bugün

sabahtan ayazmaya giderek kendinizi serin sulara bırakabileceğiniz, akşam üstü dönüşte konakladığınız pansiyon, motel vs. gitmeden önce Polante'de oturup şarabınızı veya biranızı yudumlayabileceğiniz, akşamında ise limanda rakı balık keyfini yaşayabileceğiniz, doğa harikası, insana huzur veren adadır.
2 senedir her fırsatta "çok iyi, çok süper, dünyalar güzeli..." olarak başıma başıma kakıldığı için sonunda geçen haftasonunu geçirmek için gittiğim(iz) ada. benim gibi burayı dinlemek durumundaysanız sürekli çevrenizden, gittiğinizde bulacağınız şey çok sessiz, çok sakin, el değmemiş bakir bir ada olmayacak bunun unutulmaması gerekiyor.

bulacağnız şey muhtemelen çok sessiz, çok sakin ama el değmesine rağmen el değmemiş gibi davranılan, bakir bir güzellikten-sadelikten ziyade insan eliyle butik havası-sadeliği kazandırılmış bir ada olacak. evet güzel, evet çok hoş bir ada ama insanların o " çok özgün, çok farklı" tavırları, "ada insanı şöyle, ada havası böyle" muhabbetleri biraz sırıtıyor. herşey endüstriyel ama değilmiş gibi, parayla girilen doğal parklara benziyor. gördüğünüz insanları, köylüleri parasını verip izlediğiniz hayvanat bahçesi sakinlerine benzetmeye başlıyorsunuz. ya da ben mesleğine fazla bağlı bir pazarlama uzmanıyım, bilemiyorum...
Doğasına,denizine,şarabına doyamayacağınız ada.Ataol çiftliğinde yapacağınız köy kahvaltısının sonrasında Akvaryum yada Ayazmadaki plajlarına gidip denizin,kumun ve güneşin tadını çıkartabileceginiz, akşamında ise sahilde şarabınız ve balıgınızla huzura doyabileceğiniz ender yerlerden bir yer.
rum ve turk bolumleriyle, tarihin izlerini canli tutan yapisi ve dogal guzelligiyle cennet mekanlardandir. denizin buz gibi olmasina ragmen, denize seyirci kalinamaaz. cesit cesit recelleri, cafeleri, sarabi herseyiyle muhtesem olan adadir. insan adaya varinca yasadigini hisseder, farkli bir hayat oldugunu gorur ve icine akar.
ev ve arsa fiyatlarının tavan yaptığı, o eşsiz güzelliğinin bir gün gelip te bozulacağından acayip korktuğum yalancı cennettir. istanbul'dan yolculuğu çoğu zaman eziyettir. ama oraya vardığınızda 'değdi' dedirtir. en sıcak aylarda bile akşamları titretebilir. bi de bu var:
http://www.maviboutiqueotel.com/index.asp?PageID=29
büdüt:imla
sokaklarındaki kedilerin inanılmaz sinir bozucu olduğu şirin ada.
beğenilesi adadır.

Konaklama için Martı Pansiyon,
Kahvaltı ve denize girmek için: Martı Restaurant't
Akşam Yemekleri için: Koreli Restaurant

bir numaradır.

üç gün yeterlidir.

Kedilere gelince, suratsız bir kedi var sokaklarında dolaşan, yeşil gözlü, simsiyah, çirkin bir kedi. Aman, bulaşmayın, rüyanıza girerse, kal krizinden ölürsünüz maazallah!
haftaya bu saatlerde orada olacağım adadır. 4 günlük bir konaklam planlıyorum, bol bol fotoğraf çekip oksijen alma amacındayım. umarım ada benim bu isteklerimi karşılar
elektiriğini rüzgar enerji santraliyle sağlayan adadır.

ayrıca çiçek diye bir fırını vardır çok güzel kurabiyesi ve limonatası vardır.
ucuz pansiyon aradığım yer. bilenlerin insaniyet namına iletişime geçmesi reca olunur.
çanekkale'den geyikli'ye doğru arabanızı sürdüğünüzde yaklaşık 50 km yol sonra görünür. eğer araba ile karşıya geçmek istiyorsanız hususi oto için 45 lira ödemeniz gerekiyor. zaten arabasız gitmek pek mantıklı değil. sessiz sakin bir ada. içinde bir tane şarap fabrikası var, kırmızı şarabı güzelmiş ama ben denemedim. güneşi yakıcı ama denizi mükemmel, ayazma plajı da görülesi. şemsiye ve şezlong için 6 lira ödemeniz gerekiyor. adada pek çok modern otel ve cafe var. fiyatlar biraz pahalı. burda yaşadığım iki paradoks: burada üzüm yetişir ama üzümün kilosu 6 tl, istanbul'da üzümün kilosu 2 lira an itibarıyla. ikinci büyük şehirlerde normalde şehir merkezine yakın oteller daha pahalıdır ancak bozcaada'da tam tersi. merkezden uzaklaştıkça yani bağ evlerinde kalmayı düşünürseniz gecelik minimum 120 lira ödemelisiniz.denizi müthiş, duru ve de buz gibi soğuk. heredot:"tanri, insanlarin uzun ömürlü olmalari için bozcaada'yı yaratmiş" demiştir. çok temiz bir havası vardır.cok eskilerde bu adanın adı tenados'muş ve hala bu adla karşınıza pek çok cafe,otel,pansiyon çıkar.
havası ayrı güzel, suyu ayrı güzel, yemekleri bir başka güzel, kendisi olağanüstü güzel olan güzide tatil beldesi nadide ada ... sevgili ile aile ile yaz kış her mevsim tatil için gelinebilecek huzur, dinginlik, sakinlik arıyanlar için birebir dinlence mekanı . yanlız son bir iki senedir fiyatlar biraz uçmuş gibi sanki heryerde; etiler bebek standartlarında yiyoruz içiyoruz evelallah ki hoşumuza gitmiyor bu durum çok ancak olsun yine de hastasıyız ... tek temennim birkaç tatil beldemiz gibi bozulup yozlaşmaması; hep böyle büyüleyici romantizmini dinginliğini kalitesini koruması ... lütfen bozcaada bozulma lütfen ... (bkz: vurgunum sana bozcaada) *
geyikli iskelesinden arabalı feribot ile ulaşımı sağlanan çanakkale iline bağlı adadır.

-mevsimine göre geyikli iskelesinde şaka gibi uzun kuyruklar olabiliyor buna hazırlıklı olunmalı.
-feribottan ilk indiğinizde polente isimli bar-cafe tarzı bir yer görürsünüz,benden tavsiye orada içki içmeyin 2 limonata-votkaya 44 tl hesap çıkarttılar.
-araç ile gittiyseniz denize girmek için mutlaka merkez ve çevresinden uzaklaşın(çok kalabalık oluyor) sakin plaj ve koy bulabilirsiniz.
-ada şarap üretimi konusunda oldukça başarılı, üretim yapılan fabrika ve üretimhanelerde tadımlar yapabilirsiniz.
-ada türkiye nin diğer adalarına oranla oldukça sanatsal ve modern tesislere sahip özellikle merkezde fotoğraf makinanız ile ara sokaklarda yürüyüş yapabilirsiniz.
-bozcaada da bağbozumu eylül ayının ilk haftası yapılır ve 2 gün sürer bu etkinliğe katılabilirsiniz.
-araç ile geldiyseniz adanın en batı tarafında bulunan rüzgar güllerini görmek için batı burnuna gidebilirsiniz.
-akşam yemeği için merkezde sıralı restaurantlara mutlak suretle yemekten 3-4 saat önce rezervasyon yaptırmak sureti ile kale mazarasına karşı rakı-balık keyfi yapabilirsiniz.
-merkezdeki satıcılardan mutlaka yaban kekiği almalısınız.
-yeme-içme, konaklama, ulaşım ücretleri uygun değil ama çeşme, bodrum gibi de değil.
gidilirse mutlaka bir araçla gidilmesi gereken yerdir.arabanız yoksa,motor kiralayın bişey yapın.minübüslere kalırsanız bişey anlamazsınız adadan*.karış karış tavaf etmek lazım adanın ruhunu hissetmek için.ayrıca ayazma plajında, ''evet acur var beze var efendiiiiiim'' diye bağıran çok tatlı bir amca vardır,acurları güzeldir.rüzgar güllerine gidip,bir süre hiç konuşmadan sesleri dinlenmelidir sonra yanınızda götürdüğünüz şaraplarınızı alıp rüzgar güllerinin yakınında içilmeli,manzaraya doyulmalıdır.eğer istenirse,birgün de* güler pansiyonun deniz kenarına gidebilir,salıncakta oturulup,yine şaraplar yudumlanabilir,huzur dolu bir gece geçirilebilir.yemek için ben battı balık restoranı rahatlıkla öneririm.yemekleri çok güzel,dondurmayla birlikte servis edilen peynir tatlısının tadına doyulmuyor.badem likörü ve çikolatalı sigarayla verilen damla sakızlı türk kahvesinden için.çiçek fırından yine damla sakızlı kurabiyelerden alın*kısaca gidin,için ve huzur dolun.
o herbiri birbirinden güzel koylarında denize girmis, güneşin batışının en güzel seyredileceği yerlerden biri olan tepede güneşin batısına tanıklık etmis, aksam da balik ziyafeti çekmişseniz, adanın tadını çıkarmışsınız demektir.her ne kadar esnafı sömürücü olsa da sırf havası icin bile gidilir,gidilmediyse mutlaka gidilmelidir.şahsım tarafından şiddetle tavsiye edilir.
Doldurun bakalım sizler, sayfalar dolusu entry' ler ;

ben orada hayatımın en güzel yıllarını 1976'dan 1984'e, bozcaada'nın bozcaada olduğu yıllarda geçirdim. ilk ve ortaokulu orada okudum. herşey yaşanası olağanüstü güzeldi. şimdi ne ki, kızkankası tikilerin hava attığı bir yer olmuş. yazık o yılları çok çok aradım bu yaz gittiğimde...
dünyanın en güzel tatil mekanlarından biri. ruhunuzun dinlendiğini hissediyorsunuz.
şu kış günlerinde özlemekte olduğum tek yer ...
kimse bilmez ama tam karşısında "dalyan köyü" vardır. tamamen bakir kalmış bir yer olmakla beraber akşamları güneşi bozcaada'nın üzerinden batırmak insanın ömrünü uzatabilir... ( güneşi yakalayamadık idare edin )http://www.google.com.tr/...&biw=1015&bih=642
çarşının sonunda çok güzel bir antika dükkanı vardı ve dükkanda truva filmi için yapılmış hatta bir çoğu kullanılmış sandaletler vardı. ve inanılmaz güzellerdi. ama almadım. o an içime sinmemişti. ama sonradan o kadar pişman oldum ki sırf o sandaletlerden alabilmek için günü birlik bile olsa bozcaadaya gitmek istiyorum. *
denizde yüzerken görebileceğiniz kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. 10 kere düşünüp bir defa girersiniz onda da 10 dakikadan fazla kalamazsınız. ama ada güzeldir, hoştur, kafa dinleme mekanıdır. merkezi küçüktür yarım saat içinde heryerini gezebilirsiniz.
gerçekten boz bir ada! sararmış kuru otların çevrelediği bir bitki örtüsü, muhteşem koyları ve denizi, sizi kazıklamak için sıraya girmiş esnafı,insanı çileden çıkaran feribot kuyruğu, güzel şarapları, şirin evleri ve türklerden pek hazzetmeyen rum ahalisi ile hem beğeneceğiniz hemde gelmesekte olurmuş diyebileceğiniz bir tatil beldesi. herşeye rağmen gidip görmek hoş bir deneyim olacaktır!
en kısa zamanda yapmayı tekrarlamayı planladığım gökçeada, bozcaada, ayvalık, akçay tatilinin en güzel parçalarından biri.
seneye tatil planlarımızın başrolündeki mekan.
tek bir fotoğrafını görmemle beni kendine bağlayan ileride ki hayatımda yaşamak istediğim hayallerimin ufak beldesi. yaz kış orada yaşama kapımı çalan olmasa, ben ve ileride sahip olacağım kedilerim rüzgarından korunmak için sarılsak birbirimize. hayat bu imkanı verse bana keşke..
türkiye'deki cennet kösesi. hiç bir yere benzemeyen tatil cenneti.
geçen hafta gitme şansına ulaştım. izlenimlerimi aktarmak isterim. ilerleyen zamanlarda çektiğim fotoğrafları ekleyerek daha da zenginleştireceğim bu entry'mi.
izmir'den yola çıkıldığında, edremit körfezi, kaz dağları, ayvacık'ı geçtikten sonra, ezine'ye yaklaşınca geyikli kavşağından sola dönerek, yaklaşık 10-15 dakika gittikten sonra ulaşılıyor bozcaada iskelesine.
geyikli'de mola verip, ata demirer'in eyvah eyvah filminin çekildiği evi görmeniz, yöre insanının güzel şivesi ile tanışmanız tavsiye edilir.
bozcaada'ya arabalı vapurlar yaklaşık her saat başı çalışmakta. gece 11'e kadar vapur var. ama internetten vapur saatlerine bakmanız tavsiye edilir yine de.
vapurla geçiş araba başına 45 tl. ama bu fiyat dönüşü de kapsıyor. adadan dönüşte ayrıca para vermiyorsunuz.
vapurla geçiş yaklaşık 30 dakika sürüyor. zaten kıyıdan bozcaada çok net te görülüyor.
vapurla adaya geçerken ada'nın kırlığı ve küçüklüğü moralinizi bozmasın. ada derinlemesine göründüğünden çok daha büyük, ve açık denize bakan tarafı türkiye kıyılarına bakan tarafından çok daha yeşil.
vapur bozcaada merkeze yanaşıyor. bozcaada merkez küçük bir körfeze kurulmuş yaklaşık 3000 kişilik küçük bir köy. yine girişteki büyük kale ihtişamı ve tarihsel dokuyu arttırıyor.deniz kıyısında balık restoranları var.
bozcaada'da şehir dışındaki, ya da tam merkezdeki pansiyonlar da hemen hemen aynı para.
o yüzden pansiyonu görmeden internetten yer ayırtmayın derim. zira dağ başında da çıkabilir pansiyon. o zaman tatilinizden alacağınız keyif te önemli ölçüde azalır. merak etmeyin yer bulunuyor mutlaka. sıkıntı yaşamazsınız.
hemen hemen tüm pansiyonlar kişi başı 50 ile 80 lira arasında değişiyor.
biz dağ başında bir kaç pansiyon gezdik. kişi başı kahvaltısız 60 liradan açtılar kapıyı. oyda tam merkezde, denizin ve limanın hemen bir sokak üzerinde "gümüş otel"'i bulduk. fiyatları 10-15 lira pahalı olsa da kahvaltı dahildi, ve sabahları açık büfe kahvaltı vardı. tam merkezde olduğu için de her yere yürüyerek gidilebilmekteydi. bozcaada'da kalacaklara kesinlikle gümüş otel'i öneririm. çok hoş ve tatlı kız kardeşler yönetiyor oteli, ve gerçekten iyi hizmet veriyorlar. zaten ünlüler de genelde bu otelde kalıyormuş. kişi başı 5-10 lira daha az vereceğim diye sokak aralarında, dağ başında kalmayın. açık büfe kalvaltının ve merkezin tadını çıkarın.
deniza ayazma plajında girmeniz tavsiye edilir. suyu soğuk ancak ben bu kadar temiz bir deniz daha önce görmedim. plaj girişinde arabaların çokluğu dikkati çekiyor. şezlong kiralamayabilirsiniz, ama kiralayacaksanız sezlong ve şemsiye başına 4 tl para alıyorlar.
akşam saat 7-8 gibi adanın merkezinden tam zıt ucunda bulunan rüzgar güllerine gitmeniz tavsiye edilir. yolu dar, ormanın içinden geçiyorsunuz, ama yılmayın devam edin. sonunda kıyıda gün batımını izlemeye gelmiş, kalabalık bir gurupla karşılaşacaksınız. herkes anzakların çanakkale'de gün doğuşunu izleme ritüeli gibi, gün batımını izlemeye geliyor her akşam. yerlere oturuyor insanlar, ellerinde bozcaada şarabı ve kadehleri ile. kesinlikle kaçırılmaması gereken bir aktivite. hatta bozcaada'nın olayı bu desem yeridir. güneş muhteşem bir şekilde denize batıyor alkışlar eşliğinde. genç çiftler için çok romantik bir an.
bozcaada merkez sakin bir köy. rum mahallesine gitmeniz, sanat evlerini, dar sokakları gezmeniz tavsiye edilir. alaçatı havası hakim.
ha bir de kale turu yapmayı unutmayın. giriş kişi başı 5 lira. kale fatih, kanuni zamanlarında ve 1970'lerde 3 kez büyük onarım görmüş. türkiye'deki en güzel korunan kalelerden biri.
akşamları sahildeki rakı balık restoranları dışında yemek yeme imkanı kısıtlı. bir kaç yer var normal yemek veren. her akşam birinde yiyebilirsiniz. zaten sorunca gösteriyorlar bu mekanları.
ada'da naylon poşet yasak. o yüzden ne alırsanız alın kese kağıdı ile veriyor bakkallar size. içki bile alsanız çiğdem almış gibi çıkıyorsunuz bakkaldan.
bozcaada şaraplarından tatmanız da tavsiye edilir.
havası aşırı sıcak değil, hatta serin denebilir, adanın. ülkede her yer kavrulurken sıcaktan bunalmamak için birebir. oksijeni de bol.
adada istanbul'luların çokluğu dikkat çekiyor. ancak kaliteli bir kalabalık var. tabiri caizse tadınızı kaçıracak tarzda man kafalar, ya da çığırtkanlar çok yok. herkes kafasını dinlemeye, ve tatilinin tadını çıkarmaya gelmiş. ve bu sakinliği koruyor. genç evli çiftlerin çokluğu dikkat çekiyor.
garip bir hüzün kaplıyor bu adadan dönerken insanı. ada hayatı tarafından çok çabuk sarmalanmış buluyorsunuz kendinizi.
şimdilik izlenimler bu kadar. sonuç olarak farklı ve romantik bir tatil için mutlaka gitmeniz tavsiye edilir.
daha detaylı bilgi almak isteyenlere özel'den seve seve yardım edebilirim.
güncel Önemli Başlıklar