bugün

--spoiler--
- is it safe
- no it's better safe, it's death proof
--spoiler--

yeah man !!! diye içimden bağırmama sebep veren dialogdur. paylaşmak istedim. tarantino dehasının ürünüdür. izlemek de lazımdır.
tarantino'nun ilk kez izlenilesi filmi değildir. daha önce rezervuar köpekleri, ucuz roman, kill bill serisi ya da en olmadı jackie brown izlenilmelidir.
quentin tarantino' yu unutup, kurt russell için izlenmesi gereken film. filmdeki role cuk oturmuştur resmen.
grindhouse ikilemesinin tarantino tarafından çekilen ve kilometrelerce öteden; "merhaba, ben bir tarantino filmiyim ve aynı diğer tarantino filmleri gibi bir yandan size muhteşem soundtrack'ler ve boş diyaloglar eşliğinde bolca şiddet sunarken diğer yandan holywood'un gelmiş geçmiş tüm kült sahnelerine göndermelerde bulunacağım." diye bağıran ikinci bölümü.

tarantino filmlerinden haz etmeyenler bu filmden de hiç bir şey anlamazken, benim gibi tarantino hayranları gece gece "ulan tarantino'yla arkadaş olsak ne acayip olur ha ! çok eğleniriz bence !!!" demiştir.

dipnot: bu arada film boyunca etliye sütlüye karışmamasına rağmen herkesin dikkatini çeken hatun kişi için:

(bkz: mary elizabeth winstead)
tarantino'nun dehasını bir kere daha kanıtladığı eser.

*başarılı film, hemde çok!
ayak görmekten artık psikolojik olarak "ulan ayak kokusu mu alıyorum nedir?." dedirten film.

(img:#289925)

edit:
o değil de, o redneckin yanında bıraktıkları sarı kıyafetli ponpon kız nooldu lan?.
%100 Quentin Tarantino filmi. Sinematografisi harika bir yapım. Bana göre sayılı çarpışma sahnelerinden birini barındırıyor içinde. Harikaydı, müthişti. Filmin her yerinden yönetmenin tarzı akıyor. Renklerinden tutalım da diyaloglarına kadar. Diyaloglar sıkıcı veya saçma değil kesinlikle. Zaten böyle olduğu düşünülüyorsa film baştan kapatılmalı, çünkü yönetmenin tarzı budur. Pulp Fiction'da böyleydi, Reservoir Dogs vs. de böyleydi. Bunu bilerek izlemeli insanlar. Günlük hayattan normal diyalogları, çerezlik sohbetleri ve geyikleri sıkça duyarız filmlerinde. Adam bunu hep yapıyor çünkü, yadsınamaz. Onlarca şeye selam çakılmıştı filmde. Ama ben en çok zil sesinin Kill Bill'e ait olmasını sevdim yahu.

Biraz da konunun içine inelim. Senaryosu dikkat çekici.. Renkler, müzikler, oyuncular herşey çok güzel. Ancak 'keşke' diyorum ki şu konu biraz daha ince ve derinden işlenseydi. Kesinlikle daha iyi olurdu be tarantula. Sahneleri ve kamera çekimlerine her defasında hayran kalıyorum zaten. Bunda da değişmedi. Ayrı birşey daha var Tarantino ayak fetişizminin bağımsızlığını kurmuş bunu da anladım ya la. Her sahne ayakla başlar mı? Helal olsun, bir ayak fetişisti olarak diyorum ki fetişizm cumhuriyeti kur vatandaşın olalım be. Filmi izleyin.. Kesinlikle beğeneceksiniz diyemem. Ama yönetmeni bilenler zaten biliyor, başka da birşey demiyorum.

--spoiler--

Yalnız orada boş bırakılan sarımsı güzellik Lee karakterine ne oldu bilmiyorum. Sakso çektirdi mi çektirmedi mi?

--spoiler--
film pek süper olmasa da ayak fantezisi sahneleri bombadır. eğlencelik niyetine keyifle izlenir gerçi...
tarantino'nun tuş kilidini açık unutup göt cebine koyduğu telefonunun yazıp yapımcıya gönderdiği bir senaryodur.

daha mantıklı bir açıklama getiremiyorum a dostlar. hevesle yeni bir filmi izlemeye koyulursunuz ve üç beş ergenin bitmek bilmeyen dedikoduları yüzünden bütün film keyfiniz bok olur. hayatımda ilk kez filmi izlerken ileri sardım. saygı duyulamayacak türdendi.
quentin tarantino'nun en boş filmi.
bir bu, bir de jackie brown. quentin tarantino değil de kuzeni çekmiş havası var iki filmde de.

genel olarak quentin tarantino'nun filmlerindeki en güzel şey olayların işlenişi ve aktarılışıdır ama bu filmde sanki öyle bir keyfi davranmış ki diğer filmlerine göre gerçekten kötü.

hadi konunun işleyişi, aktarılışını geçtim; ne mr. pink gibi hafızada yer eden renkli bir karakter, ne hattori hanzo gibi ailecek seveceğimiz sempatik bir insan, ne vic vega gibi karizmatiklik ve psikopatlığı aynı potada eritip size kendini sevdirebilen bir karakter, ne jules- vincent gibi kafa adamlar, ne inglorious bastards'da brad pitt'in canlandırdığı gibi sempatik bir karakter, çatlak cristoph waltz rolleri, harvey keitellar hiçbir şey yok. en basitinden tarantino'nun bizzat from dusk till dawn'da çok iyi canlandırdığı manyak sapık gibi insanı güldürebilen bir şey yok.

pulp fiction'da farklı insanların hayatlarını kesiştirmeyi başaran, olayları müthiş bağlayan, harika muhabbetler döndüren adam bu filmde yönetmen koltuğunda yok, sadece adı var o koltukta. sonuç olarak da nerde başlayıp bittiği belli olmayan, en büyük olayı bir araba kovalamaca sahnesi olan boş bir film çıkıyor karşımıza.

ayrıca filmde o kadar çok da ayak görüyorsunuz ki resmen ayak fetişleri için yasal porno çekmiş tarantino. ilallah be kardeşim bu kadar da boku çıkarılmaz ki. kendisi ayak fetişi de bunun tersi insanlar da olabilir, bunu da bir düşünür insan. filmin sonunu zor getirdim ayak görmeye katlanmaya çalışırken.
başrol zaten filmin yarısında ayağını camdan dışarı sallıyor boş boş. oscar alacak olsa herhalde ayağına vereceklerdi ödülü. bir çarpışma sahnesinde bacağı kopunca rahatladım. tabi ondan hemen sonra yine onun gibi biri daha çıkıyor da neyse.

sonuç olarak grindhouse serisinin ikinci filmiydi zaten, ilk film planet terror buna bin basar. robert rodriguez kesinlikle geçmiş kankasını bu sefer.
tarantino'nun en itin götüne sokulan filmidir. açıkçası sırf bu yüzden az bir beklentiyle izledim ama izlediğim en iyi filmlerden biri oldu çıktı.

film bilinçli olarak hollywood'un ikinci sınıf filmlerinin havasını yansıtıyor. 70-80'lerdeki klişe aksiyon filmlerinden de epey esinlenilmiş, ve tabi tarantino tarzı diyaloglar yine mevcut. ayrıca filmde hiç bir amacı olmayan, olmasa da olurdu diyebileceğiniz epey karakter var ki, bu iyi bir şey; çünkü gerçek hayatta da olmasa olur çok insan var. *

özet; herkes beğenmeyebilir ama benim gibiler için izlenmesi şart bir film.
Bacak kopması güzel olan film. Bayağı kanlı. Güzel güzel. Bol kanlı.
Bu filmle birlikte bütün Tarantino filmlerini sevmemin nedenlerini söyliyeyim sizlere; Bir Tarantino filmi herşeyden önce sadece bir ''film''dir! Bir Tarantino filmi size nasihat vermeye çalışmaz, mesaj vermek için hiç uğraşmaz! izleyicisine saygı duyar, ve çoğumuzun aslında sinemaya eğlenmek için geldiğimizi bilir. Bir Tarantino filmi sohbet demektir, gerçek hayatımızda yapmaktan hiç bıkmadığımız büyük boy muhabbetlerden biridir. Ayrıntılardaki ilginç şeyleri keşfetmektir... Fondaki afişlere takılıp kalmaktır... Eski bir filme yapılan göndermeyi keşfetmenin hazzını duymaktır, ve şundan emin olabilirsiniz ki Death Proof herşeyiyle (hatasıyla sevabıyla) bir Tarantino filmi. Bu da Death Proof'un izlenmesi için yeterli bir neden bence.

Filmde Grindhouse filmlerine ve 70'li yıllardaki B sınıfı seks ve şiddet filmlerine bir çok gönderme var. Özellikle kopmuş makara varmış gibi olan keskin geçişleriyle, yırtık ve kirlenmiş kareleriyle ve defolu gibi duran sesiyle projeden haberi olmayan bir kişi bu filmin muhtemelen 70'li yıllarda çekildiğini zannedebilir. Kaldı ki Tarantino'nun da hedefide birazcık bu. O eski istismar ve eğlence filmlerindeki tadı yakalayabilmek... Bunuda başardığını söyleyebiliriz. Hem de filme kendi stilinide yansıtmayı başararak. Sanki Tarantino 70'li yıllara gitmişte filmini orada çekipte gelmiş gibi...

Filmin en unutamadığım sahnesi ilk yarıdaki o muhteşem çarpışma sahnesidir. Bence şimdiden sinema tarihine geçti. Tarantino çarpışmanın tadına(!) fazlasıyla varmanızı sağlıyor!

Filmin sonları en eğlenceli kısmı, demedi demeyin. bence muhteşem bir şekilde bitiyor. Şimdinin bitmek bilmeyen ve sakız gibi uzadıkça uzayan finallerine karşılık bu film neredeyse eğlencenin doruk noktası diyebileceğimiz bir noktada bitiyor ve ''işte bir film bitince böyle bitmelidir!'' dedirtiyor!
Ava giderken avlanmayı anlatan Tarantino filmi.
"Bir şey üzerinde hak iddia etmeden önce onu hak etmen gerekir.."
ayak fantezisi olayına epeyce göz kırpan bir macera filmi.

(bkz: tarantino ve ayaklar)
bir quentin tarantino filmi.

görsel
Eğlenceli quentin tarantino filmi. Tarantino tarzını yine iyi yansıtmış, filme hakim olan günümüzde geçen ama 70'ler yarı profesyonel gerilim filmlerinin tarzı ve çekim teknikleri çok hoştu. Kızların salakça muhabbetti sayesinde ilk defa bir katilin tarafını tuttum. Alıştığımız gore sahneler yoğun olmamasına rağmen herhalde sinema tarihinin en iyi otomobil kazası da bu film de yapılmıştı, çok beğendim. Cast seçimi özellikle ilk bölümde çok iyiydi. Tarantino tarzını seviyorsanız çok keyif alacağınız bir film sonu ise matrak.