bugün

an itibariyle kemal kılıçdaroğlunun düştüğü rezaletin son noktası.
1930 model kemalislerce eleştirilen söz. dünya nerde bu kemalist gericiler nerde.
logosunda taşıdığı altı oktan biri olan devletçiliği savunmadığını söyleyen büyük(!) lider tümcesi. daha ne kadar saçmalayacağını zaman gösterecek..
bizim savunduğumuz etatizm * diyerek tamamlanacak cümle başı.
sunta'dan yapılmış liderdir.
baykal'ın tırnağı etmiyor ne yazikki.
devlet bizi savunuyor demek istemiştir.
40 yıl sonra adam gibi laf edebilmiş bir kişinin lafları.
devletçilik ilkelliktir artık.
devletin görevi yargı ve güvenliktir, başkası değil.
ekonomik olarak teşebbüslerin önünü açmalıdır devlet. karışmamalı, şöyle kenarda durmalıdır.

amma velakin..
bana biraz da şey gibi geldi..
"köprüyü geçelim de.."
yalanın da böylesi...

eski model devletçiliği benimsemiyoruz dedi adam, devletçiliği savunmuyoruz demedi ki. lafı ne tarafınızdan anlıyorsunuz bilmiyorum.
iktisatta çeşitli teoriler vardır ve bunların hiç biri kesin değildir. devletin sıfır müdahalesi de tam müdahalesi de denenmiştir. ama hiç biri sürekli bir başarı yakalayamamıştır. açık olan bir şey varsa o da dünyada her şeyin siyah/beyaz olmadığıdır. gri tonları unutmamak gerekir. bazen devletin ekonomiye müdahalesi çok olur bazen az. abd bile son krizde ekonomiye kapsamlı müdahalelerde bulunduktan sonra buradan kalkıp devletçilik şöyle böyle diyenlere afedersiniz bok yemek düşer.
asıl önemli olan bu cümleyi edenin sonrasında neyi savunduğunu söylemesidir. bunu savunmuyorsun tamam da savunduğun nedir?
edit: söylediğin varsayıyorum. uydum sözlüğe.
1930 moldel devletçiliği savunmuyoruz demiştir.
1930'ların ihtiyaçları ile 2011 türkiyesinin ihityaçlarının farklılığından söz edip, doğu anadoluda devletçilik olmadığı sürece özel sektörün yaptıkları ile bir yere gelinemeyeceği gerçeğini dile getirmiştir.
1930'ların devletçiliği tüm türkiye'yi kapsarken,
chp'nin yeni programındaki devletçilik, ihtiyaç olan bölgelerde o bölgenin kalkınması için devlet desteği ile fabrikalar kurulmasını amaçlamaktadır.

tarih incelendiğinde atatürk de ilk önce özel sektörden bir adım beklemiş, ancak özel sektörün tüm yurtta hızlı kalkınmaya yetecek gücü olmadığı gerçeği üzerine devletçilik ilkesi kapsamında devlet eli ile istihtam sağlanmıştır.

chp'nin devletçilik ilkesi, ''gerektiğinde'' devlet eli ile bir şeylerin yapılmasıdır.

(bkz: lafı başka yerinden anlamak)
cehape artık 5 ok'a düşmüştür bu başgaanla birlikte. değişimin böylesi. bi bakmışsınız cehape oksuz kalmış ühühü.
kürt sorununa ekonomik yaklaşımında bölgede ilkin özel sektör istihdamı için teşvik, olmadı özel sektör-devlet işbirliği, o da olmadı son çare olarak * devletin işe el atması gerektiğini söyleyerek bariz olarak devletçilikten utandığını ve son çare olarak devreye sokulması gerektiğini söyleyip niyetini belli etmesi 1930 ile günümüz arasındaki farkı da açıkcası pek ortaya koyamamıştır.
lafi arka tarafindan anlayan insanlarin yumurtasidir.

adam acik acik once ozel sektor dedi, sayet olmaz ise, devlet el atmalidir dedi. 1930larin modasi gecmis devletciligi omadiginida acik acik soylemistir.
Chp inşallah iktidar olmaz çünkü; bu gerizekalı toplumun bu aptal insanların chp'yi haketmediği bir durum gözlemliyorum.
amerika'da serbest piyasa ekonomisinin her zaman tam uygulandığını düşünenler de ""bok yemeye"" başlayabilirler. serbest piyasa ekonomisi hiç bir ülkede tam anlamı ile uygulamaya geçilmemiştir. devletçiliği amerika da yapıyorsa sonuna kadar eleştirirsin, nedir yani?

"gerektiğinde müdahale."ymiş, bırak kardeşim bu "kamu iyiliği" triplerini, hepimiz biliyoruz chp'nin belediye başkanlarının halka karne ile elektrik verdiklerini, sosyalist uygulamalarını.
şimdi de geçmiş devletçi değiliz diyorsunuz. bu ne ikiyüzlülüktür?

devlet neye göre müdahale edebilir? ancak iç veya dış güvenlikte tehdit unsurları oluşturabilecek durumlarda, rekabetin engelleneceği durumlarda müdahale etmelidir. tekelleşmeyi önleme amaçlıdır bu müdahale ve yerindedir.