bugün

ehli sünnet inancına göre (yani bildiğimiz yaygın, hadisleri referans alan islam inancı), günahları sevaplarından fazla olan müminler bir süre cehennemde azap çekecek, sonra da cennete alınacaklardır. kuran a göre ise; günahkar insanların cehennemde biraz yanıp sonra da cennete alınması gibi şeyler yoktur. bunlar hadis uydurmalarıdır:

müminûn 102: kimlerin (eylemlerinin) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

müminûn 103: kimlerin tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde sürekli kalanlardır.

yani iyiliği fazla gelen cennete, az gelen de cehenneme gidiyor. olay net.

kuran; günahkar inananların cehennemde az pişip sonra cennete alınacağı inancının daha önce kitap verilenlerde de olduğunu haber veriyor:

bakara 79: kitab'ı elleriyle yazdıktan sonra onu ucuz bir fiyata satmak için onun allah'tan olduğunu söyleyenlerin vay haline. ellerinin yazdığından dolayı vay haline onların. kazandıklarından dolayı vay haline onların! (burada; elleriyle hadis kitapları yazıp, sonra da metluv/gayri metluv vahiy gibi kavramlar uydurup, hadislerin de allah tan olduğunu iddia edenlere de bir mesaj var. zira incil bildiğimiz hadis kitabı dır; isa peygamberin sözlerini ve yaşadıklarını konu alır. bu apaçık olmasına rağmen hristiyanlar yine de incil in kutsal olduğuna, ilahi olduğuna inanırlar. hadislerin vahiy olduğunu söyleyen anlayışla aralarındaki benzerliği görebiliyor musunuz?)

bakara 80: "sayılı birkaç gün dışında ateş bize değmeyecek," dediler. de ki: "allah'tan böyle bir söz mü aldınız -ki allah verdiği sözden dönmez- yoksa allah adına bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?"

bakara 81: günah işleyip suçu kendisini kuşatan kimseler ateş halkıdır; orada sürekli kalırlar.

bakara 82: inanıp erdemli bir hayat sürenler ise cennet halkıdır; onlar da orada sürekli kalırlar.

büyük günahlardan kaçınmak diğer günahları örtecek kadar erdemli bir iştir:

nisâ 31: eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere sokarız.

şirk ahirette affedilemeyecek tek günahtır :

nisâ 48: allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını dilediğine bağışlar. kim allah'a ortak koşarsa çok büyük bir hakaret etmiş olur.
odun olsa kibritin, kibrit olsa odunun olmadığı yer.
(bkz: ateş seni cagırıyor)
öncelikle korkan varsa korkmasın rahat olsun.insan vücudu 800 santigrat derecenin üstündeki sıcaklıkları hissetmez.ben demiyorum,kanıtlanmış bişi bu.
ikinci olarak yeryüzünde 80 milyar insan yaşamıştır.sayı şu an 6 milyarın biraz üstünde.geriye kalanların büyük çoğunluğu milattan önce yaşadı.yani 50 milyar insan.tüm bu insanların suçu doğaya inanmak mıydı?bakire kız kesmek miydi niye onlar da yanıyo?'tabi bunun ayarı yapılmıştır',diyeceksiniz.fakat dinler öncekini hiç hesaba katmaz.
öldükten sonra neden yanmaktan korkayım izlenimi veren sanal mekan. ölmüşüm zaten, en kötü ne olacak? bir daha mı öleceğim? eyvah eyvah.
cennetin aksine sizi hurilerin değilde zebanilerin hoşça karşılayacağı kazanlar odunlar türlü işkence metodlarıyla guentin tarantino ya bile oha dedirtecek atmosferiyle sonsuza kadar kalacağınız yeni eviniz.
pir sultan'ın ;

"cehennem dediğin dalı odunu yoktur, herkes ateşini kendi götürür." dediği yerdir...
(bkz: gidince varlığının ispatlanacağı yer)

(bkz: iş işten geçmek)
bir anne yavrusunu nasıl cehennem ateşine atmak istemezse allah ondan daha fazla istemezmiş.

yani şimdi ayet mi hadis mi bir din büyüğünün lafı mı bilemeyeceğim ancak din kültürü hocamızın zamanında ettiği aklıma kazınmış üç beş sözden biridir bu.

annem beni ateşe atar mı? kendi atlar yine de atmaz lan. yada ben çocuğumu atar mıyım? kendim atlarım yine atmam. e o zaman gereğinden fazla kaygının, huzursuzluğun, aman hedeyi hödö yapma, hödöyü hedeleme yanarsın, cehennem, ateş, azap, zebani, bööö deyip deyip insanları dinden soğutmanın mantığı nedir? din korku ve azapla değil, sevgi ve merhametle ilgili olmalı.. sen yaratıcıya sırtını daya, ona güven, onun affediciliğine güven ve elinden geldiğince doğru dürüst bir adam olmaya çalış. gerisini de o bilir.
(bkz: bebeğini barbeküde kızartan anne)

http://blog.mud-ti.com/bebegi-barbekude-yaktilar/
insanı rahatsız eden vicdandır.*
hammaddesi insan olan sıcak yer!
alternetif bir anne cevabı. sonunda ünlem bulunur.
inancını dayatmak isteyen akıl yoksunlarıyla cennette bulunmaktansa, içerisinde yer alıp odun olmayı tercih edeceğim azap bölgesi.
cennet yerine cehennemde bulunmayı tercih edenlerin kesinlikle gireceği sıcak ortam.
kalbinde zerre kadar imanı olan kişinin orada unutulmayacagının söylendiği yerdir.
kurana göre, günahkarların acıkınca zakkum yiyip, susayınca kanlı irin ve kaynar suyla susuzluklarını gidermeye calısacaklari ıslah evi.
bir anlamda ıstıraplı dünya hayatı da cehennemdir. egolarından sıyrılabilen ve içi yaradan aşkı ile yanıp tutuşanların kurtulacakları mekandır.
iskandinav rahiplerin olup olmadığı üzerinde tartıştıkları olgu.
cehennemin nerede olduğu ile ilgili bir yazı okumuştum. şöyleydi:
Mesela bir tohum örneğinden yola çıkalım. tohum, neyin tohumuysa içinde onun programını barındırır. incir çekirdeğinin içinde kocaman bir incir ağacı programı gizlidir. toprağa atarsanız yeşerir kocaman bir incir ağacı olur.
Cehennem de yerin merkezinde olabilir. Sıcaklık sıfır metreden çekirdeğe doğru gidildikçe inanılmaz artmaktadır.işte bu cehennem-i suğra(küçük cehennem)dir.Cehennem-i suğra cehennem-i buğra'nın(büyük cehennemin)çekirdeğidir. içinde cehennem-i buğra'nın programını taşır. uygun zaman ve koşullar oluştuğunda Yaratıcı onu tıpkı bir tohum gibi yeşertebilir.
Alın size cehennem
zıttının da kendisi gibi, aslında bu dünyada olduğu fenomen...
bir cok insanin ugrak mekani olacak yer. sicak daha da sicak olacak. atesin bedenimde olacak... velhasili allah dusurmesin, veyahut allah kurtarsin.
cehennem başkalarıdır. *
cehennem: ibranicedeki ''ge-hinnom'' sözcüğünden gelir. anlamı, ''hinnom vadisi''sir. yunancası ''gehanne''dir.

ge-hinnom (gehanna), ölümden sonra gidilecek bir fırın ve işkence yeri değildir.

isa ve havarileri, cahil kitleleri tanrı'ya inandırmak, sindirmek ve manevi yönlerini kolayca etkileyebilmek için: o dönemde herkesin bildiği ve gördüğü bu iğrenç yeri ''sembolik'' olarak kullanmışlar, bu işkence ve korku edebiyatında da çok da başarılı olmuşlardır!

hinnom vadisi kudüs'ün güney ve güney batısında, israil krallığında yaşayan insanların çocuklarını molek ve baal adlı bir puta kurban olarak, canlı canlı ateşe attıkları yerdir.

israil kralı yoşiya bu uygulamaya son vermiş, daha sonra hinnon vadisi çöplük ve değersiz insanların cesetlerinin atıldığı bir yer olarak kullanılmıştır.

bu insanlar çocuklarını baal ve molek için ateşe kurban etmişler ama aslında onlar cocuklarını ''cinlere'' kurban etmişlerdir. çünkü bu törelerin sahibi ve işkencenin yapılmasından sadistce zevk duyanlar kutsal metin'e göre ''tanrı'' değil, cinlerdir!

incil'de başlangıcta hinnom'a atma yani cehenneme atma simgesel olarak kullanılmış, zamanla ölümden sonra günahkar insanların gideceği bir yere dönüştürülmüştür.
öteki tarafın termal kaplıca tesisi.