bugün

yan gözle bakmaya başladıgın zaman.
erkekler için; dostun gay olduğu an.
bayanlar için; dostun lezbiyen olduğu an.
erkek-kadın dostluk ilişkisi için; birinin diğerine aşık olduğu an.
her dostlukta bir süre sonra mutlaka yaşanan bir kazıklanma ya da ayar yeme durumundan sonra ki an.
gerçek sevgisini içinden çıkartıp yerine çıkar sevgisini koyduğunu anladığın andır.
dost kazıgı yedigin an.
arkandan dalavere çevirdiğini öğrendiğin andır.
dostununda etten kemikten duyguları olan bir birey olduğunu unuttuğun an.
dost diye androit olamaz ya...
dost deyip arkana aldığın insanın, senin için yaptıkları arkandan çevirdiği işlerin yanında az kalınca işte o an artık dostun değildir. aslına bakıldığında "dost" seni koruyup kollasın diye yanında bulundurduğun, aşk acılarını anlatıp "rakı şişesinde balık" olduğun, ağladığında omzuna baş koyduğun biri ise bu sadece çıkar amaçlıdır. evet belki sen ona "dost" demişindir ama içinde o sana ne ifade etmektedir. dostluk çıkar ilişkisine döndüğü anda o senin dostun değildir. "ortamın adamı" dır.

--spoiler--
Dost dost diye,
nicesine sarıldım...
benim sadık yarim karatopraktır..
--spoiler--
dost dediğiniz kişi dost hayatı sürdüğünüz bir insansa ilişkinin bittiği an olarak kabul edilebilir. gerçek anlamda dostu kullanırsak o da metres demektir ki, onun dostunuz olmadığını da çarşamba günü falan anlayabilirsiniz. eğer dostu mecazi anlamda kullanırsak o da irispu demektir ki, 26 şubat tarihinde anlaşılır. dost ne lan? gelip geçici har şey takmayın.
"artık merhaba merhaba fazlasını bekleme benden" dediği an... yani büyük bir karar alıp sizden uzaklaşmak istediği an aslında bu o kadar da büyük bir karar değildir ona göre çünkü siz artık onun dostu en güvendiği insan değilsiniz sadece meraba meraba dediği sıradan bir insansınız. * *
abi bugün işim var ya,
yok ya evde değilim annemlerle gideceğim,
hastaydım ondan gelemedim,
kardeşim doğum gününmüş unutmuşum *,
(para ödemeye yakın) ben bir lavobaya gideyim,
hehehe sen süpersin ya eee aylin nasıl peki onu anlat asıl,
tipi muhabbetlere giriliyorsa ne yazık ki dost, dost değildir artık. eğer benim gibi çokça kazığını yediyseniz buraya sayfalar dolusu örnek verebilirsiniz. lakin ne hacet, ne getirir; ne götürür.
araya yılların girmesi sonucu oluşan andır.

oysa bir zamanlar yediğiniz içtiğiniz aynı, günleriniz, geceleriniz birliktedir, lakin araya giren o yıllar soğutmuştur sizi birbirinizden. ve yıllar sonra ki karşılaşma gösterir ki, o artık eski bir dost'tur.
arkandan konuştuğunu duyduğun, gördüğün andır ki o an biter zaten her şey. sırtınıza hançeri yediğiniz andır kısacası.
öss de ondan daha fazla puan almanızı kıskandığında,

dur yapma bu senin için iyi değil diye uyardığınız zaman, sen benim moralimi bozmaya çalışıyorsun dediğinde,

çocukluğunuzdan beri evinizin kızı gibi olduğu için ablanızın da kardeşi sayıldığı halde ablanızın düğününe, arkadaşının doğum günü partisi için gelmediğinde..

özel de hukuk okuyacağım der, iyi düşün bence ailenden etkileniyorsun sen hukuktan falan nefret ederdin dediğinizde, onun da ben yapamam mı senden ne eksiğim var ki benim demesi ve 2 ay boyunca ne yaparsanız yapın size küs durması..

bu da başka bir dosttur. bu dost da sevgilinize bütün sırlarınızı anlatmıştır. ona aşk mesajları çekmiştir. ve ayrılmanız için dua etmektedir.. ve bir gün sevgiliniz elini masaya vurup sizden abartılmış bir şekilde anlatılan geçmişinizin hesabını sorar. dostunuzdur meğerse bunu yapan.

yaa işte yılların dostlukları böyle şeylerle biter. neden bu basit şeyler. çünkü tahammülü yoktur artık size , sizinle kendini kıyaslamıştır çünkü yıllarca. artık sadece yanında lak lak yapacağı dostlarıyla mutludur. yine de kapınız açıktır. çünkü onunki olmasa da sizin ki gerçek dostluk duygusudur.
yoktur. çünkü bir dost, daima dosttur. her koşulda dost kalır. eğer kişinin dost olmadığını anladıysa bir kişi; yanlış anlamıştır. o kişi zaten dost değildir; dost zannedilmiştir.
22 yıllık hayatınızda kendisini hiç göstermemesidir. bir süre sonra varlığından bile şüpheye düşersiniz... o an artık onun dostunuz olmadığı andır...
insanın kendisinden bir parça kaybettiğini hissettiği bir an. yaşayan bilir ancak.
artik yaptigin hic bir seye olumlu/olumsuz tepki vermemesi hic bir sekilde posta koymamasi kisaca artik sallamamasi durumudur. bu durumda artik tehlike canlari calmaya baslamistir.
onun "ak" dediği size kara gibi göründüğü,
onun "gidelim" dediği yer size cehennem azabı verdiği,
onun "yiyelim" dediği yemek zehir zıkkım olduğu,
onun "alalım" dediği kıyafet kokoşumsu olduğu ve
onun en sevdiğiniz öğretmeniniz hakkında arkasından atıp tuttuğu ve öğretmeninizin üzerine yürüdüğü gün * artık siz dost değilsinizdir. arkadaş hatta tanış bile olmamalısınız. ama içinizdeki nefretle bırakmayın onu, aklınızda kalmadan her şeyi döküverin. döküverin ki sonradan pişman olmayasınız. döküverin ki ondan biraz daha nefret edesiniz. senin gibi arkadaş olmaz olsun!
"üç kuruşluk adama 5 kuruşluk değer verirsen, o da dönüp kalan 2 kuruşa seni satar." sözünün akla düştüğü andır.
kazananın kim olduğunun anlaşıldığı andır.
dost dediğin dost kalmayı başarabilendir.
artık dostun değilse üzülme, zaten hiç dostun olmamıştır.
küçük bir hayal kırıklığı ya da büyük bir hezimet şeklinde sonuçlanabilir. karşısında o kadar suskun olursun ki hiç beklemiyeceğeniz kişilerden gelen tepkiler karşısında elinizin ayağınızın titremesini duyacak kadar suskun olmuştur içiniz.
beş parasız kaldığın andır.
sevgilinle arana girip kavga çıkmasına sebep olduğu ve sonra hiçbir şey yokmuş gibi her şeyi kenradan izlediği andır.
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
Böyle bir dostum var benim.
Bir açıklama ekle
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş... Böyle bir dostum var benim.

bu cümleleri rahatlıkla söyleyebiliyor iken bunları söylediğim güne lanet etmeye başladığım an anladım.o benim dostum değilmiş.