bugün

türkiye genelindeki sözlük sitelerinde yazarların çoğunun yakalandığı hastalıktır. aslında bu güzide arkadaşlarımız sadece dizileri değil tv programlarının çoğuna karşı bir tavır almıştır. tabii ki tv'de kalitesiz diziler ve programlar mevcut, hele türkiye gibi bir ortamda bunların sayısı maalesef hiç de az değil. ama neden kös kös oturup izlediğin halde o programdan ya da diziden sözlükte bahsederken "zap yaparken denk geldi, bizim tv tuvalete bakıyordu sıçarken gördüm, misafirlikte kafama silah dayayıp zorla izlettiler" gibi bahanelerle kafandaki önyargıdan dolayı içinde oluşan suçluluk duygusunu bastırmaya çalışıyorsun kuzum?

tv dizisi takip etmenin, bakın altını çiziyorum kalın kalın, eğitim seviyesi, kültür, para, mal, mülk gibi olaylarla asla ve asla bir ilgisi yoktur. valla yoktur. bak sonra anfide bokuna kurban olduğum tandanslı bakışlar attığın bölüm başkanı profesörün ezel ya da kurtlar vadisi hatta kavak yelleri izlediğini öğrenince şaşırma. onlar da insan amk, akademik hayat da nereye kadar? az çok tahsilim olduğunu düşünürüm ama kaç defa flash tv'de fıkralarla türkiye'ye denk geldiğim vakit başka kanala geçemediğimi de bilirim.

onun için yavrum çocuğum, istediğin programı izle, hatta gel onunla ilgili görüşlerini sözlükte anlat. emin ol kimse "lan onu mu izliyorsun, puuğğgh allah belanı vermesin" diye mesaj atmayacaktır. rahat olun lan, kasmayın amk. adamlar siz izleyin diye yapıyorlar bunları.

evet lan, akasya durağı'nı kaç bölüm üst üste takip ettiğim oldu.

edit: ne güzel yazar kardeşlerim, siz entel takılmaya devam edin. zaten dizilerin yayınlandığı gün o başlıklara entry patlaması yaşatan da nasa'dakilerin kendisi.
Dizi izlemek insanlara farklı açılardan olaylara bakmayı aşılamaktadır aslında.
Asla aptallık değildir.
Aptallık zannedenlerin aptallığı araştırılmalıdır.
Tabi ki her dizi için aynı olayı söylemiyoruz.
Güzel diziler de var.
izlediğin diziye göre değişir demek isterdim ama bir tane bile mi akıllı dizi olmaz sözlük?
eğer ki amerikan dizileriyse kastedilen, dizi izlemeyi aptallık sanmak, aptallıktır.
- abi burcudan çok hoşlanıyorum ya
+oğlum bırak sana göre değil
-neden abi ya noldu?
+ oğlum bırak ya dizi izliyor o
-!'^+%
Kendince haklısın değerli kardeşim, çünkü sen de sana bunları izleten ve bu düşüncelere sahip olmanızı isteyen mentorların tuzağına düşmüş minik bir ağustos böceğisin.

Dizi izlemek ve bunu saplantı haline getirmek, her akşam eve gittiğinde acaba bu akşam hangi dizi var? diye kanalları kurcalamak altını çiziyorum tamamen geri zekalılıktır.
Kendisini yeterli bulmayan, kaybedecek zamanı olmayan, kısıtlı olmayan ve üretken olan bir insan neden oturup böyle bir şey yapsın ki?

bağımsız araştırmalar * diyor ki; ülkede tv izleyen kitlenin %60 i kadın %25 si erkek ve %15 i çocuktan oluşur.

tv kuruluşları elindeki reklam ağını canlı tutabilmek, daha doğrusu para kazanabilmek için zeka sahibi olup da bu zekasını gün geçtikçe geri geri kullananları hedefler. bunu da yem olarak nitelendirilen diziler ile yapar. Nasıl mı?

canlandırılan karakterler insanların olduğu (türk malı, yaprak dökümü, aşk-ı memnu), olmak istediği (ezel, kurtlar vadisi, vs.) kişilerden oluşur ve seni televizyonun karşısında saatlerce kitleyebilirler. hiç bir şey anlatmaz ama yine de o boş kelimeler sana hiç kimsenin dolduramayacağı kadar doludur. işte püf nokta budur ve inan bu kuruluşların başındaki yöneticiler birer duayen!

ilerleyim ülkemin güzel ve zeki insanları insanları, aşalım bunları, ağzımıza sıçıyorlar!
izlenilen dizilere bakılarak karar verilebilir aslında aptallık oldugu;
(bkz: türk malı)
(bkz: aşk-ı memnu)
(bkz: kurtlar vadisi)
(bkz: akasya duragı)
(bkz: fatmagül ün suçu ne)
(bkz: yaprak dökümü)
genel kanıya göre türk dizileri ve cnbc-e dizileri olarak bir ayrım vardır. ama bu izleyenler değil yapımcılar olarak ayrılır benim gözümde, şöyleki, biri izleyenleri aptal yerine koyarak önce 1 saat özet ardından 2.5 saat dizi izletirken, diğeri özeti çok kısa tutar (sadece hatırlatma amaçlıdır özet), sonra da maksimum 50 dakikada diziyi bitirir ve böylece insanlar tv karşısında bütün gece oturmak yerine önce dizisini izler, sonra da kendi işi gücüne bakar.
bazı insanlarımızca yapılan bir tespittir, ama yanlıştır. herkesin kendine ait zevklerinin olduğu unutulmamalıdır.bırakın herkes istediğini yapsın.
kendisiyle çelişen yazarın sözleridir.

metnin tamamının okunup aşağıdaki iki cümleye dikkat edilmelidir.

"zap yaparken denk geldi, bizim tv tuvalete bakıyordu sıçarken gördüm, misafirlikte kafama silah dayayıp zorla izlettiler"

"az çok tahsilim olduğunu düşünürüm ama kaç defa flash tv'de fıkralarla türkiye'ye denk geldiğim vakit başka kanala geçemediğimi de bilirim."
seinfeld
southpark
30rock
house md
battlestar galactica

aklıma gelenler.

sığ insan sanrısı.
(bkz: tv kutusuna bakmanın zaten aptallık olması)
dizi izlemek aptallık değildir, sadece gereksiz bir zaman kaybıdır.. insana bir şey katmaz, sadece duygularını açığa çıkarır. yeri gelir ağlatır, yeri gelir gaza getirip dünyayı kurtarır.. bu durumda dizi izlemeyi aptallık olarak görmek yanlıştır. doğru olan boşa zaman hacamak aptallık mıdır? bunu tartışmaktır..

dizinin insan hayatına kattığı tek şey "aa sen de mi o diziyi izliyorsun, evet şurada şu oldu burada bu oldu" gibi muhbbetleri geliştirmesi, arkadaş ortamlarında kolay uyum sağlama hatta şansın varsa aynı diziyi izlediğin kızın sana vermesidir..

özür diliyorum kabalaştım..

fakat hal böyle olunca, insanın aklına ilk gelen de şu oluyor. peki ya futbol izlemek? o da mı boşa zaman kaybıdır? onun da aptallıkla arasında bir bağlantı var mıdır?
hayır sevgili kardelen ayşeler, yoktur.. çünkü futbol fiziki gelişim sağlayan bir spor, yaratılığı ile bir sanattır.. futbol insana çok şey katar, dizi ise sadece zaman alır..

söz konusu aptallıksa, aptallık inançla ilgilidir ve onun da tartışma yeri bu başlığın altı değildir..
bu benimdir. netflixin fahişesi haline gelmiş bu z kuşağı diye adlandırılan jenerasyın gelece dair tüm ümitlerimi yok ediyor.
yanlış sanrıdır.
güncel Önemli Başlıklar