bugün

bir büyük rakı masada durmaktadır ve müşterilerden biri alır şişeyi kapağını açmaya başlar...
garson: hop birader! napıyosunuz siz orda?
müşteri: ne demek napıyosunuz, rakıyı bardaklara dağıtıyoruz...
garson: yasak güzel abicim, yasak. burada satılan içkiler bölünemez, dağıtılamaz...
müşteri: allah belanı versin!
garson: nakit mi, kredi kartı mı?
yeni bir dönemin açılmasına sebep olacak uygulama. adam bir tek atıp evine gidiyordu. artık bir büyüğü devirdikten sonra, çarparak; (hır çıkarıp kırıp dökerek) toplayarak; (sızıp kalanları yerden kaldırarak) çıkartarak; (midesini boşaltarak) eğlenme dönemi başlayacaktır.
zibarana kadar ic, zikkim ic demek gibi uygulamaya.
ulan zaten 2 kadehten sonra dunyayi alan-satan, sıcan-sıvayan birden "tehlikeli" olabilen, cok ufak bir azinlikmis gibi milleti siseye tesvik etmek cok yanlis. nufusu mu azaltacaksiniz ne yapacaksiniz anlamadim.
belki sadece rakı olarak lanse edildi tvlerde ancak şimdi biz bardak vodka da mı içemeyeceğiz diye düşündürüyor. ya da bir kokteyl içmek için içindeki herşeyden 1 şişe mi almak zorundayız. bunu da üniversitelerdeki çene altı durumu gibi karambole mi getirmeye çalışıyorlar yoksa?

edit: *
bilindik mahalle bakkallarında yapılan, şişeden şişeye içki aktarma yolu ile yapılarak gerçekleştirilen satışın yasaklanması halidir. yoksa vatandaşın üç kuruşluk zevkine çökme yasası degildir.

bilenler bilir, bazı mahalle bakkalları, afedersiniz ama dişi eşşegin cinsel organına likit enjekte etmek suretiyle, perakendenin perakendesini yaparak 70cc lik rakıyı 4'e bolup sattıkları malumunuz. tamam halk fakir, talep bu yonde, fakat paran yoksa içmeyeceksin kardesim. adam oraya 4,5 ytl ye kötünün iyisi, bir şişe küp şarap koymus.

neyse, bu tip agresif çıkışlar yaparak efendi ve muhafazakar çizgimden ödün vermek istemiyorum. * hurriyet'in haberini de bu kadar ciddiye alıp birbirinize düşmeyin a dostlar!

haydi kalın sağlıcakla, sallanın salıncakla...
Yalan haber Hürriyeti başlığı ile köşe yazarlarınca özetlenen hadise.

Yalan haberin, yanlış haberden farkı bilinçli ve amaçlı olmasıdır. işte bir yalan haber örneği...
Dünkü Hürriyet gazetesinin manşetinde " Bir kadeh rakı artık yasak " yazıyordu kocaman harflerle.
Bugün yürürlüğe girecek yeni yasaya göre meyhanede, barda; kadehle içki almak mümkün olmayacakmış... Kokteyl içmek hayal olacakmış
Müthiş bir haberdi bu. Acaba bizim gazetede niye yoktu? Madem böyle bir yasa çıktı, niye haberimiz olmadı? içki sektöründen ekmek yiyenler niye ayaklanmadı?
Merakla okudum haberi.
5752 sayılı yasanın ilgili maddesi orada yazılıydı:
"YETKiLi olmadıkları halde, açık olarak içki satışı veya sunumu yapanlar ile satışa sunulan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri arz ambalajlarını bozmak veya bunları bölmek suretiyle satanlara 1000 YTL 10 bin YTL'ye kadar idari para cezası..."

" Ben yalanım " diye bağıran bir haber de yayınlanır mı birader! "
YETKiLi olmadıkları halde... " diyor yasa. Yani ruhsatın, belgen yoksa kadehle içki satamazsın.
işte bu kadar basit!
Yasanın bu maddesindeki amaç, belli ki mesela tezgâh altından kadehle içki satan büfe tipi girişimleri filan engellemek.

Böyle bir yalan haber nasıl yazılabilir?
Cevabın bir kısmı haberde var: Yazgan Şarapçılık'ın patronu Nurtekin Yazgan, gazetenin Ekonomi Müdürü Vahap Munyar'a bir mektup göndererek dikkatini çekmiş.
Munyar da bir muhabiri görevlendirmiş.
Haber kıvama ulaşınca sabah toplantısında yayın yönetmenine, yazı işleri müdürlerine ve diğer bölüm müdürlerine sunulmuş.
Böylece manşet olmuş.
Bu kadar çok insanın yalan haber üretimine katılması çok ilginç bir durum. Firma sahibi Yazgan zaten gazeteci değil. Muhabir de tecrübesiz diyelim.
Peki diğerlerinin derdi ne?
Okuduklarını anlamıyorlar mı?

işin ironik yanı ne biliyor musunuz? Anlamadıklarından değil, tersine, tam da gayet iyi anladıkları için bunu yapabiliyorlar.
Bal gibi biliyorlar o yasanın "kadeh yasağı" filan getirmediğini.
Ama o kısacık "Yetkili olmadıkları halde..." ibaresinin birçok okurun gözünden kaçacağını da biliyorlar.
Olayın, "toplu yalan üretimi" olduğunun bir başka işareti de şu: Saat 17.45 itibariyle haber Hürriyet'in internet sitesinde " Bir kadeh rakı artık yasak... 10 bin YTL ceza " ibaresiyle yer almaya devam ediyordu ve " En çok okunan haberler " kategorisinde birinci sıradaydı.
Halbuki ' Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu ' (TAPDK) Başkanı Kazım Çalışkan, yasanın amacını çoktan anlatmış... Anadolu Ajansı da saat 11.45'te bu demeci servise koymuştu.
Aradan geçen 6 saat hurriyet.com.tr yöneticisinin tavrını değiştiremediğine göre... Belli ki neredeyse tüm gazete bölümlerinin katkıda bulunduğu bu yalan haberin "yayılması" amaçlanmıştı.
Haber gazete ve internetten okunacakKulaktan kulağa yayılacak... içkiyle ilgili sektörlerde çalışan herkes ' gerilecek'.
Ardından, yasanın öngörülerini TAPDK'ya sorma zahmetinde bulunmayan Hürriyet, bugün Başkan Çalışkan'ın açıklamasını, " pardon, yanlış anlama olmuş " pişkinliğiyle yayınlayacak.
Ancak 'kadeh yasağı' diye bir şey olmadığı anlaşıldığında iş işten geçmiş, amaca ulaşılmış olacak.
Dikkat: Bu tip yalan haberler durup dururken üretilmez. Hürriyet benzeri yalan haberlere 28 Şubat (1997) darbe döneminde imza atmıştı. 2004'te ise grubun yöneticileri darbecilerle pazarlık yapmış ama anlaşamamıştı.
Belli ki bu kez el sıkışmışlar!
*
yanlıştır. bölerek değil kökten yasaklanması lazım. necip fazıl üretilsin dışarı satılsın diyordu. o da olur bak. yasakçı zihniyet, dinci sınıf, şeriat vs diyene: biri içkiyi böldü sense beni yardın kardeşim. yardım kardeşim diyorum. kendime değil vallahi sana ! içsen ne olacak? şuur altında lirik satırlar mı fokurdayacak beyaz yapraklara hım ? içsen edip cansever mi olacaksın , içsen orhan veli mi? "içemediğim devrim devrim değildir." can yüceli içki bitirdi demişti attila ilhan.

düşünen insanlara elbet bir işaret var.
aslında ne olduğu pek anlaşılamayan yasa. şöyle ki, bakkal-büfe gibi mekanların 70'liğin yarısını 35'liğe doldurup satmasını engellemek içindir.
tamamen içkili mekan sahiplerinin kazancını tavan yaptıracak yasa. aklıma ilk gelen sayın maliye bakanımızın bu sektöre el atıp atmadığı oldu. malum çıkan her yeni yasa sayın unakıtan'a yol, su ve elektirik olarak geri dönmekte.
bara mahalleliyi toplayıp gitmekle sonuçlanacak yasaktır.
yalan mı değil mi diye bizi ikileme sokan yasa.
ya hep ya hiç mantığıyla hazırlanmış yasa. ya içmeyeceksin yada bir şişeyi bitirene kadar içip komaya gireceksin...
sabah gazetesi tarafından yalanlanmış haber. Sabah gazetesine göre yasa ruhsatı olmayan işyerlerini hedef alıyor. Dolayısıyla toptan yasaklanması söz konusu değil. Demek ki hürriyet gazetesi milleti galeyana getirmek için bilerek haberi çarpıttı. Zaten başka birşey de beklenmezdi. Al birini vur ötekine. Mına godumun çarpıkları.
-hoşgeldiniz, ne içersiniz?
-bir kadeh kırmızı şarap istiyorum. kalanını da sarın, evde içerim!
sulu bira içmenin önüne geçecek uygulamadır.
Yakında çıkacak yasaların referansıdır. hangi yasalar mı alkollü içeceklerden yüzde doksan dokuz vergi alınması, metal dedektarlörün alkole hassas olması, kamuda çalışanların içki içmesinin yasaklanması, tekel bayilerinin kapatılması , beyaz etin yanında şarabın yasaklanması, istiklal caddesinin halka kapatılması, iki kişiden fazla aynı masada oturmanın yasaklanması, evli olmayanların dört duvar içinde bulunmasının yasaklanması, sokaklarda el ele yürüyenlerin tutuklanması...
çok zaman oldu hayal meyal kaf dağinin arkasinda kalan zamanlarda halıcıoglu çıksalın mahallesinde ahalinin sakallı dedikleri bir tekel bayisi vardi. bu kişi 70'lik rakıyı 35'lik şiselere böler öyle satardi.

öyle ya o vakitler şimdinin enflasyondan arinmiş rakami 10 lirasiyla 35'lik 17,5 lirasi ile 70'lik alirdin lıkır lıkır icerdin.

bu uyanık bak bölüştürerek beherde 1,75'lik bir avantaj sağlardı kendine. rakısı temizdi. hilesi hurdasi yoktu. zaten o da ahaliye bozuk mal hele ki içenlere sahte kakalayacak bir tıynıyette bir adam değildi. tersine yaz tahtaya al haftayaciliğin sasmaz temsilcisiydi.

cok seneler gecti günlerden bir gün rami dördüncü yeni yolun orda sahte rakıdan bir grup ahali gümbürdedi.

o vakitler 35'lik ile 70'lik arasindaki fark pergeli iyice acildi. üstüne üstlük türkiye'nin ezberlerini bozan ekonomik kriz - bence olmasi gerektiği için oldu- sidik zoruyla giden carklarin bozulmasina sebebiyet verdi. kendine çeki düzen verenler ayakta kaldi veremeyenler ise şapa oturdu. yani isizn anlayacağiniz bolluk dönemini hep var olacağini varsayanlar yok oldular. iyi mi oldu kötü mü oldu bilmiyorum. bunlarin gercek anlamda objektif yargilanmasi anca ve anca 10 15 sene verilebilir kanaatindeyim.

şimdi gelelim zurnanin zirt dediği yere büfelerde, tekel bayilerinde elbette bu tip satis olmamasi gerekir.

hele ki kicikirik marmara sarabi 10 kaat değerinde oldugundan ahali sidik içmek zorunda kaliyor. yahut ne idüğü belirsiz seyler içiyor. kusura bakmayin ama gress yaği tekel cin bile şimdilerde hamidiye suyu yerine gecti yafu.

ben barlarda ve benzeri yerlerde bu uygulamanın olacağini zannetmiyorum.

zaten nefes alma alanları gitgide daralan gerim gerinen insanımız üstüne 'auwww avrupali oluyoruz sigarayi yasaklıyalım' diyenlerin şakşakları ile daralan alanı kaduklesecektir.

siz bir bara gittiğinizde birali suya 5 kaat vermekten bıkmadiniz mi? siseline ise 8 kaat vermesine?

niçin iç rahatliyla bir kokteyl içemiyoruz? 5cl viskiye uc buz atacağina, 7 buz atip koklatan kurnazlara karsi tek buz sek olsun metaforu yasiyoruz zati.

valla bu konu cin gibi cok buz yer.

dükkanlarda aciğa karsiyiz elbette.

ama barlarda bunu uygularsalar elbette hükümet sasirma sabrimizi tasirma deriz.

merak etmeyin kacakliği hoplatacaği için pirinc tuccari keltos kemal vergi alamadiği için küplere binmemek için elbette barlari devre disina cikartacaktir.

valla siz de uyanık olun şekerim, ucuz mısır olsun kıcımda patlasn diyerekten biralı su içmeyin. biraz kıyın paraya düzgün yerler secin yahu.

ya da bir şiseyi paylasabileceğiniz yarenlik edecek ahbabiniz olsun.

tsm-rakı-balik üclemsinin en bayık bayaği versiyonuna takılmadan.

bendeniz şimdi iskocyadaki satomun mahseninden ev yapımı bourbon'ın tadını cikarticam. adios sizlere...
insanlar marketlerden bile içki alırken artık çekiniyor farkındamısınız?
(bkz: demokrasilerde çare tükenmez)
(bkz: tanyeli)
tanim niyetine: icki raconundan habersiz hukumetin cikarmaya calistigi kanundur. *
yasama, kanun koyma isi ciddi bir is. suc, bu yetkiyi boyle hayata bakisi belli sinirlar dahilinde olan insanlara verende. adamlar hayatlarinda agizlarina icki koymamislar, onlar icin butun mesrubat cay, salgam suyu, gazoz, portakal suyu ve kola gibi iceceklerden ibaret. dolayisiyla icki, meyhane, sarap ve bunlarin icimiyle alakali racondan haberleri yok. hatta belki coca cola bile icmiyorlar, yahudi sermayesi diye.

simdi sen tutar yetkiyi boyle adamlara verirsen olacagi budur. kadroya bak: bulent arinc, abdulkadir aksu, dengir mir mehmet firat... bu adamlar ne bilsinler icki icmenin oyle elini havaya kaldirip "iki cay, biri acik" isareti yapmakla olmayacagini. burada ciddi bir muhalefet eksikligi de ayri bir konu. bu kanun meclise geldiginde en azindan kamer genc -ki bilir boyle mevzulari- cikip itiraz etmeli ve bu cahil hukumete yol yordam ogretmeli. ama o'nu da gecen fena doveceklerdi o yuzden ses cikarmayabilir. geriye kaliyor chp ve mhp. ikisinde de vardir bu isin raconunu bilen insanlar. gerci hukumet, sirf chp istemiyor diye bu sefer de tutar inadina cikarir yasayi ama isin icine mhp girerse belki cozulur mevzu.

diger bir alternatif, hukumetin akillilik edip meseleyi ehline sormasi. burada benim aklima gelen iki isim var: biri aziz ustel, digeri ertugrul ozkok. bu adamlar bu isin uzmanidir. derlerse ki boyle olmaz, hukumet geri adam atar. aksi halde artik meyhane ve ickili mekanlarin onunde, sirtinda kufeyle dolasan adamlardan olusan yeni bir meslek ortaya cikar. gerci bu istihdam yaratma acisindan iyi bir gelisme ama halk sagligi tehdit altina giriyor bu seferde.

burada aklima gelen bir sey daha var: acaba bu iste kemal unakitan'in parmagi var mi? adam belki de sise isine girdi, parayi vuracak yeni bir alan olusturmaya calisiyor. ne alaka demeyin! simdi diyelim ki kanun cikti. mecburen ureticiler siseyi tek kisilik boyutlara cekecekler. dolayisiyla bol miktarda sise ihtiyaci belirecek. peki bu yogun talebi kim karsilayacak!!? tabi ki kemal unakitan! sergen de gitmis zaten eskisehirden.

turk halkindan askima destek bekliyorum!
(bkz: pipetle fıçı bira satışlarımız başlamıştır)

-fırtı 1 ytl! fırtı 1 ytl! huop! huop! abicim ne biçim çekiyon ya?

(bkz: fıçıdan masaya hortum servisimiz mevcuttur)

-mamut ver inceyi anam!
+hüüüpppp! okkhhh..! guuaarrrkk..! tayyip n'oooldu laaan? nanik! gb
yok yasayı okumamışız, yok akp üzerinden dine saldırıyormuş bık bık bık.

güzel kardeşim hadi biz yasayı okumamış, tek amacı akp ve dini eleştirmek olan kör cahiller olalım. peki sen hiç mi gündemi takip etmedin? o kaçak/sahte rakılarının büyük bölümünü tekel bayilerinde/marketlerde şişede satılan rakıların oluşturduğunu hiç mi işitmedin? hangi içki üreticileri memnun yasadan? hepsi bu uygulamanın tüketici için ek külfet getireceğini söylemiyor mu?

sen iktidar olarak üzerine düşen görevi yerine getirmeyeceksin, gerekli tedbirleri alıp yeterince denetim yapmayacaksın ondan sonra " madem içiyorlar daha fazla ödeyip içsin ibneler" mantığıyla götünden yasa uyduracaksın. mikmişim böyle işin çay ocağını. adamın önümüze koyduğu şişe sahteyse nasıl anlayacağız? " şişeyi kıçınıza sokup bir sağa, bir sola çevirin eğer tık sesi geliyorsa sahte değildir " falan derseniz hiç şaşırmam ne de olsa çıkardığınız yasanın kaynağı belli (bkz: göt)

islamcı olmuş, laik olmuş umrumda değil. her kim kalkıp benim fıçı bira içmemi, balıkla bir tek atmamı engellemeye çalışırsa onun 3. dereceden başlayıp 1. derece akrabalarına kadar kulaklarını çınlatırım.
madem tüketici sağlığı düşünülüyor. o zaman sadece içkide değil diğer tüketim maddelerinde de aynı kural uygulansın. ne bileyim tost, sandeviç yapan kişi salamı, sucuğu, kaşarı tümden satsın ya da ne bileyim benim önümde açsın ve doğrsın. ya da meze gibi soğuk servis yapılan yerlerde konserve kutusunu satsınlar, konserve kutusu böylelikle benim gözüm önünde açılır ben iç rahatlığı ile "ulan bak başkasının artığını yemiyorum" diyebilirim. vs. vs. örnekler çoğaltılarbilir ama bu çıkarılan yasa hangi organdan çıkıp tüketicinin sofrasına peydah olmuştur bilinmez? amaç kaçak içki tüketimini azlatmakmış! peh, duyda inanma. herkes biliyor ki kaçak içki olayının yagın olmasının en büyük nedeni "içikiden alınan yüksek vergilerdir".
eğer amçaları cidden kaçak içkinin önüne geçmekse "vergi indirmi" yaparlardı, ama paşaların buna gönlü olmadığı gün gibi ortada.
ha ne olur derseniz? şu olur efendim: içki üretimi yapan firmalar 30'luk ya da 20'lik küçük şişeler halinde vodka, rakı, şarap vs. çıkartırlar, böylelikle bu yasanın tüketiciye olan etkisi kısmen de olsa bertaraf edilir.
bunun sonucunda trafikte alkolmetreye üfleyen birinin promili araçtaki insan sayısına bölünerek hesaplanacaktır.
küçük şişe israfının yoğunlaşağı durumdur.

çarpıtmadan açık açık söylüyorum;

götümle gülüyorum lan ben buna * *