bugün

Yeni farkettiğim durumdur. türkçe bir sözlükte ''edit'' butonunun ''düzelt'' olarak değiştirilmesi, çok güzel bir adım olacaktır.

düzeltme:
bazı arkadaşlar ''buton'' ''entry'' v.b gibi şeylerden bahsetmiş, birader ben o kadarını düşünemedim kusura bakmayın artık. onuda siz düşünmüşsünüz zaten eee o zaman ''zall duy bunları duy''...
destekleyecek olan yazarların nicklerinin de türkçe olması şartı aranması gereken önerme.
zira; (bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu)
(bkz: sözlükte ki ingilizce nickler türkçe olsun)
sonuna kadar desteklediğim kampanyadır.
hatta moderatörler bunu düşünemedikleri için özeleştri yapıp kendilerini çaylak yapsınlar efendim.
biz yapsak böyle bir şeyi uçurulmuştuk bile.**
yetkililerin dikkatini toplamak için; (bkz: imza toplamak)
türkçemizi doğru ve düzgün kullanmak bakımından desteklediğim bir olaydır.
kimi süzmelerin saçma sapan bir şekilde yorumladığı ama benim destek verdiğim kampanyadır. öncelikle başlığı açan arkadaş "entry" "entry" kalsın dememiştir. sadece bir talebini belirtmiştir. yeri gelir kendini kontrol ederek entry kullanımını da azaltır, nedir bu düşmanlık? birisi dedi mi "türkçe" olsun başlıyorsunuz saldırmaya. hayırdır nedir bu tahammülsüzlüğünüz? ha bir de edit kelimesini dile girmiş kabul edenler var ya ne tarafımla güleceğime karar veremiyorum. edit girsin, cancel girsin, okay girsin nedir yahu bu? anlıyorum böyle çevrenizde çok "cool" oluyorsunuz. havalısınız yaaaaağni. okuldan eve dönünce annenizle babanızla konuşurken araya sokuyorsunuz yerli yersiz inigilizce kelimeleri. kafayı çekerken nevizade denen yerde artistiğin dibine vuruyorsunuz birbirinen afilli yabancı kelimelerle. ama biri kalkmış gelmiş kendi dilimizin kelimesini kullanalım dediğinde köpek gibi saldırıyorsunuz. yahu adam kendi dilimizle konuşalım diyor neyin peşindesiniz siz? ne bu saldırma merakı? gören tony blair'in oğlu/kızı sanacak sizi. nasıl bir kişiliksizlik, nasıl bir özentiliktir sizinki? entry yazarsa o da onun hatasıdır ve uyarılır kendini düzeltmeye çalışır. nedir yani bu kafa?hadi hepsini geçtim sizin ben dil ile ilgili bilgi-birikiminize afedersiniz tüküreyim. kullanılan her kelime dile girmiş değildir. edit te bu yüzden girmemiştir. televizyon yabancı kökenlidir dile girmiştir. kitap yabancı kökenlidir dile girmiştir. senin kullanıyor olman, sözlükte kullanılıyor olması dile girdiği anlamına mı geliyor? celebrity de celebrity diyorsunuz e kardeşim celebrity de mi türkçe? ayıptır yahu bu kadar cehalet olmaz. biri çıkmış demiş ki arapça kelimeleri de atalım. e atalım kardeşim sorun yok. edit in karşılığı olan arapça hangi kelime varsa atalım. ama türk diline girdiyse bu kelime atılmaz. ha sizin dile girme kavramından ne "anlamadığınız" ortada ya neyse. sonuna kadar desteklediğimdir . atatürkçülük 10 kasım'da sol üste atatürk fotoğrafı koymakla olmaz.
destek verdiğim kampanyadır. ayrıca spoiler ve entry de türkçe olsun.
kesinlikle çok güzel bir tekliftir, kabul edilmelidir.
madem her şey ''güzel türkçe'' için o zaman sözlükte de bu fikir kabul görmelidir.
edit - düzelt
entry - girdi
buton - düğme
nickname - kullanıcı adı

en azından bu 4 kelimenin türkçe kullanılmaya başlanması, tüm sözlüğün çehresini değiştirecektir. bunlar olduktan sonra gerisi de zamanla gelir merak etmeyin.
türkçe'yi önemseyen sözlük yazarlarının içten bir şekilde dile getirdikleri istektir. altında başka bir şey aramanın lüzumu yoktur. zira bu isteğe destek veren sözlük yazarları da elbette "entry" kelimesinden ya da "spoiler" kelimesinden yeterince rahatsızdırlar. hepsi birden kalksın ortadan olmaz mı? bakın itü sözlük'e, adamlar çatır çatır giri diye bahsediyor entry'lerden. çeliştikleri şeyler var mı? elbet var ama sonuçta dile entry kelimesini sokmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. dilimize vaktinde bir çok arapça ya da fransızca kökenli kelime girmiş zaten. hal böyleyken "ama mevcutta şu şu kelimeler de var onları da kullanma o zaman" mantığıyla yenilerini eklememize ne gerek var ki?
ha diyeceksiniz ki mahlasın neden ingilizce. var bir hikayesi merak etmeyin. ha bir daha gelmiş olsaydım sözlüğe alır mıydım? almazdım kesinlikle. sonuçta belli bir sebepten dolayı aldığım saçma bir mahlas için de türkçe'mizin git gide öpülmesine küçük de olsa bir tepki göstermeye hakkım vardır diye düşünüyorum. en azından yazım yanlışlıklarına düzeltilmesine yardımcı olabilmek için onlarca rötuş isteğinde bulunan bir yazar olarak.
uludağ öncü olsun türkçemize sahip çıksın. imla kurallarında sahip çıktığı gibi.
(bkz: zall gör bunları)
desteklediğim kampanya. bir butondan ne olur demeyelim, oturduğun yerden napıcan sen götünü yaya yaya da demeyelim; bir devleti sömürgeleştirmek isterseniz önce dilini yok etmeniz gerekir çünkü. şimdi edit butonunu düzeltirsin yarın başka bir kelimeyi, zamanla hepsi olur, önemli olan bu bilince sahip olmak.

eksi oyları gördükten sonra ekleme:

sizin düşünceleriniz sömürgeleşmiş zaten, örümcek beyinli, batı yalakaları özentiler sizi. dimi dude?
olsun olsun ama olsa dünya yı mı kurtaracaksınız?
sol frame: aslında en komiği de bu. hem sol, hem frame. diyeceksen ya left frame de ya da sol çerçeve. em pi üç gibi bi şey bu.

yerinde bir istektir.
(bkz: ota boka türkçe elden gidiyor demek)
doğru önermedir arkadaş. bu ne lan yok edit yok entry yok sol frame. duy sesimizi zall.
(bkz: sözlük elden gidiyor)
buton türkçe olmasada olur. düzeltme yaptığımızda "edit" yerine "düzeltme", "onarma", "yamultma" falan yazsakda olur.
hadi yavrum bi daha vur.

edit - düzelt
entry - girdi
buton - düğme
mesaj - ileti

hepsi türkçe olsun lütfen.
türkçemizin korunması adına yapılması gereken bir hareket.
Yönetimin ve kullanıcıların büyük kısmının özenti ve taklitçi olduğu gerçeğini unutmayalım.

Haliyle sözlüğü ziktíredin.
Biz güzel Türkçemi uluslararası arenada adam gibi temsil edelim.

Gün gelir bu taklitçi ve özenti insanlar Türkçe'ye de özenirler.
Görürsünüz.
hala edit duruyor ayıp ama.