bugün

şimdiye kadar türkiye de oynamış en iyi basketbolcudur.
(bkz: tofaş sas)
bu güne kadar türkiyeye gelmiş en iyi basketbolcu!!! oyunu hiç bırakmaması kendisinin dişında tüm takımı da oynatarak nekadar iyi bir oyun kurucu olduğunu gösterdi! ah yazık oldu be o takıma...
turkiye de oynadigi yillarda tofas i sampiyon yapmis,avrupa'da ise yapabildigi kadar tasimistir.
tofasın 1 numaralı pozisyonunda oynayan 2kez şampiyon yapan amerikalı guardı. dış şutları faul yüzdesi asistleri içeri driplingleri tam anlamıyla süper olan rivers nba klasında basketbol izlettiriyordu bizlere. üstelik tofasta oynadığı dönemde yaşı ilerlemiş olmasına rağmen 38-39 dakika ortalaması ile çok fazla sorumluluk üstleniyordu ve o dönemde milli takımın da guardı olan cüneyt erden fazla oynama şansı bulamıyordu. taraftarlar olarak onu hep önünde eğilerek riiivers riiivers diye çağırıyorduk. tofas kapandıktan sonra olympiakosta oynadı
tam adı david lee rivers olan basketbolcu..20 ocak 1965 doğumlu..1988 yılında los angeles lakers takımı tarafından ilk turda draft edildi..1998-1999, 1999-2000 sezonlarında tofaş'ın o süper kadrosunda başroldeydi..

(bkz: rashard griffith)
(bkz: mehmet okur)
(bkz: steven rogers)
(bkz: alper yılmaz)
bursa'da öğrencilik yaptığım dönemde çıplak gözle izleme şansını yakaladığım ve 2 sezon boyunca bursa'da oynadığı nerdeyse bütün karşılaşmaları izlediğim atatürk spor salonunun yolunu ezberlememe neden olan beyefendi,kaliteli,lider ve arabasıyla kaza yapmasına rağmen bişey yok deyip maça gelecek kadar profesyonel basketbolcudur.
basketbolculuğunun yanısıra işadamıdır , tofaşta oynadığı dönemlerde italyada fabrikalarının olduğunu hatırlıyorum.
türkiye gelen en iyi yabancı basketbolculardan birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğim, galatasaray'daki hagi vakası gibi, tasını tarağını toplayıp, olympiakos'dan tofaş'a gelmiş, kaldığı iki sezonda da, iki şampiyonluk kazanmış, özellikle cine5'in avrupa ligi'ndeki maçları şifresiz verdği dönemlerden kalma cska ile oynanan ve de, tofaş'ın 90-85 kaybettiği maçta, yamulmuyorsam 45 sayı atan, tüm takımın yarısından fazla sayı atabilme potansiyelini gösterebilmiş, 1965 amerika doğumlu, birebirde de, şutta da süper yetenekli, tofaş'ın tofaş olduğu zamanlardan kalma, efsane olmuş süper ötesi basketbolcu..
20 Ocak 1965 tarihinde New Jersey eyaletindeki Jersey şehrinde doğan David Lee Rivers bir amerikan Basketbol oyuncusudur. O Notre Dame üniversitesinde okumuştur.1986-1987 yıllarında All American seçmelerinde üçüncü , 87-88 yıllarında ise ikinci takıma girmiştir.87-88 yıllarında yardımcı kaptan olmuştur. Okul tarihinde 2.058 sayı ile dördüncü, 586 sayı ile(asist) ikinci olmuştur.Ayrıca 201 ile şimdiye kadar top çalmada en iyi ikinci dereceyi yapmıştır.Top çalmada ortalama 1.7, oyunlar başladığından beri ikinci (116) asist ortalamsında dördüncü(5.0 apg)ve üç sayılık yüzdesi %40, oynanan oyunlarda dokuzuncu(118) üç nokta alan sayı yapımında şimdiye kadar ki en iyi 11. ve üç nokta alan sayı derecelendirmelerinde 13. dür.1987 NCAA tüm bölgesel takımlar şampiyonasında seçilmiştir.
Fighting Irish, üyeliği yanı sıra dört monagram kazanmıştır.

1988 NBA Draft ın birinci turunda Los Angales Lakers a 25. sıradan seçilmiştir.
kaynak: nbatr.com
1998 ile 2000 yılları arasında Tofaş basketbol takımının formasını giymiş bir dünya yıldızıdır. Petar Naumoski, Larry Richard, Marko Milic, * Conrad McRae, Rashard Griffith, Henry Turner, Mahmoud Abdul Rauf gibi isimlerle birlikte ülkemize gelmiş en iyi basketbolculardan birisidir. Anlık şovlar yerine istikrarı tercih eden bir sporcudur, takımını her zaman çok iyi organize etmiş, disiplini hiç elden bırakmamıştır. O yılllardaki Petar Naumoski ve dolayısıyla Efes Pilsen klasiğine büyük darbe vurmuş ve takımını iki yıl üst üste şampiyon yapmıştır.

Cska ile oynanan bir euroleague maçında son derece normal * bir oyun oynarken, maçın sonlarına doğru rakip oyuncular ve hakemler tarafından damarına basılınca birden çıldırıp nerdeyse eline geçirdiği her topu sayı yaparak maçı 40 küsür sayıyla tamamlaması * * ve bir Fenerbahçe maçında Mahmoud Abdul Rauf ile giriştiği sayı düellosu * * hafızalarda yer etmiştir.

Tofaş'ın basketboldan çekilme kararı alması ile Olympiakos'a transfer olmuştur, kendisini izleme şansı bulan basketbolseverlerden birisi olduğum için kendimi şanslı hissetmekteyimdir.
herkes onun ne kadar iyi olduğu konusunda hemfikir. izleyenler de onu izleme ayrıcalığını yaşadığı için mutlu. bunların hepsine katılıyorum. benim rivers ile ilgili özlediğim bambaşka birşey. önce kapalıda bir sesizlik olması, ardından bütün tribünlerin ellerini havaya kaldırması ve "rivers, rivers, rivers" nidaları eşliğinde onun önünde eğilmesi... o saygı duyulası beyefendi bir basketbolcu. onu izleme fırsatını yakaladığım için çok şanslıyım çoookkkkkkk...

edit: bi de doğum günlerimiz aynıymış çok mutlu oldum vallahi..
1965 doğumlu,185 boyunda olan ve türkiye basketbol ligin de oynamış en iyi yabancı basketbolcudur. 1988 yılında nba draftının 25 sırasında seçilmiştir. Ancak kendisini nba den daha çok avrupada duyurmuş efsanevi guartır.Hatta tek başına Olympiakos'u şampiyon yaptığı söylenmektedir. Euroleague de oynadığı takımlarda sahip olduğu bazı istatistikler şöyledir.
Minute Point Rebounds Assist Steal
1996-1997 Olympiakos 38 17,2 3,4 3,4 2
1997-1998 Teamsystem 36 13,9 2,7 2,4 2,9
1999-2000 Tofas 37 19,8 3,5 4,9 2,1
2000-2001 Olympiakos 26 9,6 2,3 2,2 1,6
tofaş tribünlerini coşturan ve tofaş ın şampiyon olmasına büyük katkısı bulunan, yalnız kendisi değil takımınıda oynatan türkiye de oynamış olan en iyi guardlardan birisidir.
tofaş seyircisinin her maçta kendisi için yaptğı tapınma hareketi ile hatırladığım, izmirde öğrenci olduğum dönemdeki şampiyonluklarından sonra fuarda yapılan türkiye rallisini bırakıp arkadaşlar ile tezahurat yaptığım türkiye'ye gelmiş en iyi oyuncu.
yanlış hatırlamıyorsam, türkiye basketbol ligleri tarihininde treple-double'a en çok yaklaşan oyuncudur. 15 sayı, 11 asist, 9 ribaund.

edit: mark dickel bir kere yapmış triple-double'ı. yamuldum yani.
zamanında tofaş maçlarına gitmemizin sebebi. bütün oyuncular tribünlere çağrılırdı. o en sona bırakılırdı. sonra herkez ellerini havaya kaldırıp, öne doğru eğilerek rivers rivers diye bağırmaya başlardı. çok güzel olurdu.
şampiyonluk gibi bir sevincin ilk defa tarafımdan tadılmasına neden olmuş, efsane tofaş kadrosunda bulunan ve kobeyi andıran tarzıyla türkiyedeki basketbolseverlerin ilgisini çeken hakikaten efsane basketbolcu. atatürk spor salonu önüne heykeli yapılası...
1999'da mahmoud abdul rauf'la düelloya giriştikleri basketbol maçı tüm zamanlarda en keyif aldığım spor müsabakasıydı. tabak, miliç, rashard griffith, david rivers, abdul raouf, mehmet okur, ibrahim kutluay aynı sahada. bir basketbol manyağı başka ne isteyebilirdi ki?

(#709740)
2010 fiba dünya şampiyonası'nın izlemek için yıllar sonra tekrar türkiye'ye gelmiş, bu akşamki sırbistan maçında da tribünde olacakmış üstad.

[http:// http://www.fanatikbasket.net/blog.asp?id=587]
zamanında türk basketbolunun alex de souza sı olan basketbolcu.
türkiye basketbol ligine gelmiş en büyük winner
fast break atarken arkasından gelen serkanın önüne topu bırakıp, hücumun bitişini görmeden arkasını dönüp gitmesi bugün gibi aklımda...

son olarak 98-99 sezonu tofaş-efes final serisiydi.. rivers la noumoski nin maç içindeki üçlük çekişmesi süperdi.her ikiside kaçırana kadar attılar ve noumoski 3.yü kaçırınca rivers ta 4. üçlüğü denemedi bile..
yakın zamanda beşiktaş'ta oynamış deron williams ve efes'e çok şey vermiş petar naumoski ile beraber türkiye'ye gelmiş en baba basketbolcu. naumoski çok olumlu katkılar yapmıştır takımına. lakin bahsettiğim 2 isme göre basket tekniği açısından altta kalır.
rivers, rivers olduğu dönem çok can yakmıştır çook.
unutulmazdır ziyadesiyle.
basketbolumuza katkısı bakımından naumoski ve mrsiç'le beraber en iyi yabancı oyuncular arasında yer alan eski basketbolcu.
bir zamanların tbl efsanelerinden. 2010'daki dünya şampiyonasında da ülkemize gelmiştir izleyici olarak.
zamanında yokluk zamanlarında türkiye'de iyi oynadığından efsane olarak anılan tırt basketçi. şimdi ikinci ligde bile onun gibi basketbolcu var. futboldaki nobre gibi fırsatçıydı. bi özelliği yoktu yani.