bugün

cesare pavese 9 eylül 1908'de italya torino'da doğdu. 1914'de babası beyin kanserinden öldü. lisedeyken tek yakın arkadaşının intiharı, yine aynı zamanlarda başka bir öğrencinin kendini öldürmesiyle; "intihar" O'nun için saplantı haline geldi. torino üniversite'sinde edebiyat okudu ve bir çok ünlü yazarın eserlerini italyanca'ya tercüme ederek edebiyatta çığır açtı. "la cultura" adlı bir dergi çıkarmaya ve bu dergide yapıtlarını yayınlamaya başladı. üniversitedeki son yıllarında beş yıl süren ve sonu hüsranla biten aşk ilişkisinin sonunda iyice karamsarlığa gömülen pavese bir çok romanyazmış ve türlü edebiyat ödüllerine layık bulunmuştur.
(bkz: kendini öldürenler)*

Karanlığa

Karanlığa ve diri serinliğe gömülü alandaki bahçe.
Gecenin karanlığında devliğini yitiriyor
yüzlerinin arasından ışıklar sızan evler.
Geçmiş göklerin derinliğinde, yıldızlar arasında
ürkünç çöl. Büyük ve parıltılı ateş sağırlaşıyor
ulaşarak bu karanlığa. Sessizliktir burası,
bir gömütlüğün koca kımıltısızlığı
Gürültüler ve ışıklar
ağaçların ötesindeki uzaklığa ulaşıyor.
Capcanlı ışıklar fışkırıyor karanlığın içinden,
uluyor kendinden geçmiş sevinçli sesler
o üzünçlü ayrılışta.
Boğuk ulaşıyorlar dipsiz karanlıkta ölmeye
yine delicesine yaşama aşkıyla
solgun intiharlar gibi.
Dinlemek geçmiş tutkuları,
yürekte ve gecede tırmanışlarını
toprağın ıpıslak kokusu üzerinde.
isteğin tanınmadık bir bitkisi
sessizliğin ve karanlığın göğünde kapalı.
Karanlıkta ateşin göverişi
ağaçların arasında kanayan o kızıl ışık gibi

Soğukluk

Ateşli bir sevi gibi yeşeriverdi acılanarak
ateşini seyre dalan bir kin. Bir yüz,
bir ten sevişmişcesine.

Öluverdi teni çinlayan sesleri dünyanın.
Bir titreyiş kapladı varlıkları. Tümüyle
bir sese asılı kaldı yaşam.
Acı bir esrime içinde geçiyor günler
yüzümü soldurarak geri gelen sesin
üzünçlü okşayışında. Yeniden çınlayan
ve bizim için bir kez daha acımasız
anıda tatsız değil bu ses.

Ten titremiyor ama. Onu sadece bir
sevi tutuşturabilirve bu kin arar.
Tümüyle varlıklar, sesler ve dünyanın
teni yerinde tutmuyor o gövdenin ve gözlerin
yanıp tutuşan okşayışının. Kendini yıkan
acılı esrimede her gün yeniden bir bakış
ve kırık bir sözcük buluyor bu kin.
Ve yakalıyor orada, doyumsuzca,
bir seviymişcesine