bugün

ben eskiden bu adamları aşmış, her şeyi bilen insanlar olarak hayal ederdim. belki de bize öyle sunulmuştu bilmiyorum. şimdi farkına vardığım bu adamlar da bizim gibi insan. kariyer kaygıları var. kitap satma kaygıları var. dekan, rektör olma hırsları var. bazen ideolojik görüşlerini işlerine yansıtabiliyorlar.

bilim adamına güvenmeyin demiyorum. ama bilim adamının vardığı sonucu hemen kabul etmeyin. o sonuca nasıl vardığını öğrenmek daha öğretici olur. mesela bir bilim adamı big bang'i kabul etmiyordur. başka bir bilim adamı kuantum fiziği nedeniyle sonsuz sayıda evren olduğunu iddia ediyordur. sadece vardığı sonuçlara bakıp o sonucu kabul etmek oldukça yanıltıcıdır.
erwin schrödinger şöyle söylemiş;

etrafımdaki dünyanın bilimsel resmi oldukça eksiktir. bu resim bana bol miktarda gerçekçi bilgi sunmakta bütün deneyimlerimizi muazzam uyumlu bir düzen içerisinde bir araya getirmektedir.
fakat kalbimize gerçekten de yakın olan,bizi gerçekten de ilgilendiren şeyler konusunda pek birşey anlatmamaktadır. kırmızı ile mavi, acı ile tatlının yarattığı hisler. neşe keder duyguları hakkında tek bir kelime bile söylemez. güzel ve çirkin, iyi veya kötü, tanrı ile sonsuzluk hakkında hiçbir şey bilmez.
bilim bazen bu alanlardaki soruları cevaplıyormuş gibi görünür, fakat verdiği cevaplar çoğunlukla o kadar saçmadır ki bunları genellikle ciddiye almayız.
bilim bizlerin de bir şekilde bir parçasını oluşturduğumuz,ait olduğumuz büyük birlik söz konusu olduğunda sessiz kalır.
bu büyük birlik için günümüzde en yaygın kullanılan ve isim baş harfi büyük harfle yazılan ''tanrı'' kelimesidir.
bilime genellikle ateistlik damgası vurulur. söylediğimiz onca şeyden sonra şaşırtıcı sayılmaz.
eğer bilimin dünyaya dair çizdiği resim üzelliği neşeyi kederi kapsamıyoorsa eğer kişisellikten bilinçli olarak yoksun bırakılırsa bu resmin kendisini insan aklına sunan en yüce fikri kapsaması nasıl beklenebilir ki...

bilim adamlarının da a priori düşüncelere sahip olduğunu,
mevcut bilimsel camianın düşünce baskısına maruz kaldığını,
aynı verilerin herkes tarafından farklı yorumlanabileceğini ,
düşünürsek bilim adamlarına aşırı güvenmenin de anlamsızlığını ortaya koyabiliriz.

her konuda ''bilim şöyle diyor'' , ''bilim böyle diyor'' , ''bilim bunu da açıklayacak'' gibi toptancı yaklaşımlar sağlıklı değildir.
branşlarına göre yetenekli insanların belirli bir eğitimden sonra kendilerini bilime adamasıyla aldıkları isime denir.
beyaz dağınık saça sahip olan ayarsız, hafif ürkütücü bakışlı bu insanlar minimum iki haftada bir yıkanırken, günün yirmi saati opto-elektronik osilatörlerle sinüzoid dalgalar üretmeye çalışırlar. aile yaşamında başarısız olan bu zangoç kılıklı insanlar, ayakkabılarını reşit olduktan sonra bağlamayı öğrenirler. yüzde 82'lik bir kesim yüzme bilmezken, yüzde 35'i de portakal soyamaz. tamamının pi sayısının ilk 15 rakamlarını ezbere bildiği bu beşerlerin türkiye'ye gelişi, turist ömer uzayda filmiyle gerçekleşmiştir.
bir zamanlar olmayı hedeflediğim ama biraz araştırınca yanından geçemeceğimi anladığım , tam olarak nerede yaşadıklarını bilmediğim şahsiyetler bütünü.
yanlış bir tanımlamadır. zira bilim erkeklerin tekelinde değildir.
doğrusu için (bkz: bilim insanı)
bugün bir hocamın yaptığı tanıma göre; "kafası dolu, cebi boş" adamlara verilen isim.
ülkemizde değeri olmayandır.
en önemli özelliği meraklı olmasıdır.
iyi bir gözlemcidirde aynı zamanda.
şüphecidir.
objektif ve titizdir.
"bilim sadece erkeklerin tekelinde değildir o yüzden bilim adamı ibaresi yerine bilim insanı titrini kullanmak daha doğru olur" eleştirisinin aksine doğru bir kullanımdır. adam kelimesi ilk insan adem'den türemiştir; o gün bugündür insanoğluna ademoğlu denmiştir bu yüzden bilim ile uğraşan kadın veya erkeklere bilim adamı denmesinde hiçbir mahsur yoktur.
fen edebiyat mezunlarının aldığı ünvan. *
an itibariyle güldüğümüz meslek dalı.

Bilimadamları Mars'ta yağmur bekliyormuş. hayır yağsa nolur yağmasa nolur. Mars'ta tarlan mı var, mahsulün mü kuruyor, ne bu heyecan yani?
(bkz: bilim insanı)
Bugünkü yaşam standardımızın oluşumuna büyük katkıda bulunan, bir çoğunun ismini bile hatırlamaktan aciz olduğumuz dâhi insanlardır. Ne yazık ki; gelecek, onların istediği gibi barış ve insanlık öğelerinin hâkim olduğu bir gelecek olamama yolunda emin adımlarla ilerliyor...
fen ve edebiyat fakültelerinden yetişen bilim insanı.
bir nevi seçilmiş insanlardır. şöyle ki:

bir bilim adamı peşinde koştuğu bilimsel bir araştırmanın sonuçları hakkında tasa etmez. onun için bilim, insanlığı bilimle buluşturmaktır. "insana şu açıdan faydası olacaktır" görüşünden emin bir şekilde adımlarını atar.

mesela einstein'ın atomu bulması.

böylesi bir zekanın atomu parçaladıktan sonra bu buluşun bir silaha dönüşmesini "öngörememesinin" olasılığı sizce yüzde kaçtır?

fizikte öylesi öngörülerde bulunabilen bu deha nasıl olmuş da atom bombası tehlikesini görememiş?

işte bu noktada bir bilim adamının "korku" ya yenik düşmeden, bilim uğruna feda ettiği kişisel sorumluluklarını ve belki de körelttiği bilincini görüyoruz. öyle ki atomu parçalamakta kendisine bir yol biçmiş, o yolda bilim adına karşısına çıkacak her engeli görmezden gelmiş. çünkü aynı einstein eğer atomu parçalamaktan bomba imalatı yapılacağını bilseydi, ya da biri tarafından uyarılsaydı, kendisinin dediği gibi bir ayakkabı tamircisi olurdu. demekki bilim aşığı bir bilim adamını buluş yapmaktan alıkoymanın yolu ona insanın içindeki o kötülüğün varlığından bahsetmekten geçiyor.

bilim adamı bu noktada seçilmiştir, neden? çünkü bilim adamı dehasını kullanmakla kendisini zorunlu hissedendir her zaman. bu zornluluk kendisinde öylesi bir bilim aşkı yaratır ki, o aşkın aklın bazı noktalarda körelmesine sebebiyet vermektedir. bırakın bilimsel bir buluşu, bilimsel bir tespiti dahi biraz olsun tereddüt göstermeden orta çağ gibi bir dönemde dillendirip darağacına gitmeyi göze almış insanlar gördü bu dünya. kaldı ki bir bilim adamını ölümle tehdit etmek, ona yapılacak en iyi kötülük olurdu. çünkü o korku o bilim adamını kamçılayacak ve bilime olan aşkı köpürecektir, esasında.

bilim adamını seçilmiş yapan, öyle ya da böyle bilimi ilerletmesi misyonuna olan bağlılığının yok edilemez derecede katı olmasını son anına kadar kullanması cesaretidir. öyle ki einstein masasında birçok proje ile hayata veda etmiştir. pişmanlıkları ile terk ettiği bu dünyaya pişmanlıktan öte şeyler de bırakarak. kendisi bilimin getireceği korkunçlukları öngörebilirdi ama belki de öngöremediği şey insanın ta kendisiydi.
görsel
belgesel veya röportaj görüşmelerinde, sıklıkla kameranın alttan çekim yaparak kendilerini gösterdiği bilinir. bilim adamı, karşısındaki röportorle konuşur, biraz aşağıdaki kamareman, böylelikle kendisinin entelektüel altyapısını sanal bir gösterişle taçlandırmak ister. basit bir görsel medya hilesidir.
aynı zamanda bilim insanıdır.
bilim kadını olanları da vardır.
bilimle ilgilenen adam oldugu asikardir.
isviçre'de babadan oğla geçen bir meslek. *
geneli erkektir, kadınlar neredeyse katkı yapmamıştır, utanıyorum ya.
Sözlükte bol bulunan adamlardır. Yalnız bilim adami belli bir alanda uzman olmuş kişidir. Bizimkiler her alanda uzman maşallah.
bilim ve gelecege kendini adamis saygi duyulmasi gereken mukemmel insanlardir. bugun yasama kolay adapte olmamizin yegane unsurlarinin bas kahramanlari.