bugün

hiç anlam veremem charles bukowski gibi bir adamın insanların gözünde nasıl ilahlaşabildiğine. yeraltı edebiyatı kahramanları hayata sıkı bir çığlık atabilen insanların iç sesi olur kimi zaman, insanoğlunun sahip olduğu haşin dürtülerin birer yansımasıdır, çıplaktır. 'hiçlik' varoluşun paranoyasıdır. öyle yaşıyorsan öylesindir fakat değerlerden oluşan bir insansan hiçliğe özenmekte neyin nesi.

üstelik hakan ural ile kızının dudaktan öpüşmesini provoke eden milletin charles bukowski yi sevebileceğine asla inanmam. neyini seviyorsun biliyor musun? yok sadece iş olsun diye..

şahsım adına charles bukowski kitapçıda gezinirken soluklanmak için raflardan herhangi bir kitabını alıp ortalarından iki sayfa okuduğum, ince mizah anlayışından kısa süreliğine etkilenip güldüğüm bir adamdır. edebiyata dair hiçbir ayrıntı göremiyorum oldukça basit bir dil. ucuz bir yaşam sevdalısı adamın hayatı karalamasından ibaret.

hiçbir tad yok yazılarında, öylesine sıradan ki..
bir sene sokak aralarında fahişelerle sevişip sabahlara kadar içki içseniz cebinizde beş kuruşunuz olmasa siz de bir charles bukowski olabilirsiniz. ne de olsa dil uslub kuvvetli değil.

adamı çekici kılan tek şey pejmürde bir hayatı yaşarken hala keyif alabiliyor olmasıydı.
muhtemelen dikkat çekmek için can yücel'i vs kötülemeden bir aşama önceki dikkat çekme amaçlı "tespit" denemesidir.
işsiz adam, salmış kendini çıkarmış hayatın tadını onun gibi olup onun gibi yaşayamayan insanların kahramanı ,edebiyat ise öznel ve havzası geniştir yani kalıba sokulmaz ve eleştirmek de kimseye düşmez .
*lily i öptün öyküsü için, sırf bir öykü için.. Hem hor görme garibi, bir derdi vardır.
bi nevi doğru olan önermedir. ama şöyle de bir gerçek var; bukowski nasıl yaşadıysa öyle yazdı. edebi olarak dolu bir adam değildi belki. yalın yazdı her şeyi. ama beat kuşağında çığır açtığını inkar edebilir misin? hiç bukowski okuyup hüzünlenmedin mi allasen?
ekmek arası nı okurken babasından dayak yediği bölümleri anlatırken hiç mi gözlerin dolmadı? edebiyat demek illa lafı dolandırıp söylemek midir?

(bkz: siktir ordan)
(bkz: marquis de sade)'nin yanında esamesi okunmaz. marquis de sade'yi okumak da porno izlemekten farksızdır gerçi.
Raflardan herhengi bir kitabını alıp rastgele bir iki sayfa okumuş sözlük yazarı beyanıdır.
(bkz: bullshit)
edebiyat soyut bir kavramdır ve hissettirdikleri ile açığa çıkar. sana göre bana göre meselesi.

bukowski'yi sevmeyen hande yener dinliyordur bana göre de.
oldukça haklı bir serzeniştir, bukowski dediğimiz adam hiçbir özelliği olmamasına rağmen sadece kadın, şarap hakkında yazdığı için ergenlerimiz tarafından müptelası olunmuştur. yoksa hiçbir şekilde sağlam bir yazarla karşılaştırılamaz.
Kanımca Charles'da edebiyattan çok anladığını bıyığını sakalını okşaya okşaya hiç bir zaman söylememiştir.