bugün

Bende de mevcut olan istektir.
ben mühendisim, eşimde ya ilkokul/okul öncesi öğretmeni olsun ya da çocuk doktoru. net.
böyle bir istek varsa 1-0 öndeyim demektir.
bütün sabrını okulda harcayarak geçiren eve geldiğinde normale dönmesi en az 1 saati bulan,baş ağrısını demiyorum bile bunun sonucunda her şeye kızan bir insan olacak bak iyi düşün derim.

ben evlenmem yani öğretmenle ne gerek kim çekecek onun tribini.
eş mi istiyorsunuz çocuğa bakıcı mı belli değil.
rica ediyorum bu kadar aptallık da fazla ama.
bir bayan arkadaşımın söylediği bir sözü hiç unutmuyorum.

"arshil, eskiden bayanlar evlenecekleri erkekte iyi bir maaş, iyi bir iş arardı, şimdi aynı şeyleri erkekler de istiyor" demişti. sonradan tabi düşününce hak verdim.

sonuçta türkiye'de şartlar gerçekten zor. ha, bir erkeğin iyi bir maaşının olması, iyi bir işinin olması yeterli midir? yeterlidir tabiki, ama gelir ne kadar artarsa standartlar da aynı şekilde artar.

standartların artmasını da herkes ister.

not: boyu 170 üzerinde, devlet memuru, iyi aile kızı bulursam yıldırım nikahı basıcam sözlük. *
sabah 8 akşam 4 çalışan nöbeti olmayan yazın 3 ay tatili olan ve böylece erkeğe evde çok sorumluluk yüklemeyecek olan kızdır.
başka bir değişle 657 ye tabi bir kızla evlenmek isteğidir. (bkz: adam haklı beyler)
saçma bir istektir. gönül bu, aka da konar b.ka da konar.
mesleğin sevgi üzerinde etkilerinin araştırılması gerektiğini gösterir.
genelde erkeğin değil de annesinin isteğidir, ama oğlunu bile bile ateşe atmaktır. hele ki istanbul' da öğretmenlik yapıyorsa gelin adayı. çünkü tüm maaşı kıyafetlerine gider bu tarz öğretmenlerin.
memur maaşı ile hayat geçmez diyenlere inat arlı, namuslu, sabit maaşlı olsun gelin dediğin.
annelerin oğulları adına karar verme kriteri.
24 kasımda bekaretine son vermek isteyeceğim kızdır.Manalı olur.
(bkz: beni de eğitir msin öğretmenim)
aile büyükleri tarafından oldukça kabul gören bir istektir efendim. söz konusu müstakbel gelin adayı eğer bir de öğretmen ise aile efradı tarafından tam onay alır.
bu öğretmen kız arayan teyzelerin birde öğretmenler odasına kadar gelip, kadrolu öğretmenleri not edip,göz hapsine alanları vardır.
öğretmen mi öğretmen.
kadrolu mu kadrolu.
sonrasında küçük bir aile,soy sop araştırması yapılır ve öğretmen kızımızda olaya geniş çerçeveden bakamadıysa dünya evine girilir.
mutluluklar efenim.
bayanlar için en uygun mesleğin öğretmenlik olduğunu düşünen ve bunu savunan zihniyetin tutarsız tutumu.eczacı vs. olunca başa bela mı getiriyor acaba ?
kapı zili çalar, okulu yeni bitirmiş hatun kişisi közlediği biberleri soyma işine ara verip rezil bir halde kapıyı açar.
gördüğü teyzeleri tanımamaktadır ama 4 yıl dışarda olmanın verdiği yabancılıkla komşu zannederek içeri davet eder ve muhabbet başlar.
anne o dakikalarda evde değildir.
-kızıım aman sen pek güzelmişsin, bitti mi okulun?
-(ne güzeli yaa,şu halime bak kör mü bu kadın)teşekkürler teyzecim, evet bitti okul.
-öğretmen mi oldun?
-tabi istersen öğretmen olabilirim, formasyonum var ama asıl mesleğim filologluk.
-yani öğretmen olabiliyorsun?
-evet,ama istemiyorum.
-olur mı kızıım rahat meslek,bak falancanın kızı öğretmen oldu sonra da evlendi, pek rahat.
-(benim rahat olmak istediğimi nerden çıkardı acaba)tabi seçim meselesi.bu arada siz hangi dairede oturuyordunuz?
-flgkdlhlffh
-nasıl yani, komşu değil miyiz?
-yok kızııım öğretmen kız var dedilerde biz seni görmeye geldik.
-*
aradan 1 ay geçer,zil sesini duyan anne kim olduklarını anlayamadığı teyzeleri naziklik olsun diye içeri davet eder.
teyzelerin zaman kaybetmeye niyeti yoktur.
-senin kız vardı ya hani öğretmen,o öğretmen oldu mu?
-sözleşmeli öğretmenlik yapıyor ama devam etmeyi düşünmüyor, sevmiyor pek. başka iş yapacak.
-hııı tamam o zaman, zaten sözleşmeli öğretmen almayız oğlumuza.
-*
bunu isteyen öğretmen er kişiler var ama kaçıncı yüzyılda yaşadığımızdan da bihaber olanlar insanı katil eder:

based on a true story:

yer : çanakkale
ilçe: ayvacık*
ayvacık gibi küçük bir ilçede yeni mezun hanım kızımız bütün heyecanıyla öğretmenlik mesleğini icra etmek istemektedir ve ediyordur da, bu heyecanı paylaşmak için bir müddet sonra arkadaşın yanına gidilmiştir. hanım kızımızın ev arkadaşı (e),hanımkız (h) ,nny*:

e - ya h, sana bişey söylicem!
h - söyle tabi e'cim noldu?
e - ya bugün, dingilcan diye bi öğretmen var bizim okulda, seninle yarın okulun önünden geçip geçemiyeceğimizi sordu?
h - geçeriz canım da ne alaka?
e - seni görcekmiş bi! *
nny- o ne demek kız?
h - evet e, o ne demek allah aşkına ya!
e - ya işte seni beğenirse evlencekmiş!
nny ve e- pppfff ppuuhaahahaaa
nny* - ben düşündüm de o herif böyle bişey söylüyorsa ve sen de gelip bunu benim yanımda h'ye söylüyorsan, bence dingilcanla müthiş bir ikili olursunuz, yanlış kızı seçmiş o, onun karderi sensin sen!

böyle de salak bir anımdır efenim! öğretmenler arasında böyleleri de varmış demek ki...
çocukların özel ders masrafından kısma hesabını da bünyesinde barındıran istektir.
hafta da iki gün yılda üç ay kesin tatili olan gün de en fazla 8 saat çalışan bir kadınla evlenme isteğidir. gayet doğaldır... hatta *
(bkz: bilgiye aclik)
bir erkeğin ve tabii ki istekleri ondan ayrı düşünülemeyen erkek annesinin en büyük hayalidir.
bu öğretmen kızımız hem para kazanır ama aynı zamanda ev işlerini yapacak vakti de olur. kocası gelmeden evdedir ve yemeğini hazırlamıştır. haftasonları çalışmaz, erkeğine kahvesini yapar götürür. yazları üç, bilemedin iki ay tatili vardır, çocuklara özel hoca tutulma masrafından kurtarır falan filan... ne ala memleket. bunun yerine erkeklere ve çok bi sevgili annelerine eve bir gündelikçi tutmalarını tavsiye ederim. parasını verin istediğinizi yapsın.
(bkz: evlenilecek kızın tuğba ekinci olması isteği)
(bkz: hadi çek bakalım tombaladan ne çıkcak)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar