bugün

Ölüm kendini hatırlatır. Unutturmaz. Sağdan soldan tanıdık ahbap komşu eş dost akraba kardeş arkadaş v.s. bir şekilde yoklar insanı. Ama insan yinede hatırlamak istemez. Oyalar, Avutur kendini. Umursamaz.
Kısa süreli unutkanlık. Sonbahar mevsiminde bir ağacın altında oturursun, sararıp düşen yapraklar hatırlatır. Ayazda tatlı bir uyku basar seni, irkilerek gözlerini açarsın, çünkü uyursan ölürsün. Fanisin, haddini bil. Bahar ayı gelir, ölü topraktan tohumlar uyanır filizlenerek, hayranlıkla faniliğini seyre dalarsın. Yaz mevsimi gelir... Hayatın gerçeği işte: ilik gibi, kerpeten gibi hatunlar görürsün, toprak olacak diye hayıflanır, kudretin estetiğine şahit olursun. Unutmak zor şey. Ancak açgözlülük ve kibir unutturur ölümü.
Fanilerin sorunudur. Mesela Ben periyim sikimde değil bu tarz konular.
Ne Lazım?
Yemeye, ikram etmeye yemek.
Ne lazım?
Yalnızkende, el içine çıkarkende libas.
Ne Lazım?
Oturmaya, yatmaya, misafir ağırlamaya bir hane.
Ne Lazım?
Ayağını yerden kesecek, düğüne, pikniğe, binek.
Ne Lazım?
Gönüle gönüllü.
Ne Lazım?
ikiden ziyade nefes.
Ne Lazım?
Selam vermeye, cenazeye, düğüne, akraba, çevre.
Uyanmış, tavana bakan adam bunları düşünmekteydi. Bu son zamanlarda sıklıkla yaptığı birşeydi. Düşünmesine üzerine atlayan,
oğlu; Hadi ama okula geç kalacağım diyerek son verdi.
Kahvaltı masasında,
eşi; arabamda alışılmadık bir ses var bir baksan,
Kızı,; mağazada bir elbise gördüm. Arkadaşımla gidip alsam.
Kızına lazım olan parayı verdi. eşiyle aşağıya indi. Eşinin dediği doğruydu. Arabaları değiştiler.
Arabayı baktırmaya götürecekti. Direksiyona oturdu, düşündü. Her şey süperdi. Herkesin keyfi yerindeydi. Bir elleri yağda bir elleri baldaydı. Mutluluğa mani bir hal yokken o kendini iyi hissetmemekteydi. Lazım olanlarda bir şey eksikti.
Akşam haberlerde,
Spiiker; ...mahallesinde bir evsiz sokakta donarak...
Yanına gelen,
eşi; karşı komşunun annesi hastaymış,
Elbiseyi almaktan gelen,
Kızı; gelirken karda, terlikli birini gördüm. Yanına yanaştım. Sana bir ayakkabı alsam deyince, hayır! ama çocuğuma mama,
birden silkindi. Kızına; almış olsan bari,
bu heyecandan ürken,
Kızı; beze param yetmedi.
Eşine; hazırlan da komşuya geçelim,
Eşi; ne bu hal. Dur hele, evde yoklar, annesine gittiler.
Adam koltuğa çöktü.
Eşine; yazlığı satalım,
Eşi; buda nerden icap etti Şimdi,
Kızı; hani yaza arkadaşlarımla gidecektim.
Adam, neyin eksik olduğunu bulmuş, kendince çarede üretmışti. O boş ev tutarken, biri sokakta donarak ölmüştü. Birinin bu akşam çocuğunun altına bağlayacak bezi yoktu, komşu umarsız dertten muzdaripti. Yazlığı satıp kurtulacaktı. Parasını bir hayra harcayacaktı. Belkide karşı komşunun ihtiyacı vardı. Belkide kızının akşam bez alamadığı insana...
Lazım olan hep bu dünyalıktı. Konfora ve prestije yönelikti. Oysa lazım olan sadece bu değildi. Hepsi fani şeylerdi. Faniye fani şeylerde lazımdı ama kazancınıda ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak lazımdı.
Bunları dillendirdi.
Eşi; yazlıksız olmaz,
Kızı; yalancı durumuna düşmek hoş değil.
Adam; unutmayalım ki biz faniyiz. Ardımızda mecburen kullandıklarımızın yanında,yaptıķlarımız ve eserlerimiz kalmalı. insanlara bir eser bırakamadık. Bir kaçına yaptığımız,
Eşi; olmadı, arabamı da sat,
Adam; benimkini de,
Kız; hani banada araba?
Eşinin onu ciddiye almadığını farkedince üzüldüzüldü.
Eşi; sen dünyayı yöneten değilsin. Dünyayı sırtında taşıyacak halinde yok. Sen bizim ihtiyaçlarımızı gider, yeter,
Kızı; gönlün olsun, yarın gidip bulursam, o bezi alacağım. Bulamazsam da o parayı Eve sokmayacak, birine vereceğim.
Adam dinledi. Denilenlere doğru dememek olmazdı, doğruydu. Kendi düşündükleride doğruydu. O zaman?
Ödevlerini bitirip yanlarına gelen,
oğlu; beni futbol takımına almadılar..
Beraber guldugun, ayni tabaktan yedigin, canakkale ayazinda sabahladigin, birlikte agladigin insanlari oyle yada boyle kaybettigini bir mesajla ogrendiginde fani oldugunu hatirliyorsun. Yukardaki unutmaya musade etmiyor hic.