bugün

puslu havayı, kar yağışını ya da yağmuru seven kişidir.

pardesü ile gezmeyi sever.

dağlarda, ormanlarda dolaşır.

kurt gibidir.
hafta sonu uludağ'a tatile çıkan kişilerdir.
soğuğun gerçekliğini seven kişidir aynı zamanda.
sıcağın bunaltıcılığından ve her anlamda vıcıkvıcıklığından nefret eden kişidir.
soba sesinde uyumayı seven kişi olma ihtimali yüksektir.
boğazlı kazağı seviyordur, sakin sakin düşen kar taneleri huzur veriyordur, kafayı kaldırıp gökyüzünde on bin milyon tanecik görmek mutlu eder, ter yapmaz akarı kokarı yoktur.
doğalgaz faturasından korkmayan zengin kişidir.
eve gelen kız arkadaşını ''hayatım soğuksa yorganın altına girelim'' diye kandırma hayalini yazın ortasında da kuran kişidir. Tutulmayan bir bir yöntem olduğunun farkında değildir.
vıcık vıcık terleyip kendine bakmayan insanların bol olduğu bir ülkede kışın soğuğunu sevmek gibisi yoktur.
babasının doğalgaz çiftliği bulunan kişidir. siz kışları severken binlerce insan sokaklarda titriyor amk. evlerinde kat kat mont iyip oturup, tuvalete sıçmaya gitmek için korkuyor. şömine başında oturup yıllanmış laraplarını röb de şambr içerisinde yudumlamak için bu kadar da acımasız olmayın. zaten o rayban gözlükleri de evin içinde takıyorsunuz. aynı mantık, yazın da yakabilirsiniz şömineyi. klimayı açıp yakın kardeşim. niye illa kışın gelmesini, milletin kıçını dondurmayı istiyorsunuz.
Benim bu. Zenginlik ya da yaşadığım yerle alakalı değil de, terlemek denen iğrenç şeydense biraz üşümeyi ya da sürekli ceketle dolaşmayı tercih ederim. Zaten sebebini bilmediğim bir sebepten ötürü ellerim ve ayaklarım sürekli üşüyor. ( kansızlık yok, dolaşım probleminden kıllanıyorum )
ağlamaklı insandır, gökyüzünün kendi adına da ağladığını düşünür, öyle avunur..

kış çetinse fazla sürmez, kış mevsimi sevgisi.. yaz gelse der, yaz sıcak geçince de kışı ister ve bu döngü böyle devam eder gider. en iyisi aslında bahar aylarıdır. ilkbahar ve sonbahar..

sevdiği montu giyme vaktidir.. yağmur altında yürümeyi seviyordur ve ara sıra. ağıza bereketli yağmur damlalarını düşürme işini seviyordur..

kaloriferli eve sahiptir veya ısınma sorununu dert etmiyordur..

afrikada falan yaşayan yani ekvator çizgisine yakın yaşayan bir arkadaştır..

gök gürültüsünü seviyordur ve diğer kış alametlerini.. aslında her mevsim kendine göre güzel yanı vardır..

kışı sevenlere, yıldırımlı havada dikkatli gezinmelerini telkin ederim.. kafaya düşmesin bir tane yıldırım.. ben çok korkarım, hele açık bir alansa..
hali vakti yerindedir. evi kaloriferli, ısınma derdi yoktur. işten eve gelir gelmez, soba yakacağım diye dertlenmiyordur. çatısı bacası akmıyordur. yoksa; yağmur da, kar da sıcacık evinde, pencere önünde, elinde sıcacık çayla keyif yapmayı kim sevmez?
he is from house the stark.

soğuğu seven kişidir; benim gibi...
işte ben dedirten başlık. havuzun denizin serinletmediği bir yazdansa, montumla kahvemi içer ısınırım kafası.
favori mevsimdir, leş gibi terleten yazdan iyidir, pişik olmuş kızların nasıl yürüdüğünü görmekten iyidir, tüm bir yazı tek bir short ile geçiren erkeği görmekten iyidir.. kış candır..

ayrıca; (bkz: winter is coming)

insan olun biraz
Kışın o kapalı havasını nasıl sevdiğini merak ettiğim kişidir. ilkbahar, yaz gibi insanın içini açan mevsimler varken, kış çok gereksiz gibi duruyor. Yağmur, çamur, kar, katkat giyinmek yorucu. En güzeli ilkbaharla başlayan süreçtir. Özellikle de denize yakın yerlerde ikamet ediliyorsa.
benim lan bu.kışta doğduk ondan herhalde.
bir cumartesi gecesi dışarıda yağmur yağmur yağarken sevgiliyle sıcak yatağında film izlemeyi seven kişidir.
bir en sevdiği mevsim sonbahar olan kişi değildir.
Ailesinde eskimoluluk olma ihtimali yüksek olan kişidir.
apış arası kokusunu sevmeyen kişidir oh mis.
güneşli günleri, ortada cıvıldayarak gezen insanları sevmeyen,
mesela hüzün seven kişidir...
yaz'ın her türlü işkencesini tatmış kişlerdir.
kahveyle ısınılabilen kışların yaşandığı bir yerde romantik takılan kişidir. sever kahvesini, çayını alıp, penceresinin önünde kitap okumayı. yaz gürültüsünün aksine, herkes çekilmiştir evine, dışarısı nispeten sessizdir. kendi köşesindedir herkes, onun gibi. kendini dinler.. ne aşk, ne iş, ne arkadaşlar... sadece kendini dinleyebileceği o griliği pencereden içeri yansıtır o beyazlık. eskileri hatırlatır belki de, bir sobanın etrafına dizilip kestane yiyen çocukların sıcaklığını, o sohbetleri hatırlatır. kış hep dinginliği getirir, renkler güzeldir, ama yorar işte bazen, kendinden uzaklaştırır.. özüne dönmek, varı yoğu tartmak için, bir inzivadır kış.. tüm renkleri alır, beyazı verir. beyaz soyuttur ve düşündürür. bir sonraki yaza bu yüzden hep daha farklı düşüncelerle başlanır, sessiz bir gecenin ardından güne uyanış gibi.

benim bildiğim kışların yaşandığı yerde ise sümüğüne aşık kişidir. zira benim bildiğim kışlarda burnundaki sümük burundan çıkamadan donar.
güncel Önemli Başlıklar