bugün

Carl gustav adını alıp isveçli olmaması ile sasirtmis kişi. Aksi gibi isviçreli imiş. Hep karıştırılır.
Psikanalizde önde gelen isimlerden biri.Bu adamı rüyamda gördüm ve ağaca asılıydım veya o asılıydı, emin değilim. Sonra bana aslında tüm hepsi sensin dedi. Uyanınca dedim fenafillah'tan bahsetmedi neyse ki.
"açı doyurduğumda, hakareti affettiğimde, düşmanımı sevdiğimde...bunlar güzel erdemler.fakat ya dilencilerin en fakirinin ve suçluların en gaddarının kendi içimde olduğunu görürsem? ya şefkatime en muhtaç kişinin ve en azılı düşmanımın kendim olduğunu farkedersem? o zaman ne olacak?"
Yıllar önce yemiştim bu yemeği,

Sevdiğimden değil,

Mecburiyetten di.
sigmund freud' un zıt yönünde çalışmalar yapmıştır.
8 tane kişilik tipi ortaya çıkarmış çalış babam çalış.

Allahın yok mu senin insaf.
"Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder."
insanlar arasındaki benzerlik ve farklılıkları tanımlamak için kullandığı sekiz farklı kişilik kategorisiyle dikkat çekmiş, Freud ve Breuer ile birlikte psikanalizin öğretisinde önemli rol oynayan psikanalist.
üşüyoruz reyiz, arketipliler yalnız :(

t: üçlünün en değerli üyesidir.
Nat geo nun genius adlı 1.sezon dizisi Einstein'ı konu almıştır.ve o dönemlerde Einstein'in oğlunu tedavi etmeye çalışan genç bir psikiyatrist olarak karşımıza çıktığında çok şaşırmıştım.
Evet Albert'ın oğlu şizofrenidir.bunun babası yüzünden olduğunu düşünüyordu.
carl jung ile 1957 yılında yapılan bir söyleşi, türkçe altyazılı, gerçekten bu konuyla ilgilenen arkadaşlar için ufuk açıcı. izlemenizi öneririm.

https://www.youtube.com/watch?v=8CXHlEeMMEw
"Yaşamım, ortaya koyabildiğim bilimsel yapıtlardır. ikisi de aynı şey demek. Yapıtlarım, içsel gelişmemi ifade ettikleri için yaşam yolumdaki belli durak noktaları olarak değerlendirilebilirler... Yazdığım her şey, içsel bir zorunluluğun sonucuydu. Kaynakları da kaderimde olan bir zorlama. Yazdıklarım bana içimden saldıran şeylerdi... Beni harekete geçiren ruhun konuşmasına izin verdim..."

(bkz: dört arketip)
Kendini en iyi anlayacak kişinin yine kendisi olduğunu düşündüğünden yıllarca tahtadan oyduğu 5 santimetrelik bir insan figürüyle konuşan hatta ona şifreli mektuplar yazan psikoterapisttir. Daha sonraları kendisinin aslında bir başkası olduğu fikrine inanmıştır.

Kanımca psikoloji aleminde kendisinden daha gizemli ve üretken bir kuramcı yoktur.
fizik kitabı için paul davies- son üç dakika kitabını önerebilirim.
“Until you make the unconscious conscious, it will direct your life and you will call it fate.”
"Gerçeklik, benmerkezci fikirlerin sakin döngüsünün, güçlü bir duygu tonuna sahip fikirlerden, yani duygulanımdan dolayı, sürekli olarak kesintiye uğradığını görür. Durumu tehdit eden bir tehlike, sakince dolaşan fikirleri bir kenara iter ve yerine çok güçlü bir duygu tonu taşıyan diğer fikirlerden oluşan bir karmaşık yapıyı koyar. Yeni karmaşık yapı, daha sonra geri kalan her şeyi arka plana taşır. Bu zaman sürecinde en belirgin olanıdır çünkü tüm diğer fikirleri tamamen engeller; yalnızca durumuna uyan benmerkezci fikirlerin varolmasına izin verir ve belirli koşullar altında tam (anlık) bilinçsizliğin karşısında kendisine karşı gelen tüm fikirleri bastırabilir, ancak bu fikirleri güçlü olabilir. Artık en güçlü ilgi tonuna sahiptir”
isviçreli psikiyatrist. Uluslararası psikanaliz derneğinin ilk başkanı.
Kişisel olarak tam bir haysiyet fakiridir.

Mentor'una ihanet eden psikolojinin behlül'üdür. Yazıklar olsun.
“Eğer dünyada bir şeyler yanlış gidiyorsa bende de bir şeyler yanlış demektir.”
Evrensel ortak bilinc kavraminin mucidi.
Nankör herifin tekidir. Ewed.
Hiç kimse bir hastalık sonucu ölemez, çünkü aynı hastalıktan iyileşen veya o hastalığa hiç yakalanmayan insanlar vardır.
Carl Gustav Jung
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
afedersiniz siker, siker.

zorunlu tanım: isviçreli psikanalist. arketip kavramının marketing'den edebiyat teorisine, psikolojiden mitolojiye kadar geniş alanlarda kullanılmasının sebebi. cinyıs.
ilişkiler, evlilik ve eş seçimi hakkında şunları yazmıştır:

"carl gustav jung insanları dışadönük ve içedönük olarak ikiye ayırır.

her iki tip birbirini yanlış anlar. bir tip diğerinin yalnızca zayıf yanını görme eğilimindedir. bu yüzden dışadönük için içedönük tip, bencil ve sıkıcıdır. öte yandan içedönük ise dışadönük tipin gösterişçi ve yapmacık olduğunu düşünür.

açıktır ki bu davranış farklılıkları evlilikte de yanlış anlamalara ve sorunlara yol açabilir. ancak garip olsa bile, her tip için de karşıt tipten biriyle evlenme yönünde belirgin bir eğilim vardır. her biri, yaşamın kendisi için hoş olmayan yönlerinin öteki tarafından ortadan kaldırılacağını umut eder. sessiz, düşünceli adam kendisine işinde ya da mesleğinde ilerlemesini sağlayacak olan sosyal etkinlikleri düzenleyecek hareketli, pratik bir eş seçer. çekingen ve içine kapanık kadın, dış dünyaya dalıp gittiğinde karısını güven içinde evinde bırakıp gitmekten mutluluk duyan bir kocayı kendine çeker. her şey; çiftlerin kendilerine, yaşamın birçok gereksinimine uyum sağlamak, bir iş kurmak, bir aile kurmak ve güvenli bir parasal duruma ulaşmak gibi sorunları temek sorunlar olarak aldıkları sürece iyi gitmektedir. eğer bu düzeyde kalmaktan hoşnutsalar onlarınki (en azından yüzeysel olarak) ideal bir evlilik sayılabilir. fakat gerçek anlamda anlayış ya da eksiksiz bir hayat arkadaşlığı aradıklarında zorluklarla karşılaşacaklardır. 'her biri ayrı bir dil konuşur. biri için değerli olan şey öteki için değerliliğin yadsınması demektir.'

birbirlerinin ilgi duydukları (ya da sözde yeterince ilgi göstermedikleri) şeyleri ve arkadaşlarını eleştirmeye başlarlar. biri ötekini hareketlendirmeye çalışır, diğeri eşinin yerinde durmazlığından yakınmaya başlar. ikisi de yanlış anlaşıldıkları duygusuna kapılır, kendilerine acımaya ya da gerekli sevgi ve anlayışa sahip -en azından öye görünen- başka birini aramaya başlayabilirler. ne olduğunu anlamadan çatlak genişler ve iki tip birbirlerine karşıt bir durumda uzaklaşmaya başlar.

bazen hoşgörü ve diğerinin değerlerini kabul etme çabası -en azından bir süre için- aradaki uçurumu kapatacaktır. ancak jung'un belirttiği gibi çok büyük bir içtenlik görüntüsü altında yürütülse bile sonuçta genellikle şiddetli ve zehirli bir savaş çıkmaktadır. bu sorunun gerçek çözümü her ikisinin de kişiliklerinin büyük ölçüde geliştirilmesine bağlıdır. birçok olayda bu ancak psikolojik yardımla(tedavi) mümkün olabilmektedir."

kaynak: jung psikolojisinin ana hatları