bugün

-insanların gözlerinin içine bakarakta yalan söyleyebildiği gerçeği.
zamanı geldiğinde, yanımdaki insana sevdiğimi belli etmem gerektiği.

edit: içimde kalmasın editi.

karşıma onun gibi biri çıktığında bir daha güvenmemem gerektiğini.
bir daha kesinlikle uzak mesafe ilişkileri yaşamamak.
çok sevebilmeyi.
fakat bu kadar çok severken birilerine boyun eğmeyi.
bir erkek ne kadar entellektüel olsa da meşrebi müstesna değildir.
guc. Insani oldurmeyen sey onu guclendirirmis meger.
ayrıldıktan sonra artık kasmadan rahat davranabilmeyi öğrenmek. şu sıralar msn de konuşuyoruz onda yalakalık bin türlü bende koy götüne rahvan gitsin durumu.
kadınların gerçekten insanın suratına bakarak çok iyi yalan söyleyebildiğini öğretti.
aradığın biri kadar, aranan biri olmak gerektiğidir.
deli gibi aşık olup, sonsuz güvenip, inanıp belki de hayatını ona endekslemişken seni sebepsiz terketmesi ve arkasından bunun sebebinin aldatılmak olduğunu öğrenmen. sonuç ise bir daha hiçbir insana ne olursa olsun bu kadar dipsiz bağlanmamak, canın da olsa ölümüne güvenmemek ve ne olursa olsun her seni seviyorum diyene inanmamak. tecrübe yani en iyisinden.
Tv izleme aliskanligindan kurtulmak, bir iki guzel sarki, bir iki hos ani. Gerisi pek boktan. Soylemesem daha iyi.
tecrübelenmeme sebep oldu sağolsun.
(bkz: yoğurdu üfleyerek yemek)
Çok sevmemeyi öğretti. Değer verilmemesi gerektiğini öğretti. Her zaman arada kırgınlık olmasın diye alttan alınmaması gerektiğini öğretti. Ama bunları öğretirken bi güzel hayatımı sikip attı.

Saygılar, efenim.
eski sevgilimin bana kazandırdığı tek şey insanlarla artık daha rahat konuşabilmemdir. onun dışında götürülerini saymaya kalksam zamanım yetmez.
insanın 3 yaşındaki kardeşinin üzerine bile yalan yere yemin edebileceği gerçeğini anlamak.
zengin bir küfür repertuarı ve bolca günah cehennemde bir dakika paha biçilemez..
insanın annesinin üzerine yemin etmesi, daha sonra yalanı ortaya çıkınca küfür etmesinin ardından kıçına tekme atılmasıyla sonuçlanan ilişkinin aslında bir ilişki olmadığını anlamak.
maske yapımını öğretti...insanların yüzüne rahat bakabilmem için maskeler yapmayı öğretti bana. içimdeki yaraları saklayacak yara bantları yapmayı öğretti. aynı zamanda kendisi çok iyi bir tiyatro eğitmeniydi. öyle güzel rol yapardı ki sonunda rol yapmayı da ondan öğrendim. şişen gözlere ilkyardımı onun sayesinde öğrendim. ve acının da alkolün yanında kuruyemiş kadar elzem birşey olduğunu... yalnızlığı öğrendim gidişiyle. ve her şeye rağmen kızamayışı... kızamadığım için kendime kızışı ve affedişleri öğrendim. susmayı, sabretmeyi, sineye çekmeyi saymıyorum bile...

ve sevginin her baba yiiğdin harcı olmadığını...
bir gün ''eski'' sıfatının herkese yakışacağıbileceğini öğrenmek. yoksa nasıl bilecektik?
Aşkın hikaye olduğunu ve başrol de hep bir gün eski sevgili unvanını alacak kişilerin olduğunu öğretti.
bana kazandırdığı şudur; beni sürekli gazlayarak, her sabah beni uyandırıp ders çalışmam için ikna etmesi ve yıllardır kazanamadığım üniversiteyi kazanmama yardım etmesi, beni üniversiteli yapmasıdır.

bunun dışında kazandırdıkları; asla birisini hayatının merkezine koymamayı, körü körüne aşık olmamayı ve kimseye kendinden daha çok değer vermemeyi öğretmiştir. teşekkür ediyorum sana burdan canım. iyi ki vardın ama, şuan iyi ki de yoksun.
ön sevişme taktikleri. aşığım sana yalanları. evlenme vaadleri. buruk birkaç anı.
sadece ve sadece kadınlar hakkında birazcık tecrübedir daha da ötesine geçmez bence.
çok klişe olucak ama çok fazla güvenmemeyi öğretti. ama ben galiba değişmicem. ki kör kütük aşıktım. aşık olsam gene fedakar olurum, gene güvenirim, çok fazla severim. sadece çok güzel anılarımız oldu diyebilirim.
göster ama verme.kolay güvenme.hemen inanma.gitmek istiyorum diyene asla ve asla gitme deme.kırık bir kalp ama gerisinde güçlü bir ruh.aşka inancın azalması ama mantığını ön plana çıkarma.biraz da gaddarlaşma...bunları kazandırdı.