bugün

6 yıl tıp. 1 tıl tus. 2 yıl zorunlu görev. 1 yıl askerliğide katarsakm toplamda 10 yıl yapar. bence götümüzün kalkık olması kadar ne olabilir.
insanların buram ağrıyor şuram ağrıyor diye koştuklarından ötürü götleri kalkan doktorlardır. ne yapacaksınız görevini yüksek bir dille anlatacaksınız. (hasta haklarını ihlal etmeden) ama yüksek sesle. dize gelicekler. olmadı eğer gerçekten haklıysanız başhekime çıkacaksınız. oda mı para etmedi. eğer gerçekten haklıysanız ağız burun dalarak açtığınız hava boşluklarından o göt hava kaçırarak iner siz merak etmeyin. burdaki doktorları tenzih ediyorum onlar öyle şeyler yapmazlar değil mi?
o kadar yıl okul okumuş, tıp okumuş bunun verdiği etkiyle, ruhani bir güçle kendilerinde bir arka tamponda kalkıklık hissederler. aslında hissetmezler, öyle yaparlar.
mesleğini sevdiği için değil de başka sebeplerden dolayı okuyup bitiren doktorlarda sık görülen şeydir.
doğru önerme.
kalksa kime kalkacak, koltukta bekleyen 85 lik teyzeye mi, zırıl zırıl ağlayan velede mi?
genellemeler her zaman tehlikelidir. hatta bu bile.
minimum on sene oku, bakalım senin neren kalkacak önermesidir.

şaka bir tarafa mensubu olduğum camiada kötü örnekler her zaman mevcut olmakla beraber, hangi meslek grubunda kötü örnekle karşılaşmıyorsunuz merak ediyorum.

evet, doktorlara çemkirmek kolaydır. onları hor görmek de kolaydır bu memlekette. sizin boşbakanınız bile çemkirip dururken halkın vurun kahpeye demesinden kolay da bir halt yoktur.

kötü örneklere takılmayınız, şikayetinizi yapınız gerekli yerlere. sağlık bakanlığı olur olmadık her türlü şikayeti özensizce incelemeye alır unutmayınız.

ama aynı duyarlılığı, örneğin depremde göçük altında can verenlerin günahını boynunda taşıyan belediye fen işleri memurlarına, mühendislere, mimarlara, çocuğunuzu azarlayan öğretmenine, taşlı pirinç satan bakkalınıza da gösteriniz.
valla hepsi aynı degil insanlıga hizmet icin sacını süpürge yapmış doktorlar var, tamponu kalkık olanlar ilmi farklı yerlerinden alıp depolamış olanlardır.
onca sene okuduktan sonra marifetlerini böyle sergiliyorlar. yazık.
küçüklüğümden beri bu ön yargı kafamda vardı. senede bir kaç kez doktora işimiz düşüyor. heyet raporudur vs dir uğraştığımız da oluyor. o kadar doktorun içinden denilen tipte olanını az gördüm. cana yakın ve yardımsever insanlardı. yıllarca verilen emeğin, tutulan nöbetlerin, fedakarlıkların arkasında yoğun bir iş temposu onları bekliyor. tatilleri (birçoğunun) yıllık izinlerinden ibaret. orada hala birilerini iyileştirmeye çalışıyorlarsa oturup dua edin. türkiye'de şu iki meslek var ki: doktorluk ve polislik... dürüstçe çalışanlarının emeğini devlet kaç para verse karşılayamaz.
Özellikle aile hekimleri, bi' artist bi' böyle tuhaf sormayın gitsin. Rapor istersiniz, artistlik taslar vermez. Yok, kan tahlilini yaptırmamışsın der, araba süsü köpekleri gibi başını sallar falan. Gel de deli olma, ulan sen kimsin ki? Pratisyen hekimin tekisin, fazla bu artistlik sana. *
(bkz: house md)
yine muhtaç olunan varlık durumunu değiştirmeyeceğinden dolayı varsın kalkık olsun efenim. doktordur senin yapamadığını yapabildiği için öyledir ki az biraz da hakkı vardır.
aile hekimine "sen kimsin pratisyen hekimin tekisin" diyenler, sabancı ceo'su mu merak ediyorum. güldüm.

beşinci sınıf öğrencisiyim, ve pratisyen hekimleri hor gören bir millete, doktorlar ne yapsa az kimse kusura bakmasın. açık ve net.

oturduğunuz yerden onu bunu hor görene kadar, havanda su dövene kadar, arkasından atıp tutana kadar, herkesin yüzüne söyleyin aklınızdakileri. söyleyin ve alın cevabınızı.

ha bir de söylemeden edemeyeceğim ama doktorları hor görenler nedense tıp fakültesini kazanamamış tipler oluyor.

sen genelleme yaparsan, ben de böyle genellerim durumu.
canı yanan birinden, hastane edebine uymasını beklemek enayilikten başka birşey değildir. bu, daha gelişme çağındaki çocukları eğiten öğretmenlerin çektiği çilenin yanında devede pire gibi kalır. doktor olmakla adam olmayı aynı kefeye koymayalım. doktor, hastanın içinde bulunduğu durumdan anlayacak arkadaş. it gibi davranmayacak. devlet hastanesinde ayrı, özel polikliniğinde ayrı karaktere bürünmeyecek. hasta nazı çekmek zoruna gidiyorsa bu işi yapmayacaksın. o yemini ettiysen hakkını vereceksin.

tüm doktoR arkadaşlar gaza gelmesin. her meslek kolunda rastlanan amiplerden bahsediyorum.
(bkz: o kadar okusam benimki nirvanadaydı).
tıp fakültelerinde doktorların doktorları kayırmasına karşı çıkan insanların genellikle düşündüğü durum. şimdi bir doktor diğerini hemen muayeneye almazsa veya diğerinin oğlunu, kızını diğer doktor da senin gibi maalesef 2 saat sırada bekleyecek ve sıra gelince mr a röntgene gidecek bi sürü zaman yakını hasta doktor diğer doktorun sırasında olduğu için kendi hastaları doktor yok nerede bu doktor diye homurdanacak. bu yüzden önce duruma kendi tarafından değil çift taraflı bakabilmeyi empati (kendini karşındakinin yerine de koyarak çift taraflı düşünme eylemi) yapabilen bir topluma sahip olamazsak daha da artacak doktorlar artist birbirlerini kayırıyorlar cümlelerini. ayrıca şunu da belirteyim benim de içinde olduğum çok daha sabırsız ve insan ilişkilerinde asosyal bir doktor jenerasyonu yetişmekte ee bence artist artist demeyi bırakıp olaylara karşı tarafın gözünden bakmayı öğrenmesi lazım insanların.

ayrıca nedendir bilmiyorum derse girmekten vazgeçip doktora gitmeyi düşününce tıp fakültesi öğrencisi olmama rağmen sıraya girmeden doktora gidip muayene olmaya utanıyorum. yani kendimden utanıyorum sıraya girmeden muayeneye girmeyi gururuma yediremiyorum sanırım.
doktorluk zor iş. onların açısından bakmak lazım birde. o kadar okuyup emek verdikten sonra aldıkları ücret pek tatmin edici değil. hastalarının çoğu da yaşlı cahil insanlar. bir şeyi on kez anlatsan anlamıyorlar. onlarda gergin oluyor doğal olarak.
genellikle devlette çalışan doktorlar böyledir.sırtını yaslamıştır devlete ooh hele bir de cerrahsa değmeyin keyfine istediğini kesip biçer performanstan döner sermayeyi toplar gider.bir de herkese çemkirir.insan olun önce be!
edit: kıçımdan uydurmuyorum bunları şahidim.
insanların çok değer vermesiyle gerçekleşmiş bir durumdur. kızımı ne doktorlar ne mühendisler istedi de vermedim cümlesinden anlaşıldığı üzere halk bu meslek grubunu hep çok önemsemiştir ve onlar da bunun farkındadır.
6 sene götünün üstünde oturan bünyenin isyanıdır. artık ayaklanmıştır.
genellemenin içine edeyim ama çoğunluğu tam götoştur.
ülkedeki en göt kaldırıcı cümleler onların mesleklerine kurulursa olacağı budur. bizler önce götü kaldırır ardından kaldırdığımız o götün altında eziliriz baktık olmuyor sözlükler şurda burda bilumum yerlerde indirmeye çalışırız ama nafile.
bu ne doktor düşmanlığıdır arkadaş anlmadım gitti? günde bazı polikinlilerde 100 e yakın hastaya bakıyor bunlar, onlarca görgüsüz, saldırgan insanlarla muhatap olmak zorundalar. öğrencisiyken tusu, asistanıyken onlarca nöbeti, uzmanıyken onlarca kendini bilmeze maruz kalıyor bu adamlar.misal doktoru kötüleyen adamın işini aksatan, vatandasa köpek muamelesi yapan memura böyle histerik bir şekilde saldırdığını hiç görmedim. bunun altında başka birşeyler olmasın sakın?
yaklaşık 1.5 milyon kişinin girdiği üniversite sınavlarında ilk 5000'e girmiş insanlardan bahsediyoruz ki; normaldir.