bugün

önce ülkesi işgal edilen sonra da ailelerinden ayırılan, sahip oldukları kimlik bütünüyle değiştirilen (ad, din, dil, kültür...) çocuklardan bahsediyoruz.

onlara bu kötülükleri yapanlara, vatan olarak görmedikleri topraklara, bağlılık duymadıkları devlete yarar sağlamalarını beklemek mantık dışı.

yüksek konumlara ulaştıklarını söylüyorsunuz. çok azı dediğiniz imkanları yakalamıştır. yakalayanların da bir kısmı basit hatalarından ötürü veya isyanlarda idam edilmiştir.

çok büyük kısmı kapıkulu ordusunda yeniçeri olarak yer almış veya sarayda çalışmış. harem kısmında çalışanlarda hadım edilme durumu da sözkonusu. yeniçeriler şehzadeler arasında taraf tutmuş, padişahlara baskı yapmış, birçok isyan gerçekleştirmişler. bu durumlarda ikinci paragrafta yazdıklarım etkili sanırım. paralı yabancı asker olmaları da başlı başına cevap olabilir.

saraydan kadınlarla evlendikleri yönünde iddialar var. yeniçerilerin 40 yaşından (bu yaşta emekli olurlarmış) önce evlenmelerine izin verilmemiş. yüksek konumlu devşirmelerin kimle evleneceklerine ise çoğunlukla padişah karar vermiş.

hatırlıyorum da dersanedeki tarih hocası ballandıra ballandıra anlatırdı bu devşirme durumunu. aileler, çocuklarını kendileri vermek isterlermiş falan filan.

bir yerden sonra devşirme sistemi de yozlaşmış. rüşvet ve kayırma ile ocağa on binlercesi girmiş. maaşların karşılanması zorlaşmış; ekonominin bozulması mı dersin, yeniçerilerin ayaklanmaları mı dersin...

sonuç olarak yanlış bir sistem olduğunu düşünmekteyim naçisane.
gerçekten de çetin bir münazaraya malzeme olabilecek bir konudur. birbirine taban tabana zıt, iki farklı görüşe de hak verebileceğini düşünüyor insan. gelin hem bunları inceleyelim hem de başlığı tanımsız bırakmamış olalım:

(not: iki görüş de farazi fikir sahiplerinin ağzından yazılacaktır)

tabiki saadetti:

efendim, devşirme yoluyla, ecnebi gençleri çok iyi bir eğitim fırsatına kavuşurlardı. yetenekli olanlar, devletin en üst kademelerine kadar tırmanabilirdi. osmanlı tarihi, bu tip insanlarla doludur. oturduğunuz yerden atıp tutacağınıza açık okuyun amk!

kendini imparatorluğa adapte edebilmiş olanlar, saadet, zenginlik ve güç içinde ölmüştür. kimse bunu inkar etmesin arkadaş!

beyni yıkanıp mutlu olanlar da var demek ki:

ya ablasının gülü, çok meraklıysan seni de küçücük yaşında anandan babandan ayıralım şahane bir eğitim verelim. ne hakkın var çocukları ailesinden alıkoyup asimile etmeye? doğduğun topraklardan, ailenden, dilinden, dininden uzak ya da bunları gizli saklı yaşadığını bi düşünsene. bırakın allah aşkına böylesine büyük ayıpları, ders kitaplarında ballandıra ballandıra anlatmayı.

sonuç olarak şöyle baktığımda, her iki görüşe de hak veresim geliyor. karar sizin; devşirme yolu bir fırsat mıydı vahşi bir devlet politikası mıydı? kolaylıklar!
ilk uygulandığı yıllarda aileler son derece gönülsüzdü şüphesiz. Yeniçeri kethüdaları her 40 evden bir kanlı çocuğu itinayla seçerken binbir zorlukla karşılaşıyordu.(Burada "kanlı" derken günümüz tipoloji biliminde de kullanılan "atletik tip"i kastediyorum.)

Çok kalın dudaklılar nefsine düşkün olacağı, ince dudaklılar ise sinsi olacağı gerekçesiyle seçilmezdi mesela. Burnun, kaşın, gözün hepsinin o zamanki "medrese" ilmine göre bir anlamı vardı. Ekseriyetle kafası büyük gözleri küçük Gürbüz çocuklar seçilirdi. Bu yaratılışta insanların kuvvetli cesur ve Zeki olduğu tecrübe edilmişti çünkü.

Bir çocuğun ailesinden ayrılmasındansa bir ailenin çocuğundan ayrılması daha zordur. Günümüzde de böyledir bu. Her neyse ilk zamanlar aileler erkek çocuklarını kız kılığına soktular ancak çok çabuk farkedildi bu. Daha sonra Kılıç tutamasın diye başparmaklarını dahi kestiler.

Ancak zamanla bu çocuklar herkesin bildiği üzere "büyük adam" oldular. Dolgun maaşlı bir işleri, nüfuzları, itibarları oldu. işte o günden sonra bu aileler çocuklarını rüşvetle dahi ocağa sokar oldular. Hatta bir şehzadenin sünnetinde padişahı çok eğlendiren iki hokkabaza "dile bizden ne dilersin" denilince yeniçeri olmak istediklerini söylemeleri ilginçtir. Saray tarihçilerinin bu durumu " ocağa rüşvet girdi, ondan sonra kürt girdi, çingen girdi." Şeklinde eleştirmeleri pek çok yerde karşımıza çıkar.

Sonuç olarak çocuğu zorla alınan her aile ilk başta bu duruma üzülse de ilerleyen yıllarda bu durumu memnuniyetle karşıladılar.

Ilginçtir pek üzerinde durulan bir konu değildir bu. Ne bileyim peter Jackson'a versen al bundan üçleme yap desen hasılat rekorları kıracak bir konudur ancak bizde muhteşem yüzyılda ibrahim paşanın çocukluğu anlatılırken birkaç kare gösterilmiştir.

(bkz: ilber ortaylı tadında entry girmek)
rivayet olur ki aileler çocuklarını kendi istekleriyle verirlermiş hatta zorla vermeye çalışırlarmış, çünkü alınan çocuk mutlaka devletin önemli bir mevkisinde görev alacak refah içinde yaşayacaktır.
Osmanlı hanedanını yıkılmaktan korumuştur. Bürokraside ne idüğü belirsiz soysuz sopsuz Hristiyan dönmesi paşalar yerine çandarlılar gibi türk aileler olsaydı Osmanlı 1600lerin başında yıkılırdı. Yeniçeriler padişah indirip yeniden bir Osmanlıyı tahta çıkarmakla yetinmiş. Böylece Osmanlı hanedanı devam etmiş.
bırakın tarihte osmanlı veya roma ya da bizans vb imparatorlukları, devşirme sistemini anlamanız için empati yapın.
ne bileyim, örn; ülkemiz israil veya abd ya da yunan vb devletler tarafından işgal edilmiş.
bu devletler geliyor sizin küçücük çocuğunuzu anne kucağından alıyor ve çocuğunuzu yahudi ve israile hizmet eden, askerlik yapan biri olarak yetiştiriyor ya da Ortodoks olarak yunan olarak yetiştiriyor veya bir Anglikan olarak amerikalı olarak yetiştiriyor, bu kaçırılan çocuğun gelip senin ülkene senin insanlarına karşı savaşıyor.

sizce bu durum saadet mi eziyet mi olur? avrupalılar neden genetik hafızasında bize karşı nefret yer etmiş?
neden yüzlerce yıllık tarihte ve nesiller boyu hakimiyetimiz altında yaşamış başka inanç ırktan olan insanlar neden türkçe bilmiyor da dilimizden bile nefret etmiş?
neden avrupa'da türk izini her yerden yok etmişler?
bir düşünün, empati yapın ve ondan sonra devşirme sistemi hakkında konuşun.
devletin selamati açısından bakarsak eziyettir koskaca imparatorluğun çöküşündeki etkenlerden biridir insani açıdan bakarsak çocukların ailelerinden koparılması hoş değildir tabii sanıyorum ki bu hınçla etmediklerini bırakmamışlardır .