bugün

şimdiki YÖK baskanı.
Anayasa Hukuku Profesörü şahıs
galatasaray lisesi mezunudur kendisi.
liseye müdürlük yaptığı gibi üniversiteye de rektörlük yapmıştır.
ülkenin içler acısı haline en güzel örneklerden biri olan şahıs.
Galatasaray Üniversitesi'nde anayasa hukuku dersi hocalarımdan biridir.. diğerleri necmi yüzbaşıoğlu ve catherine meyson renoux idi.. laf lafı açıyor tadında ders anlatarak 3 kasım seçimlerinden girip, vakti zamanında bisiklet almak için valilikten izin almasından çıktığında dönüp sınıfa sorar "çocuklar ben nerden geldim bu konuya?" diye.. bu olaylar anılar silsilesini takip edemeyen öğrenciler şaşkın şaşkın bakar hocaya, olur da biri nerden o konuya gelindiğini hatırlar ve bunu soylerse hocanın muhtemel tepkisi "yok ordan bu konuya gelmiş olamam" demek olur..hatta yine böyle bir kopukluğun yaşandığı gunlerden birinde "neyse çocuklar bir ara verelim" demiş ve cıkmıştır..
okuduğu kitap sayısının 1000'de 1'ini bile okuyamamış insanların bok attığı, sevilmeyen yök'ü bile sevdiren profesör.
kendisi şu anda türkiye'deki mevcut hükumetin karşısındaki en büyük muhalefet sayılır(tabi saygıdeğer cumhurbaşkanımızdan sonra). duruşu sağlam, tavrı nettir.
legion d'honneur*'ü mektubuyla birlikte geri postalamasıyla bir kez daha takdir toplamış hukuk adamı, yök başkanı.
Rektörlere soruşturma izni vermeyen fakat kendisi yolsuzlukla suçlanan zat
(bkz: diktatör)
akepe iktidarını ve tabak yalayıcılarını eleştirdiği, gerçekleri söylediği için tıpkı asker, cumhurbaşkanı, yargı mensupları, onurlu gazeticiler, bilim adamları, türk aydınları, akademisyenler vb.leri gibi ''beş para'' etmeyen(!) adam.
kamusal alan tartışmasına çok ilginç bir boyuttan bakan 'anayasa hukuku' profesörü. şöyle diyor: "Yolda yürüyorsunuz. Tesettürlü bir kadınsınız. Polis sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği zaman yüzünüzü açmak zorundasınız. Sizi tanımakta güçlük çekiyorum dediği anda orası kamusallaşır."

Eviniz olsa bile mi? "Evet" diyor Teziç ve ekliyor:

"Ama polis teşekkür ederim deyip gittikten sonra yine özel alan olur." ilahi hoca, çok komiksin.

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=137361
herşey bir yana, fransa'nın verdiği yüksek onure nişanının, sözde soykırım yasasının onaylanmasından heme sonra aynen iade eden şahsiyettir. halen daha o fransaden aldığı "maşallahları" evlerinde saklayıp ısrarla "ben bunu alnımın teri ile aldım" diyenlere tokat gibi cevap veren adamdır.
(bkz: fransa'dan aldıkları nişanı ısrarla savunan ve geri göndermem diyen akp'li vekiller).
tek başına chp'den daha fazla ve daha etkili bir şekilde akp'ye muhalefet eden anayasa hukuku profesörü..
Anayasa 96. maddeyi yorumlamasını an itibariyle şaşkınlıkla izlemekte olduğum Anayasa profesörü.
şimdi de toplantı ve gösteri yürüşünün anayasal hak olmasından bahseden yök başkanı. kaç bin soruşturma var öğrenciler hakkında şiddet içermeyen kampüs dışı gösteriler yüzünden üniversitelerde açılan, kaçı ceza alıyor?
tayyip erdoğanıncumhur baskanı olmaması için bütün üniversite öğrencilerine mitinge katılmaları için izin verebilecek kadar özgür ruhlu profesörümüzdür.
bu adamı nasıl destekleyebiliyorlar dedirten yaratık. destekleyenlerin hiçbiri üniversite okumuyor mu acaba?

(bkz: frankenstein)
05.04.2007 tarihinde yaptığı ucube konuşması sonrası rektörler tarafıdan 41 saniye alkışlanmış şahıstır. biraz daha gayret ederse stalinin 5 dk alkışlanma rekorunu geçebilir, ki ben bu konuda kendisinden bayağı umutluyum, zira sahip olduğu totaliter zihniyet ile ümit vadediyor kendileri.
bizimcity'nin bir karikatüründe;

"hocam bizim üniversitelerden hiç dünya sıralamasına giren var mı?" diye soran bir vatandaşa "YÖK" cevabını veren kişi.
atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, çağdaş, ülkesini seven bir insan. ülkesinin akıbetini her şeyin üstünde tutmaktadır. kendi kariyerini bile riske atmayı göze alır. delikanlı adamdır vesselam.
(bkz: yok baskanina suikast girisimi)
universiteleri medrese yapmak isteyenlerin pek hazzetmedikleri bilim adami. 1402 yuzunden insanlarin cani yanarken (badem) biyik altindan gulenler nedendir bilinmez 12 eylul askeri darbesinden 15 yil sonra yok karsiti oldular. akp'nin yok'un kurucusu ihsan dogramaci'ya seref madalyasi vermesi de akp'lilerin yok'e degil, yok'te kendilerinden olmayanlara karsi olduklarini gosteriyor.
"cumhurbaskanini halkin secmesi cok tehlikeli" demiş muhterem.
anayasa profesörü. hakkında çok şey diyebileceğim, fırçasını da yediğim hocam. şimdi ne savunacağım ne de yereceğim. ancak dayanamadım ve sarıldım klavyeye.

ya acınası bir cahillikle ya da mide bulandırıcı bir ahlaksızlıkla açıklanabilecek bir tarzda saldırılara hedef oldu. uzun bir konuşmasından "cumhurbaskanini halkin secmesi cok tehlikeli" cümlesi alınıp vurun abalıya misali ağzı olan konuşmaya davrandı. adam anayasa profesörü. türkiye'de doktrinin önde gelen kişilerinden. o cümlenin başı var sonu var. kendine göre siyasal toplumsal yapı, anayasa hukuku, parlamenter sistem açısından görüşlerini koymuş ortaya. bu görüşler de eleştirilebilir lafım yok. ama bilmeden etmeden sanki ilk defa diyormuş gibi mürteci cahiller ve akp yalakası menfaatperestler dalmışlar ortama yine akbaba gibi. hoca bu lafları sadece bugün demiyor. yirmi küsür sene önce yazdığı anayasa kitabında var bu görüşler. demokrasinin tam oturmadığı toplumlarda başkanlık sisteminin diktatörlüğe dönüşebileceğini örnekleriyle işlemiş. latin ameirika örnekleri var örneğin. abd'nin siyasal toplumsal gelişmesi ve devlet yapısı farklı. tutup da oradaki şablonu incelemeden etmeden türkiye'ye ya da herhangi bir ülkeye oturtamazsınız.

hoca bu görüşlerini kayda geçirip ders olarak okuttuğu dönemlerde ne akp ne de başbakan olarak rte vardı. o zaman okullarda anayasa dersi olarak okutulurdu bunlar. demek o görüşleri 20 sene sonra söylemek suç olmuş. sanki akp'ye ve temsil ettiği zihniyete özel görüşlermiş gibi hoplamış bazı canlar. saldırılar ve eleştiriler etik bir tarzda değil bence. partizanca. eleştirim bu noktada.
14 yıllık makam arabası hakkında aşağıdaki açıklamayı yapmış bilim adamı;

"Gezilerimi bu araçla yapıyorum. Devletin itibarını düşürmemek için bazen aracın plakasını değiştirmek zorunda kalıyorum. Ama yine de devlete küskün değilim. Çünkü devlete küsmek olmaz. Biz gelip geçiciyiz."

anlamadığım nokta altındaki mercedes marka e200 model aracın neden bu kadar hor görüldüğü, neden devletin itibarını düşürdüğü. esasında halkın pek çoğu o model bir mercedes ile 2000 model bir s320'nin farkını anlayacak durumda bile değil. çünkü kasalar birbirine benzer. aracın arıza yapmış olması şoförün ihmalinden kaynaklıdır büyük ihtimalle. bununla birlikte, bir bilim adamının makam aracını kafasına takıp bu açıklamayı yapması da biraz ilginç.
kemal gürüz'ün koltuğuna oturup, onu aratmayan kişi. açın artık üniversitelerin önünü, oralar köy enstitüleri değil...