bugün

hayal gücü.
yaraların kapanma hızı.
kucuk seylerden mutlu olmayi kaybetmek belki de en kotusu.

basardikca daha fazlayi istemek, basarilanlarin artik onemsiz hale gelmesi, daha acimasiz olmak, sevgiliyi sadece sevismek icin istemek...

insan bazen durupta fani seyler icin kendini parcaladigini farkettiginde, tekrar cocuk olup annesinin sirtina koydugu havluyla mac yapmak istiyor, ya da bakkaldan alinan leblebi tozunu oksure oksure yemek...
samimiyet.
dünyadan bi haber olma hissi, bayram sabahı heyecanları.
çocukken en sevdiğiniz kazaklar, gömlekler, pantalonlar...
hayata dair tepkilerimiz... zamanla alışırız, tepkiler sadeleşir. şaşkınlık ifadesi yavaş yavaş silinir. heyecan duygusu kalkar, bilirsin sonucu, bilirsin başına gelecekleri. susarsın zamanla...
bayram harçlıkları....
Geride bıraktığımız ayakkabılarımız artık küçük gelmeye başladılar bana..*
masumluğumuzdur aslında kaybettiğimiz.
yapmamız gereken önemsiz seçimleri kaybediyoruz. sorular hangi oyuncak daha güzel'den hangi meslekle daha iyi geçinebilirim, nereye bıraktığım numaradan iş için ararlar ki acaba'lara dönüyor.
renkler, coşku.
güven duygusu.
ağzına sıçtığımının düzgün vücut hatları.
yaşama sevinci.
içerik bulunamadı.
(bkz: beyin)
büyüdükçe çocukluğumuzda ki saflığımızı kaybediyoruz.
(bkz: masumiyet)
(bkz: umut)
(bkz: fındık burun)
esneklik. insan büyüdükçe vücudunun elastikiyetini kaybeder. inanmayan ayak baş parmağını ağzına sokmayı denesin.
(bkz: hayaller) ve (bkz: umutlar)
masumiyet ve hayallerdir. insan çocukken sürekli hayal kurar birşeyler yapmak ister ama hayat onu zorladıkça ve istediklerini vermedikçe ister istemez insanda isyan eder ortada ne masumiyet kalır ne de hayaller.
hiçbir şeydir.