tam adı Eduardo Hughes Galeano uruguaylı gazeteci,yazar sahs-ı muhterem.
"bir ülke diğer iki ülkeyi bombalıyor (filistin ve lübnan'ı). eğer bu durum bizi şaşırtmıyorsa, o zaman bu davranışlar cezasız kalacak demektir.

cılız bir kaç protesto sesi yükseldi ve bunun bir hata olduğu söylendi. ne zamana kadar dehşet yanlış olarak adlandırılacak? sivil halka yönelik bu soykırım, tek bir israil askeri tutsak alındı diye başladı. ne zamana kadar, tek bir israil askerinin kaçırılmış olması tüm bir filistin'in bağımsızlığının tutsak edilmiş olmasını haklı gösterecektir? ne zamana kadar iki israil askerinin esir tutulması, tüm bir lübnan halkının tutsak edilmesinin haklı gerekçesi olacaktır? yahudi avı yüzyıllardır avrupa'lıların en sevdiği spor dalı olmuştur. avrupa'nın o eski dehşet ırmağı, tüm avrupa'yı dolaştı ve auschwitz'e döküldü. ne zaman kadar filistinliler ve tüm arap halkı, işlemedikleri bu suçun cezasını ödemeye devam edecek?"

(bkz: eduardo hughes galeano)
gölgede ve güneşte futbol adlı ünlü eseriyle, futbolun evrenselliğine dikkat çeken uruguaylı yazar.
ey yolcu, yol yoktur yollar, yuruyerek yapilir. sözlerine sahip insan.
Çağdaş güney amerika edebbiyatının zat-ı şahanesi.
Poltik yazar, köşe yazarlığıda yapmaktadır. Hatta Gazze israil - filistin konusunda şöyle buyurmuştur:

Cezalandırılmamış Kurşun operasyonu

Devlet terörü kendini haklı çıkarmak için teröristler üretir: nefret tohumları eker ve mazeret hasat eder. Her şey gösteriyor ki, faillerine göre terörizmi bitirmek için yapılan bu Gazze katliamı onları arttırmayı başaracak.

1948'den beri Filistinliler aralıksız küçük düşürülmeye mahkum ediliyor. izinsiz soluk bile alamıyorlar. Ülkelerini, topraklarını, sularını, özgürlüklerini, her şeylerini kaybetmiş durumdalar. Hükümetlerini seçme hakkına bile sahip değiller. Bunun için oy verdiklerinde yapamıyorlar, cezalandırılıyorlardı. Gazze cezalandırmış durumda. Hamas, 2006 seçimlerini temiz biçimde kazandığından beri Gazze fare kapanına dönüşmüş durumda. Bir çok şey, 1932 yılında El Salvador'da Komünist Parti seçimleri kazandığında olanlarla benzer. Kan banyosu yaptılar, Salvadorlular kötü davranışlarının karşılığını ödediler ve o andan itibaren askeri diktatörlük altında yönetildiler.

Köşeye sıkışmış Hamas militanları tarafından Gazze'den, Filistinlilerin olan ve israil işgalinin gasp ettiği topraklardan sakarca nişan alınan roketler, acizliğin çocukları. Ve intihar çılgınlığının kenarındaki umutsuzluk, israil'in varolma hakkını reddeden tehditlerin annesi: imhanın çok etkili savaşı, Filistin’in varolma hakkı yıllardır reddedilirken ağlamalar faydasız.

Filistin'den geriye az şey kaldı. israil adım adım haritayı siliyor.

Sınıra sömürgeciler tecavüz etti ve onlardan sonra askerler koşuşturdu. Kurşunlar yağmayı meşru müdafaa olarak kutsadı.

Savunma olduğu söylenmeyen hiçbir saldırgan savaş yoktur. Hitler Polonya'yı, Polonya'nın Almanya'yı işgal etmesine engel olmak için istila etti. Bush Irak'ı, Irak'ın dünyayı istila etmesine engel olmak için istila etti. Savunma savaşlarının her birinde israil, Filistin'in başka bir parçasını içine çekiyor: hafif yemek devam ediyor. Hırsla yemek, incil tarafından tanınmış mülkiyet hakkıyla haklı çıkarılıyor, Yahudi halkının acısını çektiği iki bin yıllık zulüm için ve Filistinlilerin beklenen doğumunun telaşı için.

israil, Birleşmiş Milletler'in öneri ve kararlarına, uluslararası mahkemelerin kararlarına hiçbir zaman uymayan, uluslararası yasalarla dalga geçen bir ülke ve aynı zamanda tutuklulara işkenceyi yasallaştıran tek ülke.

Ona kim bütün hakları reddetme hakkını verdi? israil'in Gazze'deki cinayetleriyle icra ettiği bu dokunulmazlığı nereden geliyor? ispanya devleti ETA'yı bitirmek için Bask'ı dokunulmaz biçimde bombalayamaz veya ingiltere hükümeti IRA'yı tasfiye etmek için irlanda'yı yok edemez. Acaba soykırım trajedisi sonsuz dokunulmazlık önlemini mi gerektirdi? Yoksa en şüphe edilmez hizmetlileri israil'de olan önemli kişiler tarafından yeşil ışık mı yakıldı?

Dünyanın en modern ve gelişmiş ordusu olan israil ordusu kimi öldürdüğünü bilir. Yanlışlıkla öldürmez. Nefretle öldürür. Sivil kurbanlar, diğer tüm emperyal savaşların lugatına uygun olarak 'ek kayıplar' olarak adlandırıldı. Gazze'de her 10 ek kayıptan üçü çocuk. Ve binlere eklenen sakat kalanlar, savaş endüstrisinin bu etnik temizlik operasyonunda başarıyla tekrar ettiği insan sakatlamanın kurbanları.

Ve her zamanki gibi, her zamankiyle aynı biçimde, Gazze'de bire yüz. Öldürülen her yüz Filistinliye karşılık bir israilli. Kocaman manipulatif basından sorumlu olan tehlikeli insanlar, bizi her bir israillinin hayatının, yüz Filistinli kadar değerli olduğunu düşünmeye davet ediyor. Ve bu basın bizi aynı zamanda israil’in 200 atom bombasının insancıl olduğunu ve iran denilen nükleer gücün Hiroşima ve Nagazaki'yi yok ettiğini düşünmeye davet ediyor.

Sözüm ona uluslararası toplum mevcut mu? Tüccarların, bankerlerin ve savaş imalatçıları kulübünden öte bir şey mi? ABD'nin tiyatroyla meşgul olduğu zaman el koyduğu bir isimden öte mi?

Gazze trajedisinden önce, dünya çapındaki ikiyüzlülük bir kez daha ortaya çıktı. Her zaman olduğu gibi, kayıtsızlık, anlamsız söylevler, boş açıklamalar, yüksek sesli nutuklar, belirsiz tutumlar kutsal dokunulmazlığa övgüydü. Gazze trajedisinden önce, Arap ülkeleri ellerini yıkayıp temizledi. Her zamanki gibi. Ve her zaman olduğu gibi, Avrupa devletleri ellerini ovuşturdu.

Savaş ve alçaklık konusunda yetenekli olan yaşlı Avrupa bu usta hamleyi gizlice kutlarken bir damla falan gözyaşı döktü. Çünkü Yahudileri avlamak hep Avrupa geleneğiydi, ancak yarım yüzyıldan beri bu borç zaten Sami ırkından olan ve hiçbir zaman antisemit olmayacak Filistinliler tarafından ödeniyor. Ödüyorlar, kanlı parayla diğerlerinin bedelini ödüyorlar.
"güney'in bakış açısına göre , kuzey'in yazı kıştır.
bir solucanın bakış açısına göre , bir spagetti tabağı orjidir.
hinduların kutsal bir inek gördüğü yerde, başkaları koca bir hamburger görür.
hipokrat'ın, galeno'nun, maimonides'in ve paracelso'nun bakış açısına göre, hazımsızlık diye bir hastalık vardı, ama açlık diye bir hastalık yoktu.
cardona köyü'ndeki komşularının bakış açısına göre, yaz kış aynı elbiseyle dolaşan toto zaugg müthiş bir insandı:
- 'toto asla soğuk almaz'. diyorlardı.
toto birşey demiyordu. soğuk alıyordu. alamadığı şey paltoydu. "
aynalar isimli kısa hikayelerden oluşan kitabı sel yayıncılıktan türk diline kazandırılmış latin amerika'nın en bomba yazarı. futbolcu olamayınca yazar olmuştur. bir de futbol kötü falan dersiniz!
(bkz: aynalar)
"aptallığa oldukça benzeyen bir suskunluk içindeydik..." sözünün sahibi güney amerikalı düşünür.
''Onu yakından tanıyıp seven komşuları onun suçlu olduğu kanısındaydılar.neden? diye sordu avukat.-gazeteler öyle diyor da ondan-.avukat -gazeteler yalan yazıyor- diyordu.komşular -ama radyo da öyle diyor- diye açıklamada bulunuyorlardı.TV de öyle diyor.''
(bkz: galeyana gelmek)
''mutluluk için üzüntüden daha fazla cesarete ihtiyaç var.''
tepetaklak tan sonra hayranı olduğum yazar.
bütün dünya unuturken hatırlama takıntısı olan bir insan.işçi ve yazar.
"ne o kadar tanrıyız, ne de o kadar böceğiz."
(bkz: uruguay edebiyatı)
10 senedir uzak kaldığı küba'ya, haftaya pazartesi günü bir edebiyat ödülünü almak için gitmiş ve şöyle demiş adaya ayak bastığında:
"Küba'ya döndüm ama aslında hiç gitmemiştim, çünkü bu ada her zaman benim içimde, kelimelerimde, eylemlerimde ve ondan aldığı her şeyi capcanlı muhafaza eden hafızamda yaşamaya devam etti. Hayatımda bu kadar dayanışmacı hiçbir ülke, geri kalanlara bunca fedakarlık ve yardım gösteren başka bir devrim görmedim."

adayı ziyaretiyle ilgili detaylı bilgi:
http://haber.sol.org.tr/k...ya-da-ofkeli-haberi-50472
aynalar kitabında biraz daha sıkıcı bana göre çünkü araştırma inceleme tarzı bi kitap ama tarihle ilgili verdiği bilgiler enfes. ayrıca kendisi büyük üstad.
"Dünyada açlar ile obezlerin sayısı eşit. Açlar çöplüklerden topladğı, obezler ise mcdonaldstan aldıkları çöplerle besleniyorlar."
'üzüm, şaraptan yapılmıştır' da demiştir.
Kendisi azizdir. Aynalar kitabi okunasidir.
“Günümüzün tepetaklak olmuş, tersine dünyasında evrensel barışı en çok gözeten ülkeler en çok silah üreten ve diğer ülkelere en çok silah satan ülkelerdir; en itibarlı bankalar en çok uyuşturucu parası aklayan ve en çok çalıntı para saklayan bankalardır; en başarılı endüstriler gezegeni en çok zehirleyenlerdir; çevrenin korunması onu yok eden şirketlerin en parlak işidir; en kısa zamanda en çok insanı öldürenler, en az işle en çok parayı kazananlar (kapitalizmin altın kuralları) ve doğayı en ucuza en fazla yok edenler dokunulmazlık ve kutlamayı hak ederler.”
" kadin, giysilerimden, kuskularimdan soy beni.
ciplak ve inanmis kil beni."

" bir kadinin kiyisinda uyuyorum. Bir ucurumun kiyisinda uyuyorum."
Politikacılar, konuşur ama hiçbir şey
söylemezler.
Seçmenler, oy kullanır ama seçemezler.
Bilgilendirme medyası bilgilendirmez.
Okullar cahillik öğretir. Yargıçlar,
kurbanları cezalandırır. Ordular, kendi vatandaşlarıyla savaşır. Polisler, suç
işlemekten, suçla savaşmaya zaman
bulamaz.
Kârlar özelleştirilirken iflaslar
kamulaştırılır. Para, insandan özgürdür.
insanlar nesnelerin hizmetindedir.

[ Eduardo Galeano ]
bazilarinin aziz bazilarinin kutsal dedigi adam kendisi.
kelime oyunu yapmak gerekirse galeyana getiren adam diyorlar.