bugün

bilidiği üzere dünyanın en önemli buluşlarından biri elektrinktir. cümle içinde bile kullanılır: senden elektrik alamadım gibi. işte bu tarz cümlelerle önemi daha da kavranan bu şey olmadığı zaman, insanoğlu ilk çağlara hafiften dönüş gerçekleştirir. anneden 'ououdouodasdou' gibi bir cümle tarzında yemekte neyin olduğu sorulur. daha sonra babayla ateş (bu ismi sonra vercez) denen şey yeniden keşfedilmeye çalışılır. o sırada abi tekerleği bulmak için yoğun uğraş vermektedir. yani bu davranışlar, ilk çağ insanlarının genel yaşam biçimine döner elektriğin olmadığı anlarda. hele bir de geceyse yıldızlara bakıp insan nedir mınakoyim'', ''başka gezegenlerde hayat var mı'', ''ıssız adaya düşsem yanıma alacağım 3 şey nedir acaba'' ya da ''sevgilim gerçekten beni seviyor mu'' diye içimden geçiririm. tuhaf vala tuhaf.
(bkz: mum yakmak) *
elektrigin gelmesini beklemektir en populer olani.
tv izlemek, internete girmek, muzik dinlemek. e tabi evinde jenaratör olmasi lazim bunlari yapmak icin . babamin kafasi calisiyor ya.
diğer insanları bilmem ama elektirik olmadığında canım hep sevişmek ister benim. sanki tanrı bir an için şu karmaşaya ara vermiş de aşk için ortam hazırlamış gibi gelir. bence elektirği tanrı kesiyor. evet.
eğer imkan varsa bir sigara yakıp gökyüzünü gören bir yerde yalnız başına boş boş oturup, yıldızları seyretmek olabilir en güzelinden. aynı esnada sigaradan nefesi çekerken ucundan gelen o ince cızırtının o başka yerde olmayan turuncuyla karışımı ayrı bir zevk verecektir.
küfretmek. nedense tam elektriğin gittiği anda yapılır.
azarlanmak.
- anneeeeeee??
+ sesi kısılasıca bağırma. buradayım.
- yaa ben çok sıkıldım. elektrik yok, bilgisayar da açılmıyor. hadi fıkra anlat.
+ fesupanallah... işin gücün yok mu senin de benle eğleniyorsun?
elektrik gelene kadar seks yapılır. elektrik gelse de devam edilebilir.
tesla'ya ve edison'a sövmek...
mum ışığının duvara yansımasında ellerle gölge oyunu oynamak. ne hikmetse elektrikler yokken daha çok zevk veriyordu bu. sırf bu oyun için elektrikler kesilsin diye dua ederdim küçükken.
bir mum yakıp elektirik idaresine küfretmek.
anne ve babaya delirtici sorular yöneltmek..
-yeeaaa uff siz çocukken napıyodunuz? eskiden ne boktanmış hayat.
mum ışığında eli muhtelif şekillere sokarak acayip acayip şekiller yapmak.
bunlar genelde köpek kuş vesaire hayvan şekilleri olur.
ayağı, bacağı ya da herhangi bir uzvu bir yere çarpıp güzelcene küfretmek.
pencere kenarına oturup arabaları izlemek ve izlerken radyo dinlemek *
sevişmek.. çok mu fesatım ya? *
mum ışığında kitap okumak. gerçekten çok zevkli.
(bkz: savaş)

gönül isterdi "savaşma seviş" demeyi lakin durum böyle süregelmiş. insanlığın yaptığı savaşlara bakacak olursak en ciddi sayıda olanları elektrigin olmadıgı zamanlar yapılmış olanlarıdır. tabi cereyan yoktu , internet felan da yok. millet ne yapsın birbirine sarıyordu.
sevişmemek, ortamdan sıvışmak. o insanla da bir daha da görüşmemek.

arada elektrik yoksa sevişilir mi?**
eskilerin yaptığını yapmak ama onların hatasına düşmemek. 4-5 tane çocuğu napıcaz lan.
bir kaç saat önce, zilzurna sarhoş olup tatsızlık çıkardığı için otelden attığımız bir personel tam asansördeyken elektrik kesilince altına işedi. demek bu da yapılabilenlerdenmiş.
tavana bakarak düşünmek. belki de insan düşünmek için en sakin ortamı sanırım bu şekilde bulur.
(bkz: ders çalışmamak) *
elektriksiz yaşamış insanları anlayıp yaşadığın zamana şükür edersin.