bugün

türkiye'de yaşanan ekonomik büyüme sonucu vatandaşların aklından geçen soru.

nihayetinde işsizlik rakamları hala çok yüksektir.
hadi biri çıksın desin ki; " kim yemiyor ki yeaaa bunlar da yiyecek tabii " sıkıldık artık.
Doğru söze ne denir tümcesi.

Küçülmüş ekonominin eski seviyesine gelirkenki (daha da gelmiş değil) hamleleri büyüme olarak algılanıyorsa, o ülkede bir problem var demektir.
yabancı sermaye ülkeye akıyor yalanıyla desteklenen ekonomi büyüyor saçmalığının çürümesi için yeterli bir soru.

yabancı sermaye denildiğinde, insan istihdam yaratacak girişim olacağını düşünüyor.

mesela; türkiyeli olmayan bir unsur, türkiyede bir fabrika/iş merkezi/dükkan vs. açacak ve bu açılan yeni birime işçi gerekecek.bu işçiler ülke içindeki işsiz ordusundan karşılanacak ve işsizlik yüzdeleri düşecek.

ancak olan bu değil.var olan ancak iyi işlemeyen bir birim, çok komik rakamlara birilerine satılıyor ve işletmesi ve karı o yabancı unsura bırakılıyor.e zaten bu birimin halihazırda çalışanı var.haliyle yeni işçi alınmıyor ve dışardaki işsiz işsizliğine devam ediyor.üstüne üstlük devlet, sürekli sıcak para akan bir birimden mahrum bırakılıyor(telekom, tedaş, tüpraş vs.).

bu yabancı sermaye, yatırım, ekonomik büyüme vs. kandırmacalarını nasıl yiyor bu halk, anlamak mümkün değil.

sanırım bu ülkenin insanının vizyonsuzluğu tüm sıkıntıların nedeni.uzun vadeli hedefi olmayan insanlarız biz.günü kurtarmaya çalışıyoruz her zaman.bügün makarna da olsa karnım doydu mu, sobaya kömür atabildim mi, okula giden çocuğuma giysi alabildim mi vsvs. a.k. partisi çalışanları ülke insanının psikolojisini iyi çözmüş.kısa vadeli hedefleri olan insanlara kısa vadeli çözümler sunan çalışmalarla insanların sempatisini kazanıyor ve iktidarı elinde tutuyor.
ülkede rant büyümesinden başka birşey yoktur. açıklanan tüm büyüme değerleri kalem oynatma dümenidir...

sen 9 yıl iktidar olacaksın orta-uzun hiçbir yatırım olmayacak, ve zaten satmışsın ülkenin her bir ekonomik artısını, sonra büyüme şu kadar-bu kadar...

acaba arkanızdaki delik her yıl şu kadar büyüyor mu diyorlar? büyüsün ya, bu millet ibnesin desen seni öldürür ama sikersin hiç birşey demez.
başbakan'ın söylemine göre devlet fabrika kurmaz, teşvik edermiş. kimse devletten fabrika beklemesinmiş. tamam anladık kapitalistsiniz de ülkenizdeki yatırımcılar piç ise sizde piçleşmeyin. zarar dahi ediyorsa kurun insanlar ekmek yesin lan. siz biftek yerken halk en azından evine üç kuruş götürsün.
muhattaplarına oranla fazla ciddi kalacak sorudur. muhtemelen "ekonomik büyümek, fabrika açılmasıyla mı alakalı allasen?" şeklinde bir tepkime alınacaktır, şaşırtmaz da...

fabrika açılmamasına, açılan ve açılmaya hazırlanan alışveriş merkezleri ile karşılık verilebilir pekala. bakınız bugün bir ilçede 4-5 tane alışveriş merkezi birden olabiliyor. neden? çünkü alışveriş merkezinin rantı daha fazla. yapım aşamasında "ihale" adı altında siyasilere yakın kurumlara "ihale edilmesi" ve yapımı sonrasında kiralanacak dükkanlar üzerinden yerel yönetimlerin karınının doyması, vergilerle ve işleyişle ilgili çeşitli durumlar. velhasılı fabrikadan daha çok doyurur birilerini ve o sebeptendir ki son dönemlerde alışveriş merkezi çılgınlığı alıp da yürüdü.

demem o ki fabrikadan, işçilerin karnı doyar. o da kalburüstü kesimin işine gelmez... bu topraklarda üretim yapılmasını istemeyenlerin, hiç işine gelmez. dolayısı ile alışveriş merkezleri ve onun içini dolduracak "süslü vitrinlere sahip" yabancı yatırımcıların hakkını gözetmek zorundayız.

anlatabildik mi?
uzun uzun yazsam ekonomi büyüyor diyenler anlamaz. ama kısacası işsizlik istihdamın gerilemesi montaj sanayi ve sıcak para ile alakalı. aynı zamanda ekonomi büyüyor ama nasıl?

alınan vergilerin yüksekliği ile paralel giden sıcak paraya verilen yüksek faizin getirdiği durum. büyüklük üretimden gelen mali gelirin fazlalığı ile değil, sıcak paranın yatırım yerine tatlı faiz almanın peşinde olması ile şişen bilançolarla açıklanıyor.

üstelik faiz için gelen sıcak parayıda hesaplayarak amale hesabı ile 70 milyona bölerek gsmh arttı zengin olduk diye söylem yapmanın nedeni budur.

el siki ile gerdeğe girme diyeceğim ama ayıp olur diye demiyorum. bunun yerine ayda ödenen 1 milyar dolara yakın faiz kimlere gidiyor diye soruyorum ve büyüyen ekonominin nasıl bir büyüme olduğunu anlamaya çalışın diyorum.
büyüyen ekonomi tüketim ekonomisi olduğundan dolayı, üretim ekonomisinin olmazsa olmazı fabrikalara ihtiyaç yoktur.
satacak birşey kalmadığında neyi tüketeceğimizi çok merak ediyorum.
verisiz iddanın adı iftiradır.
elde somut matematiksel veri varsa yazılır.
denirki önce şuydu şimdi bu,
şurda şudur bizde bu.
gençlik kollarının sanal alemi siyasi arena yapması.
kimse hükümetten fabrika beklemesin
piyasadaki para hacminin büyümesini ekonominin büyümesi sanmak yanıltıcı olacaktır...

daha önceki iktidarlarla karşılaştırırsanız büyümede başarısızlık apaçıktır. 9. yılına gelmiş bir iktidar birçok büyük yatırıma imza atmış olmalıydı...

tek başına iktidarlara bakarsak; 1950-60 dp'si, 1965-73 ap'si, 1983-91 anap'ı eğrisi-doğrusuyla enflasyonist te olsa yatırım yapmışlardır...

ama bu iktidar özelleştirme adı altında zaten iyi gelir getiren tesisleri yabancılara satarak, anormal ölçüde sıcak-para girişini kabul ederek kolay yolu seçmiştir...

garip enflasyon hesaplamalarına ve borsaya bakarak büyüdük denemez.
ekonomi büyüyor. aynı zamanda bütün tüketim mallarına zam geliyor. en basit örnek dünyanın en pahalı benzinini kullanacağız yakında neredeyse. hatta alınan ücretlerle kıyaslarsak en pahalısını kullanıyor bile olabiliriz.
ekonomi büyüyor. fabrikalardan sürekli işçiler çıkartılıyor. işsizlik,fakirlik giderek artıyor.
ekonomi büyüyor. üniversite öğrencileri yukarıda söylediklerimi ve bunun gibi haksızlıkları dile getirdikleri için dayak yiyor.
ekonomi büyüyor. kar yağdığı zaman soğuktan insanlar donuyor. açlıktan ölen oluyor.
ekonomi büyüyor. terör ise daha hızlı büyüyor.
ekonomi büyüyor. sayın(!) başbakan gittiği şehirde heykellere bakıyor. ucube diyor.
ekonomi büyüyor. emekli maaşına enflasyonun bilmemkaçta biri kadar zam geliyor.

büyümesin arkadaşım ekonomi. büyüdükçe başımıza iş alıyoruz...
cevabını çerkezköy, çorlu ve kocaeli civarında yaşayan insanların kolayca cevaplayacağı sorudur.
tabii yeterli midir, ya da sadece fabrika kurmak ne kadar işe yarar bilinmez.
ekonomik büyüme piyasada dönen para hacmiyle alakalı bir kavramdır. nitekim alınan borçlar,yarı fiyatına yapılan özelleştirmelerle bile olsa ülkemiz ekonomik olarak büyümüştür. bizim hatamız ekonomik büyümeyi ekonomik kalkınma ile karıştırmamız. yani elin gavuru senin borsanda milyar dolarına milyoncuklar eklerken sen eve hala aç giriyorsun. ama hala başbakanın çıkıp bakın biz ekonomiyi böyle büyüttük diyor sende sevinçten göbek atıyorsun.
fabrika kurmak kolay bir iş değildir.çünkü mesele fabrikanın binasını kurup içine makineleri koymaktan çok üretilen ürünün pazarlanmasıdır.fabrika diyince 50-60 kişide çalışıyo 2000-3000 kişide.ee bizde o büyüklükte sadece türkiye de araba üreten firmalar var.onlar üretiyo aracı satıyor zaten.satabileceğin mal için fabrika kurabilirsin ki büyük firmalar her şeyi çinde ucuza yaptırıp getirdiği için fabrika işi zor.
tobb'un raporlarına bakanların, gerçek hayatla nasıl ilgi kurduğunu düşündüren konu.
işsizlik rakamlarının düşmesi bu sorunun cevabını vermiştir.
ekonominin buyuyor olmasi safsatasidir. kendi kendine yetebilen bir ulke iken, tarim, hayvancilik ile onde gidebilen bir ulke iken, tamamen disa bagimli hale geldigimizin kanitidir. domatesin en guzeli benim ulkemde yetisirken simdilerde dometesin tohumunun israilden alinmasinin aci gercegidir. son trendide dis ulkelerden hastalikli hayvan satin alip ic talebi karsilama yonundedir. var olani satip likiditeyi arttirarak ekonomi buyuyor diyemeyiz. kaldiki satacak, fabrika, kamu binasi, kopru, yol vs. gibi seyler kalmadiginda neyimizi satacagiz sorusu akla gelmektedir. arap ulkelerinden oluk oluk akan parayla ekonomi iyiye gidiyor denilemez. unutmayin bu araplara guven de olmaz!!! nokta.
akabinde iyi de bu kadar işsiz niçin kahve köşelerinde tavla-okey-kağıt oynamaktadır diye sormama neden olan hoş bir yaklaşımdır.
growth and development adlı çok sevimli ekonomi dersinin cevaplamaya çalıştığı sorunlardan biridir. Ekonominin büyümesi her zaman iyi bir şey olmayacağı gibi kontrolsüz büyüme ilerde çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Öte yandan yeni fabrikaların kurulması da ekonominin büyüdüğü anlamına gelmez, daha bir sürü başka göstergesi var bunun. işsizlik sorununun aşılamamış olmasının sebepleri de bununla ilgili değildir. uygun olmayan ekonomik ortamda fabrika açmak insanların cebine biraz daha para girsin diye biraz daha para basmaya benzer, sonuçta kimse kazanamaz. O yüzden ekonomik büyüme olayını biraz bırakıp gelişmeye odaklanılması lazım.
evet kuruluyor.

var olan fabrikalar kapasite artışlarına gidiyor. yıllık %50 gibi ütopik büyümeler yaşayan fabriakalar var.

benim tek korkum büyümenin kontrolsüz olması ve sağlam temellerinin olmaması.

büyüme sonucu fabrika finan yöneticileri kredilere abanıyorlar nasıl olsa gelirlerlerimiz kredileri karşılıyor diye. ufak bir tökezlemede umarım sıcak para krizi yaşanmaz.
özelleştirilmedik yer kalmadı sata sata tabi ki rakamlarda oynama olur ancak reel gelir sabit kalır.
dedim dedim inanmadınız bak ne oldu şimdi. hı?

#17844455
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar