bugün

ingiliz kemalettin tuğcu.
oliver twist ve great expectation ın yazarı.

ingiliz edebiyatı dersinde bi laf edince hocamız tarafından: kesin densizler,
ondan iyi mi bileceksiniz de eleştiriyorsunuz denilen yazar.
iki şehrin hikayesi (a tale of two cities) adlı romanı mutlaka okunması gereken kitaplardandır. ayrıca büyük umutlar kitabı da (great expectations) tavsiyedir.
görsel

Bu adama cidden saygı duyuyorum.
adamda ingiliz forvet adı var amk..
sanki evertonda oynuyor. .
paris'te olduğunda ve acıklı başyapıtları üzerinde çalışmadığı zamanlarda Paris Morgunda vakit geçirmeyi tercih ederken, Paris’te değilse Thames Nehri’nde görev yapan polislerle birlikte intihar edenlerin cansız bedenlerini aramak gibi hobileri olduğu söylenen ingiliz yazar.

kaynaklar;
http://historybuff.com/ch...ding-lazy-sundays-morgue/
https://www.theguardian.c...ainsection.fromthearchive
"Yaşayabilmek için her şey vardı önümüzde ve yaşayabilmek için önümüzde hiçbir şey yoktu."
Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.
(bkz: david copperfield)
7 şubat 1812 yılında doğmuştur. burcu kovadır.
edebi üslubu: gösterişli, görkemli ve epizodiktir.

kendisinin çağdaş rakipleri: edgar allen poe ve william makepeace thackeray'dır.
iki şehrin hikayesi gibi bir sanat eserinin yaratıcısıdır.
19.yy fransız ihtilali zamanının fransasını ve kültürünü iyi anlatan yazar.
Hiç ilginiz yoksa bile iki şehrin hikayesini muhakkak okumalısınız. Döneminin Stephen King'i.

Dickens'la aynı dönemde yaşamış "kıskançlar", Dickens için de "edebi dili zayıf, sırf para için yazıyor, çok avam, halkın anlayacağı dilden yazdığı için basit" gibi onlarca saçma sapan eleştiri getirmişler, ama şu anda klasikleri, okullarda başyapıt olarak okutuluyor.

Ayrıca tefrika tarzı romanların yaratıcısıdır.
iki şehrin hikayesinde geçen iki şehir Londra ve Paris 'tir.
Lisede yazılı için okuduğum “iki şehrin insanları” kitabının yazarıdır. Fransız ihtilalcini ayrıntılarıyla beraber güzel anlatan bir kitap Ve yazardır.
Dickens öldüğünde;Londra bir savaş kaybetmişçesine dehşet içindeydi...
Stefan zweig
tüm gençliği babasının borçlarını ödeyerek geçti, ailesine tek başına baktı, okula bile gidemedi ama dünyanın en iyi yazarlarından biri oldu.
acilen iki şehrin hikayesini okumam gerekiyormuş gibi hissediyorum. iki haftadır her yerde konusu yada kendisi geçiyor. bana herşey iki şehrin hikayesini çağrıştırıyor. bak bugün de burada charles dickens.

şüphesiz okunması gereken kitap jcma'yı tekrar buldu.

not:teslanın kankası dickens mıdı?
dünya klasiklerinden olan ''iki şehrin hikayesi'' adlı romanı başyapıt olan yazar.
ingiliz yazar ve toplum eleştirmeni.
Toplumcu kimliğiyle Eserlerinde ezilmişliği ele alması itibariyle Solcu; romanlarında her şeyi kaderle açıklaması ve olayları büyük tesadüflere dayanması itibariyle de biraz dindar olduğunu düşündüğüm toplumcu yazar.
iki şehrin hikayesi eseriyle nirvanaya ulaşan ingiliz edebiyatı denince akla ilk gelen yazar ve eleştirmen. Eserlerinde toplumun değişimini sık sık eleştirdiğini, insanların güce ve paraya ulaşınca çok çabuk değiştiğine değindiğini görebiliriz.

Dickens sanayi devriminin toplum üzerindeki yıkıcı etkisini, köyden kente göç eden insanların sonradan görgüsüzleştiğini net biçimde vurgulamıştır (bkz: büyük umutlar).

--spoiler--
Bu dünyada bir diğerinin yükünü hafifleten hiç kimse faydasız değildir.
--spoiler--
Romanları tamamlanmış halde tek kitap olarak değil yazdıkça fasikül fasikül yayınlamıştır. ingiltere'de bu nedenle romanların konuları o dönem hep gündem olmuştur. Bu fasikül fasikül basmak yamulmuyorsam genel bir adetti yazarlar tarafında. Belki de yayıncılar böyle istiyordu. Ufak cüzi miktarlara alınabilen bu fasiküller daha ticariydi sanırım..
Türkiye’nin Orhan Kemal’i , Britanya imparatorluğu’nun ,Victoria dönemini her açısıyla romanlarına nakşetmiş ingiliz romancı.
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü; hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku. Aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi; hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı...
hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu."

(bkz: iki şehrin hikayesi)