bugün

(bkz: cumhur cumhur degil ki başkanını seçsin)
bahsedilen halk türk halki olunca "aman yok kalsin" dedirten durumdur. zira gördük sectiklerini. halkin sectikleri sayesinde bu adamlar cumhurbaskanligina aday oldu, gökten inmedi ki..
halkından korkan insanların bir yanlarının tutuştuğu önerme.

demokrasinin gereği.
demokrasinin gereği demek için konuya uzaylı zekiye konumunda bakmak gerekmektedir. geniş yetkileri olan bir c.başkanı ve yürütmenin başı olan başbakanı farklı tarihlerde seçen bir halk oyu sonucunda, bu iki kurum arasında nasıl bir çatışma ve "milletin iradesini temsil etme" şeklinde bir rekabet yaşanacağı acaba bu seçimi isteyenlerin farkında oldukları konu mudur....
bundan sonraki seçimleri olması beklenen ve milletimiz için faydalı olduğuna inandığım seçim tarzıdır. meclise giren partilere oy vermeyen vatandaşlar için de temsil edilme şansı olabilmektedir. yani en nihayetinde 2 aday arasından birini seçebileceklerdir. ayrıca cumhurbaşkanı farklı görüşten hükümet başka görüşten olur ve bunlar çatışma yaşar tezininin geçerli olduğunu düşünmüyorum. zira bundan önce bütün hükümetlerle cumhurbaşkanı farklı siyasi görüşlere sahipti. bundan önce paşalar gibi oluyorsa bundan sonra da olur.
belki bu yolla cumhuriyeti savunduğunu düşünen zihniyet; halkın büyük tepkisini aldığı söylenen abdullah gül'ün cumhurbaşkanılığına karşı çıkmak için ne sebebler ortaya atacaktır diye düşündüren yoldur...
keşke öyle birşey söz konusu olsa. gerçi bu hükümeti de başa biz getirdik nasıl birşey bu anlamıyorum bakınca kimse akp istemiyor ama nerdeyse mecliste ki tek parti akp yani yine biz seçtik. akp meclise girerken acaba nerdeydi bu halk!!!
hedef saptırma kategorisinde incelenebilecek konudur. an itirbariyle.
(bkz: cumhurbaskani adaylarini halkin belirlemesi)
meclisi kim seçti halk seçmedi mi_? meclise seçtirmeyip halka seçtirmek demokrasi midir _? demokrasiyi ihlal etme yada tanımlama hakkı tsk'nın elinde midir_?

(bkz: demokrasiyi yeniden tanımlama gereksinimi)
erdoğan'ın önerisi sonucu chp'nin dansözlüğü ortaya çıkmıştır. cumhurbaşkanlığı için daha önce olmayan 367 katılım oranını uydurdukları gibi ; bu sefer de halkın iradesinden korkar duruma gelmişler..
edit : adındaki halk kelimesini acil kaldırması dileğiyle...
meclisin islevsizlesmesine, hükümet ve devlet'in uyumunu bozacak olan önerme.

(bkz: türkiye nin içe kapanmasi)
daha iki gün önce meydanlarda cumhurbaşkanı halk seçsin diyenlerin akıllarının ucundan geçmeyen, gerçekleşmesine az kalan olay..

(bkz: ne emmeye geliyosun ne gömmeye)
devletle halkın bütünleşmesi açısından çok önemli bir işlev görecektir. aceleye getirilmesi ve muhtıra sonrası gelmesi ironik olsa da doğru doğrudur.
adayların belirlenmesi hakikaten önemli bir konudur, ancak her milletvekiline direkt aday olabilme hakkı tanınır, partiler dışından aday olmak isteyenler genel seçimlerde bağımsız aday olur milletvekili seçilirler böylece adaylık şansı kazanabilirler,
meclis dışından aday olmak isteyenler için de düşük bir miktarda milletvekilinin imzasıyla aday olabilme şansı tanınır, bu rakamın şimdiki gibi yüz küsür yerine meclis mevcudunun yüzde 5 inin imzasıyla sınırlandırılabilir, gayet de güzel olur....
erkan mumcu'nun yaklaşık bir yıldır önerdiği seçimdir... 1 mayıs 2007 tarihli akp myk toplantısının sonucunda da rte'nin kasıla kasıla sanki kendi fikriymiş gibi kullandığı samimiyetsizliği çok net olan açıklamanın sonucunda anayasa değişikliği ile gidilecek seçimdir. ayrıca, bazı yazarlarımızın dogmatik şekilde bağlı olduğu rte'nin bu çıkışı karşısında, rte'nin bu açıklamasına "eleştiri getirecekler mi, yoksa getirmeyecekler mi?" diye de sordurtan seçimdir... keza; 4,5 ay önce, bu fikri ortaya atanlar hakkında "bi taraftarı tutuşan" tabiri kullananların, öneriyi "saçmalık" olarak görenlerin (#1020973) şimdiki surat hallerini çok merak etmekteyim... eğer sözlerinin arkasındalarsa akp'nin bi tarafları hakikaten tutuşmuştur... keza rte bu seçimle alakalı kendi seçmenlerini ters köşeye yatırmıştır...

işte aldatılmak böyle bir şey... biz söylüyoruz "rte'nin bir dediği, bir dediğini tutmuyor" diye, ama yok... hükümetimize yönelik bu menfur saldırılar bıdı bıdı bıdı...
şunu belirtmek de gerekir ki, 5+5 fikri her ne kadar mantıklı gibi görünse de cumhurbaşkanının tarafsız kalması ve güçlü siyasi partiyle bağını koparabilmesi için tek bir kez seçilmesinin daha doğru olduğu kanaatindeyim, yani cumhurbaşkanı bir sonraki seçimi düşünerek politik davranmak zorunda kalmamalı, parti ve kitle kaygıları gütmemeli, bu nedenle cumhurbaşkanının tek seferliğine seçilmesi en doğrusu olacaktır.
bu kadar aceleye getirilmese çok daha güzel olacak hadise. nitekim her ne kadar baykala bok atilmaya çalişilsa da baykal bunu aylar aylar öncesinden söylemişti. o zaman bunun karari alinsa çok daha mantikli bir iş yapilmiş olacaktı, halk daha bilinçli karar verebilecekti. su anda ise akp mazlum politikasıyla, "ne muhalefet, ne ordu, kimse beni sevmiyo anne" tribiyle, bakin halk seçsin diyorum, ülke gerilmesin diye uğraşiyorum yalanıyla, ülkeyi gerim gerim gerdikten sonra karar verdiği hede.

chpye bok atmak için gölgede bekleyenlere gün doğdu, akp yine çok akıllıca oynadı. işin acı yanı hala bu oyunlara kananların olması.
şuurlarını yitirdikleri konusunda şüphe duyduğum bir güruhun, bir süredir basiretsizce üzerinde ısrar ettikleri durum.. zaten 2002 seçimlerinden beri gündeminde manyakça başkanlık sistemi bulunan malum partinin ekmeğine yağ sürmektir bu ötesi berisi yok..

bir kere sistem tamamen değişecek böyle bir şey olursa.. yarı-başkanlık sistemine mi geçeceğiz yani? başkanlık sistemine mi yoksam amerika gibim.. üstüne, cumhurbaşkanının, başbakanın, parlementonun görev ve yetkileri yeniden tanımlanacak filan..

hem daha düne kadar, cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlanmalı demiyor muydu bu kasımpaşa canavarı? şimdi, cumhurbaşkanını halk seçmeli diyor.. * * * başkanlık sistemleri başkana çok yetki vermez mi zaten.. ben mi yanlış biliyorum.. hem başkanlık sistemi diyor, hem halk seçsin diyor reis-i cumhuru, hem yetkisi sınırlansın cumhurbaşkanının diyor.. diyor diyor ne diyor!? abow bu ne yaman çelişki! *
düşüncesi bile deniz baykal'ı ve chp'yi yerinden hoplatacak bir olayken, gerçekleşmesine ramak kalmıştır. zira bugüne kadar tbmm'de (öyle veya böyle) sol görüşlü adaylar çıkarılıp cumhurbaşkanı olabiliyorken ve de ülkemiz seçmeninin sağ-sol oy tercihleri en iyimser tahminle %70-%30 iken, cumhurbaşkanının halkın seçmesi durumunda bir daha sol görüşlü bir aday cumhurbaşkanı olamayacaktır. bunun farkında olan baykal da bu teklif gündeme gelince şimdi çamura yatmaktadır.

--spoiler--
Baykal, "Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ya da 5 artı 5 formülü ile gelirlerse yaklaşımınız ne olur?" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Hükümetin cumhurbaşkanı seçme girişimi başarısızlığa uğrayınca, bu konuda anayasayı zorlayıp anayasa duvarını da aşamayınca, şimdi (sistemi değiştirelim istediğimi o şekilde elde edeyim) arayışına girdiğini görüyoruz. Aynı mücadele, aynı arayış bu defa anayasanın cumhurbaşkanı tanımını ve sistemini değiştirerek sürdürülmek isteniyor. Bu, çok sağlıklı bir yaklaşım değil."
--spoiler--

kaynak: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=238254

ee hani siz meydanlara ve meydanlarda toplanan halka güveniyordunuz, ne oldu şimdi?
deniz baykalı hoplatacağı kesin eylemdir, lakin deniz baykalın solculuğunu bir tarafa bırakırsak zaten sorun solcu cumhurbaşkanı seçilemeyeceğinden ziyade deniz baykalın kendisinin seçilemeyeceğidir, iki turlu seçimde sol cenahı temsilen deniz baykal çıksa diğer adamın yüzde 70-80 arası oyla seçileceği kesindir,
ancak şu unutulmamalıdır ki iki turlu seçimlerde kişiler ön plana çıkar ve halka sempatik, karizmatik, güvenilir gelmesi ideolojik görüntüsünden önce gelir, mesela deniz baykalın yerine yılmaz büyükerşen, erdal inönü ve hatta ben bile aday çıksak * muhtemelen daha fazla oy alırız.
öte yandan ahmet necdet sezer i solcu kabul edersek ondan önce süleyman demirel, turgut özal, hatta kenan evren bile sağcı değil miydi?
başkanlık sisteminin tanıtımı için projeler ortaya koyan çeşitli ngo'Ların etkisinde kalmış erkan mumcu'dan da destek gören eylem. türkiye'nin en "cumburlop" sistem değişikliğini sağlayacaktır.

elindeki yüksek yetkileriyle cumhurbaşkanı, eğer bir de halk tarafından seçilirse meclis'e eş, hatta ondan daha yüksek bir hüküm yetkisi olacaktır. astığı astık, kestiği kestik olacaktır ve bu nedenle doğrudan siyasete kayma olasılığı artacaktır.

amerika'daki başkanlık sisteminin bir öncülü olacak bu yaklaşım eğer gerçekleşirse, hareketli günler geleceğe benzer.

şu an için chp ve dyp biraz çekimser gözükmekte. belki gün gelir alışırlar.
bir yerden başlanması gerekirdi bu uygulamaya, ilk zamanlar elbette biraz farklılaşma olacaktır ancak zamanla oturacaktır ve muhtemelen fransada olduğu gibi cumhurbaşkanı dışişleriyle koordineli çalışarak bir tür dışişlerinden sorumlu olacak içerdeki yetkileri de kısıtlanacaktır, fena da olmaz..
meclis seçemiyor cumhur seçemiyor o zaman en güzeli;
(bkz: cumhurbaşkanını chp seçsin)
edit : erkan mumcu benden önce söylemiş.
akepe'nin istediği adayı seçtirememesi sonucunda ortaya attığı önerme.
eğer abdullah gül'ü cumhurbaşkanı yapabilselerdi cumhurbaşkanını halka seçtirme gibi bir önerileri olmayacaktı. madem halkın cumhurbaşkanını seçmesini istiyorlardı dört buçuk yıldır nerdeydiler. madem çok samimi idiler hiç cumhurbaşkanlığı seçimine geçmeden, anayasa mahkemesine gitmeden, e-muhtıra yemeden önce bu öneriyi ortaya atsalardı. ama amaç halk dalkavukluğu yaparak kendi adaylarını (milli görüşçü) cumhurbaşkanı yapmaktır.

ayrıca cumhurbaşkanlığı seçiminin halka yaptırılmasının bazı sakıncaları vardır:

şu anki anayasayal durumda eğer cumhurbaşkanı'nı halka seçtirirsek yürütmede ikibaşlılık doğacaktır. hem cumhurbaşkanı hem de hükümet halkın oylarıyla geldiğini iddia edip asıl iktidarın kendileri olduğunu iddia edeceklerdir. seçimlerin hemen ardından bir meşruiyet tartışması yaşanacaktır. doğabilecek ikibaşlılığı ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler ise hükümetin önerdiği seçin zamanı olan 24 haziran'a yetişmeyecektir.
halkın seçmesi yönünde ezici bir çoğunlukla oy verilmiş sonuca sahip ankettir.

http://www.ntvmsnbc.com/m...asp?GroupID=70&Type=1

oysa : (#1595432)