bugün

polonyalı kieślowski tarafından yazılmış ve yönetilmiş 10 bölümlük bir televizyon serisi.
toplam 10 bölümlük bir polonya dizisidir. her bölüm 10 emirden birini anlatır.

özellikle, bir cinayet üzerine kurulu beşinci bölüm ve aşk temalı altıncı bölümler izlenmeye değer.
On bölümden oluşur ve her bölümde on emirden bir emir anlatılır bölümler tek bir apartman sitesinin içinde geçer birbirlerinden bağımsızlardır ancak karakterler komşu olduğu için bir dekalogda ana karakterken diğerinde figüran olabilirler. ilk bölümü dekalog jedendir "senin rabbin benim benden başka rabbin yoktur" emri işlenir. Pavel kendi yaşıtlarına göre daha zeki bir çocuktur annesi ve babası ayrıdır babası ile beraber yaşar ve babası üniversitede hocalık yapan tanrının yerine bilimi koymuş bir tanrı tanımazdır. pavel ise boş zamanlarında yazılım kodları yazmaya çalışan ve üniversiteye babasının derslerini dinlemeye giden üstün zekalı bir çocuktur. Bir gün babasından buzda kaymak için paten ister ve babası da buzun sağlamlığını ölçer ve emin bir şekilde pavel'e izin verir. Pavel babasının sağlamlığına güvendiği buzun kırılması ile gölde donarak can verir. Ve küçük bir hata pavelin hayatına mal olmuştur. Yaratıcının cezalandırma sisteminin nasıl işlediğini anlatan en iyi hikayelerden, babanın günahını pavel çekmiştir. Baba, Tanrının yerine koyduğu bilim yüzünden evladını kaybeder. başrol paveldir ancak hikâye babaya aittir.
Dekalog serisinin ikinci filmi dekalog dwa'dır. "Tanrının ismini asla boş yere anmayacaksın" temalı emri işler. Tipik kieslowski kompozisyonlarının işlendiği derin bir hikayesi var. Dorota, doktor ve hasta koca ile temelde 3 kişiden oluşan ama 30 kişilik hikayeden daha manalı dekalog. Dorota ve doktor da pavel ve ailesi gibi o iç karartıcı kooperatif sitelerinde yaşar. Dorota'nin kocası ölüm döşeğindedir ve tedavisi ile sitedeki doktor ilgilenmekte. Dorota ise başka bir adamdan hamile olduğu için bir şekilde kocasının durumunu öğrenmek zorunda çünkü kocası yaşarsa bebeği aldıracak yaşamazsa doğuracak. Doktor ise o an kendisini tanrının yerine koyar ve kesinlik olmadığını defalarca söylemesine rağmen %15lik yaşama şansı var diyerek kendince bebeğin hayatını kurtarır. O sahnedeki kibritlerin Dorota tarafından yakılması ise hayatlarımızda aldığımız kötü haberlere içsel verdiğimiz tepkilerin göstergesi gibiydi bence. Doktor kendisini birden tanrı yerine koyarak çocuğun hayatını kurtarır ancak son sahnede bardaktan son anda çıkan sinek gibi dorota'nin kocası sağlığına kavuşur. Doktor ise kocanın uyanması ile tanrının isminin boş yere anılmaması gerektiğini anlar.
kieslowski'yi tanıdığım film serisi galiba kendisi. ilk filmi yaklaşık 3 yıl önce izlemiştim daha sonra blue, red ve white üçlemesini izledim. garip bir havası var bu serinin. sanatı, sinemayı dibine kadar hissediyor, yaşıyorsunuz. bresson'un a man escaped ve tarkovski'nin the mirror filminde de olduğu gibi.
kieslowski tarafından televizyon için çekilen ve konuları 10 emir üzerinden yola çıkarak senaryolaştırılan, seyreden her insanla bir şekilde temas eden başyapıt.
görsel
ilk filmi jeden, flash tvnin ibretlik filmlerine benzemiştir. çok övülen kieslowski den beklemediğim şekilde çekilen klasikleşmiş kader teması sıktı fazlasıyla.
chernobyl ile birlikte gelmiş geçmiş en iyi mini dizi.