bugün

bir finans kurumunda müdürlük yapan arkadaşımın beyanına göre bir finans kurumu ile banka arasında pratikte tek fark yokmuş. teorideki farkı ise hatırlatmakta fayda var: biri sermayeye belli oranlarda artırım sağlarken diğeri %99 belli olmakla beraber zarar ihtimali olduğunu belirtir. guya düşük bir risk ihtimali vardır finans kurumunda.
her neyse her ikisi de sonuç itibariyle faize dayalıdır. zaten iktisata giriş dersinde öğretildiği gibi işçi nasıl ücret alırsa sermaye de faiz alır. üretim sürecinin olmazsa olmazı. yalnız burda ince bir ayrıntı vardır. o da finans kurumu faize katılım payı veya kar payı derken, normal bankalar harbi harbi faiz olduğunu ifade eder.
hatta o kadar ki x finans kurumunda görevli arkadaşım -müşterilerin olduğu bir ortamda- genel müdürünün yanında bu ay faizler yüksek deyince genel müdür lafı ağzına tıkamış bizim elemanın:
-sus lan. ne faizi. kar payı diyeceksin.
kurumun adı banka ise verdiği yada aldığı şeyin faiz olmaması imkansızdır. tamamen aynı düzenek ile çalışır. birikim yapmak isteyene 1 lira faiz verir, kredi isteyenden 2 lira faiz alır. normal banka size kredi verelim eve ipotek koyalım der, faizsiz banka ise evi sizin için satın alalım size uygun bir kar ile taksitle satalım der. esasında "aynı bokun laciverti" tadında durumdur.
(bkz: aynı bokun laciverti)
Whopper vs Big Mac.
Bankalar aldıkları mevduatları kredi olarak dağıtmanın dışında faiz getirisi olan menkul değerlere yatırım yaparak faiz getirisi sağlamaktadır.Böylece bankadan alınan kredinin faizi olduğu gibi sıfır faizli kredi bile alınsa alınan paranın kazanım şeklinde faiz saklıdır.
Finans kurumları topladıkları mevduatları faiz getirisi olmayan fakat zamanla değeri artabilecek altın arsa vb değerlere yatırıp burdan ettiği karları (ki zararda edebilir) müşteilerine dağıtır.
Kısacası saçmalıktır.kendini kandırmadır.Zina yapmayıp 4 kadın almayı uygun gören zihniyetin ürünüdür.
ne diyor tdk;
faiz: Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli.
kar payı: Herhangi bir malın maliyet fiyatı üzerine konulan ve satıcıya kalan kazanç. 2. Bir işletmenin maliyet giderleri ve zararları çıkarıldıktan sonra kalan net kârın pay senedi başına düşen bölümü, temettü hissesi.

burda bahsi geçen temettü=kazanç dolayısı ile kar, yani getiri, nema, ürem,faiz, ne dersen de.

kapitalizmin köpeği yeşil sermayenin yattığı yerden para kazanmanın (faiz) en büyük haram olduğunu bilmesine rağmen (bkz: bakara suresi) bunu her devirde yaptıkları gibi yumuşatıp kendilerine yontmasıdır. yani; ikiyüzlülük.

global dünya düzeninde paranın en büyük güç olduğunu anlamış dinbaz şurekanın, din argümanlarını kullanarak kendi kitlesi sırtından nemalanmasıdır. ve bunu utanmadan, arlanmadan kılıfına uydurmasıdır. en azından çabasıdır diyelim ki, emeğe saygımız olsun. çalışıyor herifler.
hiç bir farkları yoktur. finans kurumları faize kar payı, işlem faizlerine de katılım payı diye kılıf uydurmuş ve dini sömüren kurumlardır. faiz haram diyip kendi parasına faize yatırıp bunu müşterisine kar payı diye göstermek cin fikirlilik değil karşıdakini aptal yerine koymaktır.

bu kadar net konuşuyorum. 12 yıllık finans piyasası tecrübem esnasında "kar payı" ibaresini kullanan bütün bankalarla repo, ters repo işlemi yaptım. çatır çatır faiz alıp veriyorlar. *
faiz haramdır; ama kar payı helal. sizin kılıfınızı seveyim ben.
iki hırsız banka soyacaklarmış. hangi bankayı soyacakları konusunda kararsızlarken biri diğerine: ''katılım bankası soyalım; hem yüksek faiz, hemde helal kazanç demiş'' yani hırsızlar bile yapabilmiştir ayrımı.
banka borç para verir, üzerine faiz koyar. finans kurumu ise somut bir malı alır üzerine kar koyup size satar. para toplarken de banka aldığı paraya üstüne faiz verir. finans kurumu ise aldığı parayı faizsiz finans enstrumanlarında kullanıp kar payı verir. o yüzden yukarıdaki yorumlar yanlış. finans kurumu gayet mantıklı. bu prensibe uymayıp, banka gibi mantıkla çalışan ihlas finans zamanında batmıştır. ama düzgün çalışan finans kurumları ise her geçen gün gelişmekte.
hile hurda yoktur. siz katılım bankasına para yatirdiginiz an sizin paranız kadar kâr ortağı oluyorsunuz. ticarettir bu, dinen ticaretin hiç bir sakıncası yoktur. size su kadar kâr vericez, anaparanız garanti taahütleri de verilmez, zarar da edebilirsiniz. katılım hesaplarının adı burdan gelir. kâra veya zarara ortak olmak demektir.
aynı bokun lacivertidir.