bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı8
zeynep oralın tee 1996 da yazdığı kitap.
gazeteci zeynep oral, kah hakkari den kah sivas tan, kah rize den izlenimlerini aktarır bu kitapta. ve öyle güzel anlatır ki gözlemlerini, kendisi adeta karşımızda oturmakta ve yaa işte böyle oldu genç dercesine samimi bir üslupla konuşmakta gibidir.
ayrıca bu kitap''yalın, içten, yapmacıksız bir yurt ve insan sevgisinin kağıtlara dökülmüş halidir.''
kitaptan, şu memleket manzarasını aktarmadan edemeyeceğim:
yazarımız, atatürk barajı nın suları altında kalacağı için boşaltılması gereken samsat köyündedir.köylüler, samsat ı boşaltıp söke ye gideceklerdir.toprak ve iskan müdürü, samsatlılara söke deki konutları anlatır.anlatması bitince köylülerin soru yağmuruna tutulur.
konutların duvar rengi ne?evler kaç metrekare? kaç oda? sıvalı mı sıvasız mı? oralarda iş var mı? iş olanakları neler?
müdür bütün soruları cevaplıyor.
-orada toprak nasıl kokar?
ötekilerden farklı bu soru, en öndeki yaşlı amcadan gelir.
müdür güzel kokar diyip soruyu geçiştirir.
sorular bitmez. evlerin bahçeleri var mı? bahçede ağaç var mı? çiçek var mı? hava nasıl?
-oranın suyu nasıl kokar?
aynı adam sormuştur.
müdür duymazlıktan gelir.öteki sorulara geçer.
okul var mı? okul kaç kilometre uzakta? orada kahvehane var mı? ya çay ocağı? ya sağlık ocağı?
-oranın limonu nasıl kokar?
müdür dayanamaz, ters ters sen benimle alay mı ediyorsun? diye çıkışır.
o anda ortalığı bir uğultu kaplar. müdür neye uğradığını şaşırır. bir kişi durumu açıklar:
-kusura bakmayın müdür bey, arkadaşımız kördür, göremez de.
içimi burkan bu anektottan sonra şu memleket manzarasını da aktarıp gidiyorum.
yazarımız doğu karadeniz bölgesindedir. şarıl şarıl yağan yağmurdan korunmak için bir kahveye sığınır ve kahvedekilerle birlikte televizyondan haberleri izler. spiker hava durumunu sunar:
yurdumuzun hiçbir bölgesinde, hafta sonundan önce yağış beklenmiyor
kahvede kahkahalar patlar.
-ha cemal, dişaruda yağmur yağmiir da, sen neden islaksun?
-ha sen puna yağmir mi dersun, pu denizun serpintisudur.
-hiç deniz serpintisu olur mi, pu trapisonlu nun bize su sikmasidur.
-ha sen mi daha iyi pileceksun, trt mu?
-ha duymadın mu, yurdumuzda dedular, purası yurt değul midur?
-lazistan hava raporunu da sen oku temel.
gazeteci zeynep oral, kah hakkari den kah sivas tan, kah rize den izlenimlerini aktarır bu kitapta. ve öyle güzel anlatır ki gözlemlerini, kendisi adeta karşımızda oturmakta ve yaa işte böyle oldu genç dercesine samimi bir üslupla konuşmakta gibidir.
ayrıca bu kitap''yalın, içten, yapmacıksız bir yurt ve insan sevgisinin kağıtlara dökülmüş halidir.''
kitaptan, şu memleket manzarasını aktarmadan edemeyeceğim:
yazarımız, atatürk barajı nın suları altında kalacağı için boşaltılması gereken samsat köyündedir.köylüler, samsat ı boşaltıp söke ye gideceklerdir.toprak ve iskan müdürü, samsatlılara söke deki konutları anlatır.anlatması bitince köylülerin soru yağmuruna tutulur.
konutların duvar rengi ne?evler kaç metrekare? kaç oda? sıvalı mı sıvasız mı? oralarda iş var mı? iş olanakları neler?
müdür bütün soruları cevaplıyor.
-orada toprak nasıl kokar?
ötekilerden farklı bu soru, en öndeki yaşlı amcadan gelir.
müdür güzel kokar diyip soruyu geçiştirir.
sorular bitmez. evlerin bahçeleri var mı? bahçede ağaç var mı? çiçek var mı? hava nasıl?
-oranın suyu nasıl kokar?
aynı adam sormuştur.
müdür duymazlıktan gelir.öteki sorulara geçer.
okul var mı? okul kaç kilometre uzakta? orada kahvehane var mı? ya çay ocağı? ya sağlık ocağı?
-oranın limonu nasıl kokar?
müdür dayanamaz, ters ters sen benimle alay mı ediyorsun? diye çıkışır.
o anda ortalığı bir uğultu kaplar. müdür neye uğradığını şaşırır. bir kişi durumu açıklar:
-kusura bakmayın müdür bey, arkadaşımız kördür, göremez de.
içimi burkan bu anektottan sonra şu memleket manzarasını da aktarıp gidiyorum.
yazarımız doğu karadeniz bölgesindedir. şarıl şarıl yağan yağmurdan korunmak için bir kahveye sığınır ve kahvedekilerle birlikte televizyondan haberleri izler. spiker hava durumunu sunar:
yurdumuzun hiçbir bölgesinde, hafta sonundan önce yağış beklenmiyor
kahvede kahkahalar patlar.
-ha cemal, dişaruda yağmur yağmiir da, sen neden islaksun?
-ha sen puna yağmir mi dersun, pu denizun serpintisudur.
-hiç deniz serpintisu olur mi, pu trapisonlu nun bize su sikmasidur.
-ha sen mi daha iyi pileceksun, trt mu?
-ha duymadın mu, yurdumuzda dedular, purası yurt değul midur?
-lazistan hava raporunu da sen oku temel.
güncel Önemli Başlıklar