istanbul soğanlık'ta bulunan güzel bi lisemiz.
okuldan kaçıldığı vakit gidilebilecek en güzel mekanın ilerideki pideci olduğu, seneler sonra tekrardan gidildiğin zaten üç beş tane olan ağacın da kesilip heryerin asfalt kaplandığı, hocalarının bir zamanlar stand up tan fırlamış misali eğlenceli olduğu okul.
öğrenciyi bünyesine alırken istanbul anadolu yakası en yüksek 3. okul, üniversiteye gönderirken ise istanbul anadolu yakası en başarılı 32. okul olmak özelliğini barındıran lisedir ayrıca.
kantinci gökşen ile aralarında sıkı bi ilişki olan müdür'ün 2002 yılından sonra öğle tatillerinde okuldan çıkmayı yasaklayıp, mehmet amca'nın köftelerine hasret çekmemize sebep olan okul.

(bkz: bu da böyle bi anımdı)
okulun giriş kapısında dikkat köpek var yazan,sıraları össye girecek öğrenciler için dar olan okul.
fotokopici, çaycı, şoför, kapıcı, temizlikçi, bekçi hüseyin ağbinin çalıştığı okul.
okulun fotokopicisi hüseyin abi'nin aslında okulun gerçek müdürü olduğu okuldur..şöyle ki;kendisinin bir arkadaşım okula spor ayakkabılarıyla geldiği için onu okuldan kovmuşluğu dahi vardır.oldukça saçma şeylerle karşılaşılabilcek ve genelde öğrencisine hiçbir şey katmayan okuldur.*
sınıfta otururken veya o gün okulda dahi yokken o gün çıkmış bi kavgada bulunduğunuz veya yapmadığınız bir şeyi yaptığınız iddia edilebilir,bu sebeple disipline gidebilirsiniz.bunlar çok normaldir,zamanla alışılır..
ama güzel şeyler de olabilir,mesela çatı uçar okul iki gün tatil olur(sonra çatının onarılması için gereken para sizin cebinizden çıkar mı? tabii ki evet)
cebinden çıkan çakmak yüzünden hem sigara kullanılmak gibi iğrenç bir iftiraya maruz kaldığın hem de okulda ateş yakma eğiliminde bulunmak suçundan dolayı disipline gönderildiğin trajikomik okul. (#445124)
içimde kalmış okul.
bugün derste soyunmak ve makyaj yapmaktan dolayı disipline verildiğimiz okul..
merak ediyorduk gerçekten olabiliyor mu diye;öğrendik ki gerçekten olabiliyormuş..
eskiden çok iyi bir lise olan ilk müdürü sadık tanyeri akkuş un 2000 yılında görevi bırakmasıyla saçma sapan bir lise olmuştur...binali kayacan müdür olduktan sonra okulun eğitim kadrosu büyük oranda değişmiş 4 yıl sonra nerdeyse eski hocaların çok azı kalmıştır...tanınmış hocaları;oral dabakoğlu,arif eler,dursun yaşar,tülay sun,halil ibrahim kapan,kemal gençoğlu(kısa kemıl),hanife gülmez,mustafa mutlu,ramis yartaşı,yıldız çıtak,ömer can,hemra emeç,mithat özciğer,kemal kurban,serpil nergis dir...ingilizce ve fransızca olmak üzere iki bölümü vardır...hademe hüseyin okulun en tanınmış simasıdır(öğrenciler kendisine hühühühü hüseyin hühhühhüh hüseyin diye tezaurat yaparlar)dediğim gibi eskiden okulda bir aile havası vardı ama son yıllarda hocalarında dediği gibi o hava kaybolmuştur...(yeni mezun olanlar yanlış anlamasın lütfen)
halihazırda okul müdürü binali kayacan'ın kimi son sınıfların inkılap tarihi dersine girmekte olduğu okuldur. şöyle ki kendisinin ''askerlerimiz çanakkale cephesinde savaşarak iyice öldüler'' gibi pek çok tadından yenmez cümlesi vardır, komiktir. (yok yok komik değil gülünçtür)
(bkz: oral dabakoglu)
ülkü seramik fabrikası sahipleri, devlet sanatçısı sayın gürbüz bora ve esi seramikçi sayın ülkü bora tarafından 21.02.1986 tarihinde, biricik oğulları saint joseph lisesi, lise birinci sınıf öğrencisi burak bora'yi bostancı tren istasyonunda elim bir kaza neticesi kaybettikten sonra, ona olan sevgilerini yaşamak ve yaşatmak için onun adına, burak'ın kabrinin ve işyerlerinin kartal soğanlık'ta olması nedeni ile soğanlık mevkiinde yaptırılan bir okuldur.kısacası ne kadar sitem dolu olsak da nadide okulumuzun dağda olmasının özel bir sebebi vardır.

(bkz: bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp)
2002 yılında mezun olduğum lisedir. iyi hocalarda vardı, şerefsiz olanları da bolca mevcuttu. dursun adında matematikçi vardı rizeli(sevdiğim saydığım kişidir), bana hep şey derdi;
-sokarim kafani çöb kutusuna soytarii.
bu sözünü hiç unutmam.
okul muduru binali kayacan'ın "otokontrol ile birbirinizi kontrol edin ." dedigi okuldur.
okulun internet adresi:http://www.burakbora.k12.tr/
2007 mezunlarının yıllığa okul müdürünün derslerde ve törenlerde kurduğu cümleleri toplayıp bastırdığı ama müdürün bunu henüz fark etmediği okul...
(bkz: 50-100 bin bilemedin 51 bin)
(bkz: bu tahminim az değil bile eksik söylüyorum)
Ayrıca Sayın Kayacan hayal dünyasında yeni yerler inşa etmekten hiç çekinmez. Bunlardan en önemlisi de 'Sevr Barış Kasabası' adındaki yerdir. inkılap tarihi dersi anlatırken inşa ettiği bu kasabada tahminimizce kuşlar şarkılar söyler, çocuk büyük herkes el ele şarkılar söyler, dans eder. Böyle de iyi niyetli, hayalgücü geniş biridir.
7 senemi zehir eden lise. mezunlarının okulu özledim geyiğini ancak biraraya geldiklerinde duyarsınız, o da laf olsun diye. yoksa hepimiz topluklarımızı totomuza vura vura kaçtık ordan.

bir lisede olabilecek her türlü pisliği barındıran okuldur aynı zamanda. istediği kadar derecesi olsun, istediği kadar yeni müdür gelsin, emanet gibi duran o lacivert ceketleri iliklettirsin, değişmesi imkansızdır. tuhaf bir laneti vardır. ordan adam çıkmadı, çıkmaz. bir tahta alıp götürür illa ki.
eğer bir aksilik olmadıysa, bugün öğle yemeğinde kafam kadar mantıları dağıtan okuldur. iyi ki doğdun burak bora. gitmesek de gelmesek de sevmesek de, o okul bizim okulumuzdur...
fransızca bölümü okunası bir bölümdür! başlangıçta okulda muhtemelen daha yüksek puanla giren ing bölümü öğrencileri dudak büker bu sınıflara ama sonra aranıza karışmak isterler ve asla başaramazlar. Koca bir bütünleşmenin ve güzel anıların ortağı olursunuz. Bu anılar okulun güzel ortamından değil,üreten saçmalıklar sisteminden ileri gelir.Lise 1 de ilk sınavdan (kümelerden)20 den yukarı not aldırmayan mat.çileri vardır! Tenefüslerde de olmak üzere koridorda olmak yasaktır!Yemeğini paylaşmak anarjistlik belirtisi olarak görülebilir!üniv. hayatına ilk adımı rektör hüseyinle atarsınız. Bu okulun öğencisisiysen bir yeri de kazanırsın illa ki.Olsun artık o kadar! tu as le numero de sylvie?....
e5in dibinde, bahcesinde palmiyeleri,erguvanlari; ruzgarda yagmurda ucuveren catisiyla; garip ingilizce hocalariyla zihnime kazinmis, otoparki bir galeriyi andiran okulum.
bugün otobüste eski din örtmeni recep hoca'yı gördüğüm eski lisem, ortaokulum.

7 senelikler bilecektir, kendisi alışılmışın dışında bir din öğretmeniydi. diğer okullar din dersinde "iyilik yapalım çocuklara şeker verelim" gibi cümleler okurken, recep hoca bize din felsefesini anlatıyordu. 11-12 yaşındaki veletler sınavda nihilizm, absürdite, mantalite gibi kavramları açıklıyorduk.

hele absürdite kelimesi, yıllıklara konu olmuş geyik haline gelmiş bir mevzudur. hocayı otobüste görünce direkt "aa absürdite" dedim. * recep hoca da hiç değişmemiş merak eden olursa. halbuse 98de emekli olmuştu yamulmuyorsam, 10 senedir görmedik. bir de kendisinin eski siyah bir arabası vardı galiba.

zaten şu okulda 7 seneliklerin en çok çektiği 2 ders vardır, biri müzik diğeri de din. evet anadolu lisesi.
okula nakil olduğum zamanlar halil ibrahim hocanın böğürmeyle karışık bir şeyler de konuşabildiğini uyarmalar sonucu anladığım okul. adam hem bağırıp, hem böğürüp, aynı anda konuşabiliyor. ha bir de hüseyin olayı var. hademe görünümlü müdür vesselam. burak bora'ya yeni başlayanlar, bu ikisi hala orada ise dikkat etsinler, bulaşmasınlar.

ayrıca, tuvalet kabininde 8 kişi sigara içip gitar da çalabileceğiniz okuldur. zaten bu bir okul geleneğidir.