bugün

acayip, çelişkili, hikayeli hayatlar bulma uzmanı ayşe arman'ın son bombası. gezi parkı eylemcilerinin küçük kızıyla kendisini aralarına sıkıştırıp kafalarına tencere ve tavayla vurduğunu iddia eden bir annenin iddiası...

daha öncede polisten dayak yiyen 12 yaşında çocuğun yaşadıklarını yazmıştı, her zamanki gibi orta yolcu olmak adına karşıdan bir ismi bulup getirmiş. her iki taraftaki mağdurlar olayın tarafları olmasalarda onlara işkence yaptığı iddia edilenler taraftı. tabi çocuğun hikayesinde resmi zabıtlar ve sağlık raporları vardı...

hikayenin ilerleyişi de tanıdık...

bir kadın çocuğu ile önce camiye oradan yemek yemeye gidiyor ve;

--spoiler--
O gün, Mevlit Kandili’ydi. Kızım Zeynep, “Balık yemeye gidelim anne” dedi. “Tamam” dedim, “Önce Maltepe Camii’ne gidelim akşam namazını cemaatle birlikte kılalım, sonra da balığımızı yeriz. istersen sana dondurma da alırız!..” Çok güzel bir gündü, ana-kız birlikte şahane vakit geçirdik. El ele yürüyerek eve dönüyorduk. Baktım, karşıdan geliyorlar…

Kimler?

- Protestocular. Tedirgin oldum ama 9 yaşında bir çocuk var yanımda, ne yapacaklar. Kapalı tek kadın da ben değilim. Benden bir sürü var bu ülkede.
--spoiler--

• evet her yer protestocu dolu, her yer başörtülü kadın dolu insan niye tedirgin olur ki ?

--spoiler--
Ne olduğunu bile anlayamadan, Kızılderililer gibi etrafımızı sardılar, bizi ortaya aldılar. Kızım Zeynep, korku içinde elimi tutuyordu. Ellerinde de tencere ve tava vardı. Kontrolden çıkmışlardı. Bana duydukları nefreti ve öfkeyi hissettim. Oysa ben, onlara bir şey yapmadım, bir şey söylemedim, sadece kızımla yolda yürüyordum…
Sonra ne oldu?
- Çekiştirdiler, ittiler. Derken o protestoculardan biri, elindeki tencereyle kafama vurmaya başladı. Ondan güç alan üç, beş densiz de tavalarla vurdu. Biri omzuma, biri kafama…
Siz ne yapıyorsunuz?
- Öylece duruyoruz. Ne yapmam gerektiğini bilemedim çünkü. Korktum. Sıkı sıkı Zeynep’in eline tutuyorum. Daha kötü bir şey olmaması için dua ediyorum. Bir sürü insan saldırdı, tartakladı, aşağıladı. Sonra da gittiler… Kızım, tirtir titriyordu. Sadece “Anne gidelim, anne gidelim” diyordu. Gittik bir yerde oturduk, ona su verdim, sakinleşsin diye.
--spoiler--

• kendi söylüyor bu ülkedeki tek başörtülü ben değilim, zaten etrafta başka başörtülülerde vardı. peki neden sen o zaman, neden bu protestocular hep görünmeyen yerlerde ki başörtülülere saldırıyorlar. neden hergün yanlarından geçen yüz binlerce başörtülüye bir şey yapmıyorlar. üstelik kendi aralarında, ve bazılarının ailelerinde başörtülüler var iken..

şimdi bunlar bir yana hikayenin "can alıcı noktaları", hep o tanıdık söylemler. mağdurenin ağzından;

• KiMSEYE KARIŞMIYORUM KiMSE DE BANA KARIŞMASIN
• Ezik bir muhalefet var Erdoğan’ın en büyük şansı da belki bu…
• ailem Sosyal demokrat bir aile. Babam aşırı CHP’li ve Atatürkçü.
•AK Parti dışında oy verecek parti göremiyorum.
• Bir sürü söylemini onaylamasam da AK Parti’ye, oy vereceğim. (son günlerin en bomba söylemi, akp'li değilim ama bunlar yüzünden akp'ye oy vereceğim. dikkat edilirse en çok mhp dezonformasyonu yaparken kullanılır.)
• Ellerinde bayrak vardı, üzerlerinde Atatürk tişörtleri, Atatürk bilinciyle büyüyen bir kızım var benim, bayramlarda bayrak asarız. 23 Nisan’lar, 19 Mayıs’lar, 29 Ekim’ler bizim için önemlidir. ""E peki ben ne anlatayım şimdi kızıma.""

bu söylemler her şeyi anlatıyor zaten pili azalınca uydurma türban kozunu kullana kesim yine iş başında. allah hayretsin...
balık yedirdiği kızına hemen ardından süt ürünü olan dondurmayı tükettirebilecek bir anneden bahsedilen yazının spotu.

(bkz: üvey anne)